İnsan Ne İle Yaşar? - Özet - Tolstoy

seaBahAR

Nosce Te İpsum
Pro Üye
13 Nisan 2007
15.555
36.068

İnsan Ne İle Yaşar? / Tolstoy

Simon gecenin karanlığında evine doğru büyük adımlarla gidiyordu. Vakit gece yarısını çoktan vurmuştu. “Eve az kaldı” dedi Simon. Köşeyi döndüğünde eski kilisenin duvarına oturan çıplak bir adam gördü. Kendi üstünde karısını montu ve kendi hırkası olduğu halde çok üşüdüğünü düşünüyordu bu adamı görene dek. Belki de bundan dolayı ona acıdı ve kendi üstündeki montu ona verdi ve kendisiyle gelmesini söyledi.
Eve vardıklarında ikisi de donmak üzere olduklarını hissettiler. Simon yabancıyı karısıyla tanıştırmaktan korkuyordu çünkü kadın gerçekten eli maşalı biriydi. Karısı yabancıyı görünce şöyle bir süzdü , kendi montunun onun üzerinde olduğunu gördü ve Simon’u gözüyle öbür odaya çağırdı.
“Yiyecek ekmek için komşudan ödünç un aldım sense dışardan topladığın adamları eve getiriyorsun” dedi Polya Simon’a.
Simon ise “O bize tanrı misafiri çünkü onu kilisenin duvarında otururken buldum, uğursuz bir sarhoş olsaydı kiliseye yaklaşır mıydı?” dedi.
Polya Simon’a hak verdi. İçeriye gidip yabancıyı bir daha süzdü ; adam uzun boylu , yakışıklı , o kadar kaslı olmayan biriydi buralardan olmadığı belliydi. Bir ara göz göze geldiler
Polya adamın gülümsediğini fark etti,o da gülümsedi.
Bu evde üç çocuğuyla birlikte Simon ve eşi Polya oturuyordu. Simon ayakkabı ustasıydı.
Yaptığı ayakkabılar o çevrede ün salmıştı ne var ki bugünlerde pek iş yoktu. Üstüne üstlük birde bu yabancı eve gelmişti.
Polya yabancının fırının üstünde yatmasını uygun buldu, çünkü burası fırının ısısıyla sıcacık olurdu. Hemen yerleri hazırladı. Simon yatmadan önce adamın adını dahi bilmediğini fark etti ve adını sordu adam geldiğinden beri tek kelime bile konuşmamıştı kısık bir sesle adını söyledi; “Piyotr Petroviç”

Sabah olmuştu;
Polya kahvaltıyı hazırlamış, Simon ise yapacağı ayakkabıların derisini hazırlıyordu , Piyotr da onu izliyordu. “Ayakkabı yapmasını bilir misin?” diye sordu Simon ; hayır anlamında başını salladı Piyotr.
Polya kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Piyotr ve Simon yerlerinden kalkıp yemeğin başına geldi. Kahvaltıda biraz ekmek ve peynir yedi Piyotr. Sonra ikisi birden tezgaha oturdular Simon Piyotr’a bu işi öğretmeye kararlıydı.
Piyotr kısa sürede işi kaptı, çok güzel dikiş atabiliyordu, bir süre sonra Simon’dan daha iyi ayakkabılar yapmaya başladı. Bu sayede Simon’un işleri gün gittikçe daha da iyileşiyordu. Ayakkabıları Piyotr dikiyor Simon ise ona yardım ediyordu. Polya da Piyotr’u kardeşi gibi seviyor onun için elinden geldiği kadar iyi yemekler yapmaya çalışıyor, bunu bir borç olarak biliyordu çünkü Piyotr yaptığı mükemmel ayakkabılara karşılık para almıyordu.

Günler böyle geçiyordu Piyotr geleli üç yıl olmuştu; bir gün kalın, kürkten yapılma bir montla civarın zenginlerinden biri geldi. Kapıdan içeri zor girebildi çünkü çok şişmandı. Adam zübbenin tekiydi , elinde pahalı olduğu belli olan kaliteli bir deri taşıyordu ve söze başladı; “Bana bu deriden bir bot yapacaksın, eğer bu botun dikişleri iki yıldan daha önce açılırsa evini başına yıkarım ayrıca bu bot içine su almayacak” dedi.


-alıntı-
 
X