- 1 Mayıs 2007
- 10.363
- 31
Atatürk , bir kitabı merak edince , koskoca bir ciltte olsa , bitirmeden uyuyamaz veya pekaz uyku aralaması ile okumaya devam ederdi.
Bu nedenle Atatürk'ün enson hangi kitabı gördüğünüde belirtelim:
Tarih 15 Eylül 1938 ... Günlerden cumartesi...Atatürk ogün kendisini iyi hissetmektedir.Profesör Afet İnan'ı çağırtıp Tarih Kurumu çalışmaları hakkında bilgi istiyor.Kendisine arzedilen bilgileri dinledikten sonra Tarih Kurumu tarafından çıkartılmakta olan "Belletten"i görmeyi aqrzu ediyor.
İşte Atatürk'ün en son gördüğü ve okuduğu eser BELLETTEN'in 5/6 sayılı nüshasıdır.
ATATÜRK'ün özel kitaplığına kayıtlı; 862'si tarih, 261'i askerlik, 204'ü siyasal bilimler, 181'i hukuk, 161'i din, 154'ü dil, 144'ü ekonomi, 121'i felsefe-psikoloji ve 81'i sosyal bilimler alanında olmak üzere 4289 kitap vardır.Bu kitapların tümünün okunduğu, kitap kenarına alınan notlardan anlaşılıyor.
Okuduğu düşünürler içinde Jean Jacques Rousseau, Montesquieu, Descartes, Kant, Auguste Comte, Karl Marks, Alphonse Daudet, Stuart Mill, Ernest Renan, E. Durkheim, Herbert George Wells, Abdurrezzak Sonhoury, Max Silberschimidt, Tollemache Snclair, Paul Gaultier gibi yabancılar ile Namık Kemal, Tevfik Fikret, Şehbender-Zade Ahmet Hilmi,Mizancı Murat, Ziya Gökalp, Mustafa Celalettin, Celal Nuri, Ali Suavi gibi yerli düşünürler önemli yer tutar
Atatürk'ün her büyük girişiminden önce o konuda yazılı eserleri okuduğunu, bir araştırmacı titizliği kişiliği ile konuları incelediğini, daha sonra da tartışmaya açtığını görüyoruz.O'nun kütüphanesi günümüze kalan anıtsal bir değerdir.Yaşam boyu kitapla, okumakla bütünleşmiş, okumak bir tutkuya dönüşmüştür O'nda.
Bunda kuşkusuz O'nun Askeri dehası, Büyük Devlet Adamlığının yanı sıra bir düşünce adamı olmasının da büyük payı vardır.
Çanakkale'de yüce bir destan yaratan Komutanın savaşla geçen zor günlerinde bile O'nda kitap okumanın vazgeçilmez olduğu bilinmektedir.O, zor ve yoğun günlerde Karargahında görevli olan Halide Edip (Adıvar), Mustafa Kemal Paşa'nın İslam Tarihi kitabını okumasını şöyle ifade eder:
'Odada etrafı tetkik ediyordum.Mustafa Kemal Paşa meşgul görünüyordu.Önünde İslam Tarihi'nin ilk sayfaları; yani Demokrasiye en yakın olan 24 seneyi ihtiva eden kısmı okuyor ve bazı notlar alıyordu.'
Prof.Dr.Afet İnan'da Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk'ün bu yöndeki okumalarından bir örneği Mareşal Fevzi Çakmak'ın tanıklığından vermektedir.
'Başkumandan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi'yle Büyük Taarruz arasındaki zamanda,İslam Tarihi okumakta,her vesile ile rastladığı hocalara da bu tarihten sualler sormaktadır.'
1922 yılında Ankara'da öğretmenliğinin yanı sıra gazetecilik de yapan Tarihçi Enver Behnan Şapolyo'da Kurtuluş Savaşı günlerinin Ankara'sını anlatırken şu bilgileri vermektedir.
