Baz İstasyonlarının Sağlığa Zararları

candy38

Seize the day
Kayıtlı Üye
12 Aralık 2007
1.060
2
54
Cep telefonları ve baz istasyonları ile tv ve radyo verici antenleri, uydu iletişim istasyonları, mikrodalga fırınlar, radarlar yüksek frekanslı elektromanyetik mikrodalga (MD) yayarlar. Mikrodalgalar (MD) dokuları ısıtır ve doku hücrelerinin kimyasını bozar. Gelişmiş batı ülkelerinde elektromanyetik mikrodalgaların sağlık üzerinde yarattığı tehlike ve risk konusunda 30-40 yıldan beri yüzden çok araştırma yapılarak yayınlanmıştır.
Elektromanyetik Mikrodalgaların (MD) Zararları
• Elektromanyetik dalgalar en çok çocuklar, hamileler ve yaşlılarda etkisini göstermektedir. Özellikle çocuklarda lösemi ve beyin tümörünün artışına neden olmaktadır.
• Hücrenin kanserleşmesine neden olmaktadır.
• Sinir sisteminin tahribine yol açmaktadır.
• Bağışıklık sisteminin bozulmasına neden olmaktadır.
• Kadınlarda adet bozuklukları, düşükler, erken doğumlar ve ucube bebeklerin doğmasına yol açmaktadır.
• Erkeklerde kısırlığa yol açmaktadır.
• Gözde perde (katarakt) ve ağ tabakasının tahribine neden olmaktadır.
• Baş ağrısına, baş dönmesine, bunamaya, unutkanlığa, sinirliliğe, uykusuzluğa, tansiyon yüksekliğine ve Parkinson hastalığına neden olmaktadır.
• Gen bozukluklarına neden olmakta, kansere karşı bağışıklık sisteminden sorumlu olan P53 genine hasar vererek lenfomaya neden olmaktadır.
• Kan hücrelerinin azalmasına ve kan kimyasının bozulmasına neden olmaktadır.
• Kalp-damar sistemi ve mide – karaciğerde tahribata yol açmaktadır.
• Bellek, dikkat, öğrenme, ayırt etme ve zaman algılamada azalmaya neden olmaktadır
.

DİKKAT EDİLMESİ VE ALINMASI GEREKLİ ÖNLEMLER

Cep telefonları baz istasyonlarının bina, apartman,site, mahalle gibi yerleşim yerleri, okul bahçeleri, kreşler, hastahaneler, çeşitli işyerleri, parklar gibi toplu yaşama ve kullanma alanları ile çalışma alanlarına kurulması kesinlikle önlenmelidir.
16 yaşından küçüklere cep telefonu kullandırılmamalıdır. Cep telefonu kullananlar telefonu vücudunda bulundurmamalı, çantasına koymalıdır. Cep telefonu ile başkalarının yanında konuşmamaya dikkat edilmelidir. Yatak odasında uyurken açık durumda cep telefonu bulundurulmamalıdır. Sar değeri 0,1 W/kg ve daha düşük cep telefonları tercih edilmelidir.
Elektromanyetik sistemlerle etkileşimin önlenmesi için otobüs gibi toplu taşım araçlarında cep telefonu kullanmamalı, kullananlar uyarılmalıdır. Bununla birlikte, kaza riskini arttırdığından sürücülerin seyir sırasında cep telefonlarını kapalı tutmaları gerekmektedir.
Hastahanelerde, ameliyathane ve yoğun bakım üniteleri gibi yaşamsal önem taşıyan elektronik cihazların bulunduğu yerlerde cep telefonlarının kullanılması, yaratabileceği etkiler nedeniyle, kesinlikle yasaklanmalıdır.
Çocukların ve yetişkinlerin konuyla ilgili olarak bilgilendirilmesi için okullarda, işyerlerinde konferanslar düzenlenmeli; tv ve radyolarda programlar yapılmalı; gazete ve dergilerde yazılar yazılmalı; broşür ve afişler hazırlanarak dağıtılmalı ve asılmalıdır.


TÜKETİCİLERİN YAPABİLECEKLERİ YASAL GİRİŞİMLER

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2003/16434 Esas - 2004/971 Karar sayılı kararı ve 2004/2954 Esas - 2004/10516 Karar sayılı kararları ile binalara ve işyerlerine kurulan baz istasyonlarının uzun sürede kişi ve çevreye zarar verdiği, yerleşim çevrelerinden uzakta kurulması gerektiği için buralara kurulan baz istasyonlarının sökülmelerine karar vermiştir.
Buna göre, tüketiciler yaşadıkları ya da çevresinde bulunan binalar ile çalıştıkları binalara veya çocukların gittiği okul, kreş, park gibi yerlere kurulan baz istasyonlarının sökülmesi için Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin kararlarını emsal göstererek dava açabilirler


ALINTIDIR
 
en yakın arkadaşımın evlerinin otaparkında var kiracı olduğu için birşey yapamıyorlar..
:1shok: :çok üzgünüm:
 
evet canım ne yazık ki tehlikeleri bilinmesine rağmen bu konuda önlem alınmaması çok düşündürücü.daha iyi hizmet mi?yoksa insan sağlığı mı?
 
