- 12 Temmuz 2006
- 34.859
- 29.815
- 60
Vietnam Savaşı denen ve 1965de başlayıp 1973 yılı başlarına kadar sekiz yıl devam eden, Amerikanın Kuzey Vietnamla mücadelesi, Amerikan tarihi bakımından olduğu kadar, savaş sonrası milletlerarası münasebetlerin gelişmesi açısından son derece enteresan ve mühim bir hadise teşkil eder.
Vietnam savaşı, bir süper-devletin, 17 milyonluk bir küçücük ülkede bataklığa nasıl saplandığının da bir hikayesidir. Bu, aynı zamanda, ağır tabiat şartlarından iyi yararlanan bir gerilla taktiğinin, en mükemmel konvansiyonel silahlar karşısındaki zaferinin de bir ifadesidir.
Nihayet, 1861-1865den beri, yani son yüz yıl içerisinde ilk defa, Amerikan halkı, manasız ve amaçsız bulduğu bu savaş dolayısıyla federal hükümete karşı başkaldırmıştır. Amerikanın Vietnama bulaşması birdenbire olmamış, yavaş yavaş gelişen bir politikanın neticesi olarak ortaya çıkmıştır.
Temmuzundaki Cenevre anlaşmaları ile Laos, Kamboçya, Kuzey ve Güney Vietnam bağımsız devletler olmuşlardı. Yalnız, 17nci enlemin kuzeyinde bulunan Kuzey Vietnamda Ho Chi Minh liderliğinde bir komünist rejim bulunuyordu. Bu rejimin daha kuzeyinde ise Çin gibi bir komünist dev vardı. Onun da kuzeyinde, Sovyet Rusya gibi bir komünist süper-devlet bulunmaktaydı. Meseleye bu açıdan bakınca, Kuzey Vietnam Asyadaki büyük komünist blokun bir ileri ucu, bir ileri karakolu idi ve bu hali ile de bütün Hindiçini kıtası için muhtemel bir tehdit ve tehlike idi.
Bu sebeple Amerika, 1954den sonra Vietnamda ve genel olarak Hindiçinide Fransanın yerine geçti ve Asya komünist bloku ile SEATO üyelerinin meydana getirdiği anti-komünist güney-doğu Asya arasında bir tampon teşkil eden Güney Vietnam ile yakından ilgilenmeye başladı.
Güney Vietnamda 23 Ekim 1955de yapılan bir referandumda ımparator Bao Dai düşürüldü ve Vietnamın başına Ngo Dinh Diem geçti. Koyu bir komünist aleyhtarı olan Diemi Amerika hemen 26 Ekimde tanıdı ve Diem de ilk günden itibaren Amerikaya dayanma yoluna gitti. Diem 8-10 Mayıs 1957de Amerikayı ziyaret etti ve yayınlanan ortak demeçte, Çinin de adı zikredilerek, bölgede komünizmin yıkıcı faaliyetlerini gittikçe arttırmakta olduğuna dikkat çekildi.
Diğer taraftan, 1954 Cenevre anlaşmalarına göre, Kuzey ve Güney Vietnam seçimler yoluyla birleştirilecekti. Seçimler 1956 yılında yapılacaktı. O zamanki genel kanaat odur ki, eğer 1956 yılında seçimler yapılmış olsaydı, Ho Chi Minh Güney Vietnamda da seçimleri kazanabilirdi. Bunu bildiği içindir ki, Güney Vietnam diktatörü, Katolik ve anti-komünist Diem bu seçimlere yanaşmadı. Amerika da Diemi destekledi. Ho Chi Minh 1957 yılına kadar bekledi. Diemin seçime yanaşmadığını görünce, Diem hükümetini devirmek için, Güney Vietnamdaki Viet Cong vasıtasıyla yoğun terörist faaliyetlerine ve gerilla mücadelelerine girişti.
Viet Congun Güney Vietnamda yarattığı huzursuzluk o derece ciddi bir hal aldı ki, Başkan Eisenhower 4 Nisan 1959da yaptığı bir konuşmada, 12 milyon nüfuslu Güney Vietnamın komünist kontrolü altına düşmesinin, 150 milyonluk bir bölgeyi tehlikeye sokacağını, Amerika için ve "hürriyet için" yıkıcı bir gelişmeyi başlatacağını, bundan dolayı Amerikanın güvenliği ve milli menfaatleri için Güney Vietnama ekonomik ve askeri yardımın yapılması gerektiğini söylüyordu. Amerikanın Vietnama bulaşması böyle başladı.
