Anti-Aging Genç kalmak istemez misiniz? İşin sırrı Anti-Ageing Besin

Anti-Aging - Sağlıklı Yaşam ve Yaşlanma

eylul77

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
6 Aralık 2007
1.322
33
GENÇ KALMAK ıSTEMEZ MıSıNıZ? ıŞıN SIRRI ANTI-AGEING BESıNLER

20. yüzyılda keşfedilen televizyonun hayatımıza girmesi ve çok kısa zaman içerisinde televizyonun bir reklam aracına dönüşmesi nedeni ile insanlar bu mucizevi alete bağlandılar. Belki de hayatlarının sonuna kadar göremeyecekleri ürünleri, insanları ve aletleri televizyon sayesinde gördüler. Günümüzde reklamlarla kafamıza yerleşen görüntülerden biri de orta yaşa rağmen genç bir ten istemek. Herkes daha genç görünmek ve bunun yanında da sağlıklı yaşamak için bir çaba içerisinde. Evet, bazı besinler gerçektende daha sağlıklı ve genç görünmenizi sağlar. Bunlar antioksidant içeren besinlerdir. Antioksidant içeren besinler en güçlü yaşlanmayı geciktiricilerdir. Sebze ve meyvede bol miktarda bulunmaktadır. Saatlerin sizin için tersine ilerlemesi sizin ellerinizde. Unutmayın, en ucuz genç kalma yolu besinlerdir.

Sağlıklı besinlerin seçimi, sizin hem genç bir tene sahip olmanızı hem de aynaya kocaman bir gülümseme ile bakmanızı sağlayacaktır.

Peki, nedir bu besinler?

1-)Elma: Her gün bir elma sizi doktordan uzak tutar cümlesi doğrudur. Elmanın içerdiği pektin kolesterolü azaltır. ıçerdiği antioksidantlar sayesinde serbest radikallerin vücuttan atılmasını sağlar ve yaşlanmayı geciktirir.

2-)Taneli meyveler: ıçerdikleri C vitamini sayesinde kollojen yapımına yardımcı olurlar. Venlerin genişlemesini önlerler. Bu sayede yaşlanmayı geciktirirler.

3-)Çikolata: Bazılarımızın vazgeçemediği çikolatada cildi gençleştirir. Ama dikkat edin ve kesinlikle fazla tüketmeyin. Bizim önerimiz haftada bir defayı geçmesin. Yoksa hem güzel bir cilde hem de kocaman bir vücuda sahip olabilirsiniz.

4-)Brokoli: Kolesterol seviyesini düşürmesi ve bağışıklık sistemini güçlendirmesi nedeni ile genel sağlığınıza olumlu etkileri vardır. ıçerdiği bazı öğelerle kanserden koruyucu etkiye sahip olduğu bilinmektedir.

5-)Kırmızı Şarap: Sadece sosyal hayatı canlandırmaya yaramaz. Kalp hastalıklarından ve kanserden korur. Fakat alınan miktara dikkat edin. Hiç bir şey sınırsız değildir.

6-)Koyu yeşil yapraklılar: C vitamini, karotenoidler ve anti-kanser maddelerinden zengindirler. Lutein, zeaksantin gibi karotenoidleri içerirler. Bunlar, katarakt ve makuler ödemden korur.

7-)Domates: Likopen kaynağıdır. Likopen güçlü bir antioksidanttır ve kanser koruyucu etkisi vardır. Pişmiş domateste 5 kat daha fazladır. Kalp hastalıkları, kanserlere (akciğer, ağız, kolon, rektum ve prostat kanserleri) karşı koruyucudur. Göz sağlığı için önemlidir. Sigara içenlerin, likopeni normal insanlardan 3 kat daha fazla almaları gerekir.

:cool:Sarımsak: Antioksidant,antiviral,antiseptik ve antibakteriyaldir. Barsak, solunum ve deri enfeksiyonlarından korur. Sağlıklı bir kalp ve dolaşım için önemlidir. Kan basıncını ve kolesterolünü azaltır.

