Ruhum daralıyor, yalnızlıktan gerçekten bunalmış durumdayım

MissCherryBlossom

Nirvana
Pro Üye
23 Ağustos 2012
47.501
217.663
Selam kızlar,

Geçen perşembeden beri konuyu açasım var ama bir türlü düşüncelerimi toplayıp açamadım. Gerçekten fena durumdayım, cumartesi mutfak alışverişinden dönerken, bugün durduk yere otobüste, işyerinde ağladım, kendimi tutamıyorum gözyaşlarım süzülüyor.

Geçen hafta perşembe yine bir hezimete uğradım ve artık kadere isyan ettim, daha fazla böyle ne kadar gidebilirim bilemiyorum. Aşkın, sevginin kader ve kısmet olduğunu artık anlamış bulunmaktayım ve kaderin bu konuda beni bulmayacağını hissettikçe kahroluyorum...sonuçta karşıdakinin de bana aynı anda ve şekilde bir şeyler hissetmesi olasılığı çok düşük, böyle küçük bir olasılığın gerçekleşmesi çok zor, yani olursa kaderin hediyesi şeklinde oluyor ama bana bir türlü olmuyor , bekliyorum, umut ediyorum ama hep hezimet :KK14:

Fazla kafanızı şişirmeden konuya hızlıca geçeyim : 26 yaşındayım, geçen yıl yurtdışına taşındım ve bir süredir bu yaşadığım ülkedeyim, buraya kariyer amaçlı geldim. Yüksek lisans mezunuyum, üniversiteden başlayarak aşk hayatımı anlatayım, geriye baktığımda hep hüzün, mutsuzluk, hezimet ve yalnızlık var. :KK43:

Üniversitedeyken erkek ağırlıklı bir bölümdeydim ama etrafımda yakınlık duyduğum, ilgi duyduğum kimse olmadı.....ta ki 3. sınıfa kadar. Onu görünce resmen çarpıldım, kafasını kaldırıp bana baktığı anı unutamam....ama benden yaşça büyüktü, abi konumundaydı ve sevgilisi vardı. Bir süre sonra görmemeye başladım, bir süre sonra aklımdan çıktı gitti.

4. sınıfa kadar bu konudan şikayetçi değildim ama ne zaman arkadaşlarımla dersler yüzünden bir araya gelememeye başladık, işte o zaman fena yalnızlık çekmeye başladım. O zamana kadar aslında hep boşluktaymışım ama kendimi arkadaşlarımla avutmuşum, bunu 22 yaşımda anladım. Gerçeği görmemek için kendimi oyalamışım, hayatımda aşk olmamasının eksikliğini ne zaman hissetsem başımı sosyalliğe doğru çevirmişim. Etrafımda kampüste el ele gezen mutlu çiftleri gördükçe içim ezilirdi resmen.

O zaman bir çocuktan hoşlanıyordum, aynı yaştaydık , lisede arkadaştık ve aynı üniversiteye gelmiştik ama 4. sınıfa kadar bir şekilde iletişimimiz olmamıştı. Raslantı sonucu bir araya geldik ve ondan hoşlanmaya başladım, başlarda bana ilgi gösteriyordu ama sonra bu iş olmadı ve bir arkadaşımla yatıp kalkmaya başladı....içimin nasıl yandığını anlatamam. Ben bu kıza acıyıp yardım etmiştim ve o da hoşlandığımı bile bile arkamdan iş çevirmişti.....hoş hikayede herkes kişiliksiz olunca kimin önce başlattığını bir önemi yok ya, neyse. Hayatımdan böylece 2 kişiyi kaybettim ve hayatımın dersini de aldım: Kimseye acıma, sonra gelip başına bela oluyorlar.

Bu hezimetten sonra doğrulamadım, gecelerce başımı yastığıma gömüp ağladım. Bu sırada hem bu işten hem de yalnızlıktan iyice daraldığım için büyük bir hata yaptım ve bir şeyler hissetmediğim ama benden çok hoşlanan biriyle çıkmaya başladım, ona bir şans verdim. Onu gerçekten sevmeyi çok istedim, o kadar iyi bir insandı ki..ve beni de çok seviyordu ama ne yapsam olduramadım. Onunla buluştuğumda gerçekten onu kıskanırdım, gerçekten aşık olduğu birini görmenin mutluluğunu üstünde taşırdı.

Olduramadım ve ayrıldık, onu üzdüğüm için kendime çok kızdım ama bu iş benim için bir azap haline gelmeye başlamıştı. Kendime acımaktan resmen bitap düşmüştüm, o kadar yalnızdım ki sevmediğim birine yalnızlığımı gidermek için tutunmuştum..1 yılın ardından bu iş bitti. Burda aşkla ilgili ilk dersimi aldım, bu iş karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Mezun olduktan sonra 3. sınıfta çarpıldığım adamla meslektaş oldum. Sevgilisinden ayrılmıştı ve bunalımdaydı, çok kötü bir durumdaydı. Zaten önceki gördüğüm zamanlarda çok etkilenmiştim, artık meslektaş olarak aynı statüdeydik ve yalnızdı, ne yazık ki koşulları uygun bulunca kendimi tutamayıp ona çılgınlar gibi aşık oldum. Karşılık bulamadım, inanılmaz bir acıyla kaldım.