'Milli Mücadele devam ederken ne talebeler ne de hocalar askere alındı.Gazeteciler'de tecil edildi.Kültürde değer taşıyanlar da himaye edildi.Ankara'da Umumi Kütüphane yoktu,Yunus Nadi,Velet Çelebi ve Ziya Gökalp'in kitapları toplanarak Maarif Kütüphane'sinin esası kuruldu.'O günkü güç koşullar altında eğitim ile ilgili kongreler düzenlenmiş,mecliste ve diğer toplantılarda Mustafa Kemal eğitimin ve kültürün önemini belirtmiştir.
1932-1933 yıllarında Türkiye'de Amerikan Elçisi olarak görev yapan General Charles H.Sherrile Atatürk'ün Kütüphanesinde kabul edilmesindeki duygularını şöyle dile getirmiştir.
'Bugün Mustafa Kemal kendisini ilk günlerinden daha rahat hissediyor.Çünkü O şimdi kitaplığındadır.Yaradılışı bakımından okumayı ve incelemeyi seven insanlar,kendi kitaplıklarında,kendi kitaplarının arasında bütün güçleri ve büyüklükleriyle görünürler.'
Daima yenilik isteyen Atatürk,Kütüphanesinin Batı kütüphanelerindeki Dovey'in onlu sistemine göre düzenlenmesi için gerekli çalışmaları da yaptırmıştır.Bugün Çankaya'daki bölümde 1903'ü kitap 159'u sürekli yayın,Anıtkabir'de 2092'si kitap 61'i sürekli yayın olmak üzere 4215 eser, 4289 bibliyografik künye mevcuttur.Cilt sayısı ile 10000'in üstündedir.
Atatürk Cumhuriyeti kurup Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra da yoğun bir şekilde okumaya devam etmiştir.
O, savaş alanlarındaki zaferleri eğitim,kültür,sosyal ve iktisadi alanlarda yapacağı reformlarla bütünleştirmek amacındaydı.Çünkü yapacağı devrimler konusunda önce kendisinin yeterli bilgilerle donatılmasının gerekliliğine inanıyordu.
Yurt içinde bulnmayan kitapları yurtdışından getirtiyor,bilmediği dilden olanları da kısa sürede yapılan Türkçe çevirisinden okuyordu.Atatürk'ün ilgi duyduğu bir başka konuda hukuktu.Kurduğu devletin sosyal yapısını sağlam temellere dayandırmak için hukuk kitaplarını okuyor,okuduklarını konunun uzmanları ile tartışıyordu.Atatürk'ün bu özelliğine Afet İnan 'O herhangi bir kitaba başladığı zaman hacmi ne olursa olsun elinden bırakmamıştır.Bir insan için normal sayılan çalışma saatlerini çok aşan bir zamana dayanma gücü her zaman olmuştur.'der.Yine bu konuda Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'da anılarında şöyle diyor:
'Bir geziden Ankara'ya dönüyordu.Sabahleyin trenden iner inmez doğru köşke gitmiş,özel hizmetine bakanlara ne durumda olduğunu sormuştum.'İki gin iki gecedir ki durmadan kitap okuyor' dediler.İzin alıp yatak odasına girdim;geniş koltuğunda bağdaş kurmuş dinleniyordu.Bana 'Hoşgeldin,otur bakalım...Elime bir tarih kitabı geçti.Bilmem ne zamandan beri okuyorum'dedi.Hayretle sordum 'Yorulmadınız mı Paşam?' 'Hayır; yalnız gözlerim yaşarıyor,fakat onunda çaresini buldum.Bir kaç metre tülbent aldırdım.İşte gördüğün gibi parça parça kestirdim; arasıra bunlarla gözlerimi kuruluyorum.'
Yine Atatürk'ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granda,Atatürk'le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken O'ndaki okuma alışkanlığının çocuk yaşlarında kazanıldığını da belirler:
'Atatürk Tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu.Öylesine dalmıştı ki,çevresini görecek durumda değildi.Vasıf Çınar'ın Atatürk'e şöyle dediğini duydumaşam!...Tarihle uğraşıp kafanı yorma.19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın?
