Erkek İnfertilitesi Eşi Azospermi Olanlar Burada Dertleşelim

Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi

Editor

Edidir Edi
İçerik Editörü
12 Temmuz 2006
1.257
2.980

23.07.2015



Azospermi nedir ?

Erkeklerde menide hiç sperm görülmemesi anlamına gelen azospermi, son yıllarda gelişen tedavi yöntemleri ile artık o kadar korkutucu bir hastalık değildir.

Erkeklerin yaklaşık %1′inde, kısır erkekler içinde ise oran olarak %1015′inde görülen bu durumun çeşitli tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Ancak azospermi tedavisinde %100 başarı henüz söz konusu değildir.

Menide çok az sayıda sperm bulunması durumuna ağır oligospermi adı verilir. Bu durumda mikroenjeksiyon yöntemi ile yumurtaya sperm nakli mümkün olabilmektedir. Ancak azospermide menide hiç sperm bulunmadığından çözüm daha zordur.

Azospermi tanısı nasıl yapılır?

Azospermi tanısı konması için en az iki meninin ayrı mikroskobik incelemesi şartı vardır.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından konulan bu kriterler, azospermi tanısı konması için menide mikroskobik inceleme yapılması gerekir. Bu hastalıkta sorun çoğunlukla sperm kanallarının açık olmasına rağmen testislerde olgun sperm üretiminin gerçekleşmemesinden kaynaklanır. Bu durum testis iç dokusundaki kusurlardan kaynaklanabileceği gibi, sperm hücresi üretiminden sorumlu hormonların salgılanmasını sağlayan hipofiz bezindeki sorunlardan da kaynaklanabilmektedir.

Azospermi durumunda nasıl sperm elde edilir?

Azospermi hastalarının büyük bir bölümünde olgun sperm üretimi gerçekleşmekte ancak kanallar yardımıyla atılamamaktadır. Azospermi tanısı konulan kişilere öncelikle fiziki muayene ve laboratuvar tetkikleri uygulanır. Spermleri taşıyan kanallar olan vas deferens kanallarının varlığı, fiziki muayene ile gösterilmelidir. Bu kanalların gelişimi böbrek gelişimiyle paralel olduğundan teşhis için böbrekler kontrol edilir.

Ayrıca kistik fibröz hastalarında da bu kanalların oluşumun gerçekleşmeyebildiği görülmüştür. Bu tür hastalarda çeşitli yöntemlerle sperm elde edilebilir. Bu yöntemler PESA, TESA ve TESE yöntemleridir.

Testislerin normalden küçük olması durumu da sorunun nedeni olabilmektedir. Böyle bir fiziki teşhis yapıldığında hormonal yapının kontrol edilmesi öncelikli olarak yapılmalıdır. Bu durum kromozom kusurlarıyla beraber görülebildiğinden, genetik araştırma yapmak da faydalıdır. Ailede kişinin yakın akrabalarında karşılaşılmış bir durum mudur bakılmalıdır. Hormonal sistem sorunları da durumun nedeni olabilir.

Hipotalamus ve hipofiz bezlerindeki kusurlar ve bu bezlerde tümör oluşumu da nedenler arasında olabilir. Sperm kanalları ve testis büyüklüğü normal ise meni ve FSH miktarı ölçülmelidir. FSH hipofiz bezi tarafından üretilen ve sperm gelişimini sağlayan uyarıcı bir hormondur. FSH miktarının normalin 2 katı olması durumunda sorunun kaynağının sperm üretimi olduğu anlaşılabilir. Bu durumda azospermi tanısı koyabilmek için biyopsi yapılır.

Azospermi tedavisi nasıl yapılır ?
Azospermi nedeni olarak testis iç dokusundaki sperm üretimi sorunu gösterildiğinde Mikrotese yöntemi uygulanarak, sperm üretilen kanallar belirlenir. Bu kanallar toplanarak, içinden sperm ana hücreleri toplanır. Bu hücreler olgun sperm hücresine dönüşmemiş, kuyruksuz ve hareketsiz haldedir. Mikrotese uygulaması 2 saatlik cerrahi bir uygulamadır ve hasta genelde ameliyat sonrası taburcu edilerek evde istirahata gönderilir. Bir biyopside sperm bulunmaması kesin bir sonuç vermemektedir.

Boşaltıcı kanallarda tıkanıklık nedeniyle menisinde sperm görülmeyen bireylerde %100 olasılıkla biyopsiyle sperm hücresi elde edilmektedir.

Azospermi hastalığın görüldüğü bireylerin %7 kadarında genetik bozukluklar görülür. Bu durum alyuvar hücrelerinin incelenmesiyle teşhis edilebilir. Tüp bebek uygulaması sırasında kromozom sayısının kontrolü sağlanarak genetik bozukluğun, bebeğe aktarılması önlenebilmektedir.

Mikrotese ile sperm bulunamasa dahi son yıllarda geliştirilen kök hücre teknikleri ile sperm hücresi üretimi gerçekleştirilebilmektedir. Bu sayede yıllar önce çaresiz görülen kısırlık vakalarının çoğu çözümlenebilmektedir. Bu nedenle çocuk sahibi olamayan anne ve baba adaylarının hiçbir zaman pes etmemeleri ve tedavi sürecinde birbirlerine destek olmaları gerekmektedir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
selam canim bende 3 senelik evliyim ve 2 senedir cocuk istiyoruz biz hemen ögrendik yani hic korunmadan denemedik,bende prolaktin yüksekligi oldugu icin cocuga karar verdigimiz doktora gittik oda benim kanimi aldi hemde esinide urologa yollayayim bise varsada vakit kaybetmeyiz dediler sonuc malaesef azosperm,her ihtimale karsin baska bir urologa daha gittik sonuc ayni,tüp bebek merkezindeyiz simdi ama esimde hepatit b de cikti ve chromoson testide iyi cikmadi,esimede tese yapilcak ama önce hepatit b tedavisi tamamlanmasi lazim önce baslanamiyor,bize doktorlar cok umutlanmayin dogustan olma ihtimali cok yüksek dedi,seni cok iyi anliyorum biz ögrendigimizde sok olduk cünkü hic beklemiyorduk,tese de sonuc alamazsak nasil dayanirim bilmiyorum,rabbim hic kimseye bunlari yasatmasin
 
merhabalar bende 10 yıllık evliyim.2 yıl çocuk istemedik daha sonrada istediğim halde olmayınca yaptığımız testler sonucu sorunun azosperm olduğunu öğrendik.2001 ve 2004 yılında tese ameliyatı olduk ve her ikisindede sperm bulunamadı.ortalama 7 senedir bu yolda savaş veriyoruz.inşallah sizler olumlu sonuç alırsınız.
 
Merhaba,

Bizde 1,5 yıllık evliyiz ve eşimin azospermi olduğunu 4 ay önce bebek düşünmeye başladığımızda yapılan kontrollerde öğrendik. geçen hafta eşime mikrotesa yapıldı ve sperm bulundu, artık tüp bebek transfer sonucunu bekliyoruz. bence ertelemeyin, umarım herşey istediğiniz gibi olur. doktor tavsiyesi isterseniz emre bakırcıoğluna gidin derim. bu zor zamanımızda bizi gerçekten çok rahatlattı.
 
1 sene 11 aylık evliyiz. Korunmayı bıraktıktan 1 ay sonra doktora gitim bende sorun çıkmadı ama eşimde azospermia çıktı temmuz ayında . Çok korktum mikrotese tek yol dendiğinde ve cesartimiz yoktu ya olumsuz sonuclanırsa diye tedaviyi hep erteledik. Ama şimdi bismillah dedik 10 gün içinde sonuc belli olacak
 
ya merhaba arkadaşım umudunuzu kırmak istemem ama henüz iyileşen kimse yok bilim böyle bişeye kanıtlık edecek kimseyi göstermiyor , birde uyarayım bazı bitkiseller fsh yükseltiyor haberin olsun
 
Kızlar eşim dün tahlil yaptırdı. sonucu bugün öğleden önce almış azosperm çıkmış sonuçta senağlama ben çok kötü oldum ya nasıl bir sorun tedavi yolu nedir ne yapılması gerekir hiç bilmiyorum.
Allah yardımcımız olsun.
 
