Yolpalas Cinayeti - Özet - Halide Edip Adıvar

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.555
36.069

Yolpalas Cinayeti / Halide Edip Adıvar


İstanbul'un zengin semtlerinden birinde Yolpalas adlı büyük bir apartman vardır. Apartmanın sahibi Murat Sallabaş, uzun yıllar Anadolu'da yaptığı yol taah*hüt işlerinden milyonlar kazanmış bir adamdır. Bu adam birgün Sacide adlı bir genç kıza rastlar. Sacide, Edirnekapı dolaylarında oturan çok mütevazi bir me*murun kızıdır. Murat Sallabaş onu beğenmiştir; ailesin*den ister, evlenirler.

Baba evinde türlü yoksulluk hattâ sefalet çekerek büyümüş olan Sacide birden değişmiştir. Şimdi artık,tek meziyetleri zenginlikten ibaret bulunan yalın bir sosyetenin yıldızıdır. Giyeceklerini yabancı ülkelerden getirtmekte, bir eğlence salonundan ötekine, bir poker partisinden başkasına koşmaktadır. İçinden çıktığı fa*kir fukara tabakasını «aşağılar» olarak nitelendirmek*te, bunların yaşamak.için direnmelerini manasız bul*maktadır.

Sallabaşların Bülent adında, biraz da illetli, bir çocukları bulunmakta, bu çocuğa Akkız adlı bir köylü kızı dadılık yapmaktadır. Annesi zevkten, eğlenceden baş alamadığı için, Akkız Bülent'in en yakınıdır ve ço*cuğun üstüne titremektedir.Yolpalas apartmanının ve Sallabaş ailesinin tanın*mış bir üyesi de şoför Mükerrem'dir. Mükerrem, çevre*sine biraz korku, biraz da tiksinti veren sevimsiz bir kimsedir.

Birgün Yolpalas apartmanında bir cinayet işlenir. Bülent'in dadısı Akkız, şoför Mükerrem'i öldürür. Ak-kız suçunu kabul etmekte fakat sebebi açıklamaya yanaşmamaktadır. Hapse atılan köylü kızının savunması*nı, Sacide'nin Paris'te hukuk öğrenimi yapmış yeğeni Rıfkı üstüne alır. Rıfkı, Sacide'yle hiç anlaşamıyan, onun bencil ve basit görüşlerinin tam karşısında olan, biraz da sol eğilimli bir gençtir. Bütün sevgisi yoksulla*ra, kimsesizlere yönelmiştir; Akkız'm savunmasını da bu nedenle üstüne almıştır.

Genç avukat, Akkız'm sırlarını çözmek için, elin*den geleni yapar. Bizzat köyüne gidip incelemelerde bu*lunur. Sonunda Mükerrem'in, Akkız'm annesinin tek varlığı olan öküzlerini çaldığını, perişan olan kadının bu yüzden çıldırdığını öğrenir. Şoför, bundan başka köylü kızının tek sevgisi ve tesellisi bulunan bir kaz palasını da öldürmüştür. Bütün bu olanlardan dolayı, ken*dini bildi bileli Mükerrem'e dinmez bir kin besleyen Akkız, zamanla İstanbul'a gelmiş, bir aileye evlâtlık olarak verilmiş, oldukça öğrenim de görmüş, fakat şo*före olan kinini bir türlü unutamamıştır.Ve nihayet tesadüf birgün onları Yolpalas'ta aynı çatının altında buluşturduğu zaman Mükerrem Akkız'a burada da rahat vermemekte, türlü istek ve tehditlerle baskı altında tutmaktadır. Bu haller genç kızın buna*lımlarını arttırmakta, sinirlerini zayıflattıkça zayıflat*maktadır.

Olay günü Mükerrem yine Akkız'ı tenha bir köşe*de kıstırmış, istekleri yerine getirilmezse bu sefer genç kızın artık dünyada tek avuncu olan Bülent'i öldürece*ğini söylemiştir. İşte artık bundan sonradır ki, Akkız kendini tamamen yitirmiş ve Mükerrem'i öldürmüştür.

Akkız'ın yargılanması uzun sürer. Birçok tanık din*lenir. Avukat Rıfkı Akkız'm geniş inandırıcı bir savun*masını yapar. Olayları en başından en sonuna kadar bütün oluşları, çıplaklıkları ve gerçekleri ile ortaya se*rer. Bir insanın hele bir genç kızın, elini kana bulamak için daha önceden nasıl itici güçlerin örgütlendiğini açıklar. Sonunda mahkeme Akkız'ı hapse mahkûm et*mez ama, onun bir süre bir akıl hastanesinde kalması*na karar verir.

Bu arada Akkız:«Hayır, ben deli değilim. Ben bilerek öldürdüm. Can alan canını vermeli, beni öldürün. Ben anama, ben Sırmaya gitmek istiyorum. Burada kalırsam, yemin edi*yorum, Sırma'mn barsaklarım deseni, topal Bülent'e el uzatanı, Şakire'yi ana kucağından alıp kahpeliğe salam yine öldürürüm... Va... val... lahi...»diye, çırpınıp direne dursun, iki hademe onu kolla*rından yakalayıp sürükleye sürükleye uzaklaştırdılar.


-alıntı-

Halide Edip Adıvar biyografisi için tıklayınız.
 

Benzer Konular

X