Atatürk Vasıf Çınar'ın samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
-Ben çocukken iki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim.Eğer böyle olmasaydı yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.
Çünkü Atatürk Samsun'a çıkarken de yanına bazı kitapları almayı ihmal etmemiştir.
22 Kasım 1924'de Samsun'a ikinci gelişinde kaldığı Mıntıka Palas Oteli kendisine armağan edildi.Atatürk, otelin alt katının kütüphane olarak düzenlenmesini istedi ve 22 Eylül 1930'da Gazi Kütüphanesi olarak halkın hizmetine açıldı.
Sonuç olarak Atatürk'ün yaşam boyunca kitaba olan yakın ilgisini ve okumaya verdiği değeri ifade etmeye çalıştım.Görülüyor ki; Atatürk Büyük bir Asker olduğu kadar, büyük bir devrimci ve Devlet Adamıdır.Kitapların yakılıp yasaklandığına şahit olan insanlık, geçmişinde Atatürk kadar kitaba değer veren bir Devlet Adamı tanımamıştır.
Atatürk yaşamı boyunca okuduğu kitaplardan edindiği bilgilerin ışığında yüzyıllarca cahil olarak bırakılmış bir milletten yepyeni bir Türk toplumu yaratmış ve kurduğu Cumhuriyet'in temelini de kültüre dayandırmıştır.
'Türkiye Cumhuriyeti'nin Temeli Kültürdür' diyen Atatürk kurduğu Cumhuriyeti de Türk Gençliği'ne emanet etmiştir.
Türk Gençliği Cumhuriyetin güvencesi ve O'nun kaynağıdır.
Ne mutlu Cumhuriyeti kuranlara ve onu yaşatanlara...
Bu nedenle Atatürk'ün enson hangi kitabı gördüğünüde belirtelim:
Tarih 15 Eylül 1938 ... Günlerden cumartesi...Atatürk ogün kendisini iyi hissetmektedir.Profesör Afet İnan'ı çağırtıp Tarih Kurumu çalışmaları hakkında bilgi istiyor.Kendisine arzedilen bilgileri dinledikten sonra Tarih Kurumu tarafından çıkartılmakta olan "Belletten"i görmeyi aqrzu ediyor.
İşte Atatürk'ün en son gördüğü ve okuduğu eser BELLETTEN'in 5/6 sayılı nüshasıdır.
ATATÜRK'ün özel kitaplığına kayıtlı; 862'si tarih, 261'i askerlik, 204'ü siyasal bilimler, 181'i hukuk, 161'i din, 154'ü dil, 144'ü ekonomi, 121'i felsefe-psikoloji ve 81'i sosyal bilimler alanında olmak üzere 4289 kitap vardır.Bu kitapların tümünün okunduğu, kitap kenarına alınan notlardan anlaşılıyor.
Okuduğu düşünürler içinde Jean Jacques Rousseau, Montesquieu, Descartes, Kant, Auguste Comte, Karl Marks, Alphonse Daudet, Stuart Mill, Ernest Renan, E. Durkheim, Herbert George Wells, Abdurrezzak Sonhoury, Max Silberschimidt, Tollemache Snclair, Paul Gaultier gibi yabancılar ile Namık Kemal, Tevfik Fikret, Şehbender-Zade Ahmet Hilmi,Mizancı Murat, Ziya Gökalp, Mustafa Celalettin, Celal Nuri, Ali Suavi gibi yerli düşünürler önemli yer tutar
Atatürk'ün her büyük girişiminden önce o konuda yazılı eserleri okuduğunu, bir araştırmacı titizliği kişiliği ile konuları incelediğini, daha sonra da tartışmaya açtığını görüyoruz.O'nun kütüphanesi günümüze kalan anıtsal bir değerdir.Yaşam boyu kitapla, okumakla bütünleşmiş, okumak bir tutkuya dönüşmüştür O'nda.