bizim karşı binada ve yan binada var. aç gözlüler para icin binalarına kabul ettiler bunları..

bu baz istasyonlarının bir ayarı var düşük frekanslarda calısmaları kanser yapmıyormus filan ...

bilmiyorum ama ben nefret ediyorumkötükedihüso
 
Telekomunikasyon Kurumu, GSM baz istasyonlarına 10 metreden daha fazla yaklaşılması durumunda insan sağlığına zarar verebileceğini açıkladı. Baz istasyonlarının insan sağlığına zararı olup olmadığını ise öğrenmek isteyenlerin ise 530 YTL`yi gözden çıkarmaları gerekecek


Başbakanlık İletişim Merkezi`ne GSM baz istasyonlarının insan sağlığına zarar verdiği gerekçesiyle mahallerine kurulan baz istasyonunun kaldırılması için Başbakanlık İletişim Merkezi`ne (BİMER) başvuru yaptı. Kılıç`ın başvurusuna Telekomunikasyon Kurumu tarafından cevaplandı. Kurumun cevabında baz istasyonlarının güvenlik mesafesisinin 10 metre olduğu ve 10 metreden uzak yaşam alanlarında bulunmasının sakıncasının bulunmadığı belirtildi. İstasyonların insan sağlığına zararının olup olmadığını öğrenmek isteyenler ise 530 YTL karşılığında ölçüm yaptırabilecek.


BİMER`e gönderilen açıklamada, Telekomünikasyon Kurumu tarafından baz istasyonları insan ve çevre sağlığı bakımından etkilerinin en aza indirilmesi Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı gibi ilgili kamu kuruluşları ile koordinasyon sağlanmak suretiyle yönetmelik hazırlandığı belirtildi. Açıklamada, sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinden yayılan elektromanyetik dalganın belirlenen elektromanyetik alan limit değerlerinin aşılmadığı güvenli alanların sağlanması ve baz istasyonları gibi sabit telekomünikasyon cihazlarının yönetmelikte belirtilen tüm kriter ve limit değerlere uygun olarak kurulmasının amaçlandığı kaydedildi. Sabit telekomünikasyon cihaz veya sistem kurma izninin insanların yaşadığı mekanlar ve tüm bina, bahçe ve müştemilatıyla birlikte okul öncesi ve temel eğitim kurumlarının bulunduğu alanlarda kurulması durumunda verildiğine işaret edilen açıklamada, bir sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemine sistem kurma izni öncesi Güvenlik Sertifikası düzenlendiği kaydedildi. GSM baz istasyonunun Yönetmelik hükümlerine uyması halinde kurulmasında sakınca olmadığına işaret edilen açıklamaya şöyle denildi:


`Yönetmelikte belirtilen teknik kriterleri sağlaması halinde şehir içlerinde kurulu bulunan ve Kati Güvenlik Sertifikası verilen baz istasyonlarının çıkış güçleri ve anten kazançlarının ortalama değerleri dikkate alındığında, güvenlik mesafesinin antenden itibaren yaklaşık 10 metre olduğu, antenin yayın yaptığı yönde 10 metreden daha uzak yaşam alanlarında bulunmanın bir sakıncası bulunmamaktadır. Ayrıca güvenlik mesafesinin antenin en fazla yayın yaptığı yön dikkate alınarak hesaplandığı, antenin arka ve alt kısımlarına en az düzeyde yayın (ışıma) yapıldığından bu noktalarda güvenlik mesafesi hesabına gerek olmadığı da bilinmelidir. Meskun mahallerde kurulacak sabit telekomünikasyon cihazlarında asgari olarak hesaplanan güvenlik mesafesi dikkate alınmaktadır.`


Açıklamada, sabit telekomünikasyon cihaz ve sistemlerinin kurulacağı yerlerin belirlenmesi aşamasında çevre kriterlerinin de sağlanması bakımından, Mahalli Çevre Kurullarının uygun görüşü alındığı vurgulandı. Açıklamada, baz istasyonunun kurulacağı yer ile ilgili olarak kurulacak olan binanın ilgilileri ve GSM operatörü arasında yapılan anlaşma özel hukuk kapsamında olduğu, kurumun görev ve sorumluluk alanına girmediği kaydedildi.


Baz istasyonlarının insan sağlığına zararlı olup olmadığını öğrenmek isteyen kişi ölçüm yetki belgesi verilen, kurum, kuruluşlara 530 YTL karşılığında bunu yaptırabilecek.



Alıntıdır
 
Baz istasyonları için son karar yargıdan

Yargıtay, yönetmeliğe uygun olarak kurulup işletilse dahi baz istasyonlarının ''uzun zaman diliminde insan sağlığında zarara neden olacağına'' karar vererek, baz istasyonunun yerleşim yerlerinden uzak, uygun bir yere taşınmasına hükmetti.

