Mektup

Cirkin Peri

Guru
Kayıtlı Üye
4 Ekim 2007
248
0
42
Bu gece bir melek gibi girdin rüyama, güzel gözlerin içime aktı bakışlarınla. Minnacık ellerin tutunca ellerimi yüreğim sıcacık oldu, yüzüm güldü her zamankinden çok… Kıvır kıvır saçlarını taradım önce..Öptüm o güzel yanaklarından büyük bir sevgiyle..Sen güldün, sarıp sarmaladın beni küçücük vücudunla..Sonra,

“Anne..Annecim..”Dedin..
“Beni bırakma, beni hiç bırakma canım annem…”
Ben çaresizlikten sustum,saçlarını okşadım önce..Sonra tuttum elinden,
“hadi canım..”Dedim, sen kalktın yerinden..
“Saklambaç oynayalım seninle..”

Başka yolum yoktu çünkü; sana açıklayamazdım seni ta en başından bırakmış olduğumu.. İstediğin düşlediğin gibi iyi bir anne olmadığımı, ta başından göstermiştim de sana, sen anlamamıştın.. Bende hep saklamıştım geldiğinde rüyalarıma…
Sen, ileride benim hayatımı nasıl güzelleştireceğini gösterirken tüm gücünle; ben çaresiz, aslında hiç varolmayacağını söyleyemedim sana.. Gücüm yoktu bunu kendime bile itiraf etmeye..Ama kararlıydım, bir sonraki rüyama geldiğinde anlatacaktım sana her şeyi. Gerçekleri görmeliydin yavrum, bilmeliydin sende…