Hayatımın ilk aşkı oydu, hayatımın en büyük acısı da o oldu.
Aşktan yana ikinci önemli dersimi 25 yaşımda aldım, istersen dünyanın en güzeli, zekisi, şusu busu ol, karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Bu olayın 6 ay ardından şimdiki işyerime gelme fırsatı elime geçti, dilini bile bilmediğim bir yer umut kurtuluş olarak göründü ve Temmuzda taşındım. Buraya ne ümitlerle geldiğimi anlatamam, Türkiyedeki durumum hep hezimetken belki aradığım gerçek aşk bu insanlardan birinde beni bekliyordur diye düşündüm.

İlk başlarda değişiklik iyi geldi, farklı kültürlerden farkli insanlar, yeni bir çevre, yeni arkadaşlar...ama bunlar da beni buraya kadar oyalayabildi, yine yapayalnız hissediyorum. Arkadaşlarla buluştuktan sonra eve geldiğimde yine içime yalnızlık çöküyor, keşke bu kalabalığın içinde olacağıma yanımda bir tek ''O'' olsaydı diyorum. Burda da birinden hoşlanır gibi oldum ama onun da olmayacağı ortaya çıktı, artık bu noktada kadere isyan halindeyim. İsyan ettim ve artık patladım, umutsuzluğun son noktasındayım.

Kimi beğensem neden olmuyor?

Neden ben hep yapayalnız olmak zorundayım?

Kısmet neden bana gelmiyor?

Bu mutsuzlukla nereye kadar gidebilirim, ya kısmet bana hiç gelmezse? Beklemekten öldüm artık, bekleyecek psikolojim kalmadı artık. Bekleme git sen yanaş derseniz, karşılık alamayınca oluşan üzüntü ve kendime acımayı bir kez daha kaldıramam gibime geliyor.

Yalnızlıktan daralıyorum, etrafımda insan olmasından/olmamasından değil , gerçek sevgiyi, aşkı bilmemekten mutsuzum, ruhum daralıyor, artık katlanamıyorum galiba. Orda olmayan bir şeyi boş yere arıyormuşum gibi geliyor, bulamayınca daha çok hayalkırıklığı yaşıyorum ve içim inanılmaz acıyor. Kimin kapısını bana sevgi versin diye çaldıysam dilenci muamalesi yaptı ve yüzüme kapıyı kapattı. Kapı kapı gezip sevgi aramaktan bıktım artık.

Çok duygusal bir insanım ve romantizm benim için gerçekten çok önemli...yani romantizm olmayınca başka hiçbir şeyden zevk alamıyorum. El ele çiftleri, bebekli aileleri gördükçe kahroluyorum , kendime acımaktan bittim artık. Zaten ailemden uzaktayım, sevgiye olan açlığım beni kemiriyor. Arkadaşlarım dışarı çık, yeni insanlarla tanış, sevgili ara diyorlar ama gerçekten hiç enerjim yok. Liseden bir arkadaşım beni hep yalnız gördüğünü söyledi, başka bir arkadaşımla ne olacak bu kızın hali diye konuşuyorlarmış...beni o kadar çaresiz görmüşler ki internetteki evlilik sitelerine para verip üye olmamı önerdiler. Biliyorum iyiliğimi düşünüyorlar ama inanılmaz kırıldım, başka insanların gözünde de bu kadar çaresiz olmak inanılmaz canımı sıktı.

Uzun oldu, vakit ayırıp okuyan herkese teşekkür ediyorum.
Her türlü yorumunuza mutlu olurum.
Zayıfla, saçını/tipini/makyajını değiştir gibi yorumlarda bulunmazsanız daha da mutlu olurum :)
 
Son düzenleme:
Uzgunum ama yurt disinda bulman daha zor sekerim. Nerden mezun olursan ol, nerde olursan ol, yasin kac olursa olsun, onemli olan birini bulmak degil 'o' nu bulmak... Bu yorumu oteki konuda sana yazmistim. Yurt disi zordur, herkes kaldiramaz ustune yasadiklarin tuz biber olmus. Alisacaksin alismak zorundasin. Yapamiyorsan don ulkene. En azindan iyi bir egitimin ve isin var . Erkekler konusunda yorum yazabilirim ama senin istediginin gecici olduguna inanmiyorum o yuzden beklemek zorundasin. Bir gun oyle biri cikacak ki karsina otekileri erkek olarak bile gormeyeceksin. :KK16:

Ben mi, ben hala bekliyorum. :KK1:
 
Son düzenleme:
Selam kızlar,

Geçen perşembeden beri konuyu açasım var ama bir türlü düşüncelerimi toplayıp açamadım. Gerçekten fena durumdayım, cumartesi mutfak alışverişinden dönerken, bugün durduk yere otobüste, işyerinde ağladım, kendimi tutamıyorum gözyaşlarım süzülüyor.

Geçen hafta perşembe yine bir hezimete uğradım ve artık kadere isyan ettim, daha fazla böyle ne kadar gidebilirim bilemiyorum. Aşkın, sevginin kader ve kısmet olduğunu artık anlamış bulunmaktayım ve kaderin bu konuda beni bulmayacağını hissettikçe kahroluyorum...sonuçta karşıdakinin de bana aynı anda ve şekilde bir şeyler hissetmesi olasılığı çok düşük, böyle küçük bir olasılığın gerçekleşmesi çok zor, yani olursa kaderin hediyesi şeklinde oluyor ama bana bir türlü olmuyor , bekliyorum, umut ediyorum ama hep hezimet :KK14:

Fazla kafanızı şişirmeden konuya hızlıca geçeyim : 26 yaşındayım, geçen yıl yurtdışına taşındım ve bir süredir bu yaşadığım ülkedeyim, buraya kariyer amaçlı geldim. Yüksek lisans mezunuyum, üniversiteden başlayarak aşk hayatımı anlatayım, geriye baktığımda hep hüzün, mutsuzluk, hezimet ve yalnızlık var. :KK43:

Üniversitedeyken erkek ağırlıklı bir bölümdeydim ama etrafımda yakınlık duyduğum, ilgi duyduğum kimse olmadı.....ta ki 3. sınıfa kadar. Onu görünce resmen çarpıldım, kafasını kaldırıp bana baktığı anı unutamam....ama benden yaşça büyüktü, abi konumundaydı ve sevgilisi vardı. Bir süre sonra görmemeye başladım, bir süre sonra aklımdan çıktı gitti.

