Kişileri (kadınla erkeği) bir araya getiren yahut bir arada tutan tek neden ilgi yahut aşk gibi nedenler olmayabilir hanımlar. İlişkiler hep aşk üzerine yürüseydi, evli insan kalmazdı. Bazen kurulu bir hayat düzeni, bazen parasızlık, işsizlik (ev kadınları sözgelimi) bazen çocuklar, bazen de bir hukuki bağ (nikah akdi mesela) insanları bir arada tutabilir. Hatta bir ev kadını 'bana bakıyor' diye kocasına katlanıyor olabilir. Yahut bir erkek 'evim temiz, yemek yapılıyor, çocuklar bakılıyor' diye bir kadınla evliliğini sürdürebilir.
Şimdi gelelim sizin konunuza. İnsanların hisleri vardır. Kaç yaşlarında ve medeni halleri ne olursa olsun. Bir sözleşmeye imza attı diye bir insanın hislerini, doğasını yok sayamazsınız. Hayat da aşk üzerine kurulu değildir. Birçoğunuz bunu çok iyi bilirsiniz. Eş seçerken nelere dikkat ediyorsunuz, hanımlar? Sadece aşka mı? Haydi dürüst olun. Demek ki bir insan evli iken bir başkasına aşık oldu diye yaşantısının geri kalanından vazgeçemeyebilir, çöpe atamayabilir. Evlilik sadece aşk yahut yatak ilişkisi değildir. Ortak bir yaşantı ve geçirilen yıllar boyunca kurulan bir 'ortaklık'tır aynı zamanda. Bu ortaklığı mertçe sonlandırmak da olası ama her zaman mümkün olmayabiliyor.
Hakaretamiz sözlerinize gelince... İnsan olanın başına herşey gelir. Görüşlerinize uymuyor, hoşunuza gitmiyor diye bir fiili yahut insanları böyle aşağılamak, galiz sözlerle yargılamak çok çirkin birşey.
Biraz kalendermeşrep olun yahu?!...
klava: oh ne ala.