9-)Soya: ısoflavonlardan zengindir. Yaşa bağlı hormon dengesizliğinin önlenmesinde önemlidir. Hormona bağlı kanserlerin görülme risklerini azaltır. Soya fasulyesi tek başına çok lezzetli değildir fakat tofu,tempeh gibi soya ürünleri kullanılabilir. Haftada en az iki kere tüketmeyi hedefleyin. Keten tohumu ve soya içeren ekmekleri tercih edebilirsiniz.

10-)Yağlı tohumlar: E vitamini, selenyum, çinko ve esansiyel yağ asitlerinden zengindirler. Günde 30 g tüketmeniz sağlığınız için olumludur. Selenyum, bağışıklığı arttırmakta ve sağlıklı bir ten dokusu sağlamakta görevlidir. Selenyum, tiroidin çalışması için elzem olan antioksidanttır. Ceviz, iyi bir omega 3 kaynağıdır ve kolesterolü düşürür.

11-)Probiyotik Yoğurtlar: Probiyotik içeren yoğurtlar, barsak sağlığını korumakta önemlidirler. Bağışıklığı arttırırlar ve egzema gibi alerjik durumlardan korurlar.

Sizin için en iyi antiageing önerileri;

1. Organik sebze ve meyveleri tercih edin
2. Her gün en az 3 porsiyon meyve yiyin
3. Her gün en az 3 porsiyon çiğ sebze yiyin
4. Tabağınız renkli olsun… Koyu yeşiller, turuncular, kırmızılar ve sarılar…
5. Buharda haşlanmış sebzeleri ve sebze çorbalarını seçin
6. Tuzlanmış ve tütsülenmiş besinleri yemeyin
7. Sağlıklı bir zayıflama diyetiyle fazla kiloları atın
8. Kırmızı et yerine balık ve soyayı daha çok tercih edin
9. Tam tahıl ürünleri kullanın
10. Yemeklerinizi pişirirken zeytinyağını tercih edin

Ne yiyorsak oyuz cümlesi çok doğrudur. Vücudumuza ne koyarsak öyle hisseder ve öyle görünürüz. Eğer eski deri bir çanta gibi gözükmek istemiyorsak, yukarıdaki önerileri dikkate alalım. Farkı en kısa zamanda göreceğinizden emin olabilirsiniz. Sağlıklı günler peşinizde olsun…
 
Son düzenleyen: Moderatör:
tüm bunlar yaşam tarzımız olmalı. paylaşımın için teşekkürler.
 
Ünlü Türk doktor Öz'ün hazırladığı "yeşil sihir" ABD'de moda oldu. Ömrü uzatan o sihirli formül şöyle;
NASIL HAZIRLANIYOR?
* 2 kâse ıspanak (İyiceyıkayıp karışımın içine çiğ olarak koyabilirsiniz).
* 2 salatalık.
* 1 kereviz.
* Dörtte bir çay kaşığı zencefil kökü.
* Maydanoz.
* İki elma.
* 1 tutam ıhlamur.
* Yarım limon

Bu sebzeleri karıştırıp,suyunu çıkardıktan sonra günde 3-4 bardak için.
 
mehmet ozun antı-ageıng karısımını yapın arkadaslar ben yararlı olacagını dusunuyorum tadıda kotu degıl.
 
ANTİ-AGİNG BESİNLER

DOMATES, KAYISI, KAVUN
Antioksdan olan likopenden zengin bu besinler, likopen, prostat kanseri riskini azaltıyor, kalp, damar sistemi hastalıklarına karşı koruyor.

SARMISAK
Virüs ve bakteri enfeksiyonlarından koruyor, hazımsızlığı önlüyor, tansiyonu dengeliyor ve kolesterolü düşürüyor. Ayrıca iyi bir idrar söktürücü.

