Aşık Sefai Şiirleri

R

REYYAN

Ziyaretçi
BAYRAKSIZLAR
:nazar

Bayraksızlar bayraksızlar
Yere düşse bayrak sızlar
Nerden bilsin kıymetini
Soysuz sopsuz bayraksızlar

Ne olurdu yazmasaydım
Ben bu kara yazıyı
Bilmeseydi namert soysuz
İçimdeki sızıyı

Yıldızların isyanı var
Hilal taşıyan felek
Damla damla kan akıyor
Delik deşik bu yürek

Al rengine kara bağlar
Yastadır deli gönül
Aşık'ın olmuşum senin
Hastadır deli gönül

Renginde şehitlik gizli
Hilalinde mana var
Yüreğimde saklamışım
Kurbanında kına var.

Toprağa düşse yiğit
Ölüm güç verir bize
İnancıma teslim oldum
Zulüm güç verir bize.

Uğrunda ölen yiğit
Kim ne bilsin ne kadar
Geriye ne can kaldı,
Hepsini kurban adar.

Yamacında gezindiğin
Şimdi dağlar ağlasın
Bayrağım hançerlendi
Şimdi çağlar ağlasın.

Bayrak yere düşerken
Alkışlayan piçleri
Kahredecek TÜRK milleti
Destek veren güçleri.

Susmayın ey milletim
Bayraksızda ar olmaz
Susar ise yiğitler
Vatan bize yar olmaz.

Başı bozuk yaylada
Pusuları kurdular
İki yaşında yiğit
KÜRSAD'ımı vurdular.

Bundan gayri düsmanım
Bayrağa ters bakanlar
Artık hesap vermeli
Dağı taşı yakanlar.

Meleküt aleminde
Destan olan can bizim
Dalgalansın bayrağım
Üstündeki kan bizim.

Dört aylık bebeklere
Kurşun sıkan nerdesin
Nereye gidersen git
Öleceğin yerdesin.

Hükmü ilahi varsa
Belki korur yaradan
Kan düşmanı olmuşuz
Çekilsinler aradan.

Bu vatanın ekmeği
Gözünüze durmalı
Yiğit bir can gelmeli
Sizden hesap sormalı

SEFAİ'yem yaşamak ki
Bundan gayri ar gelir
Ay yıldızlı bayrağa
Bu yeryüzü dar gelir!

a.s.
 
AYŞEM............
Kimi annaya ,bellaya ,kimi mariyaya kimide kızıl saçlı nataşaya yazdı oysa ben bir Türk yiğidiyim Türk' e
sevdalı olduğum için Ayşem sana yazıyorum...
Ben seni kongoda ölen sevgilisini İstanbul'da arayan teksaslı bir dişi gibi değil,aşk eşittir burjuva güzellerini diskoteklerde arayan zübbeler gibi değil,hele kafalarındaki kirli duyguları nataşa adlı rus kızında sembolleştiririp kızıl ruble arayanlar gibi aramıyorum Ayşem...
Ben seni; belki bir ana ceylanın vurulmuş yavrusuna su aradığı gibi... Belki bir Anadolu delikanlısının kaçırmak için güzel Zeynep'ini gecenin alaca karanlığında aradığı gibi arıyorum Ayşem...
Ama muhakkak bütün iyilikleri bütün güzellikleri bütün özlemleri sende bulacağımı bilerek engin denizin kudurmuş dalgaları gibi önümdeki tüm engelleri aşarak yüce ALLAH'IN izniyle seni arıyorum Ayşem...
Seni kaybettiğim dünyalarda bulmak istiyorum. O dünya; HZ.FATİH' in kılıcının altın kapması Estergon dönüşünün gönülleri yakması veyahut Tuna'nın bir Itri bestesinde musiki gibi çağlayıp akması olabilir geçtiğim
YAVUZ 'un beyaz atının yelesindedir öbür elim...
Seni kaybettiğim ve şimdi aramaya çıktığım dünyalarda Ayşem; ne meyhane tezgahları ardında mum gibi
yanıp sönen kızlarımın gözlerinin karası, ne yoksulluktan ve fakirlikten ölen yiğitlerimin verdiği yürek yarası,
Seni kaybettiğim ve şimdi aramaya çıktığım dünyalarda Ayşem...
Tut ki seni karanlığın ta ötesinde bir yere hapsetsinler ömründe güneşi hiç görmeyeceksin; ama ben o güneşi yanıma aldım seni kurtarmaya geliyorum Ayşem...
Ne sezar, ne hitler, ne posbıyıklı stalin, nede faresuratlı mao; çözemez, çözemez, çözemez senin derdini Ayşem...
Senin derdini; batılılık delisi sömürge aydınları robert koleji mezunu özgürlük budalaları ve kafalarını çirkin kapitalistlere satmış deve kuşlarıda çözemez...

Anamın anlattığına göre Koca Türk Dünyası'nın küçük bir köyünde doğmuşum senin için doktor yada ilaç

Sen benim için; Kırım' lı Bike, Azerbaycan' lı Aybala, Yerköy' lü Fadime hepiniz bizim için birsiniz. Çünkü
bizim kanunumuzda akvaryumlu meyhanelerde sevgilinin kömür karası gözlerine şiir yazmak yok biz çoktan erittik ÜLKÜ denen nazlı gelinin duvağında sülün gibi kızların göz bebeğini Ayşem...
Bizim kanunumuzda geri bıraktırılmış insanımızı, esir milyonlarca soydaşımızı tutsaklıktan kurtarmak için,bu geri kalmışlığa son vermek için birlikte mücadele etmek var...

Bu; ne benim sana ağlayarak, nede dizlerine kapanarak bir yalvarışımdır...

Kendine dön, kendine dön Ayşem...SÜPER BİR ŞİİR
 
Lokman naçar kaldı nasıl yaradır
Neşter atsan kabukları sökülmez
Kim ne bilsin bu bir bahtı karadır
El zanneder gözyaşı var dökülmez

Yazgımız yazılmış dert ile gama
Ne yer çeker oldu ne taşır sema
Su olsan bir desti bulurdum ama
Aslı çelik kırılırda bükülmez

Sefai'yem özü hilal olmalı
Ar edende yüzü al al olmalı
Sevdiğim yar bana helal olmalı
Diz kırıpta her sofraya çökülmez
 
Gönül sarayının ela gözleri
Kaparsa kapıyı açmaz bir daha
İncinmesin diken solmasın gülü
Ağlatma goncayı açmaz bir daha

İşleri yolunda sandığın gündür
Aşkın atasına yandığın gündür
Dervişan demine kandığın gündür
Gönül sarhoş olur içmez bir daha

Sefaiyem soyla sopla sevdiğim
Hançeri nefsine sapla sevdiğim
Aklım başına topla sevdiğim
Hu fırsat eline geçmez bir daha
 
Güzel
Dün seni görende sinem sızladı,
Damarım çekildi dilim lal oldu,
Kara kaşın başkaldırıp bakanda,
Aklım koydu gitti fikrim kül oldu.

Salınır da dağlar taşlar salınır,
Deli çaylar gibi gönlüm bulanır,
Seni görmeyinc ebeynim dolanır,
Bir gün derler bu garip de del oldu.

Kurbanın olayım kurtaran yok mu,
ıki kelam etmek garibe çok mu,
Bakışın kılıç mı gülüşün ok mu,
Söküldü ciğerim her yan al oldu.

Güzel seni bir kenara koymayım,
Hayalini syrettikçe doymayım,
Yüzünü görüyüm sesin duymayım,
Kim ne bilsin SEFAı'e hal oldu.
 
X