- 12 Temmuz 2006
- 2.929
- 8
- 45
bir zamanlar babamı anlatan bir yazı yazmıştımmm bloğumaa
Babalar günüde yaklaştı. Babamı o hep o 32 dişi meydanda gülüşüyle hatırlayacağım. yok yok babam hala hayatta allaha şükür.Kısaca babamdan bahsetmek istiyorum sizlere.
Babam doğu kültürüyle yetişmiş ama bir o kadarda açık görüşlü , kemal sunal filmlerini her yayınladığından da tekrar tekrar seyreden ve koca bir apartmanı inletecek kahkahalar atan sevimli bir kahramandır benim için. babalar ve kızlar birbirlerine düşkün olur derler ya...
aynen öyle işte...
belli etmezdi küçükken bize sevgisini uzakta dururdu hep. kaşları hep çatık olduğundan korkarlardı arkadaşlarım hep. ama içinde yumuşacık bir kalp olduğunu hep bilirdim babamın. biz büyüdükçe babamda daha bi gösterir oldu sevgini. koskaca kız olmuştuk ama alırdı bizi kucağına sarılır öperdi bizi. sonradan anladım. meğer incitmekten korkarmış bizi koca elleriyle. hala koskaca kız olduğumuzda bile nazik nazik sarılırdı bize sanki bir kuşu avucuna almış gibi narince. zamanla babam dizilerde babakız sahnelerinde gözyaşları dökmeye başladı. o çatık kaşlı adam ağlıyordu. bizse dalga geçiyorduk ağlıyor diye ama bende içten içe ağlardım o sahnelerde. gözleirm dolar kaçardım mutfağa. bzende yanında ağlardım bende. bende belli etmezdim sevgimi yanaşmazdım babama. bazen bağrışır kavga ederdik. kıyamet kopardı küçücük evimizde. ben odanın kapısını çarpar ağlardım sessizce. 5 dakka sonra gelir sarılır kucağına alırdı babam dayanamzdı küs kalmaya. bende ona çekmişim sanırım dayanamıyorum küs kalmaya.annemle ikisi her cumartesi alışverişe çıkar biz ne isteriz diye düşünür sadece torbalarda bizim aburcuburlarımızın olduğu bir yükle eve gelirlerdi. sonra teker teker çıkarıp bunu sen seviyosun şunu sen seviyosun diye gösterirlerdi.gecenin bir yarısı koskoca adamı bakkala gönderir dondurma aldırırdık. oda cipsi ve kolasını alırdı yanına. önce herşeye hayır der 2 dakkika sonra dayanamaz istediğimizi yapardı.televizyon kanalı için kavga eder. diğer odadaki tvyi izlemek için oda değiştirdik. arkamızdan bağırırdı. gelin gelin sizin istediğiniz kanalı açtım diye.yalnız kalmaya dayanamazdı.yazlarımı elimden tutar deniz havuza götürürdü. yüzmemle gurur duyardı.ailecek bi yere giderken ben hep babamın kolunda kardeşimse annemin kolunda. karneler geldiğinde getireceği bir damak çukulatayı sabırsılıkla beklerdim gece yarılarına kadar. pazar sabahları erkenden kalkar çizgi film izlemeye başlar karnı acıkınca çayı demler kahvaltıyı hazırlar. koğuş kalk diye bağırırdı. hazırladığı kahvaltıyla övünürdü.Çiğ köfte yaparken gidip gelip köfteden çalmama annem kızarken babam yesin fatoş çocuğu rahat bırak derdi. dillere destan salatası ve bulgur pilavını biz bayıla bayıla yerken o dileri yine gözükürdü.şimdi düşünüyorumda derler ya kızlar babalarına benzeyen insanlarla evlenirler diye. hakkatende öyle bazen eşimi izlerken babamı izliyormuşum gibi geliyor bana.geçen sene kasım aylarında hayatımda ilkkez babamı kaybetme korkusunu yaşadım. gecenin bir yarısı bir telefonla altüst olmuştu dünyamız.doktorlar yaşamıcak dedi. sabaha çıkmaz dedi.doktor olan yakın bir arkadaşım doktorların sözlerini onaylayınca ne ağlayabildim nede başka bişey. o güçlü sağlıklı her zaman güleç o adam gözlerini bir türlü açmıyordu ve sonsuza dek de açmayacaklardı. yoğun bakımda kapı aralığından illkez babamı kafası kazınmış ve bıyıksız olarak gördüm . orda yatan babamdı. kalbini zorla çalıştırmaya çalışıyorlardı. o sabah onu seven koca bir aile uzak şehirlerdede olsalar kalkıp gelmişlerdi hastaneye. babam o uzun süren bir yoğun bakımdan sonra açtı gözlerini. annemin öpücüğüydü onu hayata bağlayan. yanına ilk girdiğimde gene bana ilginç şeyler anlatarak güldürmüştü.babama hayatımda ilkkez bisküit yedirdim ellerimle o zaman. bir an için onu kaybetmiştik ama yüce rabbim onu bize bağışlamıştı bize.günler süren hatanedeki misafirliğimiz sonucu bu mucize adamı herkes tanıyordu hastane. konu geldi nerden nerelere.. babamın şimdi sağlığı yerinde hala hastanede yoğun bakımdan çıkar çıkmaz anlattıklarını ona anlatıp dalga geçiyoruz. ve babamla her sarılışımızda düğün günü evden çıkarken yaşadığım o duygulu anı yeniden yenden yaşıyorum. annelerle o kadar duygusal olmuyorda sanki babayla sarılma apayrı..HERKES DER DıYMı BENıM BABAM APAYRI DıYE. BENCEDE BENıM BABAM DÜNYANIN EN TATLI BABASI. BABACIM GÜNÜN KUTLU OLSUUN
Babalar günüde yaklaştı. Babamı o hep o 32 dişi meydanda gülüşüyle hatırlayacağım. yok yok babam hala hayatta allaha şükür.Kısaca babamdan bahsetmek istiyorum sizlere.