Bunda kuşkusuz O'nun Askeri dehası, Büyük Devlet Adamlığının yanı sıra bir düşünce adamı olmasının da büyük payı vardır.
Çanakkale'de yüce bir destan yaratan Komutanın savaşla geçen zor günlerinde bile O'nda kitap okumanın vazgeçilmez olduğu bilinmektedir.O, zor ve yoğun günlerde Karargahında görevli olan Halide Edip (Adıvar), Mustafa Kemal Paşa'nın İslam Tarihi kitabını okumasını şöyle ifade eder:
'Odada etrafı tetkik ediyordum.Mustafa Kemal Paşa meşgul görünüyordu.Önünde İslam Tarihi'nin ilk sayfaları; yani Demokrasiye en yakın olan 24 seneyi ihtiva eden kısmı okuyor ve bazı notlar alıyordu.'
Prof.Dr.Afet İnan'da Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk'ün bu yöndeki okumalarından bir örneği Mareşal Fevzi Çakmak'ın tanıklığından vermektedir.
'Başkumandan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi'yle Büyük Taarruz arasındaki zamanda,İslam Tarihi okumakta,her vesile ile rastladığı hocalara da bu tarihten sualler sormaktadır.'
1922 yılında Ankara'da öğretmenliğinin yanı sıra gazetecilik de yapan Tarihçi Enver Behnan Şapolyo'da Kurtuluş Savaşı günlerinin Ankara'sını anlatırken şu bilgileri vermektedir.
'Milli Mücadele devam ederken ne talebeler ne de hocalar askere alındı.Gazeteciler'de tecil edildi.Kültürde değer taşıyanlar da himaye edildi.Ankara'da Umumi Kütüphane yoktu,Yunus Nadi,Velet Çelebi ve Ziya Gökalp'in kitapları toplanarak Maarif Kütüphane'sinin esası kuruldu.'O günkü güç koşullar altında eğitim ile ilgili kongreler düzenlenmiş,mecliste ve diğer toplantılarda Mustafa Kemal eğitimin ve kültürün önemini belirtmiştir.
1932-1933 yıllarında Türkiye'de Amerikan Elçisi olarak görev yapan General Charles H.Sherrile Atatürk'ün Kütüphanesinde kabul edilmesindeki duygularını şöyle dile getirmiştir.
'Bugün Mustafa Kemal kendisini ilk günlerinden daha rahat hissediyor.Çünkü O şimdi kitaplığındadır.Yaradılışı bakımından okumayı ve incelemeyi seven insanlar,kendi kitaplıklarında,kendi kitaplarının arasında bütün güçleri ve büyüklükleriyle görünürler.'
Daima yenilik isteyen Atatürk,Kütüphanesinin Batı kütüphanelerindeki Dovey'in onlu sistemine göre düzenlenmesi için gerekli çalışmaları da yaptırmıştır.Bugün Çankaya'daki bölümde 1903'ü kitap 159'u sürekli yayın,Anıtkabir'de 2092'si kitap 61'i sürekli yayın olmak üzere 4215 eser, 4289 bibliyografik künye mevcuttur.Cilt sayısı ile 10000'in üstündedir.
Atatürk Cumhuriyeti kurup Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra da yoğun bir şekilde okumaya devam etmiştir.
O, savaş alanlarındaki zaferleri eğitim,kültür,sosyal ve iktisadi alanlarda yapacağı reformlarla bütünleştirmek amacındaydı.Çünkü yapacağı devrimler konusunda önce kendisinin yeterli bilgilerle donatılmasının gerekliliğine inanıyordu.