Başkan Eisenhower 1960 Kasımında görevden ayrıldığında ve Kennedy Başkanlık seçimlerini kazandığında, Amerikanın Güney Vietnamda 1000 "askeri danışman"ı bulunuyordu. Başkan Kennedy 22 Kasım 1963 günü öldürüldüğünde ise, bu danışmanların sayısı 17.000 olacaktır. Bu arada 70 danışman da öldürülmüştü. Amerika ilk kayıpları vermeye başlamıştı.
Amerikanın yeni Başkanı John F. Kennedy 20 Ocak 1961de görevine resmen başladığı zaman Viet Congun faaliyetleri ile Güney Vietnamda durum daha da kötüleşmişti. Bu sebeple Kennedy, Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnsonı, durumu yerinde incelemek üzere; 1961 Mayısında Güney Vietnama gönderdi. Johnson ve Diem arasında yapılan görüşmeler sonunda, 13 Mayıs 1961de yayınlanan ortak bildiride, Güney Vietnamda mevcut olan gerilla savaşı ve "Komünist ımparatorluğunun" "Hür Vietnam"a yaptığı baskı karşısında alınması gereken tedbirler 8 madde halinde belirtiliyordu ki, bu tedbirler arasında Amerikanın askeri yardımı ile uzman yani danışman yardımı başta geliyordu.
Bu durum karşısında Kennedy iki baskı arasında kalmıştır. Askerlere göre Güney Vietnama Amerikan askeri gönderilmeliydi. Dışişleri Bakanlığı ise, bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ve Amerikayı Vietnamda Fransanın durumuna düşürebileceği görüşünü ileri sürdü. Başkan Kennedy bu iki görüşün arasında yer aldı ve Güney Vietnamdaki Amerikan askeri danışmanlarının sayısını arttırdı.
1963 Kasımında bir suikaste kurban gittiğinde, danışmanların sayısı 17.000i bulmuştu. Fakat bu meseleye çare olmadı. Öte yandan, Güney Vietnamda Diemin diktatörlüğü her geçen gün halk için çekilmez hale gelmeye başlamıştı. Bu sebeple, siyasi reformlar yapabilecek bir idareyi işbaşına getirmek amacı ile ve Amerikanın desteklediği bir darbe ile, Diem 1963 Aralık ayında iktidardan düşürüldü ve yerine General Duong Van Minh başkanlığında bir Askeri ıhtilal Konseyi geçti.
Kennedynin öldürülmesinden sonra, Anayasa gereği, başkanlığa, Başkan Yardımcısı Johnson geçti. Johnsonla beraber Amerikanın Vietnam politikası da yeni bir safhaya girdi. Daha doğrusu Amerika Vietnam savaşına fiilen bulaştı. Zira, 2 Ağustos 1964 günü Tonkin Körfezinde Amerikan donanmasına ait Maddox destroyeri Viet Minh (Kuzey Vietnam) gemilerinin saldırısına uğradı. 4 Ağustos günü bu saldırılar diğer Amerikan gemilerine de yöneldi.
Amerikan donanması bu saldırıları püskürtmekle ve iki Viet Minh gemisini batırmakla beraber, hukuken Viet Minh Amerikaya saldırıda bulunmuş olmaktaydı. Bu sebeple, Başkan Johnson 5 Ağustosta Kongreye gönderdiği mesajda, komünizmin saldırılarına karşı Amerikanın kararlılığını göstermesini ve bu saldırılara karşı koymada, asker kullanma da dahil; Başkana yetki verilmesini istedi. Kongre ise, 10 Ağustosta aldığı ortak kararında, Başkana, Amerikan silahlı kuvvetlerine karşı vuku bulacak her türlü saldırıyı defetmek ve Amerikanın SEATO antlaşması çerçevesi içindeki taahhütlerini yerine getirmek için, Amerikan askerlerinin kullanılması da dahil, her türlü tedbiri alma yetkisini verdi.