ÇAY
İçinde kateşinler ve quarsetin adı verilen çok güçlü antioksidantlar bulunuyor. Yemek borusu, mide, deri ve kimyasalların yol açtığı kanserlere karşı koruyucu; kolesterol üretimini düşürüyor, pıhtılaşmayı azaltıyor, kalp ve damar sistemi hastalıklarını önlüyor.

SOYA FASULYESİ
Anti-aging ve anti kanser etkiye sahip. Meme, bağırsak, akciğer, prostat, deri ve kan kanserine karşı koruyucu.

ÜZÜM, LİMON, KAYISI, KİRAZ, VİŞNE, KUŞBURNU
Antioksidan ve antikanserojendirler. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirici, alerjiyi azaltıcı etkileri bulunuyor.

A, C ve E vitaminlerinde bulunan anti-oksidanları gruplandıracak olursak;
A vitamini: Koyu renkli yapraklı bitkiler, ıspanak, havuç.
C vitamini: Trunçgiller, çilek, brokoli, lahana, patates, maydonoz ve çok sayıda meyva, sebze.
E vitamini: Kuruyemişler, bazı bitkisel yağlar ve lifli yeşil besinler
 
OMRE OMUR KATAN 7 BESIN
BADEM: Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.

Diyabeti önlüyor

KAHVE: Günde iki fincan kahve, özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi, diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz.

Sinirleri rahatlatıyor

TARÇIN: Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız, küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor, ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın.

Patatesi haşlayın

PATATES: Antioksidanlar yönünden çok zengin. Amerikan Tarım Dairesi�ne göre en yararlı 100 besinler arasında 17�nci sırada yer alıyor. Akciğer kanseri, diyabet ve kalp krizine karşı koruyor. Ancak patatesi kızartmak yerine, yağsız bir şekilde haşladıktan veya fırında pişirdekten sonra yemeyi tercih edin.

Kaslar için faydalı

SEBZE ÇORBASI: Doyurucu ancak kalorisiz bir yiyecek olduğu için özellikle kilo vermek isteyenlerin bir numaralı tercihi. Ayrıca, özellike sebze çorbası sodyum bakım ından zengin. Bir kase sebze çorbasında 500 miligram sodyum bulunuyor. Sodyum, sinir sistemi ve kasların düzenli olarak çalışmasını sağlıyor. Ayrıca vücuttaki sıvı miktarının dengesini düzenliyor. Ancak günde 1500 miligramdan fazla sodyum tansiyon ve kalp rahatsızlıkları konusunda tam bir ters etki yaratıyor.

Kansere karşı birebir

ZEYTİNYAĞI: Zeytinyağı kanser riskini azaltıyor. Günde 25 ml. zeytinyağı alanların idrarlarında, hücrelere zarar veren �8oxodG�adlı maddenin seviyesinin azaldığını ortaya çıkardı. Zeytinyağı kanserin yanısıra iyi kolesterol (HDL) oranın artmasını sağlayarak kalbi koruyor. 1 çorba kaşığı zeytin yağında 120 kalori bulunuyor. Bu nedenle günde 6 çorba kaşığını geçmeyin.

Kanseri engelliyor

ÇAY: Siyah veya yeşil olsun, çayın her türü kanser riskinin azaltılmasında etkili bir rol oynuyor. Çay, kadınlarda rahim kanserine yakalanma riskini yüzde 50 azaltıyor. Göğüs kanseri içinse bu oran yüzde 60�a kadar çıkıyor. Çay ayrıca Alzheimer ve kalp krizine karşı vücudu koruyor.
 
ben cok siyah cay tüketicisiyim.ama etrafimdakiler derlerki,hic iyi etmiyorsun kanser olacaksin cay icmekten derler.ama ben yasimi hic göstermeyenlerdenim.cildim isil isil parlak durur.biyerlerde okumustum siyah cayin cilde cok iyi geldigi yaziyordu.ama ben kendimi bildim bileli siyah cayi icerim,hemde fazla abartirim yani.hic bir olumsuz etkisini görmedim.aksine formumuda koruyor kizlar.
 
benim teyzem de günde 1 çaydanlıktan fasla çay içer we onun da cildi kaymak gibidir çok güzel pürüssüz bi cildi war belkide işin sırrı çay gerçekten bundan soora ben de hergün çay içmeye gayret edicem her ne kadar sewmesem de..
 
tesekkurler arkadaslar,bende tam bır cay tıryakısıyım tabı cayıda acık ve sekersız ıcmekte fayda var.
 
Cildimizin dostları
ceviz.jpg
Zengin vitamin ve mineral deposu olan , temel yağ asitlerinden zengin kabuklu kuru yemişler sınırlı olarak tüketilmelidir. Örneğin ceviz, güçlü ve güvenilir bir omega-3 kaynağıdır. Badem ve fıstık cildiniz için yararlı pek çok besin unsuruna sahiptir. Fakat bu besinlerin her birisinin de 100 gramında ortalama 600 kalori olduğu gözden kaçırılmamalıdır . Ayçekirdeğinin güvenilir bir E vitamini ve omega -6 temel yağ asidi kaynağı olduğu unutulmamalıdır.
Beslenmemizde organik olan besinlere ağırlık vermeliyiz. İçinde doğal mikrop öldürücüler olan, hormon, renk, koku ve tat verici doğal olmayan zararlı kimyasalları barındırmayan yiyeceklere öncelik vermeliyiz.
Domateste bol miktarda bulunan likopenin cilde en dost besin unsurlarından birisidir. Cilde ,sıkılık ve canlılık verir. Üzüm çekirdeği oligomerik proantosiyanidin içermekte olup bu da cilt için mucize bir antioksidandır. Ayrıca , damarları korur, cildi genç ve sağlıklı tutar. Çekirdekli kuru üzüm , siyah üzüm, pekmez ve kırmızı şarap bu nedenle cilt dostu olan besinlerdir.
z_m_kara.jpg

Papatya ve ananasın cilt için olağan üstü etkin enzimler içermektedir. Eğer ödemli şiş ve kuru bir cilt yapısı söz konusuysa tiroid hormonları kontrol edilmelidir. Bu durumlarda iyot içeren deniz ürünleri alınmalıdır.
Sık sık balık yenmeli ve bol bol meyve tüketmeye özen gösterilmelidir.
erik.gif
Her gün mümkünse yeşil salata, az yağlı yoğurt, tavuk göğsü tüketilmelidir.
Yine her çeşit sebze (bezelye, karnabahar, brokoli, pancar, patlıcan, kabak, havuç) özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeler (marul, maydanoz, tere, pırasa, yeşil soğan, pazı) ve özellikle cilt dostu meyvelerin tüketimine ağırlık vermek gerekir. Bunlar ceviz ,fındık, elma, böğürtlen, kiraz ,greyfurt, kavun ve eriktir
 
Cildimizin düşmanları
Sağlıklı yaşamımız için kötü olan yağ asitleri barındıran, unlu, şekerli bisküvit, gofret gibi çocuksu gıdalardan uzak durulmalıdır. Çocuklarda hipoglisemi, obesite gibi zararlı sonuçlara yol açan bu gibi gıdalar yerine doğal karbonhidratları içeren zengin mineral kaynakları olan meyve ve benzeri besinlerin tüketimi teşvik edilmelidir. Zira ,cildi yaşlandıran faktörler içerisinde en tehlikelisi şekerdir. Özellikle saf beyaz şekerler ciltteki çizgileri
eller.jpg
süratle hızlandır. Tatlı ihtiyacınızı, keçi boynuzu, meyveler ve diğer doğal ürünlerle gidermeye çalışın.
Serbest radikal oranı fazla olan besinler, rafine edilmiş beyaz undan yapılmış ürünlerin hemen hepsi cilt yaşlanmasını hızlandırmaktadır. Beslenmemizde, doğal tahıllara, kepekli ürünlere, çavdara ve yulafa öncelik tanımalıyız.Besin seçimlerinizi yaparken antioksidan kapasitesi yüksek olanlara öncelik tanımalısınız. Serbest radikal savaşçısı antioksidanlar alınmasıyla cilt hücrelerinin hızla paslanıp erken yaşlanmasını önemli ölçüde önlemek mümkündür. Bu yüzden kızartmalardan ve barbekü gıdalardan uzak durmanızda yarar var.

Uzak durulması istenen besinler aşağıda sıralanmıştır.
radtyatr.jpg
sigara.gif

Reçel, çikolata, tatlı hamur işleri
Alkollü içecekler
Sucuk , salam, sosis ,turşu ,mayonez ve ketçap
Kızartılmış besinler , patates
Tereyağı, krem peynir
Mısır ekmeği ve yağlı patlamış mısır
Hazır meyve suları
 
Bunun adı sarı mucize
6112547.jpg
Cilt kanserine karşı koruyor, sinirleri yatıştırıyor ve tümör gelişimini engelliyor. Bunun adı mucize...
Prof. Mehmet Öz limon kabuklarının cilt kanserine karşı bir kalkan oluşturduğunu, cildi güzelleştirip, sinirleri yatıştırdığını açıkladı. İşte Prof. Öz'den limon kabuğu mucizesi...​

Kavurucu yaz sıcaklarından ruhumuz da bedenimiz de nasibini alıyor. Tek derdimiz biraz serinlemek de olsa, cilt korumasına olabildiğince çok dikkat etmeliyiz. Cilt bakımı için ucuz ve kolay yol sunan Prof. Mehmet Öz, limon kabuğunun yabana atılmayacak faydalarını anlattı. TÜMÖR GELİŞİMİNİ ENGELLİYOR
Limonun tadı güzeldir, serinletici etkisi vardır, C vitamini deposudur. Salatanıza katabilir, limonata içebilir veya yiyebilirsiniz. Kabuklarını kullanmak ise size bambaşka faydalar sağlayabilir. Yapılan bir araştırma ile limon kabuklarında bulunan dlimonene aadlı maddenin çok güçlü bir cilt dostu olduğu belirlendi. D-limonene, narenciye yağında bulunan ve tümör gelişimini engelleyerek cilt kanseri riskini önemli ölçüde düşüren bir bileşkendir.

RİSKİ DÜŞÜREBİLİRSİNİZ
Sadece Amerika’da yılda 200.000 den fazla insan cilt kanserine yakalanıyor. Bu sorun son yıllarda ülkemizde de çok artış göstermeye başladı. Cilt kanseri güneşin parladığı her yerde kendini gösterebilir. Yüzünüzde, kulaklarınızda, ellerinizde ve dudaklarınızda oluşabilir. D-Limonene sayesinde bu riski çok düşürmek elinizde.
YEMEKLERE KATIN
Limon kabuklarına geri dönüyoruz. Kabukları çayınıza katarak hem lezzet hem de güçlü bir cilt bakımına kavuşabilirsiniz. Makarna sosuna limon kabuğu rendesi eklemek iyi bir alternatif. Rendelediğiniz kabukları salatanıza, yaptığınız keklere ve kurabiyelere de katabilirsiniz.

KALBİ RAHATLATIYOR
Limon kabuğu aynı zamanda sinir sisteminize olumlu etki yapar, bakterileri öldürür ve kalbi rahatlatır. Yapılan bir çalışmada, kadınların yumurtalık kanseri riskini de düşürdüğü ortaya konan limon kabuklarının bu özelliği de içeriğinde bulunan polifenollerden kaynaklanmaktadır.

KARACİĞERE YARARLI
Son olarak cildimize yaptığı maksimum faydaları dışında limon kabukları, özellikle alkol alanlar için olmazsa olmazlardandır. Karaciğer ve safra kesesine yararlıdır, mide asiditesini giderir ve balgam söktürücü etkisi vardır. Yenilebilir cilt bakımına limon kabukları ile başlayın!



 
Son düzenleme:
Bal ve Tarçın karışımı birçok hastalığa iyi gelmektedir. Eski Yunan tıbbında olduğu kadar Ayurvedik tıpta da Bal, asırlarca hayati ilaç olarak kullanılmıştır.

Bugünün bilim adamları birçok hastalıkların tedavisinde Balı çok etkili bir ilaç olarak kabul etmişlerdir. Bal her türlü hastalıkta herhangi bir yan etkiye sebep olmaksızın kullanılabilmektedir.

Bugünün tıp ilmi, balın tatlı olmasına karşın doğru dozlarda alındığında şeker hastaları için tehlikeli olmadığını kabul etmektedir. Kanada da yayımlanan ünlü Weekly World News dergisinin 17 Ocak 1995 tarihli sayısında batılı araştırmacılar tarafından bal ve tarçınla tedavi edilen hastalıkların listesini yayınlamıştır.[/FONT]
ARTRİT: Bir kısım Balı 2 kısım ılık su içerisine koyup üzerine bir çay kaşığı toz Tarçın ilave ederek bir krem elde edilir. Bununla vücudun ağrıyan yerlerine masaj yapılır. 1-2 dakika içerisinde ağrının azaldığını göreceksiniz.

Artritli hastalar, bir bardak sıcak su içerisinde 2 kaşık Bal ve bir çay kaşığı toz Tarçını eritip sabah, akşam alabilirler. Eğer düzenli olarak alırlarsa Kronik Artriti olan hastalar bile tedavi olabilirler.

Kopenhag Üniversitesinde yapılan bir araştırmada; kahvaltıdan önce bir yemek kaşığı bal ve ½ çay kaşığı toz tarçını alan 200 hastadan 73 ü bir hafta içerisinde şifa bulmuşlar, geri kalan yürüyemeyen ve hareket edemeyen hastalar da bir ay içerisinde şifa bulmuşlardır.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ: Her gün kullanılan bal ve tarçın bağışıklık sistemini kuvvetlendirir ve vücudu bakteri ve virüs saldırılarına karşı korur. Araştırmacılara göre bal, birçok vitamin ve büyük miktarda demir içermektedir. Balın düzenli kullanılması, akyuvarlar içerisindeki, bakteriler ve virüslerle savaşan, korpüskülleri de kuvvetlendirir.

DİŞ AĞRISI: Bir kaşık toz tarçın ve 5 tatlı kaşığı bal karışımı ağrıyan dişe tatbik edilir. Ağrı kesilene kadar günde üç defa tatbik edilir.

HAZIMSIZLIK VE GRİP: Toz tarçın 2 kaşık bal üzerine serpilip yemekten önce alındığında asit oluşumunu ve hazımsızlığı önler. İspanya da yapılan bir araştırmada bal içerisindeki bir maddenin grip mikroplarını öldürdüğü ve hastaları gripten koruduğu saptanmıştır.

İDRAR KESESİ ENFEKSİYONLARI: İki kaşık toz tarçın, bir tatlı kaşığı bal, ılık su içerisinde eritilip içilir. İdrar kesesindeki mikroorganizmalar üzerinde etkilidir.

KANSER: Japonya ve Avustralya da yapılan bir araştırmada, mide ve kemik kanserleri üzerinde başarılı olunmuştur. Bu tür kanserlere yakalanan hastalar günde bir kaşık bal ve bir kaşık tarçını bir ay süreyle günde üç defa almalıdırlar.

