- 23 Mayıs 2007
- 1.828
- 5
KAHRAMANLARI :
NERİMAN : Romanın baş kahramanıdır. Ne istediğini tam olarak bilmeyen ,Avrupai hayata özenen bir kızdır.
ŞİNASİ : Neriman'ın evleneceği insandır. Neriman'da ki değişikliklerin farkındadır ama yapısı gereği sakin bir insan olduğundan dolayı çoğu şeyi sükutla karşılar.
FAİZ BEY : Neriman'ın babasıdır. Kızındaki değişikliğe bir anlam veremez ama herşeye rağmen kızının mutluluğunu isteyen iyi bir babadır.
MACİT : Neriman'nın erkek arkadaşıdır. Neriman'ı öz değerlerinden uzaklaştırmasında önemli bir rolü vardır.
GÜLTER : Nerimanların evlerindeki emektar yadımcıdır.
FAHRİYE : Neriman'ın arkadaşı.
NEZAHAT : Şinasi'nin kız kardeşi.
FERİT : Şinasi'nin arkadaşı
YAZARIN EDEBİ ŞAHSİYETİ - HAYATI :
PEYAMİ SAFA
(1899-15 Haziran 1961)
Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, küçük yaşta babasını kaybetti(1901). Ve uzun süren bir hasatalık dönemi geçirdiği için ilkokuldan sonra düzenli bir eğitim görmedi.Bütün yaşamı boyunca kendi kendisini yetiştirdi. On üç yaşında çalışmaya başladı. On dokuz yaşında gazetecilik mesleğine girdi. Sayısız makale ve fıkra yayınladı.Para kazanmak kaygısıyla yazdığı romanlarda "Server Bedi" imzasını kullandı. Asıl adını taşıyan romanlarında çok yönlü kişiliğini yansıttı. Kendisini yetiştiren yazar, geniş kültürünü, güçlü sezgilerini duygu ve düşünce planındaki araştırmalarında kullandı.
Türkiye'nin geçirdiği kültür ve medeniyet değişiminin toplum hayatına etkilerini, bunların psikolojik ve sosyal sonuçlarını, buhranlarını, çatışma ve uzlaşmaları ele aldı. Tahlilci,tenkitçi, bir bakış açısı kullandı.
Türk edebiyatını olduğu kadar, batı romanını da inceleyen Peyami Safa, edebiyatımızda romanı çok iyi bilen yazarlardan biri oldu.Roman tekniği ve incelemesi ile ilgili ilk sayılabilecek makaleleri de yine Peyami Safa yazdı. Sağlam ve objektif görüşler ileri sürdü. Bu makalelerde kendi romanlarının savunmasını veya izahı yerine, genel anlamı ile roman türünü ele aldı.Romanda realizm ve natüralizmi reddetti. Romanda tip, hacim, ifade, tahlil ve kurgu ile ilgili görüşler ileri sürdü.
Kendi yazdığı romanlarda felsefe bilgisi ve geniş kültürünün etkisiyle metafizik konulara, gazteciliğinin yönlendirmesi ile sosyal meselelere yer verdi.Buna rağmen, dar ve kapalı mekanlarla az sayıda kahraman ve basit olay örgüsü ile kurduğu başarılı psikolojik romanlarıyla tanındı. Ruh hallerini çözümlemedeki başarısı,usta işi roman kurgusu ve kıvrak dili ile dikkatleri çekti. Konunun çeşitliliğine ve derinliğine göre farklı anlatım tekniklerini kullandı. Tahlil ve tasvirin ağırlıklı olduğu tahkiyede konuşur gibi yazmaya karşı çıktı. Halk dilinin aşılması ve günlük ifade imkanlarının üstüne farklı ve soyut kavramları da içeren geniş bir edebiyat dilinin kullanılmasını savundu.
Server Bedi takma adıyla yazdığı 80 kadar hikaye ve romanı edebi eser saymamaktadır. Peyami Safa'nın avam işi kabul ettiği bu eserlerin çoğu edebiyat tarihçilreri tarafından takdirle karşılanmaktadır.Özellikle Cingöz Recai adlı roman kahramanın etrafında gelişen bir seri eseri, edebiyatımızın yegane polisiye romanları sayılmaktadır.Peyami Safa'nın asıl edebiyatçı yanı, kendi adıyla yayımladığı romanlarında belirmektedir.
ESERLERİ:
Fikri eserleri ; Türk inkılabına bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefi Buhran (1939), Millet ve İnsan (1943), Mahutlar (1959), Sosyalizm (1961), Nasyonalizm (1961), Mistisizm (1961).
Hikayeleri ; Karanlıklar Kralı (1913), İstanbul Hikayeleri (1919),Gençliğimiz (1922), Siyah Beyaz Hikayeler (1923), Aşk Oyunları (1923), Süngülerin Gölgesinde (1924), Ateşböcekleri (1925).
Romanları ; Sözde Kızlar (1925), Mahşer (1924), Canan (1925), Bir Akşamdı (1928), Şimşek (1928), 9. Hariciye Koğuşu (1930), Attila (1931), Fatih-Harbiye (1931), Bir tereddüdün Romanı (1933), Biz İnsanlar (1939), Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951).
Ölümünden sonra yayınlanan seçme yazıları ; Doğu - Batı Sentezi (1963), Osmanlıca - Türkçe - Uydurmaca (1970), Sanat - Edebiyat - Tenkid (1970), Seçmeler (1970), Din - İnkılap -İrtica (1972), Kadın - Aşk - Aile (1973), Eğitim - Gençlik - Üniversite (1973).
FATİH - HARBİYE :
Peyami Safa'nın san'at dünyasının zirvesine tırmanan eserlerinden biridir.Çünkü Peyami Safa' nın olgunluk çağında yazılan bir eserdir.
Türk - İslam mücerretlerini Osmanlı müşahhasında meydana getirdiği medeniyetten kopulup batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki tesirlerini işlemektedir. Batılılaşma hareketinin önceleri muayyen semtlerde süratle yerleşmesine mukabil bazı semtlerin daha fazla geleneğini muhafaza ettiğini ve böylece İstanbul' un yamalı bohça manzarasına büründüğünü, zamanla batılılaşma cereyanını büyük bir gayretle eski medeniyete bağlı istanbul semtlerini hırpaladığını ortaya koyarken, medeniyetler arası, çatışmanın ailelere kadar girerek babayı aynı dünyada bırakıp, çocuğunu batıya doğru çektiğini göstermektedir.
Bir moda salgını tarzında yayılan Batılılaşma hareketinin zamanla ruhlarda nasıl bir törpülenme husule getirdiğini teşhisten sonra; bu yeni hayat uslubuna gönül vermişlerin dahi ruhlarının en derin ve en nazlı noktalarında, öz kültürümüz arzusunun küllenmiş bir kor şeklinde varlığını muhafaza ettiği, eserde açıkça görülmektedir.
Peyami Safa, Fatih - Harbiye' de toplum ve kültür yozlaşmasının nedenlerini tartışırken de toplumdaki maddileşmeyi öne sürerek Batılılaşmanın gereksizliğini vurguladı. Fatih - Harbiye onun bu yönünü en iyi gösteren romanıdır. Peyami Safa bu romanını kahramanı genç kızın (Neriman), asıl değerlerden uzaklaşarak Harbiye'de yaygınlaşan Avrupai yaşama özenmesini ve yeniden Fatih'in simgelediği aslına dönüşünü betimlerken, bu değişimi, bütünüyle ruhsal etmenlere bağlar.
NERİMAN : Romanın baş kahramanıdır. Ne istediğini tam olarak bilmeyen ,Avrupai hayata özenen bir kızdır.
ŞİNASİ : Neriman'ın evleneceği insandır. Neriman'da ki değişikliklerin farkındadır ama yapısı gereği sakin bir insan olduğundan dolayı çoğu şeyi sükutla karşılar.
FAİZ BEY : Neriman'ın babasıdır. Kızındaki değişikliğe bir anlam veremez ama herşeye rağmen kızının mutluluğunu isteyen iyi bir babadır.
MACİT : Neriman'nın erkek arkadaşıdır. Neriman'ı öz değerlerinden uzaklaştırmasında önemli bir rolü vardır.
GÜLTER : Nerimanların evlerindeki emektar yadımcıdır.
FAHRİYE : Neriman'ın arkadaşı.
NEZAHAT : Şinasi'nin kız kardeşi.
FERİT : Şinasi'nin arkadaşı
YAZARIN EDEBİ ŞAHSİYETİ - HAYATI :
PEYAMİ SAFA
(1899-15 Haziran 1961)
Şair İsmail Safa'nın oğlu olan Peyami Safa, küçük yaşta babasını kaybetti(1901). Ve uzun süren bir hasatalık dönemi geçirdiği için ilkokuldan sonra düzenli bir eğitim görmedi.Bütün yaşamı boyunca kendi kendisini yetiştirdi. On üç yaşında çalışmaya başladı. On dokuz yaşında gazetecilik mesleğine girdi. Sayısız makale ve fıkra yayınladı.Para kazanmak kaygısıyla yazdığı romanlarda "Server Bedi" imzasını kullandı. Asıl adını taşıyan romanlarında çok yönlü kişiliğini yansıttı. Kendisini yetiştiren yazar, geniş kültürünü, güçlü sezgilerini duygu ve düşünce planındaki araştırmalarında kullandı.
Türkiye'nin geçirdiği kültür ve medeniyet değişiminin toplum hayatına etkilerini, bunların psikolojik ve sosyal sonuçlarını, buhranlarını, çatışma ve uzlaşmaları ele aldı. Tahlilci,tenkitçi, bir bakış açısı kullandı.
Türk edebiyatını olduğu kadar, batı romanını da inceleyen Peyami Safa, edebiyatımızda romanı çok iyi bilen yazarlardan biri oldu.Roman tekniği ve incelemesi ile ilgili ilk sayılabilecek makaleleri de yine Peyami Safa yazdı. Sağlam ve objektif görüşler ileri sürdü. Bu makalelerde kendi romanlarının savunmasını veya izahı yerine, genel anlamı ile roman türünü ele aldı.Romanda realizm ve natüralizmi reddetti. Romanda tip, hacim, ifade, tahlil ve kurgu ile ilgili görüşler ileri sürdü.