Yurt içinde bulnmayan kitapları yurtdışından getirtiyor,bilmediği dilden olanları da kısa sürede yapılan Türkçe çevirisinden okuyordu.Atatürk'ün ilgi duyduğu bir başka konuda hukuktu.Kurduğu devletin sosyal yapısını sağlam temellere dayandırmak için hukuk kitaplarını okuyor,okuduklarını konunun uzmanları ile tartışıyordu.Atatürk'ün bu özelliğine Afet İnan 'O herhangi bir kitaba başladığı zaman hacmi ne olursa olsun elinden bırakmamıştır.Bir insan için normal sayılan çalışma saatlerini çok aşan bir zamana dayanma gücü her zaman olmuştur.'der.Yine bu konuda Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'da anılarında şöyle diyor:
'Bir geziden Ankara'ya dönüyordu.Sabahleyin trenden iner inmez doğru köşke gitmiş,özel hizmetine bakanlara ne durumda olduğunu sormuştum.'İki gin iki gecedir ki durmadan kitap okuyor' dediler.İzin alıp yatak odasına girdim;geniş koltuğunda bağdaş kurmuş dinleniyordu.Bana 'Hoşgeldin,otur bakalım...Elime bir tarih kitabı geçti.Bilmem ne zamandan beri okuyorum'dedi.Hayretle sordum 'Yorulmadınız mı Paşam?' 'Hayır; yalnız gözlerim yaşarıyor,fakat onunda çaresini buldum.Bir kaç metre tülbent aldırdım.İşte gördüğün gibi parça parça kestirdim; arasıra bunlarla gözlerimi kuruluyorum.'
Yine Atatürk'ün hizmetinde bulunanlardan Cemal Granda,Atatürk'le Vasıf Çınar arasında geçen bir konuşmayı anlatırken O'ndaki okuma alışkanlığının çocuk yaşlarında kazanıldığını da belirler:
'Atatürk Tarihle ilgili kalın bir kitap okuyordu.Öylesine dalmıştı ki,çevresini görecek durumda değildi.Vasıf Çınar'ın Atatürk'e şöyle dediğini duydumaşam!...Tarihle uğraşıp kafanı yorma.19 Mayıs'ta kitap okuyarak mı Samsun'a çıktın?
Atatürk Vasıf Çınar'ın samimi yakınmasına gülümseyerek şöyle karşılık verdi:
-Ben çocukken iki kuruş elime geçince bir kuruşunu kitaba verirdim.Eğer böyle olmasaydı yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım.
Çünkü Atatürk Samsun'a çıkarken de yanına bazı kitapları almayı ihmal etmemiştir.
22 Kasım 1924'de Samsun'a ikinci gelişinde kaldığı Mıntıka Palas Oteli kendisine armağan edildi.Atatürk, otelin alt katının kütüphane olarak düzenlenmesini istedi ve 22 Eylül 1930'da Gazi Kütüphanesi olarak halkın hizmetine açıldı.
Sonuç olarak Atatürk'ün yaşam boyunca kitaba olan yakın ilgisini ve okumaya verdiği değeri ifade etmeye çalıştım.Görülüyor ki; Atatürk Büyük bir Asker olduğu kadar, büyük bir devrimci ve Devlet Adamıdır.Kitapların yakılıp yasaklandığına şahit olan insanlık, geçmişinde Atatürk kadar kitaba değer veren bir Devlet Adamı tanımamıştır.
Atatürk yaşamı boyunca okuduğu kitaplardan edindiği bilgilerin ışığında yüzyıllarca cahil olarak bırakılmış bir milletten yepyeni bir Türk toplumu yaratmış ve kurduğu Cumhuriyet'in temelini de kültüre dayandırmıştır.
'Türkiye Cumhuriyeti'nin Temeli Kültürdür' diyen Atatürk kurduğu Cumhuriyeti de Türk Gençliği'ne emanet etmiştir.
Türk Gençliği Cumhuriyetin güvencesi ve O'nun kaynağıdır.
Ne mutlu Cumhuriyeti kuranlara ve onu yaşatanlara...