Canım biz test sonucunu aldık eşim henüz doktora gitmedi. gidicek inşallah.
 
selam arkadaslar esime galiba önümüzdeki ay tese yapilcak,son konusma icin ayin 27 randevümüz var,esime belli etmiyorum ama cok korkuyorum,bide kardesimin hamile oldugunu ögrendim cok kötü oldum,sevinemiyorum bile,duydugumda oturdum bütün gün agladim nezaman arasam hamilelikten bahsediyor gücüm kalmadi artik,zaten bütün akrabalar benim kisir oldugumu falan söylüyorlarmis bunlari duymak cok kötü,rabbim bizimde yüzümüzü güldürür insallah
 
15 yıldan beri denemediyim ot ilaç kalmadı sıfıra sıfır elde var sıfır el ele baş başa otları ilaçları içip 3 ay sonra acaba bi faydası oldumu diye tahlil yaptırıryoruz sonuç fiyasko:1no2:umudumu tamamen yitirdim arkadaşlar
 
bence biran önce yaptırın çünkü her geçen gün daha çok yıpranırsınız ikinizde stresinde kötü rolü olduğunu unutmayın aynı şeyleri bende yaşadım çünkü eşim tedavi görcek ameliyat oldu ve birazdaha yükseldi inşalah ben dahil isteyen herkes bebişine kavuşur
 
arkadaşlar hepinizi tek tek okudum. bence umudunuzu yitirmeyin tıp o kadar hızlı ilerliyor ki.. bundan 5 yıl önce tese diye bir yöntem yoktu ve şuan var 1 adet sper bulunursa şansta var. yani bundan 5 sene sonra kök hücrelerden sperm elde edilemeyeceği ne malum. bence tese yaptırmaya korkan arkadaşlar yaptırın derim ben. bekleyerek daha çok stres ve daha çok üzüntü yaşarsınız. başarı hikayelerinde bi arkadaş yazmıştı... tese yöntemi yokken çare yok diye evlatlık almışlar daha sonra bu yöntemle 1 adet sperm bulunmuş ve pozitif sonuç almışlar şimdi iki oğlu varmış. umutvar olun olumlu düşünün, biliyorum çok zor ama yürekten olacağına inanın. hepiniz özel anneler olacaksınız bebekleriniz daha doğmadan onlar için mücadele ediyorsunuz. dualarım sizinle....
 
Merhaba arkadaşlar benim eşimde azospermi 4 yıllık evliyiz bir ilk yıl korunduk daha sonra korunmayı bıraktık 1 sene sonra doktora gittik tahlil istedi orada belli oldu 2 senedir biliyoruz durumu ama benim eşimde tedaviye yanaşmıyor kendiliğinden olur diyor, bakalım allah büyük eninde sonunda gider inşallah doktora allah herkese ii ve mutlu haber versin kardeşlerim
 
aysena2286 haklısın arkadaşım dediğim gibi allah hepimizin yüzünü güldürsün, benim derdim eşim bunu kaldıramadı ama zamanla kafasına yatacak allahın izini ilede tedaviye yanaşacak saol arkadaşım desteğin için , allahım hepimizin kucağını doldursun amin
 
arkadaşlar okurken gözyaşları içinde kaldığım tüylerimin diken diken olduğu bu gerçek bir yaşam öyküsünü sizinle paylaşmak istedim..daha önce bunu konu olarak açmıştım..sizlere moral olsun diye buraya tekrar ekliyorum...benim eniştemde azospermi ablama bu konuda destek çıkmaya çalışıyorum....en azından neler hissettiğinizi anlıyabiliyorum..Allah hepinizin yardımcısı olsun...
 
işte yaşadıklarını bir siteye anlatan kadının öyküsü;

Nereden başlasam diye çok düşümdüğüm şu an için umut olan ama bir dönem sancılarla geçirdiğim çok başlangıcım oldu...