4. sınıfa kadar bu konudan şikayetçi değildim ama ne zaman arkadaşlarımla dersler yüzünden bir araya gelememeye başladık, işte o zaman fena yalnızlık çekmeye başladım. O zamana kadar aslında hep boşluktaymışım ama kendimi arkadaşlarımla avutmuşum, bunu 22 yaşımda anladım. Gerçeği görmemek için kendimi oyalamışım, hayatımda aşk olmamasının eksikliğini ne zaman hissetsem başımı sosyalliğe doğru çevirmişim. Etrafımda kampüste el ele gezen mutlu çiftleri gördükçe içim ezilirdi resmen.

O zaman bir çocuktan hoşlanıyordum, aynı yaştaydık , lisede arkadaştık ve aynı üniversiteye gelmiştik ama 4. sınıfa kadar bir şekilde iletişimimiz olmamıştı. Raslantı sonucu bir araya geldik ve ondan hoşlanmaya başladım, başlarda bana ilgi gösteriyordu ama sonra bu iş olmadı ve bir arkadaşımla yatıp kalkmaya başladı....içimin nasıl yandığını anlatamam. Ben bu kıza acıyıp yardım etmiştim ve o da hoşlandığımı bile bile arkamdan iş çevirmişti.....hoş hikayede herkes kişiliksiz olunca kimin önce başlattığını bir önemi yok ya, neyse. Hayatımdan böylece 2 kişiyi kaybettim ve hayatımın dersini de aldım: Kimseye acıma, sonra gelip başına bela oluyorlar.

Bu hezimetten sonra doğrulamadım, gecelerce başımı yastığıma gömüp ağladım. Bu sırada hem bu işten hem de yalnızlıktan iyice daraldığım için büyük bir hata yaptım ve bir şeyler hissetmediğim ama benden çok hoşlanan biriyle çıkmaya başladım, ona bir şans verdim. Onu gerçekten sevmeyi çok istedim, o kadar iyi bir insandı ki..ve beni de çok seviyordu ama ne yapsam olduramadım. Onunla buluştuğumda gerçekten onu kıskanırdım, gerçekten aşık olduğu birini görmenin mutluluğunu üstünde taşırdı.

Olduramadım ve ayrıldık, onu üzdüğüm için kendime çok kızdım ama bu iş benim için bir azap haline gelmeye başlamıştı. Kendime acımaktan resmen bitap düşmüştüm, o kadar yalnızdım ki sevmediğim birine yalnızlığımı gidermek için tutunmuştum..1 yılın ardından bu iş bitti. Burda aşkla ilgili ilk dersimi aldım, bu iş karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Mezun olduktan sonra 3. sınıfta çarpıldığım adamla meslektaş oldum. Sevgilisinden ayrılmıştı ve bunalımdaydı, çok kötü bir durumdaydı. Zaten önceki gördüğüm zamanlarda çok etkilenmiştim, artık meslektaş olarak aynı statüdeydik ve yalnızdı, ne yazık ki koşulları uygun bulunca kendimi tutamayıp ona çılgınlar gibi aşık oldum. Karşılık bulamadım, inanılmaz bir acıyla kaldım.

Hayatımın ilk aşkı oydu, hayatımın en büyük acısı da o oldu.
Aşktan yana ikinci önemli dersimi 25 yaşımda aldım, istersen dünyanın en güzeli, zekisi, şusu busu ol, karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Bu olayın 6 ay ardından şimdiki işyerime gelme fırsatı elime geçti, dilini bile bilmediğim bir yer umut kurtuluş olarak göründü ve Temmuzda taşındım. Buraya ne ümitlerle geldiğimi anlatamam, Türkiyedeki durumum hep hezimetken belki aradığım gerçek aşk bu insanlardan birinde beni bekliyordur diye düşündüm.

İlk başlarda değişiklik iyi geldi, farklı kültürlerden farkli insanlar, yeni bir çevre, yeni arkadaşlar...ama bunlar da beni buraya kadar oyalayabildi, yine yapayalnız hissediyorum. Arkadaşlarla buluştuktan sonra eve geldiğimde yine içime yalnızlık çöküyor, keşke bu kalabalığın içinde olacağıma yanımda bir tek ''O'' olsaydı diyorum. Burda da birinden hoşlanır gibi oldum ama onun da olmayacağı ortaya çıktı, artık bu noktada kadere isyan halindeyim. İsyan ettim ve artık patladım, umutsuzluğun son noktasındayım.

Kimi beğensem neden olmuyor?

Neden ben hep yapayalnız olmak zorundayım?

Kısmet neden bana gelmiyor?