Kendi yazdığı romanlarda felsefe bilgisi ve geniş kültürünün etkisiyle metafizik konulara, gazteciliğinin yönlendirmesi ile sosyal meselelere yer verdi.Buna rağmen, dar ve kapalı mekanlarla az sayıda kahraman ve basit olay örgüsü ile kurduğu başarılı psikolojik romanlarıyla tanındı. Ruh hallerini çözümlemedeki başarısı,usta işi roman kurgusu ve kıvrak dili ile dikkatleri çekti. Konunun çeşitliliğine ve derinliğine göre farklı anlatım tekniklerini kullandı. Tahlil ve tasvirin ağırlıklı olduğu tahkiyede konuşur gibi yazmaya karşı çıktı. Halk dilinin aşılması ve günlük ifade imkanlarının üstüne farklı ve soyut kavramları da içeren geniş bir edebiyat dilinin kullanılmasını savundu.
Server Bedi takma adıyla yazdığı 80 kadar hikaye ve romanı edebi eser saymamaktadır. Peyami Safa'nın avam işi kabul ettiği bu eserlerin çoğu edebiyat tarihçilreri tarafından takdirle karşılanmaktadır.Özellikle Cingöz Recai adlı roman kahramanın etrafında gelişen bir seri eseri, edebiyatımızın yegane polisiye romanları sayılmaktadır.Peyami Safa'nın asıl edebiyatçı yanı, kendi adıyla yayımladığı romanlarında belirmektedir.
ESERLERİ:
Fikri eserleri ; Türk inkılabına bakışlar (1938), Büyük Avrupa Anketi (1938), Felsefi Buhran (1939), Millet ve İnsan (1943), Mahutlar (1959), Sosyalizm (1961), Nasyonalizm (1961), Mistisizm (1961).
Hikayeleri ; Karanlıklar Kralı (1913), İstanbul Hikayeleri (1919),Gençliğimiz (1922), Siyah Beyaz Hikayeler (1923), Aşk Oyunları (1923), Süngülerin Gölgesinde (1924), Ateşböcekleri (1925).
Romanları ; Sözde Kızlar (1925), Mahşer (1924), Canan (1925), Bir Akşamdı (1928), Şimşek (1928), 9. Hariciye Koğuşu (1930), Attila (1931), Fatih-Harbiye (1931), Bir tereddüdün Romanı (1933), Biz İnsanlar (1939), Matmazel Noraliya'nın Koltuğu (1949), Yalnızız (1951).
Ölümünden sonra yayınlanan seçme yazıları ; Doğu - Batı Sentezi (1963), Osmanlıca - Türkçe - Uydurmaca (1970), Sanat - Edebiyat - Tenkid (1970), Seçmeler (1970), Din - İnkılap -İrtica (1972), Kadın - Aşk - Aile (1973), Eğitim - Gençlik - Üniversite (1973).
FATİH - HARBİYE :
Peyami Safa'nın san'at dünyasının zirvesine tırmanan eserlerinden biridir.Çünkü Peyami Safa' nın olgunluk çağında yazılan bir eserdir.
Türk - İslam mücerretlerini Osmanlı müşahhasında meydana getirdiği medeniyetten kopulup batıya yönelişin cemiyet ve aile üzerindeki tesirlerini işlemektedir. Batılılaşma hareketinin önceleri muayyen semtlerde süratle yerleşmesine mukabil bazı semtlerin daha fazla geleneğini muhafaza ettiğini ve böylece İstanbul' un yamalı bohça manzarasına büründüğünü, zamanla batılılaşma cereyanını büyük bir gayretle eski medeniyete bağlı istanbul semtlerini hırpaladığını ortaya koyarken, medeniyetler arası, çatışmanın ailelere kadar girerek babayı aynı dünyada bırakıp, çocuğunu batıya doğru çektiğini göstermektedir.
Bir moda salgını tarzında yayılan Batılılaşma hareketinin zamanla ruhlarda nasıl bir törpülenme husule getirdiğini teşhisten sonra; bu yeni hayat uslubuna gönül vermişlerin dahi ruhlarının en derin ve en nazlı noktalarında, öz kültürümüz arzusunun küllenmiş bir kor şeklinde varlığını muhafaza ettiği, eserde açıkça görülmektedir.
Peyami Safa, Fatih - Harbiye' de toplum ve kültür yozlaşmasının nedenlerini tartışırken de toplumdaki maddileşmeyi öne sürerek Batılılaşmanın gereksizliğini vurguladı. Fatih - Harbiye onun bu yönünü en iyi gösteren romanıdır. Peyami Safa bu romanını kahramanı genç kızın (Neriman), asıl değerlerden uzaklaşarak Harbiye'de yaygınlaşan Avrupai yaşama özenmesini ve yeniden Fatih'in simgelediği aslına dönüşünü betimlerken, bu değişimi, bütünüyle ruhsal etmenlere bağlar.