Ankara'da bir kişi, oturduğu caddede bulunan binadaki baz istasyonunun, ''insan sağlığını olumsuz yönde etkileyeceği'' iddiasıyla baz istasyonunun kaldırılması için Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açtı.

Baz istasyonunun ait olduğu GSM şirketinin avukatları, istasyonun sertifikalı ve yönetmeliklerde belirtilen değerlere uygun olarak kurulup işletildiğini savunarak, davanın reddini istedi.

Mahkeme, yapılan keşif ve ölçümlerde baz istasyonunun davacıya ait yerlere 20-25 metre arasında uzaklıkta bulunduğunun ve alan şiddetinin cihaz için öngörülen limit değerlerin altında olduğunun tespit edildiğine işaret ederek, davayı reddetti.

Davacının kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.

Daire, ''baz istasyonunun yaydığı radyasyonun referans değerlerinin altında olsa bile meskun alanlarda yarattığı radyasyondan dolayı, bu alanlarda uzun süreli radyasyona maruz kalacak insanların sağlığının olumsuz yönde etkileneceğine'' karar verdi.

Dava konusu baz istasyonunun ''uzun zaman diliminde zarar doğurabileceği'' ifade edilen kararda, ''Çevredekiler için gelecek ve uzun zaman diliminde büyük endişe, psikolojik yapısında tedirginlik ve ümitsizlik yaratarak, kişilerin çalışmasını ve sağlık değerlerini olumsuz etkileyecek ve zararlı sonuç doğuracaktır. Bir istasyon, yönetmeliğe uygun çalıştırılsa dahi zarar veriyorsa, yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması mümkün değildir'' denildi.

Daire, yargıcın yönetmeliğe değil, yasaya, genel hukuk kurallarına ve bu bağlamda sorumluluk hukukunun ilkelerine göre karar vermek zorunda olduğuna işaret ederek, baz istasyonunun yerleşim yerlerinden daha uzak ve uygun bir yere taşınmasının gerekli olduğuna hükmetti.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin kararını bozarak, davacının zarar gördüğünün kabul edilerek, baz istasyonun kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirtti.

Yerel mahkeme, ilk kararında direnirse dava dosyası Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda görüşülerek karara bağlanacak.


alıntıdır
 
Biz geçen yıl çok uğraştık.Burnumuzun dibine ruhsatsız binaya kurdular.Belediye başkanı ruhsatsızsa sadece binanın o kısmını yıkarım dedi.Adamlar gidip 4 milyar parayı yedirdi belediyeye ruhsatsız bina da yasallaştı.En güzeli dağ başında yaşamak diye düşünüyorum bazen...
 
Düşünüyorum da acaba ülkemde halkın sağlığı ne zaman başka çıkarlardan önce gelecek?
Yinede bu konu hakkında mücadeleden vazgeçmemek lazım.
 
peki diyelimki şikayet ettik 530 lirayı da verdik ölçüm yaptırdık.... karşımızda dev şirketler ve o dev şirketlerin avukatları var... ilk yapılan ölçüm normal çıktı...peki ya sonra bu değerler değiştirilemez mi... nasıl emin olucaz....
 
Valla bizim hemen yandaki apartmanın tepesinde var bi tane hiç bir şekilde bişey yapılmadığını öğrendik baya bi araştırdık bu konuda ama malesef apartmanda yaşayan daire sahipleri onay verdiği için bişey yapamıyormuşuz.Ama ben burdan onay verenler arasında bulanan iki adet eczacıyı tebrik ediyorum.Sağlıkla uğraşan insanlar nasıl imza atarlar böyle bir şeye hayret ediyorum:eek:klava:
 
$images.jpg

[video]http://www.authorstream.com/Presentation/aSGuest133951-1407743-baz-istasyonlar-ve-zararlar/[/video]
 
Son düzenleme:
Yargıtay: Baz istasyonları şehir dışına taşınsın

02.06.2012

Yargıtay, baz istasyonlarıyla ilgili ilginç bir karara imza attı. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bireyleri arasında lenf kanseri bulunan bir ailenin oturduğu evin yakınındaki baz istasyonunun kaldırılması yönündeki yerel mahkeme kararını onayladı.

Kurul, 'baz istasyonundan dolayı ailenin psikolojik huzursuzluğunun kronikleşeceği' gerekçesini yerinde buldu. Karar, baz istasyonlarının şehir dışına taşınacağı şeklinde yorumlandı. Ancak, Yargıtay çevreleri, "Vakaya özgü bir karar, emsal teşkil etmiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Oturduğu apartmanın önündeki direğe baz istasyonu takılan bir vatandaş, dava açtı. Kızının lenf kanseri olduğunu, baz istasyonunun radyasyon yaydığının uzmanlarca belirtildiğini ifade ederek istasyonun kaldırılmasını talep etti. Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, vatandaşın şikâyetini haklı buldu. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin bu kararını onadı. Ancak, GSM şirketinin itirazı üzerine bozdu. Yerel mahkeme ise bozma kararına direndi. Direnme kararının gerekçesini şöyle açıkladı: "Konuta 15 ila 31 metre gibi kısa mesafede kurulan baz istasyonunun yaydığı frekansların limit değerlerin altında olduğu belirlenmekle birlikte, bireylerinden lenf kanseri rahatsızlığı bulunun davacı ve ailesinin her sabah kalktığında, dışarı çıktığında ve evine döndüğünde sürekli karşısında gördüğü baz istasyonundan dolayı psikolojik olarak sürekli huzursuz olacakları, bu huzursuzluklarının kronikleşeceği, huzur içerisinde ve sağlıklı yaşama hakkından mahrum kalacağı düşüncesiyle, insan sağlığına öncelik verme anlayışı altında verilen önceki kararda direnilmiştir." Bunun üzerine dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'na intikal etti. Kurul, oy çokluğuyla Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin direnme kararını onadı.