Bu mutsuzlukla nereye kadar gidebilirim, ya kısmet bana hiç gelmezse? Beklemekten öldüm artık, bekleyecek psikolojim kalmadı artık. Bekleme git sen yanaş derseniz, karşılık alamayınca oluşan üzüntü ve kendime acımayı bir kez daha kaldıramam gibime geliyor.

Yalnızlıktan daralıyorum, etrafımda insan olmasından/olmamasından değil , gerçek sevgiyi, aşkı bilmemekten mutsuzum, ruhum daralıyor, artık katlanamıyorum galiba. Orda olmayan bir şeyi boş yere arıyormuşum gibi geliyor, bulamayınca daha çok hayalkırıklığı yaşıyorum ve içim inanılmaz acıyor. Kimin kapısını bana sevgi versin diye çaldıysam dilenci muamalesi yaptı ve yüzüme kapıyı kapattı. Kapı kapı gezip sevgi aramaktan bıktım artık.

Çok duygusal bir insanım ve romantizm benim için gerçekten çok önemli...yani romantizm olmayınca başka hiçbir şeyden zevk alamıyorum. El ele çiftleri, bebekli aileleri gördükçe kahroluyorum , kendime acımaktan bittim artık. Zaten ailemden uzaktayım, sevgiye olan açlığım beni kemiriyor. Arkadaşlarım dışarı çık, yeni insanlarla tanış, sevgili ara diyorlar ama gerçekten hiç enerjim yok. Liseden bir arkadaşım beni hep yalnız gördüğünü söyledi, başka bir arkadaşımla ne olacak bu kızın hali diye konuşuyorlarmış...beni o kadar çaresiz görmüşler ki internetteki evlilik sitelerine para verip üye olmamı önerdiler. Biliyorum iyiliğimi düşünüyorlar ama inanılmaz kırıldım, başka insanların gözünde de bu kadar çaresiz olmak inanılmaz canımı sıktı.

Uzun oldu, vakit ayırıp okuyan herkese teşekkür ediyorum.
Her türlü yorumunuza mutlu olurum.
Zayıfla, saçını/tipini/makyajını değiştir gibi yorumlarda bulunmazsanız daha da mutlu olurum :)

bu ara herkeste meşhur sanırım yalnızlık bende aynıyım :KK1: canım seni o kadarrr iyi anlıyorumki bende aynı durumdayım içimde bi boşluk var ve artık bri gelsin ve bendeki bu boşluğu doldursun diyorum ama malesef bizim dememizle olmuyo kader kısmet nasip canım bulunduğumuz durumdan mutlu olmaktan başka çare yok:KK34: çünkü elindekilerle mutlu olmayınca işte böyle bunalıma giriyo insan dikkat et sağlık gittimi hiçbişe umruna gelmiyo insanın
 
Kimi beğensem neden olmuyor?

Neden ben hep yapayalnız olmak zorundayım?

Kısmet neden bana gelmiyor?


Bu soruların cevaplarını bende çok arıyorum ama bulamıyorum. Ciddi mana da zamana bırakmak gerektiği kanaatindeyim. Aşk biraz şans işi sanırım. O yüzden fazla da yıpranmaya gerek yok. Yanlızlık da çok zor. Of ara da bir şey işte :KK5:
 
Neden mi?

Çünkü aşk insanın kapısını ansızın çalar.

Sense şu an beklemektesin, kafana takıyorsun,
bir şeyi çok istersen olmazmış.

Ne zaman boşverirsen, umursamazsan işte o zaman hayat sana güzellikler getirecek :)
 
olayın özü ne biliyomusun? yanlış zamanda yanlış adamlar... çokca yanlış tanıdım... malesef. bunlar senin suçun değilki. anladığım kadarıyla birazda melankoliksin. bende öyleyim. hüznü hep taşırım. ama sakın küsme hiçbirşeye herşeyin zamanı var. aşk seni bulsun. arkadaşlarınla at kendini dışarıya gez toz eğlen... kimsenin hayatı mükemmel değil ve yalnızlığı çok iyi biliyorum. ama nasıl aşılacağınıda öğreniyorum... umutsuzluk girdabına düşme:KK31:
 
Son düzenleme:
Aşk bu ve birazda kısmet ne zaman çıkar bilinmez insanın karşısına ama bi şey var ki ne zaman beklemezsek o zaman çıkıyor.
Kovaladıkça kaçıyor sanki.Ne zaman yakasını bıraksak o zaman tutup birini çıkarıyor karşımıza :KK31:
 
Beklemekte oldugun sey, ancak onu beklemeyi unuttugunda gerceklesir. Bu, evrenin sana: "sen bakarken soyunamiyorum." deme seklidir.

:))
Cok severim bu sozu. Sana verilecek en guzel cevap da bu oldu bence. Bilmem anlatabildim mi? :)
 
biz İKİZMİŞİZDE haberimiz yokmuş gibi bişey oldum :KK53: çok erkek arkadaşım oldu ama sevgili olarak değil, arkadaş olarak. içlerinden biri beni ölürcesine seviyordu ve bana 4 yıl açılamadı. beni üzecek bir kelime duymadım, o derece de efendi çocuktu. Fakat ona bir türlü ısınamadım, hatta bir ara dur bi çıkayım belki ısınırım dedim ama olmadı. çok üzdüm onu :KK14: 2 defa yine çıktım, hep ger dönüyordum ısınırım diye ama yine olmuyordu. :KK43: onun gibi biriyle ömür boyu mutlu olurdum. bu dünyadaki her erkek aynıdır genellemesinin dışında bir kişiliğe sahipti.:KK31:

biriyle çıktım sigara içiyor diye bıraktım, biriyle çıktım içki içiyomuş diye bıraktım ( içki içtiğini bilmiyordum :KK47: ), biriyle çıktım okuyacağım ben diye bıraktım. Sonra ben sigara içer oldum :KK9:

Sonra kaderim kim anlamak için bana çıkma teklif edenlere " niyetin ciddiyse gel beni istet " dedim. Hep bir engel çıktı. Kimi okulu yeni bitirmişti, evi yoktu işi yoktu. Kiminin ailesi başka bir kız düşündük sana olmaz diye yok dedi. Bu şekilde farklı farklı durumlar. Sonra dedim ki daha zamanı değil herhalde.