İlk başlangıç eşimle tanışmak ona evet demek olabilir belki de. O evet sonrası yeni bir başlangıç oldu. Belki de burada sizinle en çok buluşma ma sebeb olan da bu başlangıç oldu....

Evlenmeden önce eğitimim devam ettiği için, eşimle 5 yıl kadar çocuk sahibi olmama kararı almışdık. Bunun için önce iyi bir aile planlama merkezine gitmeye karar verdik. Aslında iyi olmadığını iyilerini görünce anladım. Kadın doğumcu bize bilgilendirme yapdı sonra da dedi ki isterseniz bir sperm testi yapalım eğer ki bir problem var ise boşuna 5 yıl kadar zaman kaybı olmamış olsun. Daha sonra, benden bir kaç çeşit test isteyeceğini söyledi. Eşim testi yaptırdı . Sonucu almaya gittiğimizde, eşimin adını söylediğimizde labarotuvarda ki kişiler de bile bir anormallik vardı. Test sonucu belirten kağıdı hemen açtık, kağıtta olması gereken değerler yazıyordu. Ben bir anlam veremedim. Doktorumuz, test sonucuna göre canlı dokusu bulamadığını bunun için acil olarak üroloğa gözükmemizin iyi olacağanı ve bizlerden bir takım testler isteyeceğini falan söyledi. O konuşdu ben içli içli dinledim. Hem çok anlamsız gelen sözler hem de o onda sorgulamaya başladığım bir hayatım. Lafın sonunda ise hiç çekinmeden "bebek isteyen bir çift iseniz bu birlikdeliği gözden geçirin" dedi. Aslında sonradan yapılan itiraflarımızda daha ilk cümlede gözden geçirdiğimiz çok şey olduğunu öğrendik. El ele girdiğimiz yerden eşim benden uzaklaşarak indi ve bu iş bitti dedi. Öylece kala kaldığıma mı yanayım aldığım habere mi anne olmama ihtimalimle birlikde seçmekte olduğum bir çok şeye mi. Evli olsam üstesinden gelmem daha kolay olabilirdi. Gitmesine izin mi vermeliydim ? yoksa beklemeli?. O gün o gece nasıl geçti anlatamam. Acaba anneme söyleyeyim mi ?eşimi arayayım mı? falan filan..... Ama bir gerçek var ki o gün çok ağladım... Zaten bir daha istesem de o kadar hür ağlayamadım....

İlk bir hafta zor geçti tabi eşim evlilik planlarını ertelediğini söyledi. Ben kararımı vermiştim, kesinlikle evleneceğiz. Ama nasıl ikna edicem! arada yaşadığım gel gitler de cabası... Dedim ki tamam evlenelim hem de evlat edinmek için gerekli araşdırmaları yapalım. "Ne olcak herkez doğurcak değil ya "dedim. Zar zor ikna ettim. Evlendik...

Evlenmeden önce ise, hazırlıklarımızla birlikte yapılması gereken testler yaptırdık. Hormonlar temiz hiç problem yok. Her şey çok iyi ama sperm üretimi yok. Sonuç olarak ameliyatla kanalara girilip canlı dokusu aranacak. Artık durum çok belli idi ama hepsinden önemlisi eşim çok büyük bir değişiklik yaparak durumu kabullendi.