Karar, Senatoda 2ye karşı 88 ve Temsilciler Meclisinde de sıfıra karşı 416 oyla kabul edilmişti. Amerikanın bu kararlılığı, Viet Minhin cesaretini kıracağı yerde, güneydeki faaliyetlerini daha da arttırdı. Bunun üzerine Başkan Johnson Kuzey Vietnamı müzakere masasına oturtabilmek amacı ile 1965 Şubatından itibaren Kuzey Vietnamı bombalatmaya başladı. Maksat, Viet Minh gerillalarının gücünü kaynağında yok etmekti. Bu sebeple askeri hedefler bombardıman ediliyordu.
Bu bombardımanlar üç yıl sürecektir. Fakat bombardımanlar istenen neticeyi vermedi. Zira Ho Chi Minh, Amerikanın havadan yaptığı baskıya, karada kendi baskısını arttırarak cevap verdi. Yani, Güney Vietnama sızmalar ve gerilla faaliyetleri büsbütün arttı. Bu ise Amerikayı, Vietnamı Amerikan askeri ile savunmaya sevketti. 1965 Mayısında Güney Vietnama 80.000 asker gönderildi. Bu sayı giderek artacak ve 600 bine yaklaşacaktır.
Vietnama asker gönderilmesi Amerikanın kendi içinde büyük çalkantıya sebep oldu. Zira Amerikan askeri ölmeye başlayınca Amerikan kamu oyunda tepkiler artmaya başladı. Büyük şehirlerde ve bilhassa üniversitelerde Vietnam savaşına karşı protesto gösterilerine girişti.
Gençlik Vietnam savaşının ve orada ölme gereğinin sebebini anlayamıyordu. Vietnam savaşı, Amerikan kamu oyu için sebebi anlaşılamayan manasız ve amaçsız bir savaş haline gelmişti. O kadar ki, Amerikan Kongresi de Başkan Johnsonın aleyhine bir tutum almaya ve Johnsonın yanlış değerlendirme ile kendilerini yanılttığını söylemeye başladı. Amerikanın Avrupalı müttefikleri de Amerikanın Vietnam macerasını tasvip etmediler.
Batı ittifakı Vietnamda bir prestij yarası alırken, öte yandan Amerika kendi müttefiklerine yeteri kadar danışmadan bir maceraya girmişti ki, bu maceranın sonu Batı Avrupayı da işin içine çekebilirdi. Bu konuda en fazla tepki gösteren de Fransa oldu. Halbuki Amerikanın bu savaşı değerlendirmesindeki faktörler şöyle idi. Amerika Güney-Doğu Asya ile Pasifiği kendi milli menfaatlerinin ve güvenliğinin hayati bir bölgesi olarak telakki ediyordu.
II. Dünya Savaşında Japonya ile çatışmaya sürüklenmesinin sebebi de, Çini korumaktan ziyade, Japonyanın güneye sarkıp Güney-Doğu Asya ve Pasifiği tehdit etmesiydi. Kuzey Vietnama da bu sefer Çin açısından bakıyor ve Kuzey Vietnamı Çinin bir uzantısı olarak görüyordu. Bilhassa Çinin 1959 da Tibeti işgali ve 1962de de Hindistana saldırması, 1964de Çinin kendi atom bombasını yapması ve nihayet 1965de Savunma Bakanı Lin Piaonun Güney-Doğu Asyadan söz etmesi, Amerikanın bu konudaki endişelerini arttıran gelişmeler olmuştur.
Bütün bunlardan başka, Vietnamın yüzlerce yıl Çin hakimiyeti altında yaşamış olmasını ve ayrıca, Çin Vietnama hakim olduğu takdirde, bölgede yaşayan geniş Çin azınlıklarını da harekete geçirebileceğini de unutmamak gerekir. Bununla beraber, Başkan Johnson, bir yandan Vietnam savaşında tırmanmaya giderken, öte yandan da, çeşitli kanallardan barış için teşebbüslerini de eksik etmedi. Bu teşebbüsler 1966-1967de yoğunlaştı. Bu gelişmelerin neticesi olarak 1968 Mayısında Pariste Kuzey Vietnam ve Amerika arasında barış görüşmeleri başladı ve görüşmeler biraz ilerleyince de, Başkan Johnson 31 Ekim 1968 tarihinden itibaren Vietnamın bombardımanını durdurdu.