Saklambaç oynayarak geçti düşler ülkesinde geçirdiğimiz bir gün daha.Ayrılırken sarıldın bana..
“Geç kalma anne, seni çok özlüyorum.”
Dedin; gözlerindeki hüzün denizinde boğuldum birden.Ben gözü yaşlı,
“tamam.”Diyebildim sadece..
“Erkenden geleceğim yanına, gene oyunlar oynayacağız seninle, saçını tarayacağım… O ipek saçlarını… Yanaklarından öpeceğim, sarılacağım… Hissettireceğim sana olan sevgimi…”
………….
………….
Uyandığımda kızdım kendime, seni kandırmaya hakkım yokken kandırıyordum durmadan… En kısa zamanda anlatmalıydım her şeyi… Buna hakkım yoktu; seni umutlandırmaya, dünyanın güzel olduğu yalanını söylemeye hakkım yoktu… İşten döndüğümde bunları düşünerek daldım uykuya… Gözlerimi kapatır kapatmaz gökyüzünde süzülmeye başladım hemen… Sen bekliyordun beni gülen yüzünle..
“Anneciiiimmm..”Dedin…
“Hoş geldin..Kokun ne güzel anne, ne çok özledim kokunu…”
Bende sarıldım sana, aslında hiç duyamayacağımı bildiğim için uzun uzun kokladım süt kokan tenini… Ne büyük bir acıydı o an yüreğimde hissettiğim, ne büyüktü duyduğum üzüntü…
Sen hemen gördün gözümden akan yaşları..
“Annem..” Dedin..
“Ağlama kıyamam…Neden ağlıyorsun ki hem… Şimdi az az görüyoruz birbirimizi ama yakında kucağında olacağım senin.Kollarında uyuyacağım.Gazımı çıkaracaksın büyük bir özenle.Belki geceleri ağlamalarım bıktıracak seni uykusuz kalacaksın.Ama geleceğim, zamanı gelecek doya doya koklayacaksın beni..Ağlama annem, yapma nolur, ağlama canım annem..”
Bu sözler ardına hiç tutamadım göz yaşlarımı, o kadar çok acı çekiyordum ki hıçkırıklarım duyuldu tüm gökyüzünde… Melekler farkındaydı söyleyemediğimin ama ellerinden gelmiyordu bir şey..Sessiz izliyorlardı ikimizi..Sen… Biraz da olsa hissettin ama gene de iyi düşünmek istiyordun. İyiyi hayal ediyordun sürekli. Polyanacılık oynuyordun tıpkı annen gibi..Derken dayanamadın, sende ağlamaya başladın.O güzel gözlerinden akan damlalar bıçak gibi saplandı yüreğime.
“Ağlama miniğim.” Dedim..
“Nolur ağlama, asıl annecin kıyamaz sana..Annecin kurban olur gözündeki bir tek damlaya..Bu yüzden de istemiyorum bu güzellikleri bırakıp dünyaya gelmeni..Kokunu duymak olsa da tek dileğim, sana bu kötülüğü yapamaz yüreğim anla… Orda insanlar kötü, sevgiler sahte.. Ben yaşadığım her dakika kırılıyorum, yaşadığım her dakika ölümü özlüyorum… Böyleyken düşüncelerim; seni… Kıyamadığımı…Canımı…Dünyaya getirerek varken yok edemem onu anla…”
Sen bu sözleri duyunca sustun birden… Sonra birden…Aniden başladın gene ağlamaya.. O kadar çok ağladın ki, tek göz yaşına kıyamayan gözlerim, kan damlalarını gördü yanaklarında…
“Sen beni istemiyorsun, sevmiyorsun..” Dedin..
“İyi ama neden, ne yaptım sana..Çok sevmekten başka, anne demekten başka ne yaptım annem..N’olur bırakma beni..Hiç ağlamam, gece uyandırmam seni..Gazımı da çıkarırım bir başıma…Yeter ki duyur bana kokunu..Yeter ki al kollarına, kızım de…Yavrum de…O da yeter bana…”
……………
……………
Anlamıyordun, nasıl anlayabilirdin ki..Görmeden nasıl bilebilirdin ve ben nasıl anlatabilirdim; seni istemediğimden değil, dünyayı sevmediğimden aslında hiç doğmayacağını sana..Hangi minik yürek anlayabilirdi bunu.. Annesinin kokusunu duymuş hangi yavru düşünmezdi istenmediğini..
Ama olmuyordu işte… Anlatamıyordum sana..Anlatamazdım anla…
Ben seni canımdan çok istiyordum yavrum.Sen benim parçam olacaktın..Benim kızım... Kıyamadığım, koruduğum, biriciğim olacaktın… Sana en güzel oyuncakları alacaktım… Düşlediğim doğumunla neşe saçacaktın bana ve çevremdekilere…Doğum gününde bütün aile birlikte olacaktık; ananen öpecekti yanaklarından, senin için ördüğü kazağı giydirirken bir yandan.Deden belki benim dedem gibi,
“Hadi miniğim ovalayıver sırtını dedenin.”
Diyecekti sen hiç erinmeden sıvazlayacaktın onun yaşlı sırtını..
Üniversiteye gidecektin, belki annen gibi sinemaya verecektin gönlünü… Varlığınla mutlu edecektin bizleri…
