Sylvia Plath Şiirleri

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.555
36.069

Sylvia Plath (1932 - 1963), ABD'li şair ve yazardır.

Trajik yaşamı ve intiharıyla tanınan Plath, aynı zamanda yarı otobiyografik bir roman olan ve depresyonu üzerine ayrıntılı bilgiler veren Sırça Fanus kitabının yazarı olarak bilinir. Anne Sexton ile birlikte, Plath gizdökümcü şiirin önemli isimlerinden biridir.


Sylvia Plath'ın detaylı biyografisi için
 

Aday


Önce, istediğimiz gibi biri misiniz bakalım?
Takma gözün,
Takma dişlerin, koltuk değneğin,
Askın, çengelin,
Takma göğüslerin

Ya da bir eksiğin olduğunu gösteren dikişlerin
Var mı?
Yok mu?
Öyleyse ne verebiliriz sana?
Ağlama.
Aç elini.
Boş mu? -Boş. Al sana onu dolduracak,

Çay getirecek,
Baş ağrılarını geçirecek ve ne dersen yapacak

Sylvia Plath

 

Boyunayım


Ama enine olmayı tercih ederdim.
Ben kökünü toprağa batırmış bir ağaç değilim
Taşları ve o ana sevgisini emen
Bu yüzden büyüyemiyorum parlak yapraklara her nisan,
Bir çiçek tarhının güzelliği de olamadım ne yazik ki
Sanki özenle boyanmıs ve kendi payına düşen hayranlarını kabul eder gibi,

Sylvia Plath
 

Kenar


Kadın mükemmeliğe erişti
Ölü
Bedeni bir zafer gülümsemesi takınmış
Bir Yunan gerekliliği yanılsaması
Tuğunun kakmalarında akmakta,
Çıplak
Ayağı konuşuyor adeta:


Sylvia Plath
 

Lady Lazarus


Gene yaptım, gene yaptım işte.
On yılda bir kere
Beceririm bunu ben –

Bir çeşit ayaklı mucize, tenim
Bir Nazi abajuru kadar parlak,
Sağ ayağım

Kağıt üstüne ağırlık,
Yüzüm hiçbir özelliği olmayan, halis
Yahudi keteni, en incesinden.

Kaldır o örtüyü
Sevgili düşmanım.
Korkuttum mu yoksa?

Göz ve burun oyuklarımla, otuz iki dişimle?
Sasımış soluğum
Yok olur gider bir günde.

Pek yakında, evet pek yakında
Mezar inimin yediği etim
Gene üstümde olacak eve gittiğimde.

Bir kadın olacağım yine, yüzümde gülümseme.
Otuzundayım daha.
Kedi gibi dokuz canım var hem de.

Bununla üç etti.
Ne pis iş bu
Silip, yok etmek her on yılı böyle.

Milyonlarca lif, milyonlarca.
Ağızlarında fındık fıstık çatur çutur, itişip


Sylvia Plath
 

Babacım


Yapma, yapma, artık yapma
Bunu bana, ayakkabı kara.
İçinde yaşadığım bir ayak olarak
Otuz yıl boyunca, zavallı bir beyazlık,
Güçlükle nefes almaya cesaret ettiğim veya hapşırmaya.
Babacım, seni öldürmek zorundaydım.
Ben bir fırsat bulamadan önce sen öldün –
Misketle doldurulmuş gibi ağır bir çanta dolusu Tanrı,
Ürkütücü heykel, ayak baş parmağı
Bir San Fransisko fok balığı kadar kocaman.
Ve acayip Atlantikte bir kafa
Fasülye yeşilinin mavinin üstüne yağdığı yerde
Güzel Nusret'ten uzak sularda.
Seni iyileştirmek için dua ederdim.
Ach, du.
Alman dilinde; Polonya kasabasında
Silindirin altında ezilip dümdüz edilmiş
Savaşlarla, savaşlarla, savaşlarla.
Ama kasabanın adı çok sıradan dedi
Polonyalı arkadaşım
En az bir iki düzine kadar vardır aynısından.
Demek ki hiç bilemeyeceğim
Nereye koyduğunu ayağını, kökünü saldığını,
Seninle hiç konuşamadım.


Sylvia Plath
 

Müracaatçı



Gel bakalım, her şeyden önce sen bizim istediğimiz gibi biri misin?
Takma göz, takma diş veya koltuk değneği
Kullanıyor musun?
Belinde korse veya kolunda bir kanca mı var?
Takma göğüsler veya plastik bir penis?

Dikiş izleri bir şeylerin eksik olduğunu mu gösteriyor? Hayır, hayır mı? O halde
Biz sana ne ikram edebiliriz?
Ağlamayı bırak.
Aç avucunu
Boş mu? Boş. Al sana bir el

Seninkini doldurmaya istekli ve



Sylvia Plath

Şeniz
 
Çok teşekkür etmek istedim sizlere .Bir kadının dilinden ancak kadınlar anlar.Ve acılarla yoğrulmuş kalpleri ancak kadınlar iyileştirir.İşte böylesine ac içindeyken ne güzel ,bu güzel kadının dizelerine rastlamak..Sonsuz teşekkürler.
 
şiirlerin sahibi onları güzel yazmış evet ama çevireni de tebrik etmek lazım.Aksi halde bize bir anlam ifade etmeyebilirdi.Edebi yazılar çeviri en zor gruplardır.
 
X