- 20 Kasım 2006
- 1.098
- 25
Çok yakın zamanda iki kez çıktı aynı soru karşıma. “Hayatta ki en büyük başarınız nedir?”Birisi iş görüşmesi için gittiğimde doldurduğum formda vardı,bir diğeri de bir arkadaşımın hazırladığı testte.İkisine de aynı yanıtı yazdım.Ama yazdığım yanıta giden yolculuğum hayli değişik oldu.Zihnimin öyle uzun koridorlarından geçtim ki, öyle kapılar açıldı ki önümde bunların tümünü zihnimden,ruhumdan kelimelere dökebilir miyim bilmiyorum.Ama en azından deneyecek kadar cesur olabilmeyi hedefliyorum.
Şimdi uzun uzun başarı tanımı yapacak değilim.Takdirlerle dolu karneler,diplomalar falan uğramayacak yanınıza.Mesleki yada maddi kazanımlarla da hiç yol almayı niyetim yok.
Dedim ya, labirent uzun ve karanlık ama bu konuların tuzak olduğunu bilecek kadarda yön duygum var.
Soru:”Hayatınızda ki en büyük başarınız nedir?”
Cevap:”Sevgisini kazabildiğim tüm güzel kalpler , benim en büyük başarım.En büyük başarı insan kalbi kazanmaktır.Ve kazandığın kalbi korumaktır.”
Evet iş görüşmesi için doldurduğum formada aynen böyle yazdım.Tıpkı içimden geldiği gibi,cevabımın içimdeki huzurunu hissettiğim gibi... Sakın o, basit slayt gösterilerinde yazan ve geçen “doğa,çiçek,böcek,birbirimizi sevelim,”şeklinde bir metin okuyacağın ızı sanmayın. Anlatmaya çalıştığım ve anlaşılır olmasını dilediğim çok başka bir "başarı" tarifi...
Başarı,dokuz yaşındaki bir çocuğa mektup yazmak ve onun yollayacağı resimli cevabı sabırsızlıkla beklemektir. Anneannenizin arkadaşı olan seksen beş yaşındaki teyzenin sizin evde yalnız olduğunu bildiği bir vakit,size ulaşamayınca endişe duyacak kadar sizi siz olduğunuz için sevmesidir. Yeni tanıştığınız birinin, siz bir ay yokken bu şehirde uçaktan inip telefonunuzu açtığınızda “hoş geldin” mesajı yollamasıdır.Çok sevdiğiniz dostunuza doğum günü hediyesi alırken,onun aylar önceden sipariş ettiği, ama bunu bilmemenize rağmen çok istediği filmi seçecek kadar,dostluğunuza emek vermek ve onu tanıyabilmiş olmaktır.
Hararetli bir sohbet sırasında kızıp söylenirken,yanınızdaki ağabeyinizle ”iyi de canım,herkes gönlünü senin kadar bahar tutamaz ki” diyecek kadar yakın ilişki kurduğunuzu bilip,sizi bu denli iyi tanıdığına şükretmektir.
Kalbinde yer bulduğunuz ve kalbinizde yer açtığınız insanlara emek vermekten zevk almaktır.
İnsana emek vermeyi,sahip olduklarımızı korumayı bildiğimiz kadar başarılıyız hayatta.
Ruhumuzu ne kadar ince,gönlümüzü ne kadar büyük benliğimizi ne kadar küçük tutabiliyorsak huzurluyuz.