Sigara

xsxulem

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
687
23
51
Sigara


Hafif sisli bir havada ve güneşin apartmanların arasından yeni yeni güne
merhaba dediği bir saatte, vapura doğru ilerleyen genç adam; jeton
gişesinde, yaklaşık iki ay önce ayrıldığı kız arkadaşını görür ve titrek bir
"merhaba" ile konuşmaya başlar. Bu konuşmalar vapurda da devam eder. Adamın;
"Hava o kadar da soğuk değil, dışarıda oturalım mı?" sorusuna, kızın "Olur"
cevabı vermesiyle birlikte vapurun en üst katına doğru yol alırlar. Birkaç
dakika havadan sudan muhabbetlerle geçtikten sonra, adam kıza bir sigara
uzatır ve kendisine de bir tane alır. Daha sonra, genç adam birden lafa
girer:


- Biliyorum, bu konuları daha önce hiç konuşmadık ya da konuşamadık diyeyim.
Merak etme ama, "Neden ayrıldık biz" sorusunu sormayacağım. Sadece sana
söylemek istediğim birkaç şey var, onları konuşmak istiyorum.


Genç kız; adama bakarak, "Evet seni dinliyorum, devam et" dedikten sonra
adam, konuşmasına kaldığı yerden devam eder:


- Biliyor musun? Ayrıldıktan sonra, seni sigaraya benzetmeye başladım.


Kız, hiç tahmin etmediği, alakasız bir konuyla lafa girmesinin verdiği
şaşkınlıkla, "Ne? Nasıl yani?" der. Adam, önce kıza uzattığı sigarayı ve
sonra kendi sigarasını, çantasından çıkardığı çakmak ile yaktıktan sonra:


- Mesela bir tane sigara yakıyorum ve kül tablasına koyup izlemeye
başlıyorum. Kül tablasına dökülen külleri gördükçe; anılarımız aklıma, her
biri kül olup acılarıma dönüşüyor sonra. Arada bir elime alıyorum sigarayı
ve içime çekiyorum seni. Kendimi zehirlemek için; daha çok, daha çok
çekiyorum. Bazen de anıları döküyorum kül tablasına. "Sen zehiri" hoşuma
gidiyor, içimi acıtıyor, vazgeçemiyorum; içime çekmeye devam ediyorum.
Ağzımdan çıkan her dumanda, ayrılırken bana bıraktığın; son bakışının
silueti beliriyor. Her sigaranın oldugu gibi, senin de sonun yaklaşıyor. Ve
ben yavaş hareketlerle; ne zaman seni söndürmek için, elimi götürsem kül
tablasına, aptalca bir umutla "Nolur yapma!!" diyeceğin zamanı bekliyorum.
Ama hiçbir zaman duyamıyorum sesini. "Ve işte bitirdim seni" diyorum. Hayır
hayır kendimi kandırıyorum galiba, "Seni böyle bitiremem" diyorum sonra. Ama
bakıyorum kül tablasına; evet! Sen oradasın, evet! Anılar orada. Ancak,
elimde hala kokun var. Yıkasam da, hiç çıkmayacak bir koku. Anlıyorum ki; bu
sigarada, senin çok az bir kısmını bitirmişim. Senden bağımsız bir sen, hep
içimde yaşıyormuş. Ve anlıyorum ki, sadece sönüyorsun. Seni ateşleyecek bir
"Ben" bekliyorsun sabırla. O "Ben", çok da bekletmiyor seni. Bir daha
yanmaya başlıyrsun. Aniıar,acılar yine bitiyorsun. Yeniden yanıyor ve
bitiyorsun. Bu hep böyle devam ediyor; sonunda alışkanlık oluyorsun.


Genç kız anlatılanları dinlerken tarif edilmeyecek bir duygu yoğunluğu
içindeydi. Bir yandan, birisinin bu kadar acı çekmesine üzüntü duyarken;
diğer yandan da, kendisinin hala unutulmamış olmasından, haz alıyordu.
Aslında kendisi de unutamamıştı genç adamı. Kendi isteğiyle ayrılmıştı ama;
sevmediği ya da artık bir şeyler hissetmediği için değil, en yakın kız
arkadaşının da, o insana karşı bir takım duygular beslediği için
gerçekleşmişti bu ayrılık. Bunu; ne erkek arkadaşı, ne de en yakın arkadaşı
biliyordu. Erkek arkadaşına, "Bu ilişkide bir şeyler eksik, ben daha fazla
sürdüremeyeceğim, ayrılmalıyız." diye bir mesaj atarken; kıza, "İlgisiz bir
sevgili olmaya başlamıştı günler geçtikçe; çok bunalmıştım. Ve bir gün onu,
başka biriyle sarmaş dolaş gördüm. Bu yüzden ayrıldım." demişti. Böylece,
hem erkek arkadaşından, kendine göre, makul bir sebeple ayrılmış; hem de
arkadaşına, erkek arkadaşını kötüleyerek, ondan soğumasını sağlamıştı.
Kendisinin çok acı çekeceğini bile bile, arkadaşını kaybetmemek için, böyle
bir yalanlar zincirine başvurmuştu. Artık hayatını, bu yalanlara göre
düzenlemeliydi. Bu yüzden; bu karşılaşmalarında duygularını bir tarafa
bırakıp, mantığı ile karar vermek zorundaydı. Geri dönüşü yoktu ve kız da
bunun farkındaydı. Bütün ayrıntıları, olası bir karşılaşma için düşünmüştü
daha önceden. Adamın anlattıklarını dikkatlice dinliyor ve sözünü
bitirmesini bekliyordu. Ve adamla göz göze gelip, "Bitti, bu kadardı!"
dermişçesine bakmasından sonra, kız konuşmaya başladı:


- Açıkçası bu söylediklerin, hiç beklemediğim şeylerdi. Benim, bu
açıklamalarına bir yorum yapmamı bekleme. Çünkü bunlar senin kendi
düşüncelerin. Her biten ilişkiden sonra, yaşanabilecek duygulardan bu
anlattıkların. Şunu söyleyebilirim ama yaşadığımız ilişkide, elimden gelen
fedakarlığı gösterdiğime inanıyorum. Seni hiçbir zaman suçlu görmedim, her
şey benden kaynaklıyordu. Sonuç olarak, bir şekilde bu ilişki yürümedi ve
bitti. Bu kadar basit.


- Bu kadar mı yani?


- Evet...


Genç adam şok olmuştu. Belki, daha ılımlı bir yaklaşım bekliyordu kızdan.
Ancak, kesin ve kararlı konuşmuştu kız. Hiçbir umudun kalmadığına, kendini
inandırmaya çalışıyordu. Vapur yanaşmıştı iskeleye. Tek bir kelime bile
konuşmadan vapurdan indiler. İskelenin sonunda; genç kız, adama sarılarak
"Hoşçakal" dedi. Ancak adam, ayrılırken ne sarılmıştı kıza, ne de bir kelime
çıkmıştı ağzından. Bir heykel gibi duruyordu kızın karşısında. Kız da, bir
tepki gelmeyince; hızla uzaklaşmayı tercih etti. Arkalarına bile bakmadan
ayrıldılar.


Kız, işyerine ulaştı. Yerine oturduktan hemen sonra, cep telefonuna bir
mesaj geldi. Mesaj, eski sevgilisindendi ve şöyle yazıyordu:


"Hep bu karşılaşmayı ve sana sigara hikayesini anlatacağım günü beklemiştim.
Ve o gün, gözlerimin içine bakıp; söyleyeceklerine göre, hayatıma bir yön
çizecegime..."


Genç kız, bu mesajdan hiçbir anlam çıkaramamıştı. Bu mesajı düşünürken; bir
mesaj daha geldi:


"... kendi kendime söz vermiştim. Bugün duyduklarım; beni hayal kırıklğına
uğrattı ve ben kararımı verdim:"


"Sigarayı bıraktım..."
 
çok duygu dolu bir hikaye..okurken sanki hikayenin içindeymiş gibi hissettim kendimi.ama şu arkadaşınında ilgisi olduğu için bırakması ... doğrumu acaba?sadece o yüzden insan sevdiğinden ayrılabilirmi... ben böyle bi şeyi yapmazdım herhalde böylesine büyük bir aşk yaşarken.
 
X