Eşimi ne kadar tanıyorum?

anne-10

eşim ve oğullarıma aşığım
Kayıtlı Üye
19 Haziran 2007
1.049
4
38
Eşimi ne kadar tanıyorum?

Evliliklerde sorulması gereken soru: “ Eşimi ne kadar tanıyorum?”
Evliliklerinde mutsuzluk dönemine giren çiftlerin yaşantıları incelendiğinde, bu mutsuzluğun en önemli nedenlerinden biri eşlerin birbirlerinin yaşamındaki ayrıntılara dikkatsizlik göstermeleridir. Erkek karısının, kadın da kocasının nelerden hoşlandığı, hedefleri, korkuları, sıkıntıları, umutları hakkında çok az bir bilgiye sahip olabilir.
Kadın tiyatrodan hoşlanıyor olabilir, ama erkek karısının hangi sanatçıları en çok beğendiğini bilemez. Erkek de karısının patronunun ismini, en iyi anlaştığı iş arkadaşlarının isimlerini hatırlayamaz
Oysa mutlu evliliklerde, çiftler, birbirlerinin dünyasıyla çok yakından ilgilidirler. Birbirlerine ait bilgi bankalarını geliştirmişlerdir ve bilgilerini de sürekli güncelleştirirler.Böyle çiftler, birbirlerinin geçmişlerindeki önemli olayları, kişileri hatırladıkları gibi,geçen zamanla birlikte eşlerinin dünyalarındaki olaylar, duygular değiştikçe bilgilerini güncellemeyi sürdürürler.
Bir lokantaya gittiklerinde, erkek siparişi verirken, artık karısının yeni diyetiyle ilgili olarak kırmızı et yemediğini, karısının o gün iş yerinde önemli bir toplantısı olduğunu bilir; kadın eve işinden geç gelen kocasının hangi TV dizisini sevdiğini bildiği için onu kaydeder, son iki aydır ölüm korkusuna kapıldığını bilir.
Böyle bir bilgi bankanız yoksa, eşinizi tam olarak tanıyamazsınız. Yeterince tanıyamadığınız birini gerçek anlamda nasıl sevebildiğinizi söyleyebilir misiniz?
Evlenmeden önce , birbirlerinin sadece hobi, spor, vb. gibi yaşamlarını değil,ayrıca birbirlerinin hayata dair en derin özlemlerini, inançlarını,endişelerini ve korkularını da öğrenip, evlendikten sonra da eşlerine ait bilgi bankalarını güncelleyip, geliştiren çiftler arasında sadece sevgi güçlenmez, stresli olaylar veya evlilikte çıkabilecek diğer çatışmalarla baş etme güçleri de artar.Örneğin, evlilikteki çatırdamanın ve boşanmanın en önemli nedenlerinden biri olan ilk bebeğin doğumunu ele alırsak, eşler, zaten gündemi izledikleri ve birbirinin duygularıyla, düşüncelerinden haberdar oldukları için evliliklerini koruyabilirler.
Kariyerine her zaman çok önem veren kadının, anne olduğunda, güçlü annelik duygusuyla ,hayata bakış açısı değişebilir.Artık bebeği onun hayatındaki öncelikleri arasında birinci sırayı almıştır ve kariyerine bir süre ara verip, bebeğini büyütmek isteyebilir. Araba almak için para biriktirirken, çocuğun okulu için birikim yapmaya yönelebilir.
Karısındaki bu büyük değişim karşısında erkek, tepki göstermek yerine, aralarında derin bir bağlantı varsa,karısının duygu ve düşüncelerini günü gününe takip ediyorsa, ona anlayışla yaklaşabilir. Hayatımızdaki diğer önemli değişimler de – işten çıkartılma, iş değişikliği, hastalıklar, emekli olma gibi- aynı etkiyi yaratabilir. Eşler birbirlerini ne kadar iyi tanır ve anlarlarsa, bazen çağlayana dönüşen yaşam nehrinin içinde akıp giderken aralarındaki bağlantıyı sürdürmeleri ve birbirlerine destek olmaları o kadar kolaylaşır.
Yaşamlarınız geçen yıllarla birlikte değişirken, bilgi bankanızdaki veriler eskimiş , hükmü geçmiş olabilir. Ne kadar meşgul olursanız olun, birbirinize öncelik tanıyın. Bugüne kadar belki birbirinizi daha iyi tanıyabilmek için gereken zaman elinize geçmemiş olabilir ama bugünden itibaren ,mutlaka haftada en az iki gün baş başa sohbet edebilmek için birbirinize vakit ayırın, günlük yaşantılarınız, umutlarınız, hayalleriniz, hedefleriniz,sıkıntılarınız, korkularınızla ilgili her türlü duygu ve düşüncenizi birbirinizle paylaşın. Göreceksiniz ilişkiniz daha güçlenecek, aranızda çıkabilecek çatışmalarla baş edebilme donanımlarınız artacak ve en önemlisi aranızdaki sevgi daha da büyüyecek.
Uzman Psikolog
Ali Rıza Tanaltay
 
X