Kapandım ve herşeyi zamana bıraktım, erkeklerle konuşmanın caiz olmadığını düşünüp anne görücü usulü istiyorum ben dedim. Babam yakmaz benim başımı dedim , herşeyi onun kararına bıraktım. ( bu gibi durumları cahilce diye yorumlayanlar oluyor, cahillikle alakası yok ben ünv. okumuş biriyim. Fakat şu hayal kırıklığı denen şeyi istemiyorum. ) Kadere inancım sonsuz, o yüzden öyle veya böyle olacaksa boşver ailem seçsin. ilerde " kızım sen istedn " demesinler.

Bugüne kadar gelen görücülerin sayısı 10'u geçmiştir fakat babam hepsini geri gönderiyo hep bir bahane bularak :KK1: en son 2 gün önce gönderdi :KK52:

dün düğüne gittim biri beni beğenmiş :KK52: yarın öbürgün gelirler :KK64:

Şimdi diyeceksin ki ne alaka benim konumla :KK31: Şu alaka , aynı duyguları bireeeebir yaşadım. Sana en güzel tavsiyem zamana bırak , kaderindeki kişi kimse er ya da geç seni/beni/bizi/hepimizi bulacak :KK1: kaderinde kimse yoksa da amaaaaaan nolcak ne de olsa bu dünya fani , amelimi iyi işlerim ahiret hayatımı mutlu yaşarım duygusuyla hareket et. Yani ben öyleyim en azından , tüm duygusal damarlarımı dağladım :KK76:
 
seni çok iyi anlıyorum ben de 23 yaşındayım şu yaşıma kadar aşkı yaşamadım desem yeridir.

bu yaşıma kadar takmıyordum ama artık etrafta çiftleri görünce benim de içim gidiyor ne yalan söyliyim.

bir şey hisseden insanlar oluyor ama adım atanlara ben hissetmiyorum.

benim hissettiklerim bir türlü adım atmıyor.

ben biraz soğuk ve çekingenimdir.biraz da ondan böyle kaldım birine karşı bir şey hissetsem aksine daha da bir umursamaz davranırım.böyle böyle yıllar geçti kaldık böyle:KK5:

bir de bazen karşılıklı duygular oluyor çok bariz anlıyorsun karşındaki kişinin sana hisleri var ama adım atmıyor:KK5:yanlış anlamış olma ihtimalim de yok o derece kesin ama ben artık ümidimi kaybetmeye yakınım da belki de diyorum en iyisi için biraz sabretmek lazım.
 
Neden mi?

Çünkü aşk insanın kapısını ansızın çalar.

Sense şu an beklemektesin, kafana takıyorsun,
bir şeyi çok istersen olmazmış.

Ne zaman boşverirsen, umursamazsan işte o zaman hayat sana güzellikler getirecek :)

Bekliyorum gelmiyor, kariyerime yoğunlaşıp beklemiyorum yine gelmiyor :KK37: Geldi gelmedi derken 26 olmuşum :KK34: Geleceği yok bence , ben artık buna kanaat getirdim. Bekle/bekleme sıkıldım artık, hayatımın en güzel yılları yapayalnız geçiyor......40 yaşında gelen kısmeti ben ne yapayım ?

Yaşıtım adamlar evli, nişanlı, sevgilileri var, çevremde gerçekten bir tek bekar kişi yok.

Sağ olsun beni çaresiz bulan arkadaşlarım gözünü aç, etrafına bak diyorlar , yine bu gerçekten ışık saçan arkadaşlarımdan biri :KK37: dedi ki zaten yaşın geçti 4 yıl daha bekle boşanıp 2.ci raunda geçenlerden biri olur artık :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: Deli mi ne, zaten sinirim bozuk iyice sinirimi bozdu.

Başka bir inci , bu da liseden beri arkadaşlık ettiğim yakın bir erkek arkadaşımdan : Ehhh tabi orda güzel .......lı kızlardan bıkan erkekler belki sana bakar (burda bir de güldü ) :KK53: :KK53:

Gelen geçen içimi karartıyor sanki yeterince canım sıkkın değilmiş gibi. Olumlu şeyler duymaya ihtiyacım var galiba :KK55:
 
Son düzenleme:
Sipariş verdiğimiz bir kahve gibi önümüze gelmiyor aşk...
Kahve; ya içmek istemiyorken, ya da içtikten sonra ansızın karşımıza çıkıyor...
Esasında asıl tadı da böyle çıkıyor...
 
