Orhan Veli Kanık'ın Şiirleri

Canım emeğine sağlık hepsi birbirinden güzel şiirlera.s.
 
EKMEK


Dilimin ucunda bir eski arkadaş adı.

Unutulmuş şekilleri taşıyan bulutlar;

Bir gökyüzü genişliğiyle ruhuma dolar

Otların içine sırtüstü yatmanın tadı.



Avucumda sıcaklığını duyduğum ekmek;

Üstümde hâtırası kadar güzel sonbahar;

O bembeyaz, o tertemiz bulutlara dalar

Düşünürüm bir çocuk türküsü söyliyerek.​


ELDORADO


(On dördüncü yaşın ilk güzel gecesine ithaf)


Ufkunda mavi bulutların uçuştuğu dağ,

Büyülü göklerinde sesler duyduğum Aden,

Avucumda dört kollu nehrin verdiği maden,

Üstümde yemişleri alnıma değen Tûba.



Müthiş dünyasiyle uykuma ilk girdiği yer...

Gülümsüyor mavi bir ay ışığında kamış.

Göllerin şekli dolu derinliğine dalmış

Vuslatın havasını çevreliyen iğdeler.



Suların aydınlığında saadetten bir iz:

Dallardan süzülen kayığından bu hoş insan,

Omuzuna değen arzu dolu dudakları kan...

Artık bir cennete bağlı bütün günlerimiz.



Artık ışıkla dolu billûr bir kadeh gibi,

En güzel şeytanın elinde tutuğu gurup,

Akşamlar, ağzımda harikûlâde bir şurup

Ve basımda geceler yeşil bir deniz gibi.



Ufkumda mavi bulutların uçuştuğu dağ

Ve nebatî bir âlemde duyduğum ilk hece,

Bir sesin aydınlattığı yalan dolu gece

Ve dumanlı bir sabah serinliği ormanda.



Ne ondan itidal, ne benden günahkâr hali,

Ruhları bir kuş gibi âvare kılan uyku.

Dağılan içimde her zaman o baygın koku,

Lezzeti dudağımda buğulaşan şeftali.​
 
ESKİ KARIM


Nedendir, biliyor musun;

Her gece rüyama girişin,

Her gece şeytana uyuşum,

Bembeyaz çarşafların üstünde;

Nedendir, biliyor musun?

Seni hâlâ seviyorum, eski karım.


Ama ne kadınsın, biliyor musun?​

ESKİLER ALIYORUM


Eskiler alıyorum

Alıp yıldız yapıyorum

Musiki ruhun gıdasıdır

Musikiye bayılıyorum



Şiir yazıyorum

Şiir yazıp eskiler alıyorum

Eskiler verip Mûsikîler alıyorum



Bir de rakı şişesinde balık olsam​
 
FENA ÇOCUK


Mektepten kaçıyorsun,

Kuş tutuyorsun.

Deniz kenarına gidip

Fena çocuklarla konuşuyorsun,

Duvarlara fena resimler yapıyorsun;

Bir şey değil,

Beni de baştan çıkaracaksın.

Sen ne fena çocuksun!​

FESTİVAL


Ekmek karnesi tamam ya,

Kömür beyannamesi de verilmiş;

Düşünme artık parasızlığı;

Düşünme yapacağın yapıyı;

El tutar, ömür yeter;

Yarına Allah kerim;

Dayan hovarda gönlüm!​
 
GALATA KÖPRÜSÜ


Dikilir köprü üzerine,

Keyifle seyrederim hepinizi.

Kiminiz kürek çeker, sıya sıya ;

Kiminiz midye çıkarır dubalardan;

Kiminiz dümen tutar mavnalarda;

Kiminiz çimacıdır halat başında;

Kiminiz kuştur, uçar, şairâne;

Kiminiz balıktır, pırıl pırıl;

Kiminiz vapur, kiminiz şamandıra;

Kiminiz bulut, havalarda;

Kiminiz çatanadır, kırdığı gibi bacayı,

Şıp diye geçer Köprü'nün altından;

Kiminiz düdüktür, öter;

Kiminiz dumandır, tüter;

Ama hepiniz, hepiniz...

Hepiniz geçim derdinde.

Bir ben miyim keyif ehli içinizde?

Bakmayın, gün olur, ben de

Bir şiir söylerim belki sizlere dair;

Elime üç beş kuruş geçer;

Karnım doyar benim de.​

GANGSTER


(Hitler, kendini edebiyata vererek)


Şiir yazdım bunca senedir,

Ne buldum?

Eşkiyalık edeceğim bundan sonra.



Haberi olsun yol kesenlerin

İş yok artık kendilerine

Dağ başlarında.