Ekonomİ Yargıtay: Baz istasyonları şehir dışına taşınsın ZAMAN
 
= = > Baz istasyonu kuruldu 23 kişi öldü - 03 Temmuz 2012 Salı


Telefonların çekim alanını daha da artırmak için dağa taşa baz istasyonları kuran GSM operatörleri halk sağlığını tehlikeye atıyor. Bolu'nun Ömerler Köyü'nde, 10 yıl önce baz istasyonu kurulduktan sonra köyde 39 kişi kansere yakalandı. Bakanlık ise 10 yıl sonra sorunun kaynağını araştırmaya başladı.
 
Bunların ölçümünü bir bayan olarak ben yapıyorum :) Sandığınız gibi deil hirbirşey nyse uzun uzun anlatmim size merakta kalın braz :)
 
Bunların ölçümünü bir bayan olarak ben yapıyorum :) Sandığınız gibi deil hirbirşey nyse uzun uzun anlatmim size merakta kalın braz :)

önemli olan bir elektronik cihaz üzerinde ki rakamları okumak değil

bu rakamsal değerlerin İnsan ve canlı metabolizması üzerinde ne tür etkiler yarattığı

mezbahada fil gibi tosunların boynunu bir hamlede koparan Gyotin bıçaklara basınç

yapan manometrelerin üzerindeki ölçümleri de ben yapıyor olabilirim ama boynunuzu

o gyotin makasın arasına koyduğunuzda kelleniz gövdenizden ayrılıyorsa oradaki

rakamsal değerler bir daha asla o ayrılmış gövde ile başı birleştirmeye hiç bir anlam teşkil etmiyor


Buralarda ben ölçüyorum sandığınız gibi bişey değil diyorsunuz

şu videoya rağmen (Baz Istasyonları Ve Zararları Ppt Presentation)

Çoluk çocuğunuz varmı bilmiyorum şayet varsa bize çatınıza baz İstasyon anteni taktırıp
çocuklarınızla yanından bir mutluluk pozu resimlerinizi ekleyinde bizde samimiyetinize inanalım
 
Bunların ölçümünü bir bayan olarak ben yapıyorum :) Sandığınız gibi deil hirbirşey nyse uzun uzun anlatmim size merakta kalın braz :)

önemli olan bir elektronik cihaz üzerinde ki rakamları okumak değil

bu rakamsal değerlerin İnsan ve canlı metabolizması üzerinde ne tür etkiler yarattığı

mezbahada fil gibi tosunların boynunu bir hamlede koparan Gyotin bıçaklara basınç

yapan manometrelerin üzerindeki ölçümleri de ben yapıyor olabilirim ama boynunuzu

o gyotin makasın arasına koyduğunuzda kelleniz gövdenizden ayrılıyorsa oradaki

rakamsal değerler bir daha asla o ayrılmış gövde ile başı birleştirmeye hiç bir anlam teşkil etmiyor


Buralarda ben ölçüyorum sandığınız gibi bişey değil diyorsunuz

şu videoya rağmen (Baz Istasyonları Ve Zararları Ppt Presentation)

Çoluk çocuğunuz varmı bilmiyorum şayet varsa bize çatınıza baz İstasyon anteni taktırıp
çocuklarınızla yanından bir mutluluk pozu resimlerinizi ekleyinde bizde samimiyetinize inanalım
 
Son düzenleme:
YARGITAY BAZ İSTASYONLARI ŞEHİR MERKEZLERİ DIŞINA DEDİ.

09/08/2012 // Tükoder

DEĞERLİ TÜKETİCİLER ;

Baz istasyonlarının sağlığa zararları üzerine yapılan tartışmalara yargı son noktayı koydu. Yargıtay 08.03.2012 tarihli, 2011 /13424- 2012/ 2613 sayılı ilamında Baz istasyonlarının insanların yoğun olarak yaşadıkları ve hayatlarını sürdürdükleri yerlerde kurulu olması nedeniyle uzun sürede insanlara biyolojik ve psikolojik olarak zarar verme riskinin yüksek olduğunu, ölçüm değerleri normal sınırlarda olmasına rağmen sağlık açısından riskli olabileceğini, dolayısıyla kaldırılması gerektiğine karar vererek baz istasyonlarının insan sağlığına zarar verebilme riskini kabul etmiş oldu.
Bugüne kadar açılan yüzlerce davada mahkemeler çelişkili kararlar verirken bundan böyle tartışmaya son verilmiş ve açılacak davalarda sonuç belli olmuştur. Şimdi yapmamız gereken evlerimize çok yakın mesafelerde kurulmuş olan ve sağlığımızı tehdit eden bu tesislerin kaldırılması için dava açmaktır.
İletişimin sağlanması için bu tesislerin zorunlu olduğu tartışmasızdır. Ancak tesislerin sağlığımızı tehdit edecek derecede yakınımıza kurulması gerekli değildir. Avrupa ülkelerinde bu tesisler şehir dışlarında kurulurken biz de okullarımızın, hastanelerimizin ve evlerimizin üzerine ya da mahallemizin ortasına kurulmaktadır. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu bu konuda gereğini yapmayıp, sadece belli ölçüm değerleri tespit etmekle yetinmiş, GSM operatörleri de bu ölçümlere ve belirlenen kriterlere uyduklarını söyleyerek durmaksızın baz istasyonu kurmaya devam etmişlerdir. Öyle ki reklamlarında her yarım saatte bir baz istasyonu söylemini kullanacak kadar da ileri gitmişlerdir.
Derneğimiz her konuda olduğu gibi bu konuda da yıllardır mücadele etmekte ve bir yandan davalar açarken, diğer yandan da mahalle örgütlenmeleri yapmakta, baz istasyonlarına karşı mücadeleyi hız kesmeden sürdürmektedir. Sizler de bireysel olarak ya da mahallenizde ya da apartmanınızda bir araya gelerek evinize ya da işyerinize yakın kurulmuş olan baz istasyonunun kaldırılması için dava açınız. Bizler mücadele eder ve yargıya başvurursak GSM operatörleri de tüketicilerin sağlığının ve güvenliğinin korunması hakkına saygı göstermeyi ve halkın sağlığıyla oynamadan yeni çözümler üretmeyi öğreneceklerdir.
Hepinizi örgütlenmeye ve TÜKODER DE birleşmeye çağırıyoruz.

TÜKODER ( Tüketiciyi Koruma Derneği )
GENEL MERKEZ YÖNETİM KURULU.



T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu

ESAS NO: 2012/4-147

KARARNO: 2012/327 YARGITAY İLAMI

Taraflar arasındaki "Baz İstasyonunun Kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara l.Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 30.09.2010 gün ve 2009/274 E. 2010/235 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan A. İletişim Hizmetleri A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 23.03.2011 gün ve 2011/2930 E. 2011/3058 K. sayılı ilamıyla onanmış, A. İletişim Hizmetleri A.Ş. vekilinin karar düzeltme istemi üzerine Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 7.7.2011 gün ve 2011/7887 E. 2011/8096 K. sayılı ilamı ile;

(...Dava, sağlığa zarar verdiği iddiası ile davalı şirkete ait baz istasyonunun kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece dava kabul edilmiş; karar. Dairemizce onanmış; davalı karar düzeltme istemiştir.

Baz istasyonları temel olarak, alıcı/verici antenler sayesinde elektromanyetik dalgayı (sinyali) alma ve gönderme işlemi yapan cihazlardır. Baz İstasyonları; konuşma trafiğinin az olduğu kırsal alanlarda 35 km'lik bir mesafe içinde hizmet verebilen (macro), konuşma trafiğinin daha yoğun olduğu şehir içlerinde 1-2 km'lik bir mesafe içinde hizmet verebilen (mikro) ve bina içleri ve alış veriş merkezleri gibi yerlere kurulan çıkış güçleri oldukça düşük olan (piko) çeşitlerinden oluşur.

Cep telefonlarının sağlıklı çalışabilmesi için; baz istasyonlarının bal peteği benzeri şeklinde bir yapıda ve her bir peteğin içinde de en az bir baz istasyonunun kurulu bulunması gereklidir. Her ba2 istasyonu belirli sayıda abone konuşturabilir. Bu nedenle insanların yoğun yaşadığı yerlerde konuşma trafiğinin bir kesintiye uğramaksızın karşılanabilmesi için daha çok sayıda baz istasyonunun kurulması gerekmektedir.

Baz istasyonunun şehir dışına çıkartılması halinde, hücresel yapı oluşturulamaması nedeni ile, sinyallerin abonenin cep telefonuna ulaşabilmesi için çok yüksek elektromanyetik dalgalar oluşturması gerekecektir. Aynı zamanda kullanıcı cep telefonu da baz istasyonuna sinyali yeteri seviyede ulaştırabilmek için daha fazla güç kullanacağından daha fazla insanın daha fazla elektromanyetik alana maruz kalması kaçınılmaz olacaktır.

Baz istasyonlarının insan sağlığına etkileri konusunda başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere, Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Koruma Komisyonu (ICNIRP), Elektrik Elektronik Mühendisleri Enstitüsü (IEEE), ... vb bir çok ulusal ve uluslararası kuruluş çalışmalar yapmakta ve bu çalışmaların neticesinde bir takım sınır değerler belirlenmiş bulunmaktadır.