Evliliğimiz ilk aylarında bir kere bile konuşmadık bu konuyu. Sağa sola, eşe, dosta da 5 yıl çocuk yok dedik bir nevi zaman kazanma isteğiydi bizim ki. Yaşadığımız şehir çok küçük, imkanlar belli. Yaşım çok küçük toyum, cahilim eşim deseniz kime gitsin kime sorsun? Ne yapmalı ne etmeli düşüncesiyle süren sessizliğimizi bir akşam yemeğinde pazarlık yaparak son buldurmuşdum. Dedim ki "olursa olur olmazsa bir yavruya sahip çıkarız ama var mısın ? Hazırmısın?" Ürogünloğa yeniden gittik. Her şey çok normal olduğu için doktorumuz vücudun sperm üretimini sağlaması için ilaç yüklemsi yapıp,sperm üretmeyi öğreticem yani dedi. Yeni bir sperm üretimin olması için yetmiş küsür gün olması gerekdiğini bunun için de ilaçın 4 ay kadar kullanmamazı gerektiğini söyledi. Tabi kullandık. Sabah bir akşam bir ilaç alıyordu. Test yapdırdık süre dolunca ise sıfır yani hiçbir değişiklik yok idi. Sonradan öğrendim ki o dönemde yani 2001 yılında iken ilaç zararlı olduğu gerekçesiyle tam 12 yıl önce piyasadan çekilmiş. Ya da biz öyle sanıyoruz.... Düşünün nasıl geriden geliyoruz tedavi için ve kimlere umut bağlıyoruz.... Zaman hızla akıp geçmiş 2 yıl geride kalmıştı bile. Artık istanbulla tanışma zamanı gelmiş bu tanışmışlıkla birlikde şaşkınlıklarımız da başlamıştı...

İyi bir hastanede micro tese yapılmasına karar verdik. Ben tüp bebek için hazırlık yapmadım. Daha doğrusu doktorumuz yönlendirmedi, "Önce sperm bulalım , bir kere bulursak hep buluruz" dediler. O gün yerdeki döşemeleri kaç kez saydığımı bile unutmadım aslında. Nasıl bir bekleyiş olduğunu, ne giydiğimi, kimle kaç cümle kurduğumu bile hatırlıyorum hala. Yalnızdım yine....Doktorumuz gözükdü kapıdan. Suratta öyle başkalarının dediği gibi hüzün ya da başka bir şey yokdu. Donuk mat anlamsız bakan bir ifade. Belki o gün bir şeyler değişecek olsa yine aynı ifade ile evet bulduk diyecekdi. .... "Hanım eşinizde her hangi bir canlı dokusu bulunmadı, şu ana dinleniyor birazdan ayılır, ameliyat sonrası için gayet iyi kendileri" dedi... Valla ne yalan söyleyeyim şöyle hokkalı bir küfür salladım kendisine. EEE dedim ne yapayım adamın peşinden mi koşup soru sorayım eşime mi bakayım... Odasına gittim ve bana "uğraşmayın" dedi. Dönor kullanın ya da evlat edinin dedi. Çok ağlamak istedim ama ağlayamadım asıl görev şimdi başlıyordu. Eşim haber bekliycek sorucaktı. Bir müddet sonra odasına aldılar, gittim sarıldım . Çok sıkı öptüm dudaklarından içim kıpırda dı, dedim ki "evet bu iş daha bitmedi biz bunu başarıcaz". Ameliyat sonrası bir birlerini bu kadar arzulu öpen kaç çift vardır dünya da ..... Eşim hiç soru sormadı bende olmadı demedim. Evimize geldik ve işgüç kaldığı yerden devam etti ama bu olay evliliğimizi çok daha kutsal yaptı. Savaşa devam ederken ve kararlığım devam ederken ,eşimde sperm olamdığı haberinden sonra ,bir gece daha bu kadar hür ağladığım ikinci gecem daha oldu. O gece ilkinden de daha çok acıtır canımı.

Amcamın kızı doğum yapmıştı. Bebek mevlüdüne gittik. Hani adettendir ya bebeğe hediyesi takılır kucağa alınır vermedi kızını bana. Senin çocuğun hala yok dedi. Ayyy nasıl çıktım o gün, o evden nasıl evime gittim bilemedim. Zaten bu sitesi ile tanışmam da bu olay vesile oldu. O gece yine derin derin ağladım. Geçen 3 yıla yakın zamana karşı değişmeyen şeylere ağladım.... Kendi kendime içlenmeme ağladım...... Neden diye sorup ağladım...... İçim deki irin akana kadar ağladım..... Hem susdum hem ağladım....

Doner meselesi gündeme geldi. Aklımın bir köşesinde nasıl olur acaba? sorusu. Acaba dedim eşimle yerlerimizi değiştirsek ne hissederdim? Ama yinede internet üzerinden araştırma yaptım. Genellikle bu tür vakalarda sağlıklı evlilik yürüten çiftlerin pek olmadığı olanların 1 ila 3 yıl arasında evliliklerini bitirdiklerini okudum. Yine internet üzerinden bunu denemiş çiftlerle görüşme fırsatım oldu. Türkiye için durum nedir bilemiyorum ama yurt dışında bu konuyu rahatlıkla aşmışlardı. Artık kabul ediniş kendisini daha çok hissettirirken CAN düşdü kucağımıza. İlk göz ağrım canım benim... Hayatımızı tamamen değiştiren sürme gözlü oğlum.

 
devamı_____________


Tabi ona hemen sahip olmadık ya da sahip olalım fikri hemen doğmadı. Çünkü kendinize kabul ettirseniz bile birde sosyal çevreniz. Aslında kendinizden daha çok onlara ne anlatıcağımızı düşünür olmuşduk ya da düşünür olmuşdum. Acaba kabul ederler mi acaba eşim kabul edebilecek mi acaba ben başkasının çocuğuna bakabilecek miyim? Şu an başkasının çocuğu cümlesi bile beni gerçekden çok etkiliyor. Gerçekden sevince doğurup doğurmadığınız unutuluyor. İlk olarak can'ın masraflarını karşılamaya başladık, annesi babasından ayrıldı. Tamamen onlara bakmaya başladık. Ama içim kayıyordu CAN ‘a . Bu arada yoğun tedavi programları devam ediyordu. Çeşitli kürler öğreniyordum ve eşime yediriyordum. Ya işe yararsa!!! Keçi boynuzundan tiksinmemin en önemli sebebi budur sanırım. Bir ara ne duysam yapar olmuştum. Ot içe içe hastalanmaya başladık. Bir tek eşim değil bende ona eşlik etmek için içiyordum. Bir tek damlara çıkıp bağırmamıştık onun dışında her şeyi denedik. Doktorlar programlamaya başlar olmuşdu bizi. Bu arada denenen bir tese daha ve değişmeyen sonuç sonrası bu defter kapanmıştı. Aslında kabul edişim kolay gibi gözükse de kolay değildi. Eşim kesin ayrılma kararı aldı. Evden bir hafta kadar uzaklaşdı ve hiç aramadı sormadı. O dönemde aileme, onun iş gezisinde olduğunu söylemiştim. Derin merak duygusu içinde acaba polise mi gitsem?....... kendisine bir şey olmuşmudur?..... sorusuna birde şimdi her kes öğrenecek rezil olucaz düşünceleri de sarıyordu kafamı. Aslında ne yalan söyleyeyim, bende vazgeçtim kendisinden o dönemde. Çünkü salondaki masamızda yüzüğünü bulunca, eh dedim "bana bunu da mı yapacaktın", çocuğu olmadığı için ona çocuk vermek için savaşan kadını, geride bırakıp giden bir adam dı benim kocam ve ben ney için uğraşıyordum. Çok sordum bu kadar haklı olabilir mi? diye. Mesaj çektim tamam istiyorsan bitirelim, gel evden al pılını pırtını diye. Bu mesaj eşime kendine getirken, beni çok yormuştu. O gece eşim gelecek diye Can' lara gittim. Annesi koynuma verdi canı. Böyle kulakalrının arkasından öyle tatlı bir koku geliyordu ki içim ona daha bir aktı cana. Eşimle buluşup konuşduğumuz da bu konunun bizim için kapnadığını zaten başka da çaremiz olmadığının her ikimiz içinde tek doğru karar olduğunu fark ettik. Tabi yine de insan her şey için bu son cümlesini kuramıyor ama can' la olan ilişkimiz her geçen gün artmaya onsuz hiç duramamaya başlamıştık. Sonuç olarak nasıl çıkt,ı bu konu tam bilemiyorum ama bir den annesi çocuğu bize emanet etmeye (tabi kendisi de bizimle birlikde olma şartıyla) bizde canı oğlumuz kabul etmeye karar verdik. Eşim babası oldu, ben önceleri cici annesi. Baba kavramı olmadığı için onu bu anlamda benimsemesi daha kolay oldu. Tüm bu süreç sonrası canı her şeyiyle oğlumuz kabul ettiğimizi bize ait ne varsa onunda olduğunu duyurmaya başladığımızda, tepki almaya başladık. Kimse anlam veremiyordu, çocuk sahibi olamadığımızı bilinmiyordu, yine de ikimizde olmuyor demedik. Bu bizim kararımız dedik. Annem ve babam hiç tepki vermeden kabul etti. Sonradan öğrendim ki annem "hamile bir kadına bile öyle içli bakardın ki biz bir problem olduğunu anlamıştık" dedi, onun için hiç tepki vermemişlerdi. Canla hayatımız başladıkdan bir yıl sonra, hem ameliyatlar sonrası için, hem de son olarak genel bir kontrole gitti eşim. Son bir semen analizi dediler ve sonuç şok etti. Canlı bulunmuşdu. Canlı sağlam bir kaç sperm. Nasıl olur dedik. Sevinçden ağladık. Hemen tüp bebek. Her şey o kdar kolay ilerliyordu ki. Lucrin kullanmam gerekiyordu. Adet oldukdan sonraki 20 gün başlatıyordu kadın doğum doktorum ve ben iki gün sonra ilk iğnemi olmuştum. Sonra regli oldum. Göbeğimden gonalf iğnelerini olmaya başladım. Ciddi kilo kaybım oldu. Çok hastalandım. Yumurtalarım toplandı derken 8 tane emriyo oluştu ve 2 tanesi transfer edildi. Geriye kalan 6 tane donduruldu.

Bir umutla evimize döndük. Transferden bir kaç gün sonra şiddetli bir kanama geçirdim. Bir kez daha denemenin ve zorlamanın yanlış olduğunu düşündürücü şeyle önümüze döküldü. Artık birikimler kalmamışdı, ciddi bir borca girmişdik. Eşim arabası satmıştı. Yetişemez olmuşduk. Geride kalan 5 yıl boyunca sadece fazla fazla harcamışdık. Sonra işe geri döndüm. Moral dopalamak için. Bir kaç hafta sonra mide bulantısı şikayetlerim başladı. Tedavi sonrası yoğun kilo kaybım olmuşdu ve ben pek iyi değilidim. Vücudum iflas etmeye başlamışdı sanki. Bu bitmek bilmeyen umut koşuşturmacasında bitmişdim ben. Sonra çok yakın bir arkadaşımın ısrarı üzerine doktora gitim. Zaten o dönemde böbrek rahatsızlığım kendisini yeniden hissettirdi. Kan testi yapıldı, sonucu almaya gittiğimizde dediler ki "gözünüz aydın hamilesiniz". Nasıl şaşırdım nasıl anlatamam. Böyle gözlerimden yaşlar kendiliğinden aktı gitti. Aynı zamanda da çok korktum. Hemen doktora gittik kalp atışını dinledik oğlumun. İkinci gebeliğim başlayınca da canı yasal olarak almak için baş vurduk ve ikinci oğlumuz doğmadan abisi de resmen ailemize katıldı. Şimdi ikisi de birlikde uyum içindeler.

Her şeyden önce ben anne oldum. Mert doğdukdan sonra daha çok göz hapsine alındım. Çocuğa bakacakalr mı bak acaba dövüyor mu? bağırıyor mu? seviyor mu? diye. Ama onu ben büyütüyorum ve o aynı babası gibi. Çünkü kocam ona nasıl erkek olacağını öğretirken kendinden bir şeyler alıyor. Belki inanmayacaksınız ama Can aynı babası. Onun gibi yiyor yazıyor konuşuyor tepki veriyor. O benim ilk göz ağrım. İkinci si de aynı abisi ni taklit ediyor. Allahım sen bu muhteşem duyguyu her kese yaşat.
 
X