- 12 Temmuz 2006
- 190
- 3
Tavus kuşuna haddini bildiren ayaklarıdır
Montaigne in Denemeler adlı kitabındaki bu sözünü çok anlamlı bulurum. Tavus kuşu çok güzel bir hayvandır. Erkek tavus kuşlarının gökkuşağı rengindeki kanatları herkesi büyüler. Güneşin bin bir türlü yansıması vardır bu pırıl pırıl kanatların üzerinde.Seyretmeye doyamazsınız. Peki bu güzel yaratığın ayaklarına hiç dikkat ettiniz mi? Gerçekten de çok çirkindir O ayaklar. O canım kanatların altında grimsi siyah, üzeri tırtık tırtık bir çift ayak.Gökkuşağı kanatların altındaki bu çirkin ayaklar, ne kadar da tezat durur.Eee, ne yaparsınız Allahın işi bu işte... Hayatta iyiyle kötünün, güzelle çirkinin,doğruyla yanlışın ne kadar birbirine yakın,çoğu zaman yan yana kol kola olduğunun, hatta bir arada olduğunun göstergesidir tavus kuşu.Montaigne nin yüzyıllar öncesinden günümüze ulaşan bu sözü , içinde çok şey barındırıyor.
Ünlü manken, fotomodel, ya da film yıldızlarına, yani güzelliği ile prim yapmış kişilere fiziksel olarak beğenmediğiniz bir yanınız var mı diye sıkça sorulur. Çoğu buna dürüstçe cevap vermez ya neyse, arada bir doğruyu söyleyenleri de çıkar. Yıllar önce manken Naomi Champell ın bir röportajını okumuştum gazetede. Naomiye de aynı soru sorulmuştu. Naomi cevap olarak ayaklarını, özellikle ayak parmaklarını çok çirkin bulduğunu, onları sürekli olarak saklamaya çalıştığını dürüstçe söylemişti. İşte tavus kuşundaki tezatlığın, insandaki benzeri bu olsa gerek. Herkesin hayranlık duyduğu, çok güzel bulduğu manken, kendi ayaklarını beğenmezmiş meğerse.
Dikkat ettiğinizde her güzelde bir çirkinlik ya da çirkinlik demeyelim de bir eksiklik bulabilirsiniz. Veya tam tersine, ilk bakışta çirkin olarak değerlendirdiğ iniz bir şeyde türlü güzellikler keşfedebilirsiniz zaman içinde. Olayı yalnızca fiziksel boyutuyla da algılamamak lazım.Hayatın her alanında iyi-kötü, güzel-çirkin,doğ ru-yanlış gibi kavramlar bir aradadır. Sizin çok iyi bir insan, çok iyi bir dost ya da arkadaş diye tanımladığınız biri, başkalarına göre hiç te öyle olmayabilir. Zira sizin iyi dost,iyi arkadaş, ya da iyi insan denilince ne anladığınıza, neyi kastettiğinize bağlıdır bu.Sizin kriterlerinizle başkalarının kriterleri bire bir örtüşmez çoğu zaman.
Sizin çok beğendiğiniz, güzel bulduğunuz birini başkası hiç güzel bulmayabilir.Çü nkü herkesin güzellik anlayışı da farklıdır.Güzellik kavramı zamana, mekana, topluluklara, kişilere göre değişiklik gösterir.Herkesin gönlündeki güzel başkadır. Oysaki güzellik, bir bütündür. Yalnızca yüz güzelliği,vücut güzelliği güzel olmaya yetmez. Her yönüyle güzel olmak bambaşkadır. İçi boş, kof bir güzellik neye yarar. Olayı bu boyutuyla değerlendirdiğ imizde, kendi fiziksel görünüşü dışında hiçbir şeyle ilgilenmeyen, hiçbir şeyi önemsemeyen kişilere acımak geliyor insanın içinden. Sırf güzel olmak ve güzel kalmak adına verdikleri çaba ise gülünç. Gerçi güzellik uğruna verilen bu çabalar sonucunda oluşan bir çok sektörden, ciddi boyutta paralar kazanılıyor. Etrafımız estetikli güzellerle, botoxlu hanımlarla doldu. Esasen herkes güzel olmayı , yaşlansa bile güzel kalmayı ister. Bu insanın doğasında vardır.Fakat zaman akıp gidiyor NE yazık ki.Süreç içinde bazı şeyleri engellemek mümkün değil. Eninde sonunda güzellik te elden gidecek.Şu halde abartmamak lazım. Güzel kalmak uğruna, komik duruma düşmenin hiçbir anlamı yok.
Tavus kuşuna haddini bildiren ayaklarıymış.Herkesin tavus kuşu misali eksik kalan, güzelliğine ya da kişiliğine bir parça da olsa gölge düşüren , yani kişiye haddini bildiren bir yönü olabilir.İşte kişinin bunu bilmesi ve başkalarının haddini bildirmesine lüzum kalmadan, kendi haddini bilmesi gerekir. Yani başkası sana haddini bildirmeden, sen kendi haddini bileceksin.
İç güzelliğini keşfetmedikçe,ö zünde iyi bir insan olmayı başaramadıkça,sı rf güzelliğin güzel olmaya ve güzel görünmeye yetmediğini anlamak gerek. Yoksa haddimizi bildiren çıkacaktır günün birinde ne dersiniz?
Tavus kuşu kanadındaki renkler misali güzel, pırıl pırıl günler Sizin olsun...