Mevzuat gereğince baz istasyonlarının sağlığa ve çevreye zarar vermeyecek şekilde; nerede, nasıl, hangi ölçü ve limitler dahilinde kurulacağını belirlemek ve kurallarını koymak işlemleri, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığının (BTK) görev ve yetkisindedir.

Baz istasyonları, 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 37 nci maddesine dayanılarak BTK tarafından bu konuyu düzenleyen Yönetmelikteki yer, ölçü ve limit değerlere göre verilen güvenlik sertifikası gereğince kurulmaktadır.

BTK tarafından yürürlüğe konulan yönetmelikte, Türkiye'de geçerli olacak sınır değerleri; İngiltere, Amerika, Kanada, ICNIRP ve Avrupa Birliğinin kabul ettiği değerin yaklaşık 1/4'ü olarak belirlenmiştir.

Sağlığa zarar veriyor iddiası haricinde baz istasyonlarının sertifikada belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olarak kurulmadığı, başlangıçta uygun kurulsa dahi sonradan sertifikadaki limit değer ve güvenlik mesafelerine aykırı davranıldığı gerekçesi ile kaldırılmasına ilişkin talep ve itirazların mevzuat gereğince BTK'ya yapılması gerekmektedir. Bu kurumun uygulama ve verdiği kararın uygun bulunmaması halinde idari yargıda dava açılması gerekir. Keza davacı, baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olmasına rağmen zararlı olduğunu iddia ediyorsa, idari yargıda idareye karşı yönetmeliğin iptali davası açması gerekir.

Sağlığa zarar veriyor iddiası ile baz istasyonunun kaldırılması, MK'nun 737. Maddesinde düzenlenen komşuluk hukukuna göre adli yargıda açılacak dava ile istenebilir. Bu davada davacının baz istasyonunun sağlığına zarar verdiğini ve baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere uygun bulunmadığını ispatlaması gerekir. Kanıtlanmayan mücerret (soyut) "uzun vadede zarar verir, baz istasyonu yakın mesafede, görünce moralim bozuluyor, .. vs gibi nedenlerle dava açılması ve kabulü hukuka ve yasalara uygun değildir.

Bu şekilde adli yargıda açılan davalarda mahkemece, tarafların delil ve belgeleri toplandıktan sonra dava konusu baz istasyonunun yönetmelikte belirtilen limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olup olmadığı, davacının sağlığına zarar verip vermediği konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, alınacak bilirkişi raporu ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerekir.

Dosya kapsamı ve yukarıda belirtilen ilke ve bilgiler göz önüne alındığında davaya konu baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafesine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca baz istasyonunun soyut değerlendirmeler dışında davacının sağlığına zarar verdiği teknik, ilmi ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamıştı. Şu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden davanın kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki, Dairemizce karar onandığından karar düzeltme istemi kabul edilerek Dairemizin onama kararının kaldırılıp, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir...)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN: Davalılar vekilleri

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, davalı B.'a ait elektrik direğine diğer davalı tarafından montajlanmış GSM Baz istasyonunun sağlık yönünden endişe yarattığından bahisle kaldırılması istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkilinin evinin 25 metre kadar yakınındaki boş arsada bulunan elektrik direğine baz istasyonunun kurulduğunu, uzmanlarca baz istasyonunun faaliyet halindeyken radyasyon yaydığının belirtildiğini, müvekkilinin kızının lenf kanserine yakalandığını, bu durumun aile açısından yıkıma neden olduğunu, baz istasyonunun faaliyetine devam ediyor olmasının müvekkili ve diğer aile bireylerinin sağlığı için de endişeye yol açtığını belirterek maddi ve manevi zararları yönünden talep hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin evinin yakınında faaliyet gösteren baz istasyonunun sökülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı B. vekili, dava konusu baz istasyonunun ölçüm yöntemleri ve denetlenmesi hakkındaki yönetmeliğin resmi gazetede yayınlanan tebliğdeki kriterlerine uygun bulunarak verdiği güven sertifikası çerçevesinde, müvekkili şirket ile diğer davalı şirket arasında imzalanan sözleşme gereği kurulduğunu, müvekkili şirketin dava konusu işlemde herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Davalı AVEA İletişim Hizmetleri A.Ş. vekili, baz istasyonlarının, Bilgi Teknolojileri ve İletişin Kurumu tarafından verilen güvenlik sertifikasına istinaden ve dolayısıyla yönetmelikte belirlenen limit değerler ve kıstaslar çerçevesinde çalıştırıldığını ve denetlendiğini, baz istasyonlarının insan ve çevre