Bu arada Johnson, 31 Tamamı için linke tıklayın" href="http://ansiklopedi.bibilgi.com/Mart">Mart 1968de yaptığı bir konuşmada, Vietnam savaşı karşısında Amerikalıları birlik ve bütünlüğe davet etti ve bu birlik ve bütünlüğün korunması için, kendisinin 1968 Kasımındaki başkanlık seçimlerine adaylığını koymayacağını bildirdi.
1968 Kasımında yapılan Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Partiden Richard Nixon kazandı. Nixon, 20 Ocak 1969da Başbakanlık görevine başladığında Vietnamda 540.000 Amerikan askeri bulunuyordu ve 31.000 Amerikan askeri de Vietnamda ölmüştü. Bu sebeple Nixon ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Vietnam politikasına yeni bir şekil verdiler. Buna göre, Amerika bir yandan Vietnamdaki askerini yavaş yavaş geriye çekerken, bir yandan Kuzey Vietnamın bombalanması daha da arttırılacaktı. Bunun da sebebi, Kuzey Vietnamı barışa zorlamaktı. Nitekim, Nixon idaresi bütün bunları yaparken Pariste devam etmekte olan barış görüşmelerini de hızlandırmaya çalıştı.
Nixon, Amerikayı Vietnam bataklığından çekip çıkarmaya kararlı idi. Bundan dolayı, 1969 Tamamı için linke tıklayın" href="http://ansiklopedi.bibilgi.com/Haziran">Haziranında 25.000 Amerikan askerini Vietnamdan çekti. 1971 yılı sonlarında geri çekilen asker sayısı 200.000i bulacaktır. Bu arada da, Nixon, 1969 Temmuzunda Pasifik bölgesinde yaptığı bir gezi sırasında, 25 Temmuzda Guam adasında yaptığı basın toplantısında, Guam Doktrini veya Nixon Doktrini denen görüşlerini ortaya attı.
"ışbirliği yolu ile barış" (peace through partnership) prensibine dayanan bu görüşlere göre, Amerika bundan böyle dünyanın neresinde olursa olsun, Vietnam örneği savaşlara girmeyip müttefiklerine Amerikan askerini kullanarak değil, ekonomik ve askeri yardım suretiyle destek olacaktı.
Nixon Doktrini, bir bakıma, 1957 Ocak tarihli Eisenhower Doktrinin tersi oluyordu. Çünkü Eisenhower Doktrini Amerikan askerinin kullanılması esasına dayanmaktaydı. Pariste sürmekte olan barış görüşmeleri ancak 1973 yılı başında bir neticeye ulaşabildi. Bunda, 1972 yılında Amerikanın Çinle münasebetlerini düzeltmesi ve ayrıca Sovyet Rusya ile Amerika arasında 1972 Mayısında SALT-ı antlaşmasının imzası büyük rol oynamıştır. Çünkü, Kuzey Vietnamın iki destekçisi olan, hem Sovyetlerin ve hem de Tamamı için linke tıklayın" href="http://ansiklopedi.bibilgi.com/Çin-Halk-Cumhuriyeti">Çin Halk Cumhuriyetinin, Amerikanın Vietnamda sıkışık bir durumda bulunduğu bir sırada, bu ülke ile münasebetlerini yumuşatması, Kuzey Vietnam için müspet bir gelişme değildi.
Ho Chi Minh, bir yalnızlık ihtimalinden endişe etti. Kaldı ki, Amerikan bombardımanlarının Kuzey Vietnamda yaptığı tahribat da öyle kolay onarılacak cinsten değildi. Ülke gerçekten harap bir duruma girmişti. Bu faktörler, Ho Chi Minhi savaşı sona erdirmeye sevketti. Amerikaya 55.000 Amerikan askerinin ölümüne malolan Vietnam barışı Pariste 27 Ocak 1973de imzalandı.
Esas metni 23 maddeden ibaret olan bu barış ile, 1954 Cenevre anlaşmalarına dönülüyor, yani 17nci enlem yine Kuzey ve Güney Vietnam arasında sınır oluyordu. Amerika altmış gün içinde Vietnamdaki bütün askerini ve malzemesini geri çekecek ve mevcut üslerini de tasfiye edecekti. Buna mukabil, Kuzey Vietnam da Güney Vietnam halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesine ve istediği siyasi rejime kendisinin karar vermesine müdahale etmeyecekti.
Vietnam savaşı, bir süper-devletin, 17 milyonluk bir küçücük ülkede bataklığa nasıl saplandığının da bir hikayesidir. Bu, aynı zamanda, ağır tabiat şartlarından iyi yararlanan bir gerilla taktiğinin, en mükemmel konvansiyonel silahlar karşısındaki zaferinin de bir ifadesidir.
Nihayet, 1861-1865den beri, yani son yüz yıl içerisinde ilk defa, Amerikan halkı, manasız ve amaçsız bulduğu bu savaş dolayısıyla federal hükümete karşı başkaldırmıştır. Amerikanın Vietnama bulaşması birdenbire olmamış, yavaş yavaş gelişen bir politikanın neticesi olarak ortaya çıkmıştır.
Temmuzundaki Cenevre anlaşmaları ile Laos, Kamboçya, Kuzey ve Güney Vietnam bağımsız devletler olmuşlardı. Yalnız, 17nci enlemin kuzeyinde bulunan Kuzey Vietnamda Ho Chi Minh liderliğinde bir komünist rejim bulunuyordu. Bu rejimin daha kuzeyinde ise Çin gibi bir komünist dev vardı. Onun da kuzeyinde, Sovyet Rusya gibi bir komünist süper-devlet bulunmaktaydı. Meseleye bu açıdan bakınca, Kuzey Vietnam Asyadaki büyük komünist blokun bir ileri ucu, bir ileri karakolu idi ve bu hali ile de bütün Hindiçini kıtası için muhtemel bir tehdit ve tehlike idi.
Bu sebeple Amerika, 1954den sonra Vietnamda ve genel olarak Hindiçinide Fransanın yerine geçti ve Asya komünist bloku ile SEATO üyelerinin meydana getirdiği anti-komünist güney-doğu Asya arasında bir tampon teşkil eden Güney Vietnam ile yakından ilgilenmeye başladı.
Güney Vietnamda 23 Ekim 1955de yapılan bir referandumda ımparator Bao Dai düşürüldü ve Vietnamın başına Ngo Dinh Diem geçti. Koyu bir komünist aleyhtarı olan Diemi Amerika hemen 26 Ekimde tanıdı ve Diem de ilk günden itibaren Amerikaya dayanma yoluna gitti. Diem 8-10 Mayıs 1957de Amerikayı ziyaret etti ve yayınlanan ortak demeçte, Çinin de adı zikredilerek, bölgede komünizmin yıkıcı faaliyetlerini gittikçe arttırmakta olduğuna dikkat çekildi.
Diğer taraftan, 1954 Cenevre anlaşmalarına göre, Kuzey ve Güney Vietnam seçimler yoluyla birleştirilecekti. Seçimler 1956 yılında yapılacaktı. O zamanki genel kanaat odur ki, eğer 1956 yılında seçimler yapılmış olsaydı, Ho Chi Minh Güney Vietnamda da seçimleri kazanabilirdi. Bunu bildiği içindir ki, Güney Vietnam diktatörü, Katolik ve anti-komünist Diem bu seçimlere yanaşmadı. Amerika da Diemi destekledi. Ho Chi Minh 1957 yılına kadar bekledi. Diemin seçime yanaşmadığını görünce, Diem hükümetini devirmek için, Güney Vietnamdaki Viet Cong vasıtasıyla yoğun terörist faaliyetlerine ve gerilla mücadelelerine girişti.
Viet Congun Güney Vietnamda yarattığı huzursuzluk o derece ciddi bir hal aldı ki, Başkan Eisenhower 4 Nisan 1959da yaptığı bir konuşmada, 12 milyon nüfuslu Güney Vietnamın komünist kontrolü altına düşmesinin, 150 milyonluk bir bölgeyi tehlikeye sokacağını, Amerika için ve "hürriyet için" yıkıcı bir gelişmeyi başlatacağını, bundan dolayı Amerikanın güvenliği ve milli menfaatleri için Güney Vietnama ekonomik ve askeri yardımın yapılması gerektiğini söylüyordu. Amerikanın Vietnama bulaşması böyle başladı.
Başkan Eisenhower 1960 Kasımında görevden ayrıldığında ve Kennedy Başkanlık seçimlerini kazandığında, Amerikanın Güney Vietnamda 1000 "askeri danışman"ı bulunuyordu. Başkan Kennedy 22 Kasım 1963 günü öldürüldüğünde ise, bu danışmanların sayısı 17.000 olacaktır. Bu arada 70 danışman da öldürülmüştü. Amerika ilk kayıpları vermeye başlamıştı.
Amerikanın yeni Başkanı John F. Kennedy 20 Ocak 1961de görevine resmen başladığı zaman Viet Congun faaliyetleri ile Güney Vietnamda durum daha da kötüleşmişti. Bu sebeple Kennedy, Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnsonı, durumu yerinde incelemek üzere; 1961 Mayısında Güney Vietnama gönderdi. Johnson ve Diem arasında yapılan görüşmeler sonunda, 13 Mayıs 1961de yayınlanan ortak bildiride, Güney Vietnamda mevcut olan gerilla savaşı ve "Komünist ımparatorluğunun" "Hür Vietnam"a yaptığı baskı karşısında alınması gereken tedbirler 8 madde halinde belirtiliyordu ki, bu tedbirler arasında Amerikanın askeri yardımı ile uzman yani danışman yardımı başta geliyordu.
Bu durum karşısında Kennedy iki baskı arasında kalmıştır. Askerlere göre Güney Vietnama Amerikan askeri gönderilmeliydi. Dışişleri Bakanlığı ise, bunun tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini ve Amerikayı Vietnamda Fransanın durumuna düşürebileceği görüşünü ileri sürdü. Başkan Kennedy bu iki görüşün arasında yer aldı ve Güney Vietnamdaki Amerikan askeri danışmanlarının sayısını arttırdı.
1963 Kasımında bir suikaste kurban gittiğinde, danışmanların sayısı 17.000i bulmuştu. Fakat bu meseleye çare olmadı. Öte yandan, Güney Vietnamda Diemin diktatörlüğü her geçen gün halk için çekilmez hale gelmeye başlamıştı. Bu sebeple, siyasi reformlar yapabilecek bir idareyi işbaşına getirmek amacı ile ve Amerikanın desteklediği bir darbe ile, Diem 1963 Aralık ayında iktidardan düşürüldü ve yerine General Duong Van Minh başkanlığında bir Askeri ıhtilal Konseyi geçti.
Kennedynin öldürülmesinden sonra, Anayasa gereği, başkanlığa, Başkan Yardımcısı Johnson geçti. Johnsonla beraber Amerikanın Vietnam politikası da yeni bir safhaya girdi. Daha doğrusu Amerika Vietnam savaşına fiilen bulaştı. Zira, 2 Ağustos 1964 günü Tonkin Körfezinde Amerikan donanmasına ait Maddox destroyeri Viet Minh (Kuzey Vietnam) gemilerinin saldırısına uğradı. 4 Ağustos günü bu saldırılar diğer Amerikan gemilerine de yöneldi.
Amerikan donanması bu saldırıları püskürtmekle ve iki Viet Minh gemisini batırmakla beraber, hukuken Viet Minh Amerikaya saldırıda bulunmuş olmaktaydı. Bu sebeple, Başkan Johnson 5 Ağustosta Kongreye gönderdiği mesajda, komünizmin saldırılarına karşı Amerikanın kararlılığını göstermesini ve bu saldırılara karşı koymada, asker kullanma da dahil; Başkana yetki verilmesini istedi. Kongre ise, 10 Ağustosta aldığı ortak kararında, Başkana, Amerikan silahlı kuvvetlerine karşı vuku bulacak her türlü saldırıyı defetmek ve Amerikanın SEATO antlaşması çerçevesi içindeki taahhütlerini yerine getirmek için, Amerikan askerlerinin kullanılması da dahil, her türlü tedbiri alma yetkisini verdi.