Ama bunlar sadece düşte güzel yavrum, anlayamazsın ki..Anlatamam ki dünyanın ne kadar kandırıkçı olduğunu sana.. İnsanların birbirine nasıl kıydığını, bir çocuğu acımasızca nasıl katlettiklerini nasıl anlatırdım minik kalbine.Nasıl derdim dünyada kimse kimseyi sevmiyor diye… Aileler hep kavga ediyor, çocuklar mutsuz… Çocuklar hep ağlıyor diye nasıl anlatırdı anne yüreğim… Ben senin ağlamanı istemiyordum oysa ki.Baban başkasına giderse babam nerde sorusunu sormanı, birisi canını yakarsa ve ben olmazsam orda anne diye bağırmanı istemiyordum diye nasıl anlatırdım bunu sana… Anlatamazdım ki, yapamazdım.. Kelimeler yetmezdi anlatmaya minik yüreğine..
……….
……….
“Sen beni istemiyorsun, iyi ama neden.”
Derken ben bunları düşünsem de anlatamadım o minik yüreğine… Yapamadım… Bakakaldım… Dayanamadı ana yüreğim..
“Sen benim canımsın..”
Dedim…Akan kanlar düzeldi göz yaşına dönüştü birden…
“Bazen zaman gerekir annelere..Bazen hemencecik olmaz istediklerimiz..Bazen yavruları dünyaya geldiklerinde mutlu olsunlar diye anneler biraz çalışır, güzelleştirir hayatlarını.. O zaman çağırırlar bebeklerini… Bu yüzden şimdi istemiyorum yavrum seni.. İstiyorum ki dünya da yalan kalmasın, herkes sevsin birbirini.. İstiyorum ki çocuklar rahatlıkla oynasın kapılarının önünde.. İstiyorum ki sen geldiğinde dünyaya baban yanımda olsun.. Beni çok sevsin ve seninle mutlu olsun, benden fazla sevsin süt kokan tenini..Bu yüzden çalışıyor annecin, bu yüzden istemiyor, şu an bu güzellikleri bırakıp gelmeni. O zaman, ne zaman gelir bilmiyorum kuzum..Sadece bekliyorum, gelmesini bekliyorum ve diliyorum bütün kalbimle.. İnan o zaman ilk önce seni çağıracağım yanıma.. Çocuklar ağlamayıp ta gülmesini öğrendiğinde dünyada, sende benim kollarımda olacaksın tüm sıcaklığınla..Ama şimdi erken, çok erken…” Diye devam ettim sözlerime..
Sen gülümsemeye başladın sözlerimin ardından.Sarıldın kocaman..
“Anneeeemmm.”Dedin…
“Seni seviyorum, seni çok seviyorum…”
Ben sustum gene ardından..Söyleyemedim sana dünyanın hiçbir zaman bu kadar güzel olamayacağını..Çaresiz kaldım, gülümsemene yenik düştüm, kendimi kandırdım.. Ayrılırken öptüm seni, sarıldım…
“Şimdi uyanıp çalışma vakti yavrum.” Dedim giderken.
“Kavuşmamız için güzellikleri ekmeliyim dünyaya..Gitmeliyim…”
Sen güldün her zamanki masumiyetinle.
“Peki..” Dedin.
“Ama çabuk gel, unutma beni, kokunu özlüyor yavrun, bunu bil ve çabuk gel n’olur..”
Ben yaptığım en iyi şeyi yaptım sustum ve her gece düşler ülkesine geldim… Yanına…. Kokunu duymaya… Sana hep yalanlar söylemeye devam ettim.Bugün böyle güzellikler diktik arkadaşlarımla dünyaya dedim.Bugün bir çocuk daha güldü, az kaldı tüm çocuklar gülecek ve sen geleceksin yanıma… Her gece usanmadan sürdürdüm yalanımı sana..
Hala da sürdürüyor yaralı yüreğim, gerçekleşmeyeceğini bilsem de inanmaya çalışıyorum bir gün geleceğine… Düşler ülkesinde değil gerçek dünyada duyacağıma kokunu…
Senin yüreğindeki umut kadar umut etmeye çalışıyorum inan.. Hep çalışıyor annen, bir gün düzeltir de dünyayı gelirsin diye yanına…
………….
………….
Bu yüzden yazıyor şimdi buraya, anlamayacağını biliyor ve zaman gelirde gerçekten varolursan ilerde oku diye sadece yazıyor… Şimdi üzdü diye seni, ağlattı diye acı çekiyor yüreği… Bu yüzden yazıyor..Zamanı gelip de anlayınca onu affedesin diye yazıyor.. Yazmaya da devam edecek yavrum; tıpkı her gece yanına geldiği gibi, her gece yazacak annen sana… Yazdığı mektupları saklayacak ve sen anlamaya başladığında uzatacak, onu affedesin diye… Ama şimdi…
Ama şimdi anlamaz yüreğin biliyor yüreğim ve susuyor bu yüzden… Sadece susuyor, seni… Sadece seni mutlu etmek içinde her gece geliyor yanına…
Şunu asla unutma anlamım, ben sen var oldukça varım dünyada..Sen varoldukça umutlu annen, sen varoldukça inancı var düzeleceğine her şeyin… Ve sen varoldukça biliyor ki gerçek sevgi sadece sana duyduğu sevgi.. Unutma asla unutma… Seni çok sevdiğimi asla unutma…


06/02/2005
Meral BİLGİÇ
 
canım yaaaa nasıl ağladım okurken anlatamam sana........
Emeğin
e sağlık................
 
Teşekkür ederim arkadaşlar...
Olmayan bir varlığa yazdım birde olsa ne yaparım bilmiyorum artık :KK43:
Dünya öyle kötü ki insan herşeye korkuyor...
 
X