sağlığına olumsuz etki yaptığı konusunda herhangi bir bilimsel dayanak olmadığı gibi, müvekkili şirkete ait baz istasyonunun ithali montajı ve işletilmesi yasal mevzuat çerçevesinde yapıldığını, davacıların iddiasının varsayıma dayandığı belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Mahkeme, "...söz konusu baz istasyonunun getirdiği yararın haberleşmeyi amaçladığı görülmekteyse de zararının ise insan sağlığı ve yaşamı ile ilgili olduğu gözetildiğinde ikinci değere önem verilmesi gerekir. Bu itibarla yapılan belirlemelerin dar anlamda parayla ölçülebilen bir zarar yok ise de çevre binalarda ve bu bağlamda davacının oturduğu konutta yaşayanlar için sağlık bakımından büyük endişeler taşıdığı, psikolojik olarak yaşamlarını olumsuz bir biçimde etkilediği ve bunun da psikolojik yapıda tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı ve bu haliyle de yaşamdaki sağlık değerleri düşünüldüğünde burada oturmanın olumsuz hale geleceği nazara alınarak davacının zarar gördüğü kabul edilmiş, baz istasyonunun kurulması için iki davalı arasında yapılan sözleşme nedeniyle müteselsil sorumlu oldukları..." gerekçesi ile davanın kabulüne karar vermiş; davalılardan A. iletişim Hizmetleri A.Ş. vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece önce onanmış, aynı davalının karar düzeltme istemi üzerine yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuştur.

Mahkeme, aynı gerekçeyle önceki kararında direnmiş; hükmü davalılar vekilleri temyi2 etmişlerdir.

Hukuk Genel Kurulu'nca işin esasının görüşülmesine geçilmeden önce; ilk kararı temyiz etmeyen davalılardan B.'ın direnme kararını temyiz etmekte hukuki yararı olup olmadığı hususu ön sorun olarak ele alınmış, yapılan tartışmalar sonucu direnme kararı verilirken B. hakkında da hüküm kurulduğundan ve ayrıca verilecek karar sonucu itibariyle her iki davalıyı da etkileyeceğinden direnme kararını temyiz etmekte hukuki yararı olduğu sonucuna varılarak ön sorunun oyçokluğu ile reddine karar verilmiştir.

İşin esasına gelince:

Kaldırılması istenen baz istasyonunun davalı B. ile diğer davalı A. İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında 4.3.2008 tarihinde yapılan protokol sonucu B.'a ait elektrik direğine ve davacılara ait taşınmaza 15-31 metre uzaklıkta yönetmeliğe uygun olarak kurulduğu, davacının 1994 doğumlu kızının da kanser hastası olduğu noktasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Öncelikle belirtmek gerekir ki Anayasa'nın 17.maddesinde "Yaşama hakkı", 22. maddesinde "Haberleşme Hürriyeti", 35.maddesinde "Mülkiyet Hakkı" düzenlenmiştir.

Yine Anayasa'nın; Sağlık Hizmetleri ve Çevrenin Korunması başlıklı 56. maddesinde, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşın ödevi olduğu hükmüne yer verilmiştir. İnsan Hakları Evrensel beyannamesinin 25 maddesi de aynı yöndedir.

Anayasa tarafından korumaya alınan "yaşama hakkı", "haberleşme hürriyeti" ve "mülkiyet hakkı" gibi temel haklar arasında bir çatışma meydana gelmesi halinde bu durumun, yargılama makamları tarafından hassasiyetle değerlendirilmesi ve çatışan yararlar arasında öncelik düşüncesine dayalı bir denge kurulması gerekir.

Dava konusu tesisin cep telefonlarının kullanımı için zorunlu olduğu ve bu tesisin geniş bir kitleyi ilgilendirmesi nedeniyle kamuya hizmet vermeyi amaçladığı tartışmasız ise de insan yaşamında tehlike yaratma ihtimalinin bulunması halinde insan yaşamına, sağlığına üstünlük tanınması gerekir.

Başka bir deyişle; "Yaşama Hakkı" en kutsal ve birincil hak olup tehdit altında olma şüphesi dahi diğer Anayasal haklardan önce gözetilmesi gereğini doğurur. Aksi halde yaşam hakkının tehlikede olduğu bir yerde diğer tüm temel hak ve hürriyetlerin hiçbir değeri kalmayacaktır.

Türk Medeni Kanunu'nun 737 vd. maddesinde ise komşuluk hukuku düzenlenmiş bu maddede herkese taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkileri kullanırken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınma yükümlülüğü getirilmiştir.

Baz istasyonu yönetmeliğe uygun olarak çalıştırılsa dahi zararın veya zarar ihtimalinin bulunması halinde yönetmeliğe uygun olduğundan söz edilerek zarar verenin sorumluluktan kurtulması, kullanıma devam edilmesi sonucunu doğurmaz. Yönetmeliğe uygun değilse, zaten hukuka aykırılık gerçekleşmiş olacaktır. Hukuk kurallarındaki norm düzenlemesi itibariyle yönetmelik ve yönetmeliğe uygun bir işlem yapılsa bile buna karşın çevreye verilen zarardan eylemi gerçekleştirenin sorumlu olmayacağı sonucu doğmaz. Ayrıca yargıç uyuşmazlığın çözümünde yönetmeliğe değil, yasaya, genel hukuk kurallarına ve bu bağlamda sorumluluk ilkelerine göre karar vermek zorundadır. Bu bakımdan yönetmeliğe göre verilen sertifikayı bağlayıcı olarak kabul etmek mümkün değildir.

Dosya arasında bulunan Nükleer Tıp uzmanı öğretim üyesi bilirkişi raporunda; baz istasyonlarının genel performansa ve sağlığa olan etkileri konusunda günümüze kadar yayınlanmış çeşitli çalışmaların olduğunu, bu çalışmalarda uzun süre baz istasyonlarının yakınında yaşayanların genel vücut sağlıklarının etkilendiğinin gösterildiğini, baz istasyonlarının yaydığı radyofrekans elektromanyetik dalgalarına maruz kalanlarda en sık rastlanan semptomların, baş ağrısı, konsantrasyon bozuklukları, huzursuzluk, uykusuzluk ve el titremesi olarak saptandığını ne var ki kontrollü ve sistematik yapılmış baz istasyonlarının kanser yapıcı etkisini araştıran bir çalışmanın günümüze kadar gerçekleştirilemediğini belirtmiş ve sonuç olarak baz istasyonlarının kanser yapıcı etkisine yönelik şüphenin şu anda tam olarak ortaya konmamış olmasının, ileride yapılacak çalışmalarda da bu etkinin gösterilemeyeceği anlamına gelmediğini, bu nedenle geçmişe yönelik telafisi mümkün olmayan kanser gibi hastalıkların önlenmesi açısından toplumumuzu baz istasyonlarının yaydığı elektromanyetik radyasyondan en makul düzeyde korumak gerektiğini, ayrıca söz konusu davada davacının kızının 1994 yılından beri bir lenf kanseri çeşidi olan malign lenfoma tanısı ile izlendiği Ankara Üniversitesi tarafından düzenlenen epikrizden anlaşıldığını, bu kanser ile baz istasyonlarını ilişkilendirmenin bilimsel açıdan doğru olmadığını ancak bir hekim sıfatıyla, keşif sırasında davacı ve kızı ile yaptığı görüşmede, zaten ailede yaşanan kanser hastalığı nedeniyle endişeli olan ailenin yaşadıkları evin karşısında boş arsada bulunan baz istasyonu nedeniyle sağlık açısından ek endişeler taşıdığını, söz konusu baz istasyonunun psikolojik olarak yaşamlarını olumsuz biçimde etkilediğini ve tedirginlik yarattığını gözlemlediğini belirterek dava konusunu teşkil eden baz istasyonunun yapılan ölçümler sonucunda fımit değerleri aşmadığı tesbit edilmiş olsa bile yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı mevcut yerinden alınarak başka bir yere yerleştirilmesinin uygun olacağı saptamasında bulunmuştur.

Yine dosyada bulunan Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığının 17.6.2010 havale tarihli yazısından baz istasyonlarının insan sağlığına zararlı olup olmadığını söyleyebilmenin bilimin bugünkü geldiği noktada mümkün olmadığı ancak bu konudaki çalışmaların devam ettiği anlaşılmaktadır.

Davacının dar anlamda ve para ile ölçülebilen bir zararı kanıtlanmamış ise de, baz istasyonunun yukarıda açıklanan zarar verme ihtimali ile birlikte davacının evine olan mesafesi, kanser hastası bir kızının bulunması, içinde bulunduğu psikolojik ortamın kendisinde tedirginlik ve ümitsizlik yaratacağı ve bu konudaki doktor bilirkişi raporu ile davacının yaşamdaki sağlık değerleri, Anayasaca teminat altına alınan yaşam hakkı, mülkiyet hakkı birlikte değerlendirildiğinde dava açmakta haklı olduğu ve davasının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.

Kaldı ki, bu hizmetin davacıya ait konutun bulunduğu yerde verilmesinde zorunluluk bulunmadığı gibi, davacıya ve çevreye zarar verme ihtimali olmayan bir başka yerde de verilmesi olanak dahilindedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.

SONUÇ: Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle ONANMASINA, gerekli ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına maha olmadığına, hükmün tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.05.2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
 
[video]http://istr05.izlesene.com/data/videos/6963/6963208-240_1-41k.mp4/0ec04e45667b5cc7d9d41c704945d9af/51A4C08C[/video]
 
Son düzenleme:
Eki Görüntüle 413103

[video]http://www.authorstream.com/Presentation/aSGuest133951-1407743-baz-istasyonlar-ve-zararlar/[/video]


MHP'li Alim Işık, 'Baz İstasyonları'nı Meclis'e Taşındı

20.05.2013 11:03

MHP'li Alim Işık, 'Baz İstasyonları'nı Meclis'e Taşındı

:nazar:



Baz İstasyonları İçin Emsal Karar!

29 Mayıs 2013 Çarşamba 07:32

Yargıtay yerel mahkemenin bu kararını onayladı. Baca görünümlü baz istasyonunun kaldırılması kararı kesinleşti...

Baz İstasyonları için Flaş Karar

:13: :13: :13: :13::13::13::13::13::13::13::13::13::13::13::13:
 
Son düzenleme:
X