What arkadaşım çok klişe olacak ama kader kısmet mukadderattır bu işler.:KK34:
Zorlamayla beklemeyle olmaz :KK31:
Ummadığın anda gelir çalar kapını sen bile inanamazsın :KK24:
Kısmetten öteye geçilmez.Kısmet orda yada burda söylemleri çok ama çok yanlış ve gereksiz.
Kısmetin nerde ve ne zaman çıkacağını kimse bilemez tahmin edemez.
En kısa zamanda çalar inşallah gönül kapını seni hakeden biri :KK16:
 
takma kafana ben 30 yaşındayım ve nişanlımdan ayrıldım..ne yapayım kı..güzelde bir kızım saçımla başımla oynamama gerek yok..ama kısmet olmayınca olmuyor..umut varsa insan her zaman vardır unutma..
 
Selam kızlar,

Geçen perşembeden beri konuyu açasım var ama bir türlü düşüncelerimi toplayıp açamadım. Gerçekten fena durumdayım, cumartesi mutfak alışverişinden dönerken, bugün durduk yere otobüste, işyerinde ağladım, kendimi tutamıyorum gözyaşlarım süzülüyor.

Geçen hafta perşembe yine bir hezimete uğradım ve artık kadere isyan ettim, daha fazla böyle ne kadar gidebilirim bilemiyorum. Aşkın, sevginin kader ve kısmet olduğunu artık anlamış bulunmaktayım ve kaderin bu konuda beni bulmayacağını hissettikçe kahroluyorum...sonuçta karşıdakinin de bana aynı anda ve şekilde bir şeyler hissetmesi olasılığı çok düşük, böyle küçük bir olasılığın gerçekleşmesi çok zor, yani olursa kaderin hediyesi şeklinde oluyor ama bana bir türlü olmuyor , bekliyorum, umut ediyorum ama hep hezimet :KK14:

Fazla kafanızı şişirmeden konuya hızlıca geçeyim : 26 yaşındayım, geçen yıl yurtdışına taşındım ve bir süredir bu yaşadığım ülkedeyim, buraya kariyer amaçlı geldim. Yüksek lisans mezunuyum, üniversiteden başlayarak aşk hayatımı anlatayım, geriye baktığımda hep hüzün, mutsuzluk, hezimet ve yalnızlık var. :KK43:

Üniversitedeyken erkek ağırlıklı bir bölümdeydim ama etrafımda yakınlık duyduğum, ilgi duyduğum kimse olmadı.....ta ki 3. sınıfa kadar. Onu görünce resmen çarpıldım, kafasını kaldırıp bana baktığı anı unutamam....ama benden yaşça büyüktü, abi konumundaydı ve sevgilisi vardı. Bir süre sonra görmemeye başladım, bir süre sonra aklımdan çıktı gitti.

4. sınıfa kadar bu konudan şikayetçi değildim ama ne zaman arkadaşlarımla dersler yüzünden bir araya gelememeye başladık, işte o zaman fena yalnızlık çekmeye başladım. O zamana kadar aslında hep boşluktaymışım ama kendimi arkadaşlarımla avutmuşum, bunu 22 yaşımda anladım. Gerçeği görmemek için kendimi oyalamışım, hayatımda aşk olmamasının eksikliğini ne zaman hissetsem başımı sosyalliğe doğru çevirmişim. Etrafımda kampüste el ele gezen mutlu çiftleri gördükçe içim ezilirdi resmen.

O zaman bir çocuktan hoşlanıyordum, aynı yaştaydık , lisede arkadaştık ve aynı üniversiteye gelmiştik ama 4. sınıfa kadar bir şekilde iletişimimiz olmamıştı. Raslantı sonucu bir araya geldik ve ondan hoşlanmaya başladım, başlarda bana ilgi gösteriyordu ama sonra bu iş olmadı ve bir arkadaşımla yatıp kalkmaya başladı....içimin nasıl yandığını anlatamam. Ben bu kıza acıyıp yardım etmiştim ve o da hoşlandığımı bile bile arkamdan iş çevirmişti.....hoş hikayede herkes kişiliksiz olunca kimin önce başlattığını bir önemi yok ya, neyse. Hayatımdan böylece 2 kişiyi kaybettim ve hayatımın dersini de aldım: Kimseye acıma, sonra gelip başına bela oluyorlar.

Bu hezimetten sonra doğrulamadım, gecelerce başımı yastığıma gömüp ağladım. Bu sırada hem bu işten hem de yalnızlıktan iyice daraldığım için büyük bir hata yaptım ve bir şeyler hissetmediğim ama benden çok hoşlanan biriyle çıkmaya başladım, ona bir şans verdim. Onu gerçekten sevmeyi çok istedim, o kadar iyi bir insandı ki..ve beni de çok seviyordu ama ne yapsam olduramadım. Onunla buluştuğumda gerçekten onu kıskanırdım, gerçekten aşık olduğu birini görmenin mutluluğunu üstünde taşırdı.

Olduramadım ve ayrıldık, onu üzdüğüm için kendime çok kızdım ama bu iş benim için bir azap haline gelmeye başlamıştı. Kendime acımaktan resmen bitap düşmüştüm, o kadar yalnızdım ki sevmediğim birine yalnızlığımı gidermek için tutunmuştum..1 yılın ardından bu iş bitti. Burda aşkla ilgili ilk dersimi aldım, bu iş karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Mezun olduktan sonra 3. sınıfta çarpıldığım adamla meslektaş oldum. Sevgilisinden ayrılmıştı ve bunalımdaydı, çok kötü bir durumdaydı. Zaten önceki gördüğüm zamanlarda çok etkilenmiştim, artık meslektaş olarak aynı statüdeydik ve yalnızdı, ne yazık ki koşulları uygun bulunca kendimi tutamayıp ona çılgınlar gibi aşık oldum. Karşılık bulamadım, inanılmaz bir acıyla kaldım.