Babam doğu kültürüyle yetişmiş ama bir o kadarda açık görüşlü , kemal sunal filmlerini her yayınladığından da tekrar tekrar seyreden ve koca bir apartmanı inletecek kahkahalar atan sevimli bir kahramandır benim için. babalar ve kızlar birbirlerine düşkün olur derler ya...
aynen öyle işte...
belli etmezdi küçükken bize sevgisini uzakta dururdu hep. kaşları hep çatık olduğundan korkarlardı arkadaşlarım hep. ama içinde yumuşacık bir kalp olduğunu hep bilirdim babamın. biz büyüdükçe babamda daha bi gösterir oldu sevgini. koskaca kız olmuştuk ama alırdı bizi kucağına sarılır öperdi bizi. sonradan anladım. meğer incitmekten korkarmış bizi koca elleriyle. hala koskaca kız olduğumuzda bile nazik nazik sarılırdı bize sanki bir kuşu avucuna almış gibi narince. zamanla babam dizilerde babakız sahnelerinde gözyaşları dökmeye başladı. o çatık kaşlı adam ağlıyordu. bizse dalga geçiyorduk ağlıyor diye ama bende içten içe ağlardım o sahnelerde. gözleirm dolar kaçardım mutfağa. bzende yanında ağlardım bende. bende belli etmezdim sevgimi yanaşmazdım babama. bazen bağrışır kavga ederdik. kıyamet kopardı küçücük evimizde. ben odanın kapısını çarpar ağlardım sessizce. 5 dakka sonra gelir sarılır kucağına alırdı babam dayanamzdı küs kalmaya. bende ona çekmişim sanırım dayanamıyorum küs kalmaya.annemle ikisi her cumartesi alışverişe çıkar biz ne isteriz diye düşünür sadece torbalarda bizim aburcuburlarımızın olduğu bir yükle eve gelirlerdi. sonra teker teker çıkarıp bunu sen seviyosun şunu sen seviyosun diye gösterirlerdi.gecenin bir yarısı koskoca adamı bakkala gönderir dondurma aldırırdık. oda cipsi ve kolasını alırdı yanına. önce herşeye hayır der 2 dakkika sonra dayanamaz istediğimizi yapardı.televizyon kanalı için kavga eder. diğer odadaki tvyi izlemek için oda değiştirdik. arkamızdan bağırırdı. gelin gelin sizin istediğiniz kanalı açtım diye.yalnız kalmaya dayanamazdı.yazlarımı elimden tutar deniz havuza götürürdü. yüzmemle gurur duyardı.ailecek bi yere giderken ben hep babamın kolunda kardeşimse annemin kolunda. karneler geldiğinde getireceği bir damak çukulatayı sabırsılıkla beklerdim gece yarılarına kadar. pazar sabahları erkenden kalkar çizgi film izlemeye başlar karnı acıkınca çayı demler kahvaltıyı hazırlar. koğuş kalk diye bağırırdı. hazırladığı kahvaltıyla övünürdü.Çiğ köfte yaparken gidip gelip köfteden çalmama annem kızarken babam yesin fatoş çocuğu rahat bırak derdi. dillere destan salatası ve bulgur pilavını biz bayıla bayıla yerken o dileri yine gözükürdü.şimdi düşünüyorumda derler ya kızlar babalarına benzeyen insanlarla evlenirler diye. hakkatende öyle bazen eşimi izlerken babamı izliyormuşum gibi geliyor bana.geçen sene kasım aylarında hayatımda ilkkez babamı kaybetme korkusunu yaşadım. gecenin bir yarısı bir telefonla altüst olmuştu dünyamız.doktorlar yaşamıcak dedi. sabaha çıkmaz dedi.doktor olan yakın bir arkadaşım doktorların sözlerini onaylayınca ne ağlayabildim nede başka bişey. o güçlü sağlıklı her zaman güleç o adam gözlerini bir türlü açmıyordu ve sonsuza dek de açmayacaklardı. yoğun bakımda kapı aralığından illkez babamı kafası kazınmış ve bıyıksız olarak gördüm . orda yatan babamdı. kalbini zorla çalıştırmaya çalışıyorlardı. o sabah onu seven koca bir aile uzak şehirlerdede olsalar kalkıp gelmişlerdi hastaneye. babam o uzun süren bir yoğun bakımdan sonra açtı gözlerini. annemin öpücüğüydü onu hayata bağlayan. yanına ilk girdiğimde gene bana ilginç şeyler anlatarak güldürmüştü.babama hayatımda ilkkez bisküit yedirdim ellerimle o zaman. bir an için onu kaybetmiştik ama yüce rabbim onu bize bağışlamıştı bize.günler süren hatanedeki misafirliğimiz sonucu bu mucize adamı herkes tanıyordu hastane. konu geldi nerden nerelere.. babamın şimdi sağlığı yerinde hala hastanede yoğun bakımdan çıkar çıkmaz anlattıklarını ona anlatıp dalga geçiyoruz. ve babamla her sarılışımızda düğün günü evden çıkarken yaşadığım o duygulu anı yeniden yenden yaşıyorum. annelerle o kadar duygusal olmuyorda sanki babayla sarılma apayrı..HERKES DER DıYMı BENıM BABAM APAYRI DıYE. BENCEDE BENıM BABAM DÜNYANIN EN TATLI BABASI. BABACIM GÜNÜN KUTLU OLSUUN
Son düzenleme: