Bin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.555
36.069
Bin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini

Kitaptan Alıntılar & Yorumum:
“Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem….Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez. O da tahammül. Sabretmek. Katlanmak. Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez.”​
Bir harami, haram çocuk olarak dünyaya gelen Meryem, annesinin olanca nasihatine karşılık, babası Celil en sevdiği insandır. Ancak babası, Meryem’i gözlerden ırak yerlerde ziyaret etmekte, onunla kalabalıklarda boy gösterememektedir.
Meryem bir gün baba aşkıyla evden kaçar. Bu karar bütün hayatını etkileyecektir.

“Daha çok küçüksün, biliyorum, ama bunu şimdiden anlamanı ve iyice öğrenmeni istiyorum. Evlilik bekleyebilir, eğitim beklemez. Sen çok, çok zeki bir kızsın. Gerçekten öylesin. İstediğin her şey olabilirsin, Leyla. Seni tanıyorum. Ayrıca, bu savaş bittikten sonra Afganistan’ın erkekler kadar, belki daha da çok, sizlere gereksineceğini biliyorum. Çünkü bir toplumun, kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı hiç yoktur, Leyla. Hiç yoktur.”​
Kültürlü bir babanın kızı olarak yetişen Leyla, annesiyle istediği yakınlığı hiçbir zaman yakalayamaz. Savaşta ölen iki abisinin gölgesi her an üzerindedir. Günlerini, en yakın arkadaşı Tarık ve babasıyla geçirmektedir.

Roman, aralarında yirmi yaş olan Meryem ve Leyla’nın, Afganistan’ın Sovyet işgali ile başlayıp, şeriat rejiminin ilan edilmesine kadar uzayan tarihi örgüsünde; bir gün, bir şekilde aynı evi paylaşmalarına kadar uzanan hayatlarını anlatır. Ülkelerinde olagelen değişim sürecinin yansımasında, her ikisinin hayatı da beklenmedik dramlara sahne olur.

Khaled Hosseini’nin anlatımından, gözlem yeteneğinden, bir ülkenin siyasi tarihini de içererek, ayrıntılara temasından, son derece başarılı bir kurguyla olayları ve insanları bir araya getirdiği bu romandan etkilenmemek mümkün değil..

Kararlıyım; en kısa sürede “Uçurtma Avcısı” nı da okuyacağım.


Yazarı Tanıyalım :

Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) Afganistan Kabil’de bir diplomatın oğlu olarak doğdu. Ailesi 1980’de Amerika Birleşik Devletleri’nden siyasi sığınma hakkı elde etti. Halen Kuzey California’da yaşamaktadır ve doktorluk mesleğini İlk romanı Uçurtma Avcısı’nın ardından Bin Muhteşem Güneş, yazarın ikinci romanı.
New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselen ilk romanı “Uçurtma Avcısı”, Marc Forster yönetmenliğinde 2007 yılında filme çekilmiştir.
Kişisel sitesi için tıklayınız.


Kitap İle İlgili Genel Bilgi :

9789752894846uc4.jpg


EVEREST YAYINLARI
Çeviren: Püren Özgören
Yayın Yılı: 2008
430 sayfa


Kapak Yazısı :

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...

Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...

Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar...

Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem.

Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla 'beklenen' bir roman...


 
arkadasimda vardi kitap, metroda okurken aldim elinden bir gøz attim, bir gøz atmamla bile mutis etkileyen bir kitap. ucurtma avcisini izledim cok guzeldi, okuyanlar kitabinin dahada guzel oldugunu søyluyor, Bir Muhtesem Günesi mutlaka okuyacam, tavsiye ederim harika bir yazar.
 
bugün aldım kitabı sırada o kdr çok okuncak kitabım varki hepsni hemen okumak istiorum =)) bu ayrı bi kitapmı yoksa uçurtma avcısının devamı mı?
 
bugün aldım kitabı sırada o kdr çok okuncak kitabım varki hepsni hemen okumak istiorum =)) bu ayrı bi kitapmı yoksa uçurtma avcısının devamı mı?

Afganistan'da olup biten insanlık dışı dram içeriğinden bakarsanız aynı tür kitaplar..

Uçurtma Avcısı'nda yakın arkadaş olan iki erkek çocuğun öyküsü anlatılırken, Bin Muhteşem Güneş' te ise Afganlı bir genç kızın, devrime denk gelen kadınlığa geçiş sürecinde yaşadığı sancılı dönemleri anlatıyor..

Birbirlerinin devamı değiller.. Benim favorim Bin Muhteşem Güneş.. yerimseniben
 
uçurtma avcısını okumadan önce bunu okudum, bir öğretmenimin tavsiyesiyle, bana çok duygulandığını söylemişti. kitapçıdan alırken de bir bayan bana sonlarında ağladığını söyledi, eve geldim, 1 günde bitirdim ama ağlamadım ... :S ama güzel bir kitap
 
eylül ayından beri bu kitabı okumak istiyorum ama elimde okadar çok kitap varki onları bitirmeden de bu kitabı satınalmıyorum...
 
Okuyacağım kitaplar listesinde bu kitap, ama ondan önce okuyacağım bir iki kitap daha var... Konusu beni çok etkiledi...
 
Okuyacağım kitaplar listesinde bu kitap, ama ondan önce okuyacağım bir iki kitap daha var... Konusu beni çok etkiledi...

"Bin Muhteşem Güneş" i bitirdikten sonra yazarın "Uçurtma Avcısı" nı da okumanı öneririm sevgili HİS..
 
Bin Muhteşem Güneş / Khaled Hosseini

Kitaptan Alıntılar & Yorumum:
“Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem….Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez. O da tahammül. Sabretmek. Katlanmak. Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir…. Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez.”​
Bir harami, haram çocuk olarak dünyaya gelen Meryem, annesinin olanca nasihatine karşılık, babası Celil en sevdiği insandır. Ancak babası, Meryem’i gözlerden ırak yerlerde ziyaret etmekte, onunla kalabalıklarda boy gösterememektedir.
Meryem bir gün baba aşkıyla evden kaçar. Bu karar bütün hayatını etkileyecektir.

“Daha çok küçüksün, biliyorum, ama bunu şimdiden anlamanı ve iyice öğrenmeni istiyorum. Evlilik bekleyebilir, eğitim beklemez. Sen çok, çok zeki bir kızsın. Gerçekten öylesin. İstediğin her şey olabilirsin, Leyla. Seni tanıyorum. Ayrıca, bu savaş bittikten sonra Afganistan’ın erkekler kadar, belki daha da çok, sizlere gereksineceğini biliyorum. Çünkü bir toplumun, kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı hiç yoktur, Leyla. Hiç yoktur.”​
Kültürlü bir babanın kızı olarak yetişen Leyla, annesiyle istediği yakınlığı hiçbir zaman yakalayamaz. Savaşta ölen iki abisinin gölgesi her an üzerindedir. Günlerini, en yakın arkadaşı Tarık ve babasıyla geçirmektedir.

Roman, aralarında yirmi yaş olan Meryem ve Leyla’nın, Afganistan’ın Sovyet işgali ile başlayıp, şeriat rejiminin ilan edilmesine kadar uzayan tarihi örgüsünde; bir gün, bir şekilde aynı evi paylaşmalarına kadar uzanan hayatlarını anlatır. Ülkelerinde olagelen değişim sürecinin yansımasında, her ikisinin hayatı da beklenmedik dramlara sahne olur.

Khaled Hosseini’nin anlatımından, gözlem yeteneğinden, bir ülkenin siyasi tarihini de içererek, ayrıntılara temasından, son derece başarılı bir kurguyla olayları ve insanları bir araya getirdiği bu romandan etkilenmemek mümkün değil..

Kararlıyım; en kısa sürede “Uçurtma Avcısı” nı da okuyacağım.


Yazarı Tanıyalım :

Khaled Hosseini (Halit Hüseyni) Afganistan Kabil’de bir diplomatın oğlu olarak doğdu. Ailesi 1980’de Amerika Birleşik Devletleri’nden siyasi sığınma hakkı elde etti. Halen Kuzey California’da yaşamaktadır ve doktorluk mesleğini İlk romanı Uçurtma Avcısı’nın ardından Bin Muhteşem Güneş, yazarın ikinci romanı.
New York Times'ın en çok satanlar listesinde bir numaraya kadar yükselen ilk romanı “Uçurtma Avcısı”, Marc Forster yönetmenliğinde 2007 yılında filme çekilmiştir.
Kişisel sitesi için tıklayınız.


Kitap İle İlgili Genel Bilgi :

9789752894846uc4.jpg


EVEREST YAYINLARI
Çeviren: Püren Özgören
Yayın Yılı: 2008
430 sayfa


Kapak Yazısı :

Nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. Artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. Afganistan'ın Khaled Hosseini'de yaşadığı gibi...

Bin Muhteşem Güneş, ilk romanı Uçurtma Avcısı'yla tüm dünyada inanılmaz bir başarı yakalayan Hosseini'nin ikinci romanı. Yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. Bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...

Küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar...

Khaled Hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. Başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem.

Bin Muhteşem Güneş, kelimenin tam anlamıyla 'beklenen' bir roman...



canım benim kitabı okumayı yeni bitirdim sayılır.tek kelimeyle bayıldım.herkesin okuması gereken bi kitap...
 

"Bin Muhteşem Güneş" i bitirdikten sonra yazarın "Uçurtma Avcısı" nı da okumanı öneririm sevgili HİS..


Uçurtma Avcısı da okunacaklar listesinde.... Off bir bilsen okunacak o kadar çok kitap var kii... Gayet hızlı da okuyan biriyimdir... Çok okurum da ama listeye her gün yenileri ekleniyor.... Engin bir deniz, napalım dalacaz artık, açıkcası okunacak kitap kalmazsa işte o zaman yanarız :eek:
 
Uçurtma Avcısı da okunacaklar listesinde.... Off bir bilsen okunacak o kadar çok kitap var kii... Gayet hızlı da okuyan biriyimdir... Çok okurum da ama listeye her gün yenileri ekleniyor.... Engin bir deniz, napalım dalacaz artık, açıkcası okunacak kitap kalmazsa işte o zaman yanarız :eek:
Ne zaman yazdıklarına rastlasam yüzümde bir gülümseme oluşuyor sevgili His.. Kitaplarla dolu bir yaşam organize eden, okumadan duramayan insanlara saygım her zaman sonsuzdur.. Çünkü; edebiyata saygı duyuyorsun.. Günümüz kirliliğinde, geyiğin boynuzuna oturmuş insan müsveddelerinin içinde benim için, bu özelliğinle apayrı bir yerdesin..
Sen, benden çok daha hızlı okuyorsun.. Hatta okuma hızına yetişemiyorum desem, inan abartmış olmam..
Seviniyorum, için kıpır kıpır.. Kim bilir daha ne çok şey konuşacağız kitaplar ve yazarlar hakkında..
Uçurtma Avcısı iki erkek arkadaşın; çocukluktan, ergenliğe ve sonrasında yetişkinliklerinde, kimi zaman ortak, kimi zaman ayrı paydalarda dolaşan yaşamlarının öyküsü.. Ve elbette yine ikinci romanındaki gibi Afganistan'ın değişim süreci de romanın fonunu oluşturuyor..
Uçurtma Avcısı'nda erkeklerin iç dünyasını, Bin Muhteşem Güneş'te de kadınların dünyasını, Afganistan'da olan biten acımasız olayların perdesini aralayarak izliyoruz..
Yazarın, yazı yeteneğini, ülkesinde olup bitenleri dünyaya duyurmak amacıyla kullanması da saygı duyulması gereken bir özellik bana göre..
Şimdiden keyifli okumalar.. a.s.
 
Ne zaman yazdıklarına rastlasam yüzümde bir gülümseme oluşuyor sevgili His.. Kitaplarla dolu bir yaşam organize eden, okumadan duramayan insanlara saygım her zaman sonsuzdur.. Çünkü; edebiyata saygı duyuyorsun.. Günümüz kirliliğinde, geyiğin boynuzuna oturmuş insan müsveddelerinin içinde benim için, bu özelliğinle apayrı bir yerdesin..
Sen, benden çok daha hızlı okuyorsun.. Hatta okuma hızına yetişemiyorum desem, inan abartmış olmam..
Seviniyorum, için kıpır kıpır.. Kim bilir daha ne çok şey konuşacağız kitaplar ve yazarlar hakkında..
Uçurtma Avcısı iki erkek arkadaşın; çocukluktan, ergenliğe ve sonrasında yetişkinliklerinde, kimi zaman ortak, kimi zaman ayrı paydalarda dolaşan yaşamlarının öyküsü.. Ve elbette yine ikinci romanındaki gibi Afganistan'ın değişim süreci de romanın fonunu oluşturuyor..
Uçurtma Avcısı'nda erkeklerin iç dünyasını, Bin Muhteşem Güneş'te de kadınların dünyasını, Afganistan'da olan biten acımasız olayların perdesini aralayarak izliyoruz..
Yazarın, yazı yeteneğini, ülkesinde olup bitenleri dünyaya duyurmak amacıyla kullanması da saygı duyulması gereken bir özellik bana göre..
Şimdiden keyifli okumalar.. a.s.

Güzel dileklerin için teşekkür ederim canım... Tabii ki de kitaplar ve yazarlar hakkında daha fazla muhabbetlerimiz olacaktır... Bu heyecan verici bir şey... Sanırım yeni bir şey öğrenmenin vermiş olduğu heyecan yerimseniben

Uçurtma Avcısının da değişik ve ilgi çekici bir konusu var... Belli ki yazar da kalemini en etkileyici bir şekilde kullanmış.... Okuyup görelim.... Sevgiler... a.s.
 
okuduğum kitaplar arasında beni en çok etkileyenlerden...
evet sonlarına doğru benim de gözlerim doldu, hatta yazara kızdım bu hikayeyi böyle bitirdiği için. ne bileyim Meryem'e haksızlık yaptığını düşündüm.Mutlu olmak onun da hakkıydı, onun da bu kadar zulümden sonra huzura ermeye ihtiyacı vardı.
gece uyumadan aklıma geldi kitap ve Meryem için ağladım. Şu kurtlar vadisinde çakır ölünce cenaze namazı kılıp ağlayanlara çok gülmüştüm ama demekki oluyormuş.kaydirigubbakcemile3
Bir de en çok hosuma giden arada kan bağı olmamasına rağmen Leylanın onu annesi yerine koyması ve öldükten sonra bile hatıralarına saygı göstermesi,gidip yaşadığı yeri görmesi...

offf ki ne offf...bi büyük rakı açıp içesim var şu an :lepi:
kitabı okuyan arkadaşlar beni anladı:kahve:
okumayanlara da tavsiyem okuyunuz arkadaşlar pişman olmayacaksınız...
 
bnden snra yazan olmamış bin muhteşem güneşi okudum bitirdim çok beğendim tavsiye edrm,yazarın dier kitabı uçurtma avcısını alıp okucam :)
 
dün bu topiğe bakarken uçurtma avcısını gördüm ve almaya karar verdim.şimdi de bu kitap gözüme çarptı.sanırım önce bunu alacağım
 
bu kıtabı okumak isteyen önce uçurtma avcını okumalıki,hanı ana yemekten sonra talı yenırya,işte buda o kıvamda,şidettle tavsiye ediyorum,ertelemeyın zaten 6 saate kalmaz bitiyor..
 
okuduğum kitaplar arasında beni en çok etkileyenlerden...
evet sonlarına doğru benim de gözlerim doldu, hatta yazara kızdım bu hikayeyi böyle bitirdiği için. ne bileyim Meryem'e haksızlık yaptığını düşündüm.Mutlu olmak onun da hakkıydı, onun da bu kadar zulümden sonra huzura ermeye ihtiyacı vardı.
gece uyumadan aklıma geldi kitap ve Meryem için ağladım. Şu kurtlar vadisinde çakır ölünce cenaze namazı kılıp ağlayanlara çok gülmüştüm ama demekki oluyormuş.kaydirigubbakcemile3
Bir de en çok hosuma giden arada kan bağı olmamasına rağmen Leylanın onu annesi yerine koyması ve öldükten sonra bile hatıralarına saygı göstermesi,gidip yaşadığı yeri görmesi...

offf ki ne offf...bi büyük rakı açıp içesim var şu an :lepi:
kitabı okuyan arkadaşlar beni anladı:kahve:
okumayanlara da tavsiyem okuyunuz arkadaşlar pişman olmayacaksınız...

Evet Meryem için ben de çok üzüldüm hatta şok olmuştum... Umudum onun da mutlu olması yönündeydi... Ama olmadı işte... Bir insan anneliği tatmadan da annelik yapabiliyormuş demek ki bunu anladım... :çok üzgünüm:

Ben ilk önce Bin Muhteşem Güneş i okudum, Uçurtma Avcısını daha sonra okudum... Öyle denk geldi... ama favorim tabi ki de bu....
 
X