Madem ki ekmeklerini alıyorum

Ellerinden,

Buyursunlar onlar da benim yerime,

Münhal var edebiyat âleminde.

Eylül 1939​
 
GELİRLİ ŞİİR


İstanbul’dan ayva da gelir, nar gelir

Döndüm baktım, bir edalı yâr gelir,

Gelir desen dar gelir;

Gün aşırı alacaklılar gelir.

Anam

Dayanamam,

Bu iş bana zor gelir.​

Giderayak


Handan,hamamdan geçtik
Gün ışığındaki hissemize razıydık
Saadetinden geçtik
Ümidine razıydık
Hiçbirini bulamadık
Kendimize hüzünler icadettik
Avunamadık
Yoksa biz...
Biz bu dünyadan değil miydik?
.

Orhan Veli Kanık​
 
Gölgem


Bıktım usandım sürüklemekten onu,
Senelerdir, ayaklarımın ucunda;
Bu dünyada biraz da yaşayalım,
O tek başına,
Ben tek başıma.
.

Orhan Veli Kanık​

Gün Doğuyor


Dili çözülüyor gecelerine.
Gölgeler kaçışıyor derine
Alıp sihrini bilmecelerin:
Gün doğuyor şehrin üzerine.
Korkarak şeklalıyor bacalar,
Gün doğuyor şehrin üzerine;
Dalıyorlar günün gözlerine
Gözleri uykulu atmacalar.

Sallayarak dallarını kavak
Yükseliyor her günkü yerine,
Gün doğuyor şehrin üzerine
Mavi bir ışıkla ağararak.

Gün doğuyor şehrin üzerine,
Renk hacimle doluyor her yer.
Bakıyor dağınık yüzlü evler
Hala yanan sokak fenerine.
Toprak kımıldıyor yavaş yavaş,
Gün doğuyor şehrin üzerine,
Bembeyaz gece çiçeklerine
Sabahla düşüyor bir damla yas.

Ve bir deniz hücumu halinde
Gün doğuyor şehrin üzerine.
.

Orhan Veli Kanık​
 
Gün Olur


Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.

Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüyünde ayrı bir telaş!

Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur, başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi...
.

Orhan Veli Kanık​

Güneş

Ah aydınlıklardan uzaktayım
Kafamda o dağılmayan sükûn.
Ölmedim lâkin, yaşamaktayım
Dinle bak: vurmada nabzı ruhun.

Yarasalar duyurmada bana
Kanatlarının ihtizazını.
Şimdi hep korkular benden yana
Bekliyor sular, açmış ağzını.

Ah aydınlıklardan uzaktayım
Kafamda dağılmayan sükûn.
Ölmedim lâkin, yaşamaktayım
Dinle bak vurmada nabzı ruhun.

Siyah ufukların arkasında
Seslerle çiçeklenmede bahar
Ve muhayyilemin havasında
En güzel zamanın renkleri var.

Ölmedim halâr. yaşamaktayım.
Dinle bak: vurmada nabzı ruhun!
Ah aydınlıklardan uzaktayım
Kafamda o dağılmayan sükûn.

Ruhum ölüm rüzgarlarına eş,
Işık yok gecemde, gündüzümde.
Gözlerim görmüyor... lâkin güneş
O her zaman, her zaman yüzümde.
.

Orhan Veli Kanık
 
Güzel Havalar


Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi;
Böyle havalarda unuttum.
Şiir yazma hastalığım;
Hep böyle havalarda nüksetti.
Beni bu güzel havalar mahvetti.
.

Orhan Veli Kanık​

Haber


Akşamla bak yine gül rengi buhurdan
Bin bir hülyaya acık penceremin camında.
Sukut örüp bu sıcak sonbahar akşamında
Bir alem doğdu yine giden günün ardından.
Sardı o her akşamki sessizlik yokuşları,
Bir alem doğdu yine giden günle beraber;
Geldi medar ellerinden beklediğim haber
'Baş cıvıltıya can evimin kuşları.'

Gördüm giden günün ardından sulara dalan
Gözlerin yeni bir dünyaya açıldığını,
Bir ustura alemine yaklaşıldığını,
Bu aksam kuşlarının ufuktan koptuğu an.
Kuruldu bir alem her günkü dünyamdan uzak,
Kaybolduğum düşünceye ve kendime yakın.
Kuşlar... dizi dizi kuşlar.. kuşlar akın akın..
Rüyam benden bu aksam ve ben rüyamdan uzak...
.

Orhan Veli Kanık​
 
Harbe Giden


Harbe giden sarı saçlı çocuk!
Gene böyle güzel dön
Dudaklarında deniz kokusu
Kirpiklerinde tuz
Harbe giden sarı saçlı çocuk!
.