KALP HASTALIKLARI: Bal ve tarçınla bir karışım yap ve bunu her sabah kahvaltıda reçel veya marmelât yerine ekmek üzerine sür. Bu uygulama arterlerdeki kolesterolleri eriterek hastaları kalp krizinden korur. Bu uygulama ile, daha önce kalp krizi geçirmiş kişiler, ikinci krizden kilometrelerce uzakta olacaklardır. Bu uygulamayı düzenli olarak yapan kişilerde solunum güçlüğü ortadan kalkacak ve kalp atışları kuvvetlenecektir.

KISIRLIK: Eski Yunan ve Ayurvedikler Balı, yıllardır, erkeklerin spermalarını kuvvetlendirmek için kullanmışlardır. Eğer kudretsiz bir erkek düzenli olarak uyumadan önce 2 kaşık bal yerse problemleri çözülecektir. Çin,Japon ve Uzakdoğu ülkelerinde ,gebe kalamayan ve uterusunu kuvvetlendirmek isteyen kadınlar asırlardır toz Tarçın kullanmaktadırlar Gebe kalamayan kadınlar bir tutam toz Tarçın ve yarım tatlı kaşığı balı gün boyunca bir bir sakız üzerine koyup çiğnediklerinde tükürükle karışarak yavaş yavaş emilerek etkili olmaktadır.

KOLESTEROLİ: ki kaşık bal, üç tatlı kaşığı toz tarçın,450 gr. demlenmiş çay içerisinde eritilerek içildiğinde kan kolesterol seviyesi 2 saat içerisinde % 10 düşecektir. Artrit hastalarına tavsiye edilen kür de günde 3 defa kolesterol hastaları için uygulanabilir. Adı geçen dergideki bilgilere göre günlük gıda ile alınan bal bile kolesterolün düşmesine yardımcı olabilir.

MİDE AĞRILARI: Bal ve tarçın kürlerinin, mide ağrıları için olduğu kadar mide ülserleri için de yararlı olduğu saptanmıştır.

GAZ: Hindistan ve Japonya’da yapılan araştırmalar Bal ve Tarçının midedeki gazı giderdiğini göstermiştir.

SAÇ DÖKÜLMESİ: Saçı dökülenlerle tepesi açılanlar sıcak zeytinyağı içerisine bir kaşık bal,bir tatlı kaşığı toz Tarçın ilavesiyle elde edilen krem banyodan önce başa sürülür ve yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra yıkanır.5 dakikalık bir uygulama dahi etkili olabilir.

SİVİLCELER VE DERİ: 3 kısım bal, 1 kısım Tarçın ile bir krem yapılır. Bu krem uykudan önce sivilceler üzerine sürülür. Sabahleyin ılık su ile yıkanır. Eğer 2 hafta süreyle her gün uygulanırsa sivilceleri kökünden çıkarır. Egzama, mantar ve diğer deri enfeksiyonlarında eşit miktardaki Bal ve Tarçın karışımı uygulanır.

SOĞUK ALGINLIĞI: Bir kaşık ılıtılmış Bal,1/4 tatlı kaşığı toz tarçın günde üç defa yenir.Bu uygulama birçok kronik öksürük,soğuk algınlığı ve sinüslerin temizlenmesi için de geçerlidir.

YAŞLILIK: Bal ve tarçınla hazırlanan çay, düzenli alındığında yaşlılık harabiyetini önler.4 kaşık bal,1 kaşık toz Tarçın, 3 bardak su içerisinde kaynatılarak bir içecek hazırlanır. Günde 3-4 defa ¼ bardak miktarında içilir. Deriyi diri, taze ve yumşak tutar, yıpranmasını durdurur.

YORGUNLUK: Araştırmayı yapan Dr.Milton, bir bardak su içerisinde ½ kaşık bal ve biraz toz tarçının her gün kuşluk vakti ve vücut direncinin düşmeye başladığı takriben saat 15.00 te alındığında bir hafta içerisinde canlılığın arttığını tespit etmiştir.