Hayatımın ilk aşkı oydu, hayatımın en büyük acısı da o oldu.
Aşktan yana ikinci önemli dersimi 25 yaşımda aldım, istersen dünyanın en güzeli, zekisi, şusu busu ol, karşılıklı olmayınca olmuyormuş.

Bu olayın 6 ay ardından şimdiki işyerime gelme fırsatı elime geçti, dilini bile bilmediğim bir yer umut kurtuluş olarak göründü ve Temmuzda taşındım. Buraya ne ümitlerle geldiğimi anlatamam, Türkiyedeki durumum hep hezimetken belki aradığım gerçek aşk bu insanlardan birinde beni bekliyordur diye düşündüm.

İlk başlarda değişiklik iyi geldi, farklı kültürlerden farkli insanlar, yeni bir çevre, yeni arkadaşlar...ama bunlar da beni buraya kadar oyalayabildi, yine yapayalnız hissediyorum. Arkadaşlarla buluştuktan sonra eve geldiğimde yine içime yalnızlık çöküyor, keşke bu kalabalığın içinde olacağıma yanımda bir tek ''O'' olsaydı diyorum. Burda da birinden hoşlanır gibi oldum ama onun da olmayacağı ortaya çıktı, artık bu noktada kadere isyan halindeyim. İsyan ettim ve artık patladım, umutsuzluğun son noktasındayım.

Kimi beğensem neden olmuyor?

Neden ben hep yapayalnız olmak zorundayım?

Kısmet neden bana gelmiyor?

Bu mutsuzlukla nereye kadar gidebilirim, ya kısmet bana hiç gelmezse? Beklemekten öldüm artık, bekleyecek psikolojim kalmadı artık. Bekleme git sen yanaş derseniz, karşılık alamayınca oluşan üzüntü ve kendime acımayı bir kez daha kaldıramam gibime geliyor.

Yalnızlıktan daralıyorum, etrafımda insan olmasından/olmamasından değil , gerçek sevgiyi, aşkı bilmemekten mutsuzum, ruhum daralıyor, artık katlanamıyorum galiba. Orda olmayan bir şeyi boş yere arıyormuşum gibi geliyor, bulamayınca daha çok hayalkırıklığı yaşıyorum ve içim inanılmaz acıyor. Kimin kapısını bana sevgi versin diye çaldıysam dilenci muamalesi yaptı ve yüzüme kapıyı kapattı. Kapı kapı gezip sevgi aramaktan bıktım artık.

Çok duygusal bir insanım ve romantizm benim için gerçekten çok önemli...yani romantizm olmayınca başka hiçbir şeyden zevk alamıyorum. El ele çiftleri, bebekli aileleri gördükçe kahroluyorum , kendime acımaktan bittim artık. Zaten ailemden uzaktayım, sevgiye olan açlığım beni kemiriyor. Arkadaşlarım dışarı çık, yeni insanlarla tanış, sevgili ara diyorlar ama gerçekten hiç enerjim yok. Liseden bir arkadaşım beni hep yalnız gördüğünü söyledi, başka bir arkadaşımla ne olacak bu kızın hali diye konuşuyorlarmış...beni o kadar çaresiz görmüşler ki internetteki evlilik sitelerine para verip üye olmamı önerdiler. Biliyorum iyiliğimi düşünüyorlar ama inanılmaz kırıldım, başka insanların gözünde de bu kadar çaresiz olmak inanılmaz canımı sıktı.

Uzun oldu, vakit ayırıp okuyan herkese teşekkür ediyorum.
Her türlü yorumunuza mutlu olurum.
Zayıfla, saçını/tipini/makyajını değiştir gibi yorumlarda bulunmazsanız daha da mutlu olurum :)

seni o kadar çok iyi anlıyorum ki. seninle benzer durumdayım ben de .iyi bir eğitimim iyi bir işim var ama yıllardır aşkı bulamamış biriyim ben de. yıllardır bir erkek arkadaşım olmadı ve kimse bu duruma bile inanmıyor. artık o akadar çok göze batıyorum ki ben de bir sorun olduğunu düşünüyor ailem bile. ama olmayınca olmuyor işte. bu şans ve kader işi beklemekten başka yapacak hiçbirşeyimiz yok. arkadaş çevremdekilerin çoğu evli veya nişanlı sürekli onlardan konuşurlar ve ben bu duruma artık çok üzülmeye başladım. benim anlatacak eskiye yönelik bir şeyim bile yok. ilişkilerim tabii ki oldu ama nedense hep kısa sürdü. o kadar hasretim ki böyle duygulara içimi acıtıyor. bir sevgilinin bir aşkın nasıl olduğunu unutur oldum..
 
Canım bende çok şey yaşadım çok üzüldüm agözyaşı döktüm şu anda hayatımda birisi var çok iyi giden bir ilişkimiz var hayatımda gördüğüm en iyi insan. Arkadaslarım bile nasıl böyle temiz kalabilmiş diyorlar. Yaşım 29 ceçremde ki çoğu kişi evlendi. Ama hiç sorun yapmadım. Düşünüyorum geçmişte yaşadığım hayal kırıklıkları olmasa erkek arkadasımın kıymetini bilemeyecektim. Ya evlensem o hayal kırıklığını evli bir kadınken yaşasam o daha zor. Allah insanları sınıyor işte seninde sınavın bu belkide. Ne demiş Peygamber efendimiz Allah hüzünlü kalbi sever. İlerde seni daha iyisi bekliyordur eminim. O yüzden üzülme. Olmuyorsa inan vardır bir hayır. Öyle bir anda öyle biri çıkar ki karşına benim ki öyle oldu. Bazen isyan ediyordum Allaha. Şimdi ben nasıl bir iyilik yaptım ki onu karşıma çıkardın diyorum.
 
Bekliyorum gelmiyor, kariyerime yoğunlaşıp beklemiyorum yine gelmiyor :KK37: Geldi gelmedi derken 26 olmuşum :KK34: Geleceği yok bence , ben artık buna kanaat getirdim. Bekle/bekleme sıkıldım artık, hayatımın en güzel yılları yapayalnız geçiyor......40 yaşında gelen kısmeti ben ne yapayım ?

Yaşıtım adamlar evli, nişanlı, sevgilileri var, çevremde gerçekten bir tek bekar kişi yok.

Sağ olsun beni çaresiz bulan arkadaşlarım gözünü aç, etrafına bak diyorlar , yine bu gerçekten ışık saçan arkadaşlarımdan biri :KK37: dedi ki zaten yaşın geçti 4 yıl daha bekle boşanıp 2.ci raunda geçenlerden biri olur artık :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: :KK53: Deli mi ne, zaten sinirim bozuk iyice sinirimi bozdu.

Başka bir inci , bu da liseden beri arkadaşlık ettiğim yakın bir erkek arkadaşımdan : Ehhh tabi orda güzel .......lı kızlardan bıkan erkekler belki sana bakar (burda bir de güldü ) :KK53: :KK53:

Gelen geçen içimi karartıyor sanki yeterince canım sıkkın değilmiş gibi. Olumlu şeyler duymaya ihtiyacım var galiba :KK55:

26 yasinda evlenip bosanmayi mi tercih ederdin. 40 yasinda hayatinin askini bulup evlenmeyi mi?. Gunumuzde evlilikler oluyor dogru ama bosanmalar da oluyor. Her evlenen sandigin gibi mutlu degil yani. Evlilige cok anlam yukluyorsun. Yasin daha genc gez dolas , sevgilin olsun. Kafana gore takil ama her erkege kesin evlenecegim gozuyle bakma. Belki de burdan kaybediyorsundur.
 
26 yasinda evlenip bosanmayi mi tercih ederdin. 40 yasinda hayatinin askini bulup evlenmeyi mi?. Gunumuzde evlilikler oluyor dogru ama bosanmalar da oluyor. Her evlenen sandigin gibi mutlu degil yani. Evlilige cok anlam yukluyorsun. Yasin daha genc gez dolas , sevgilin olsun. Kafana gore takil ama her erkege kesin evlenecegim gozuyle bakma. Belki de burdan kaybediyorsundur.

Ben konuda evlilikten bahsetmiyorum ki zaten, ben yalnızlıktan yakınıyorum.

Yazımda evliliğe bir anlam yüklemedim, hayatımın yalnız ve aşksız geçmesinden bahsediyorum. Zaten etrafımda erkek sinek bile yok ki - değil evlenme allah allah bu aradığım aşk olabilir mi diyeceğim bir tek kişi yok. Benden hoşlanıp benim tavırlarım yüzünden soğuyan ya da uzaklaşan bir erkek zaten yok, çünkü benden hoşlanan kimse yok, yani kimseyi kaçırmışlığım yok.

Kimseye evlenme gözüyle daha bakmışlığım yok, o gözle bakmak için zaten belli bir aşamayı geçmiş ve uyuşmuş olmak gerekiyor, ben genelde karşılık görmediğim için o noktaya hiiiiiiiiiiiiiiiiiç gelmişliğim yok. Yani hoşlandığım , beğendiğim kimseyi yakından tanıma fırsatı bile bulamadım.

Ben de zaten sevgilim olsun istiyorum ama olmuyor, en güzel olması gereken yaşlarım yapayalnız geçiyor...neyse benim demeye de çalıştığım buydu zaten, hayatın tadı benim açımdan romantizm olmadan pek çıkmıyor. Karşılıklı aşkın , sevginin ne olduğunu bile bilmiyorum, ne olduğunu bilmediğim şeylere duyduğum hasret beni yavaşça kemiriyor.
 
Son düzenleme:
Ben konuda evlilikten bahsetmiyorum ki zaten, ben yalnızlıktan yakınıyorum.

Yazımda evliliğe bir anlam yüklemedim, hayatımın yalnız ve aşksız geçmesinden bahsediyorum. Zaten etrafımda erkek sinek bile yok ki - değil evlenme allah allah bu aradığım aşk olabilir mi diyeceğim bir tek kişi yok.

Kimseye evlenme gözüyle daha bakmışlığım yok, o gözle bakmak için zaten belli bir aşamayı geçmiş ve uyuşmuş olmak gerekiyor, ben genelde karşılık görmediğim için o noktaya hiiiiiiiiiiiiiiiiiç gelmişliğim yok. Yani hoşlandığım , beğendiğim kimseyi yakından tanıma fırsatı bie bulamadım.

Ben de zaten sevgilim olsun istiyorum ama olmuyor, en güzel olması gereken yaşlarım yapayalnız geçiyor...neyse benim demeye de çalıştığım buydu zaten, hayatın tadı benim açımdan romantizm olmadan pek çıkmıyor.

Cevremde gerçekten bir tek bekar kişi yok, derken evliligi kastettigini sanmistim. Neyse ...
 
X