Orhan Veli Kanık​

Hardalname


Ne budala seymisim meger,
Senelerdenberi anlamamisim
Hardalin cemiyet hayatindaki mevkiini...
<>
Bunu Abidin de soyluyordu gecende.
Daha buyuk hakikatlere
Ermis olanlara.

Biliyorum, lazim degil ama hardal
Allah kimseyi hardaldan etmesin.

(Mart, 1940/Vatan, 16.11.1952)
.

Orhan Veli Kanık​

Hay Kay


Yosun kokusu
Ve bir tabak karides
Sandıkburnu'nda
.

Orhan Veli Kanık​
 
Hayat Böyle Zaten


Bir evin bir köpeği vardı;
Kıvır kıvırdı, adi Cincon'du, oldu.
Bir de kedisi vardı: Maviş,
Kayboldu.
Evin kızı gelin oldu,
Küçük bey sınıfı geçti.
Daha böyle acı, tatlı
Neler oldu bir yıl içinde!
Oldu ya, olanların hepsi boyler.
Hayat böyle zaten!..
.

Orhan Veli Kanık

Helene İçin


Ötesi yok şehre ulaşınca kaderin yolu
Pişman bir el kapayacak kapısını ömrünün;
Hatırlayacaksın beni gözlerin yaşla dolu,
Güzelliğin yalnız mısralarımda kaldığı gün.

Odanı dolduracak son mevsimin, son baharın..
İsmini dinleyeceksin serin esen rüzgarda,
Duyacaksın ateş feryadını hatıraların
Akşam vakti söylenen aşıkane şarkılarda.

Ve bilhassa parmaklığına dayanadığın zaman
Ufku uzak şehirlere açılan balkonunun,
Günahların geçecek hafızanın arkasından.
Günahların..Sonu gelmez kafilelerden uzun..

Susarken ağaçlarda kuşlar tahayyül içinde,
Bakşlarında sükunun zehri, bekleyeceksin.
Türlü acılar şekillenecek yine içinde,
'Ah! Şairim bu akşam da geçmedi' diyeceksin.

Ve ulaşacak bu son şehre kaderin yolu,
Kapayacak pişman bir el kapısını ömrünün;
Hatırlayacaksın beni gözlerin yaşla dolu,
Güzelliğin yalnız şarkılarımda kaldığı gün.
.

Orhan Veli Kanık
 
Hicret


I

Damlara bakan penceresinden
Liman görünürdü
Ve kilise çanları
Durmadan çalardı, butun gün.
Tren sesi duyulurdu yatağından
Arada bir
Ve geceleri.
Bir de kız sevmeye başlamıştı
Karsı apartmanda.
Böyle olduğu halde
Bu şehri bırakıp
Başka şehre gitti.
II

Simdi kavak ağaçları görünüyor,
Penceresinden,
Kanal boyunca.
Gündüzleri yağmur yağıyor;
Ay doğuyor geceleri
Ve pazar kuruluyor, karsı meydanda.
Onunsa daima;
Yol mu, para mi, mektup mu;
Bir düşündüğü var.
.

Orhan Veli Kanık

Hoy Lu-Lu



İsterim benim de acaip isimleri
Hiç duyulmamış zenci arkadaşlarım olsun.
Onlarla Madagaskar limanlarından
Çin'e kadar yolculuk yapmak isterim.
İsterim içlerinde bir tanesi
Vapurun güvertesinde yıldızlara karşı
'Hoy lu-lu' şarkısını söylesin her gece.

Ve bir gün ansızın bir tanesine
Rastgelmek isterim
Paris'te...
.

Orhan Veli Kanık​
 
Hürriyete Doğru


Gün dogmadan,
Deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola.
Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında,
İçinde bir iş görmenin saadeti,
Gideceksin;
Gideceksin iri pınarların çalkantısında.
Balıklar çıkacak yoluna karşıcı;
Sevineceksin.
Ağları silkeledikçe
Deniz gelecek eline pul pul.
Ruhları sustuğu vakit martıların,
Kayalıklardaki mezarlarında,
Birden,
Bir kıyamet kopacak ufuklarda.
Deniz kızları mi dersin, kuşlar mi dersin;
Bayramlar seyranlar mi dersin, senlikler cümbüşler mi?
Gelin alayları, teller, duvaklar, donanmalar mi ?
Heeey!
Ne duruyorsun be, at kendini denize;
Geride bekleyenin varmış, aldırma;
Görmüyor musun, her yanda hürriyet;
Yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol;
Git gidebildiğin yere.
.

Orhan Veli Kanık​
 
İçerde

Pencere, en iyisi pencere;
Gecen kuşları görürsün hiç olmazsa;
Dört duvarı göreceğine.
.

