- 12 Temmuz 2006
- 687
- 23
- 52
Yoğurt Beyaz mı Siyah mı?
Gecenin bir vakti canım sıkılıyordu; sigaram bitmişti, camdan baktım marketin açık olduğunu gördüm. Kapısı kapalı olduğu için seslensem duymayacaktı. Eşi taksici olan Ayşe kocasının gelmesini bekliyordu. Ayak üstü biraz sohbetten sonra, dertli olduğu gözlerinden okunuyordu. İkinci evliliği de yolunda gitmiyordu, kocasını suçlayıp duruyordu. Kocasının kendisini dinlemediğini söylediklerinin aksini yaptığından dert yanıyordu. Aslında bütün hatanın kendisinin evlenerek yaptığını dile getiriyordu. Dudaklarımın büzülmüş bir şekilde onu dinlediğimin farkına vardım. Sonra derinden nefes alıp söze girmeye çalıştım, fakat konuşturmuyordu beni, dertli kadın sözünün kesilmesinden hoşlanmamıştı: anlattıkça kendisinin haklı olduğunu ispatlamaya çalışıyordu. Sonra söz sırası nihayet bana gelmişti ki abi boşuna uğraşma biliyorum kocamın arkadaşısın beni tutmayacak ona hak vereceksin dedi. Ama üzüldüğüm bir konu ise iki tarafta birbirlerini kırdığının farkında bile değildi.
Genç kadın boşanmayı kafasına koymuştu; sonra yine söze başladım. Sen ne yaptın da böyle oldu sen acaba kendine sordun mu diye sorularımı ard arda kendisine soruyordum. Dudaklarını büzdü başını büküp kaybedilen bir şeye ağlamanın ne faydası var ki diye mırıldandı, söylediklerini kendisi bile zor duymuştur. Kadın illa yoğurdun beyaz olduğunu kendisine bile kabullendirmeye çalışıyordu. Sonra sigaramı alıp kapıya doğru yönelirken kocasının geldiğini gördüm. Merhaba abi nasılsın sorusuna sadece iyiyim sen nasılsın diyebildim. Ben kapıya doğru yönelirken genç adamında benimle birlikte geldiğini gördüm. Şikayetçi değildim bu durumdan çıkışta kapıyı kapatmayı ihmal etmedim. Sonra ne o durgunsun diye sormadan dertli adam söze başlamıştı bile, sorma abi bu kadın zehir etti hayatı bana, boğuyor resmen beni diye inlemeye başladı. Eski eşimle daha düzenli gidiyordu ilişkimiz; ama meğerse gerçekten gelen gideni aratıyormuş deyip derdinin ikinci perdesini oynamaya başlamıştı bile. Onu apartman önündeki merdivenlere yönlendirdim. Gel oturalım dedim. Aldığım paketten iki dal sigara çıkardım birisini ona verdim. Sigarayı yaktım derin bir nefes aldım. Aslında bende hatalıyım bendede var ama kendimi de kabullendiremiyorum gerçeklere dedi. Burnunu çekip duruyordu, ben sadece dinliyordum. ilk eşinden söze başladı yine. O kadın beni seviyordu her şeyimle ilgileniyordu ama ben salak kafam yüzünden ayrıldım. Sonra detaylara inildikçe kimin haklı olduğunun merakından vazgeçmiştim. Çünkü aklım karışmıştı.bu kadın bu kadın hayatımı mahvetti diye yüksek sesle konuşmaya başladı sessiz olması konusunda uyardım. Beni dinelmiyordu bile ne yapıp ne edip ayrılacağım diyordu. Halk pencerelere çıkmış meraklı gözlerle sesin geldiği yere doğru bakıyorlardı. Genç adam sesini kısarak, hayatımda kabul edemeyeceğim şeyleri yaptı, bir çocuk bile olmadı şimdi ben neyimle övüneceğim diye sızlanmaya başladı. Sonra genç kadın kapıyı açıp ne o kirli çamaşırlarını mı açıklıyorsun dedi aralarında bağrışıp çağrışmaya başladılar. Ben ikisininde kollarından tutup içeriye doğru itmeye başladım. İkisinin de susmasını istedim. Konuşmaya başladım, siz hiç hastaneye gittiniz mi insanların ne dertlerle boğuştuğunu biliyor musunuz sizde gelmiş birbirinizi yiyiyorsunuz. Yapacak başka işiniz yok mu? Diye ard arda sorularımı sordum ama nafile yoğurt beyazmış ya siz kendinizle geçinemiyorsunuz zaten ne bekliyorum ki ben diyerek kapıya yöneldim. Sonra genç kadın, abi sen biliyor musun benim kocam bana laf atan adamla halen arkadaşlık ediyor. Uyarmama rağmen hiç dinlemedi beni, sırf bana inat olsun diye inledi. Dondum kaldım demeyeceğim. Çünkü genç adam daha çok şok etti beni; sevgili kardeşim sen karımın dedikleriyle bana ters ters bakıp dudaklarını ısırıyorsun. Sen karımın dostunun olduğunu biliyor musun yerimde olsan ne yapardın duysan nasıl davranırsın diye ard arda sorularını dizdi önüme: ben sadece iyi geceler dileyip .çıkmakla yetinebildim. Şahsen küfür etselerdi bu kadar zoruma gitmezdi. Şimdi size soruyorum. Yoğurt beyaz mı siyah mı?.
Gecenin bir vakti canım sıkılıyordu; sigaram bitmişti, camdan baktım marketin açık olduğunu gördüm. Kapısı kapalı olduğu için seslensem duymayacaktı. Eşi taksici olan Ayşe kocasının gelmesini bekliyordu. Ayak üstü biraz sohbetten sonra, dertli olduğu gözlerinden okunuyordu. İkinci evliliği de yolunda gitmiyordu, kocasını suçlayıp duruyordu. Kocasının kendisini dinlemediğini söylediklerinin aksini yaptığından dert yanıyordu. Aslında bütün hatanın kendisinin evlenerek yaptığını dile getiriyordu. Dudaklarımın büzülmüş bir şekilde onu dinlediğimin farkına vardım. Sonra derinden nefes alıp söze girmeye çalıştım, fakat konuşturmuyordu beni, dertli kadın sözünün kesilmesinden hoşlanmamıştı: anlattıkça kendisinin haklı olduğunu ispatlamaya çalışıyordu. Sonra söz sırası nihayet bana gelmişti ki abi boşuna uğraşma biliyorum kocamın arkadaşısın beni tutmayacak ona hak vereceksin dedi. Ama üzüldüğüm bir konu ise iki tarafta birbirlerini kırdığının farkında bile değildi.
Genç kadın boşanmayı kafasına koymuştu; sonra yine söze başladım. Sen ne yaptın da böyle oldu sen acaba kendine sordun mu diye sorularımı ard arda kendisine soruyordum. Dudaklarını büzdü başını büküp kaybedilen bir şeye ağlamanın ne faydası var ki diye mırıldandı, söylediklerini kendisi bile zor duymuştur. Kadın illa yoğurdun beyaz olduğunu kendisine bile kabullendirmeye çalışıyordu. Sonra sigaramı alıp kapıya doğru yönelirken kocasının geldiğini gördüm. Merhaba abi nasılsın sorusuna sadece iyiyim sen nasılsın diyebildim. Ben kapıya doğru yönelirken genç adamında benimle birlikte geldiğini gördüm. Şikayetçi değildim bu durumdan çıkışta kapıyı kapatmayı ihmal etmedim. Sonra ne o durgunsun diye sormadan dertli adam söze başlamıştı bile, sorma abi bu kadın zehir etti hayatı bana, boğuyor resmen beni diye inlemeye başladı. Eski eşimle daha düzenli gidiyordu ilişkimiz; ama meğerse gerçekten gelen gideni aratıyormuş deyip derdinin ikinci perdesini oynamaya başlamıştı bile. Onu apartman önündeki merdivenlere yönlendirdim. Gel oturalım dedim. Aldığım paketten iki dal sigara çıkardım birisini ona verdim. Sigarayı yaktım derin bir nefes aldım. Aslında bende hatalıyım bendede var ama kendimi de kabullendiremiyorum gerçeklere dedi. Burnunu çekip duruyordu, ben sadece dinliyordum. ilk eşinden söze başladı yine. O kadın beni seviyordu her şeyimle ilgileniyordu ama ben salak kafam yüzünden ayrıldım. Sonra detaylara inildikçe kimin haklı olduğunun merakından vazgeçmiştim. Çünkü aklım karışmıştı.bu kadın bu kadın hayatımı mahvetti diye yüksek sesle konuşmaya başladı sessiz olması konusunda uyardım. Beni dinelmiyordu bile ne yapıp ne edip ayrılacağım diyordu. Halk pencerelere çıkmış meraklı gözlerle sesin geldiği yere doğru bakıyorlardı. Genç adam sesini kısarak, hayatımda kabul edemeyeceğim şeyleri yaptı, bir çocuk bile olmadı şimdi ben neyimle övüneceğim diye sızlanmaya başladı. Sonra genç kadın kapıyı açıp ne o kirli çamaşırlarını mı açıklıyorsun dedi aralarında bağrışıp çağrışmaya başladılar. Ben ikisininde kollarından tutup içeriye doğru itmeye başladım. İkisinin de susmasını istedim. Konuşmaya başladım, siz hiç hastaneye gittiniz mi insanların ne dertlerle boğuştuğunu biliyor musunuz sizde gelmiş birbirinizi yiyiyorsunuz. Yapacak başka işiniz yok mu? Diye ard arda sorularımı sordum ama nafile yoğurt beyazmış ya siz kendinizle geçinemiyorsunuz zaten ne bekliyorum ki ben diyerek kapıya yöneldim. Sonra genç kadın, abi sen biliyor musun benim kocam bana laf atan adamla halen arkadaşlık ediyor. Uyarmama rağmen hiç dinlemedi beni, sırf bana inat olsun diye inledi. Dondum kaldım demeyeceğim. Çünkü genç adam daha çok şok etti beni; sevgili kardeşim sen karımın dedikleriyle bana ters ters bakıp dudaklarını ısırıyorsun. Sen karımın dostunun olduğunu biliyor musun yerimde olsan ne yapardın duysan nasıl davranırsın diye ard arda sorularını dizdi önüme: ben sadece iyi geceler dileyip .çıkmakla yetinebildim. Şahsen küfür etselerdi bu kadar zoruma gitmezdi. Şimdi size soruyorum. Yoğurt beyaz mı siyah mı?.