ZAYIFLAMA: Bir bardak su içerisine eşit miktarda bal ve tarçın konup kaynatılır. Her gün kahvaltıdan yarım saat önce aç karnına ve yatmadan önce içilir. Düzenli uygulanırsa kilo verilir. Ayrıca bu karışım düzenli olarak içildiğinde, yüksek kalorili diyet alınsa bile, vücutta yağın birikmesine engel olur.
 
Son düzenleme:
ÜZÜMLE GELEN GÜZELLıK
ılkçağlardan itibaren üzüm, dünya üzerinde en yaygın olarak yetişen meyve türlerinden biridir.



Yıllar boyunca sağlık amacı ile kullanılmıştır, tarihte de bunun örneklerine raslanmaktadır. Halen Avrupa'da ''Traubenkur'' adı verilen üzüm kürlerine dayalı güzellik ve sağlık tedavilerinden oluşan programlar sunulmaktadır. Üzümün bileşimi ve özellikleri geniş bir şekilde araştırılmış ve çok miktarda fenolik madde ihtiva ettiği bildirilmiştir. Bu bileşiklerin, insan sağlığı üzerinde kalp-damar sağlığının korunmasına, erken yaşlanma ve kanser riskinin azaltılmasına çok yararlı etkileri bulunmaktadır.


Güneş ışığı, kirli hava, sağlıksız beslenme, stres, sigara içimi ve içilen ortamlarda bulunma sonucu ortaya çıkan zararlı maddeler, bugün deri yaşlanmasının en önemli nedeni olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda araştırmacılar, dışarıdan beslenme desteği olarak antioksidanlar kullanarak bu hasarı azaltmaya çalışmaktadır. Ancak, ağızdan alınan antioksidan maddeler, deride yeterli koruma sağlamamaktadır. Bu nedenle, antioksidan içeren kozmetik ürünler kullanarak, derinin savunmasına katkıda bulunulmalıdır. Üzüm çekirdeği özünde proantosiyanidin olarak bilinen flavonoitler, bilinen en güçlü antioksidanlardır. Prosiyanidinlerin, C vitamininden 18-20 kat, E vitamininden 40-50 kat daha güçlü antioksidan oldukları; yangısal yanıtı azalttıkları bildirilmektedir. Ayrıca demir, potasyum, magnezyum ve B vitaminleri içermesi nedeniyle üzüm ve üzüm çekirdeğinin besin takviyesi olarak kullanılmasına neden olmuştur. Günümüzde de kozmetik ürünlerde üzüm çekirdeği özü yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kozmetik ürünler içindeki üzüm çekirdeği özü:
" Deriyi güneş ışınlarının zararlı etkilerine karşı korur.
" Alerjik reaksiyonları azaltır.
" Derinin bağışıklık sistemini güçlendirir.
" Kanser oluşumunu baskılar.
" Derinin destek proteinleri olan kolajen ve elastini koruyarak, yara iyileşmesini destekler.
" Vücudun eşsiz yaşam şifresi olan DNA'ı korur; kolajen ve elastinin parçalanmasını engeller. Böylece deri yaşlanmasını önler.
" Ciltteki lekelenmeleri azaltır.
" Saç kökündeki epitel hücrelerini çoğaltarak saç dökülmesini önler.

Bütün bu güzelliklere rağmen bu yararlı ürünü kullanılırken standardize edilmiş ürünleri kullanmaya dikkat edilmelidir. Üzümün tarım şartları, hasat zamanı, taze/kuru oluşu, kullanılan anatomik bölümü, üretim teknikleri ve ilave edilen koruyucular bitkisel preparatın kozmetik etkinliğini etkiler. Bu nedenle, bir dermatologa danışılarak, uygun ürün seçimi yapılmalıdır.

Doç. Dr. Alev Eken/Dermatolog
 
X