Orhan Veli Kanık​

İçinde


Denizlerimiz var, güneş içinde
Ağaçlarımız var, yaprak içinde
Sabah akşam gider gider geliriz
Denizlerimizle ağaçlarımız arasında
Yokluk içinde
.

Orhan Veli Kanık​

İçkiye Benzer Bir şey

İçkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü
Hele birde hasretlik oldu mu serde
Sevdiğin başka yerde
Sen başka yerde
Dertli ediyor insanı, dertli
İçkiye benzer birşey var bu havalarda
Sarhoş ediyor insanı, sarhoş...
.

Orhan Veli Kanık
 
İhtiyarlık


Benim, bardağın , sürahinin ,
Önümüzdesin ; rengin uçmuş,
Bu ; eski , sevdiğim bir duruş
Elin , içinde benimkinin.

İçelim! Madem ömrümüz hoş
Geçmiş , tatmamışız ayrılık ;
Madem ne bayrağımız kırık,
Madem ne sürahimiz boş.

Bir gün ikimizden birimiz
İçmek veya doldurmak için
Burada olmayabiliriz.
.

Orhan Veli Kanık​

İnsanlar


Her zaman, fakat, bilhassa
Beni sevmediğini
Anladığım zamanlarda
Görmek isterim seni de
Annemin kucağından
Seyrettiğim insanlar gibi,
Küçüklüğümde...
.

Orhan Veli Kanık​
 
İntihar


Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanımayanlar
''Mutlak birini seviyordu'' demeliler.
Tanıyanlarsa, ''Zavallı, demeli,
Çok sefalet çekti...''
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı.
.

Orhan Veli Kanık​
 
İstanbul'u Dinliyorum


İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
.


Orhan Veli Kanık​
 
İstanbul için


NİSAN

İmkansız şey
Şiir yazmak,
Aşıksan eğer;
Ve yazmamak,
Aylardan Nisansa.

ARZULAR VE HATIRALAR

Arzular başka şey,
Hatıralar başka.
Güneşi görmeyen şehirde,
Söyle, nasıl yaşanır?

BÖCEKLER

Düşünme,
Arzu et sade!
Bak, böcekler de öyle yapıyor.

DAVET

Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki,
Vazgeçmek mümkün olmasın.
.

Orhan Veli Kanık
 
İstanbul Türküsü


İstanbul'da Boğaziçi'nde,
Bir fakir Orhan Veli'yim;
Veli'nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.

Rumelihisarı'na oturmuşum;
Oturmuş da bir türkü tutturmuşum;

'İstanbulun mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalı'm,
Senin yüzünden bu halim.'

'İstanbulun orta yeri sinama;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş; bana ne?
Sevdalı'm,
Boynuna vebalim! '

İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim;
Bir fakir Orhan Veli;
Veli'nin oğlu;
Tarifsiz kederler içindeyim.
.

Orhan Veli Kanık​
 
Kapalı Çarşı


Giyilmemis camasirlar nasil kokar bilirsin,
Sandik odalarinda;
Senin de dukkanin oyle kokar iste.
Ablami tanimazsin,
Hurriyette gelin olacakti, yasasaydi;
Bu teller onun telleri,
Bu duvak onun duvagi iste.
Ya bu camurdaki kadinlar?
Bu mavi mavi,
Bu yesil yesil fistanli...
Geceleri de ayakta mi dururlar boyle?
Ya bu pembezar gomlek?
Onun da bir hikayesi yok mu?
Kapali Carsi diyip gecme;
Kapali Carsi,
Kapali kutu
.

Orhan Veli Kanık​

Karanfil


Hakkınız var, güzel değildir ihtimal
Mübalağa sanatı kadar
Varşova'da ölmesi on bin kişinin
Ve benzememesi
Bir motörlü kıtanın bir karanfile
'Yarin dudağından getirilmiş'
.

Orhan Veli Kanık​

Karmakarışık

Bir okla yarali kalbim
Boyacinin sandiginda;
Guvercinim kagit helvasinda;
Sevgilim kayigin burnunda;
Yarisi balik,
Yarisi insan;
In miyim?
Cin miyim?
Ben neyim?

Orhan Veli Kanık​

Karşı



Gerin, bedenim, gerin;
Doğan güne karsı.
Duyur duyurabilirsen,
Elinin kolunun gücünü,
Ele güne karsı.

Bak! dünya renkler içinde!
Bu güzel dünya içinde
Sevin sevinebilirsen
İnsanlığın haline karsı.
Durmadan isliden saatlerde
Dişli dişliye karşı;
Dişlilerin arasında,
Güçsüz güçlüye karsı.
Herkes bir şeye karsı.
Küçük hanim, yatağında, uykuda,
Rüyalarına karsı.

Gerin, bedenim, gerin,
Doğan güne karsı.
.

Orhan Veli Kanık​
 
X