Karar, Senatoda 2ye karşı 88 ve Temsilciler Meclisinde de sıfıra karşı 416 oyla kabul edilmişti. Amerikanın bu kararlılığı, Viet Minhin cesaretini kıracağı yerde, güneydeki faaliyetlerini daha da arttırdı. Bunun üzerine Başkan Johnson Kuzey Vietnamı müzakere masasına oturtabilmek amacı ile 1965 Şubatından itibaren Kuzey Vietnamı bombalatmaya başladı. Maksat, Viet Minh gerillalarının gücünü kaynağında yok etmekti. Bu sebeple askeri hedefler bombardıman ediliyordu.
Bu bombardımanlar üç yıl sürecektir. Fakat bombardımanlar istenen neticeyi vermedi. Zira Ho Chi Minh, Amerikanın havadan yaptığı baskıya, karada kendi baskısını arttırarak cevap verdi. Yani, Güney Vietnama sızmalar ve gerilla faaliyetleri büsbütün arttı. Bu ise Amerikayı, Vietnamı Amerikan askeri ile savunmaya sevketti. 1965 Mayısında Güney Vietnama 80.000 asker gönderildi. Bu sayı giderek artacak ve 600 bine yaklaşacaktır.
Vietnama asker gönderilmesi Amerikanın kendi içinde büyük çalkantıya sebep oldu. Zira Amerikan askeri ölmeye başlayınca Amerikan kamu oyunda tepkiler artmaya başladı. Büyük şehirlerde ve bilhassa üniversitelerde Vietnam savaşına karşı protesto gösterilerine girişti.
Gençlik Vietnam savaşının ve orada ölme gereğinin sebebini anlayamıyordu. Vietnam savaşı, Amerikan kamu oyu için sebebi anlaşılamayan manasız ve amaçsız bir savaş haline gelmişti. O kadar ki, Amerikan Kongresi de Başkan Johnsonın aleyhine bir tutum almaya ve Johnsonın yanlış değerlendirme ile kendilerini yanılttığını söylemeye başladı. Amerikanın Avrupalı müttefikleri de Amerikanın Vietnam macerasını tasvip etmediler.
Batı ittifakı Vietnamda bir prestij yarası alırken, öte yandan Amerika kendi müttefiklerine yeteri kadar danışmadan bir maceraya girmişti ki, bu maceranın sonu Batı Avrupayı da işin içine çekebilirdi. Bu konuda en fazla tepki gösteren de Fransa oldu. Halbuki Amerikanın bu savaşı değerlendirmesindeki faktörler şöyle idi. Amerika Güney-Doğu Asya ile Pasifiği kendi milli menfaatlerinin ve güvenliğinin hayati bir bölgesi olarak telakki ediyordu.
II. Dünya Savaşında Japonya ile çatışmaya sürüklenmesinin sebebi de, Çini korumaktan ziyade, Japonyanın güneye sarkıp Güney-Doğu Asya ve Pasifiği tehdit etmesiydi. Kuzey Vietnama da bu sefer Çin açısından bakıyor ve Kuzey Vietnamı Çinin bir uzantısı olarak görüyordu. Bilhassa Çinin 1959 da Tibeti işgali ve 1962de de Hindistana saldırması, 1964de Çinin kendi atom bombasını yapması ve nihayet 1965de Savunma Bakanı Lin Piaonun Güney-Doğu Asyadan söz etmesi, Amerikanın bu konudaki endişelerini arttıran gelişmeler olmuştur.
Bütün bunlardan başka, Vietnamın yüzlerce yıl Çin hakimiyeti altında yaşamış olmasını ve ayrıca, Çin Vietnama hakim olduğu takdirde, bölgede yaşayan geniş Çin azınlıklarını da harekete geçirebileceğini de unutmamak gerekir. Bununla beraber, Başkan Johnson, bir yandan Vietnam savaşında tırmanmaya giderken, öte yandan da, çeşitli kanallardan barış için teşebbüslerini de eksik etmedi. Bu teşebbüsler 1966-1967de yoğunlaştı. Bu gelişmelerin neticesi olarak 1968 Mayısında Pariste Kuzey Vietnam ve Amerika arasında barış görüşmeleri başladı ve görüşmeler biraz ilerleyince de, Başkan Johnson 31 Ekim 1968 tarihinden itibaren Vietnamın bombardımanını durdurdu.
Bu arada Johnson, 31 Tamamı için linke tıklayın" href="http://ansiklopedi.bibilgi.com/Mart">Mart 1968de yaptığı bir konuşmada, Vietnam savaşı karşısında Amerikalıları birlik ve bütünlüğe davet etti ve bu birlik ve bütünlüğün korunması için, kendisinin 1968 Kasımındaki başkanlık seçimlerine adaylığını koymayacağını bildirdi.
1968 Kasımında yapılan Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Partiden Richard Nixon kazandı. Nixon, 20 Ocak 1969da Başbakanlık görevine başladığında Vietnamda 540.000 Amerikan askeri bulunuyordu ve 31.000 Amerikan askeri de Vietnamda ölmüştü. Bu sebeple Nixon ve Dışişleri Bakanı Henry Kissinger, Vietnam politikasına yeni bir şekil verdiler. Buna göre, Amerika bir yandan Vietnamdaki askerini yavaş yavaş geriye çekerken, bir yandan Kuzey Vietnamın bombalanması daha da arttırılacaktı. Bunun da sebebi, Kuzey Vietnamı barışa zorlamaktı. Nitekim, Nixon idaresi bütün bunları yaparken Pariste devam etmekte olan barış görüşmelerini de hızlandırmaya çalıştı.
Nixon, Amerikayı Vietnam bataklığından çekip çıkarmaya kararlı idi. Bundan dolayı, 1969 Tamamı için linke tıklayın" href="http://ansiklopedi.bibilgi.com/Haziran">Haziranında 25.000 Amerikan askerini Vietnamdan çekti. 1971 yılı sonlarında geri çekilen asker sayısı 200.000i bulacaktır. Bu arada da, Nixon, 1969 Temmuzunda Pasifik bölgesinde yaptığı bir gezi sırasında, 25 Temmuzda Guam adasında yaptığı basın toplantısında, Guam Doktrini veya Nixon Doktrini denen görüşlerini ortaya attı.
"ışbirliği yolu ile barış" (peace through partnership) prensibine dayanan bu görüşlere göre, Amerika bundan böyle dünyanın neresinde olursa olsun, Vietnam örneği savaşlara girmeyip müttefiklerine Amerikan askerini kullanarak değil, ekonomik ve askeri yardım suretiyle destek olacaktı.
Nixon Doktrini, bir bakıma, 1957 Ocak tarihli Eisenhower Doktrinin tersi oluyordu. Çünkü Eisenhower Doktrini Amerikan askerinin kullanılması esasına dayanmaktaydı. Pariste sürmekte olan barış görüşmeleri ancak 1973 yılı başında bir neticeye ulaşabildi. Bunda, 1972 yılında Amerikanın Çinle münasebetlerini düzeltmesi ve ayrıca Sovyet Rusya ile Amerika arasında 1972 Mayısında SALT-ı antlaşmasının imzası büyük rol oynamıştır. Çünkü, Kuzey Vietnamın iki destekçisi olan, hem Sovyetlerin ve hem de Tamamı için linke tıklayın" href="http://ansiklopedi.bibilgi.com/Çin-Halk-Cumhuriyeti">Çin Halk Cumhuriyetinin, Amerikanın Vietnamda sıkışık bir durumda bulunduğu bir sırada, bu ülke ile münasebetlerini yumuşatması, Kuzey Vietnam için müspet bir gelişme değildi.
Ho Chi Minh, bir yalnızlık ihtimalinden endişe etti. Kaldı ki, Amerikan bombardımanlarının Kuzey Vietnamda yaptığı tahribat da öyle kolay onarılacak cinsten değildi. Ülke gerçekten harap bir duruma girmişti. Bu faktörler, Ho Chi Minhi savaşı sona erdirmeye sevketti. Amerikaya 55.000 Amerikan askerinin ölümüne malolan Vietnam barışı Pariste 27 Ocak 1973de imzalandı.
Esas metni 23 maddeden ibaret olan bu barış ile, 1954 Cenevre anlaşmalarına dönülüyor, yani 17nci enlem yine Kuzey ve Güney Vietnam arasında sınır oluyordu. Amerika altmış gün içinde Vietnamdaki bütün askerini ve malzemesini geri çekecek ve mevcut üslerini de tasfiye edecekti. Buna mukabil, Kuzey Vietnam da Güney Vietnam halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesine ve istediği siyasi rejime kendisinin karar vermesine müdahale etmeyecekti.
Son düzenleme: