bitmeyen hikaye

çektigi onca acıya ragmen kaçabilme gücünü bulmuştu kendinde nasıl yapmıştı nasıl kandırmıştı kocasını oda hala şoktaydı demekki zulüm hakaret insana en olmaz gelen şeyleri bile yaptırabiliyordu..
neler çekmemiştiki ellillik ihtiyarın her dedigine razı gelmişti ayaklarına varıncaya kadar midesi bulana bulana yıkamıştı çorbasını içerken höpürdetip sofraya çorba saçılmasından tutunda onun igrenç seks fantazilerine
bile ses çıkartmaz olmuştu ..(( ayy sinir oldum :))))
niye katlandı bunlara ne için kendide bilmiyordu..abilerine dönse onlar bin beter kötüydüler kocası olacak adamdan nasıl geri dönerdi bu sefer daha fazla fiyata başka bir ihtiyara satardılar...
bir nefesde anlatıverdi bütün bunları murata ...muratta eslemin rahat anlatımından cesaret bulmuş olacakki oda başladı hayatını anlatmaya iki çetrefilli hayat en olmadık yerde karşılaşmışlardı ...
murat gözleri dolu başlamıştı anlatma
ya
 
alemsin nalansu :KK70: ay çok güldüm hem kızıp hem yazmana :))) ama iyi yazıyın heeee, neyse devam edeyimmm

seçkin tanınmış varlıklı bir ailenin tek varisiydi murat. herşeyi vermişti ailesi ona, birsürü ev araba yat... istediği şeyi alamamıştı ama çocukluğundan beri.. sevgi.... annesi partilerden alışverişten gezmeden, babası işten toplantılardan fırsat bulamazlardı küçük oğullarıyla ilgilenmeye. varlığın içinde yokluk çekerek büyümüştü. bu açlıkla karşısına çıkan ilk sevgi gösteren kıza kaptırmıştı kendini. ailesi karşı çıktığı halde 25 yaşında evlenmişti kızla. yaptığı ilk hata olmuştu bu. annesine benziyordu karısı. istediği yanlızca paraydı rahattı lükstü! kavgalar içinde geçen 2yılın sonunda hamile kalmıştı karısı. umut dolmuştu murat'ın içine. yavrusu olunca hayatı düzene girebilir, herzaman eksikliğini duyduğu o his kaybolabilirdi... karısı ağlayarak söylemişti hamile olduğunu... doğuramazdı, çirkinleşip şişmanlayamazdı.. çocuğu aldırdığı takdirde kendisinden derhal boşanacağını, beş kuruş parada vermeyeceğini söyleyen muratı dinlemek zorundaydı...
kavgalar dinmişti bir süre...karnı büyümeye başladıkça daha bir kaprisli oluyor daha çekilmez oluyordu her istediğini yapıyor hatalarına ses çıkarmıyordu murat ...
o akşam, o bulutlu soğuk mart akşamı herşey bitmişti. işten döndüğünde alevler içinde kalan villaya dalmış yanan bir kütüğün altında kalmış itfaiyelerce kurtarılmıştı.. şömineden çıkan yangın koskoca villayı kurtarılamayan hamile karısıyla birlikte yalayıp yutmuştu..
o günden sonra kendini işe vermişti murat unutmaya ihtiyacı vardı aradan 5yıl geçmişti ama kollarındaki o izler o anı her gün yaşatıyordu ona...

ayağa kalktı murat. eslem göz yaşlarını sildi gizlice ve.....
 
Son düzenleme:
o sırada ömer ağlamaya başladı murat bebeği kucağına alıp susturmaya çalıştı eslem ikisine bakıyordu biran yüreği acıdı sevdiği bir adamla evlendiğini ve mutlu bir aile olduklarını düşündü oysa durumu ne kadar farklıydı murata rastlamasaydı şimdi belki de abileri onu bulmuş olacaklardı ona yapacaklarını düşünmek bile istemiyordu gene daldın diyen muratın sesiyle kendine geldi gözyaşları yanaklarından akıyordu hadi aç şu paketleri de şu beyefendiyi giydirelim dedi o kadar güzel şeyler almıştı ki murat böyle bir insanın gerçek olduğuna inanamıyordu eslem onun tanıdığı herkes bir şekilde canını yakmışlardı murata rasladığından beri daha huzurluydu sanki ama korkuyordu külkedisi masalında olduğu gibbi kendi hayatının da saat 12 den sonra eski haline dönmesinden korkuyordu artık tek düşündüğü ömerdi onun hayatının güzel olmasını istiyordu onun kendisi gibi acı çekmesini istemiyordu ve birden aklına abileri ve kocası olacak adam onu bulunca çocuğunu alırlarsa düşüncesi geldi kalbinin sıkıştığını hissetti o onun bebeğiydi murat elini tuttu ne olur rahatla neler düşündüğünü anlıyorum ama burada güvendesiniz ve kimsenin siz ikinize zarar vermesine izin vermeyeceğim şimdi şu genç adamı doyur yoksa ikimizi de yiyecek çok acıkmış dedi gülerek eslem de gülümsedi kendini güvende hissetmek çok güzeldi ve hiç tanımadığı bu adama güveniyordu.............
 
aradan saatler geçmişti. murat asıl yaşadığı evine gitmiş, eslem kocaman yatağının içinde oğlunun minik bedenini kollarına almış yatıyordu. uyku tutmamıştı bir türlü. kalktı yattığı yerden pencereye doğru ilerledi. karanlık, sokak lambasının ışığıyla aydınlanmıştı biraz. dışardaki evlerde tıpkı şuan kendisinin kaldığı ev gibi bahçe içinde villalardı. ne güzel bir yerdi bura, daha önce hiç hayal bile edemeyeceği bir evde kalıyordu şuan. evi dolaşmaya karar vererek ömeri kontrol edip odadan çıktı eslem.
iki katlı olan evin üst katında dört yatak odası vardı, merdivenlerden aşşağı süzüldü ve dolaşmaya başladı. mutfağı kocamandı ve çeşit çeşit aletler makinalarla doluydu. kütüpanesi olan bir evde daha önce hiç görmemişti. kocaman bir salonu ve çok geniş bir oturma odası vardı evin. anlaşılan iyiydi muratın durumu, acaba ne iş yapıyordu. sırf ona iyilik olsun diye almamıştı eslemi işe ayrı evde kalıyosa bu eve bakacak birine ihtiyacı vardı gerçekten.
sabahın ilk ışıkları eve dolduğu vakit eslem ancak yatmıştı oğlunun yanına ve derin bir uykuya dalmıştı..

murat çalışmayan zile saya saya elindeki anahtarla içeri girdi. anahtarı kullanmak istememişti aslında ama defalarca kapıya vurmuş, açan olmayınca mecbur anahtarla girmek zorunda kalmıştı.içeri girer girmez heryerin tertemiz olduğunu farketti hayretler içerisinde mutfağa doğru ilerledi. yemek bile yapmıştı eslem. anlaşılan sadece güzel ve zarif değildi bu kadın, çokta becerikliydi. ilk günde bu kadar hırpaladığı için kendini biraz kızmalıydı ona. nihayetinde yeni doğum yapmıştı ve dinlenmeliydi
 
uzun koridordan geçtikten sonra odasına doğru yöneldi...kapıyı açtı sırada eslemin odasında seslere kulak verdi istemeden
evet hçkırık sesiydi bunlar..sessiz sessiz hıçırık.odaya doğru adımlarını hızlandırdı ve duraksadı bi ara
yok dedi kendi haline bırakmalıyım
neden bn neden bn diye yakarışlar karışıyodu hıçkırık seslerine
ve aniden açılan kapı..
eslem karşısında muratı görünce irkildi bi anda
bn bn duymadım geldinizi ....murat=şey bnde şimdi gelmiştim kapıyı çaldım...duymadınız.ağlama sesi gelince korktum bi an
eslem =kusura bakmayın başınıza bela olduk değilmi...
murat=her yer ..çok.. çok güzel olmuş eline sağlık diyuerk konuyu dğiştirmek istedi
eslem gözyaşlarını silerk gülümsedi
murat .ama daha yeni doğum yaptın neden bukadra yordun kendini
sonra bebeğine bakamazsın hasta olursun dinlenmen lazım..
eslem mahzun bi şekile baktı yüzüne
tmm der gibi..muratın içinde bi kuş vardı sanki pır pır uçmaya çalışıyor ama uçmamıyordu..
eslemin bakışlarından duruşundan konuşmasıdan etkileniyordu..hemde çok
kendine gel oğlum dedi içinden ne yapıyorsun
sessizliği ömer bozdu koskocaman bi çığlıkla
eslem iyi geceler diyerek odasının kapısını kapttı
murat duraksadı bi an..aşk bumu dedi sevmek bumu
daha önce hiç hissetmedim bu duyguyu..
hızlıca odasına gitti kapıyı kapatıp yatağa attı kendini tavana baktı uzun uzun ..
düşündü.. baktı..... düşündü...... baktı .......
ve derin bi uykuya daldı..
DVMI SıZDEE...
 
Son düzenleme:
güzel bir hava vardı dışarda, belki dışarı çıkıp dolanamazdı böyle aranırken ama etrafı sarılı olan arka bahçede oturabilirdi biraz. bundan sonra dışarı çıkamam, bu güzel ev hapis oldu bana diye düşündü eslem.ömeride alıp arka bahçeye çıktı. nasılda güzeldi etraf. mis gibi rengarenk çiçeklerin sardığı mavi beyaz taşlarla yapılmış büyük bir havuz vardı bahçede. her ne kadar su dolu değilsede çok güzeldi işte.
muratı düşündü o an. yorgun görünüyordu aynı zamanda uykusuz. arada bu evde kalıp çoğu zaman şehir dışındaki evde vakit geçirdiğini söylemişti murat. hala ne iş yaptığını bilmiyordu. ömer acıkmış uykusu gelmişti. ömeri uyutup murata kahvaltı hazırlamalıydı. tam içeri girecekken duvarın yanındaki ağacın üstünde bir hareket ve güneşin aynaya yansıması gibi bir ışık farketti.korku içinde olduğu yerde donakaldı
-rengin kireç gibi olmuş, iyimisin?
muratın sesiyle kendine geldi
-o orda bi biri vardı
tüm bedeni titremeye başlamıştı korkudan, bulmuşlarmıydı izini?murat ömeri kucağına alıp eslemide kolundan tutup eve götürdü
-kimsenin seni bulduğu yok eslem merak etme. bulsalar bile kimse sana ben varken en ufak bir zarar veremez. hadi kalk hazırlanın. anladım ki burda huzurlu kalamayacaksın sen.bende seni rahat ettirmek için elimden geleni yapacağım prenses. istanbuldan gidiyoruz antalya daha sıcaktır şimdi ömer de rahat eder ne dersin ?
eslem muratın gülümseyen yüzüne baktı şaşkın şaşkın. her seferinde ağzının bir karış açık kalmasına neden oluyordu bu adam. ama her seferinde de bir yarsını sarıyordu nasıl beceriyorsa!
-tamam ama ben sizi bu kadar zah
-şşşşşşş! hadi koş hazırlan küçük hanım.tek gidecektim aklım burda kalacaktı iyi oldu böyle
eslem gülerek hazırlanmaya koştu. her şeyi muratın aldıklarından ibaretti hemencik toplandı ömeri hazırladı ve aşşağı muratın yanına indi
-gözlerime inanamıyorum dakik bir kadın...
eslem utangaçca gülümsedi ve bilmediği birdünyaya doğru yola çıktılar......
 
murat arabasnı keyifel sürerken eslem pencereden uzakları syretti yol boyunca
gözlerinden süzülen yaşlara engel olamıyordu zaman zaman..
murat dikiz aynasından farketsede seslenmiyor ..kendi haline bırakıyodu eslemi
ömer arabyı sevmişti..
sesi çıkmıyordu. antalyaya yaklaştıkça sıcaklık artıyordu
yolun kenarında meyve satan insanlar doluydu..
eslem şaşkınlığını gizleyemedi bi an
aa kirazda çıkmış dedi..ardındanda kıpkırmızı oldu.
çok utanmıştı söyledi şeyden
murat..aa evet diyerek eslemi rahatlatmaya çalışt
kirza bayılırım diyerek dvm ettti cümlesine
canımda çok çekiyordu zaten alalımmı n dersin
eslem tebessüm etmekle yetindi sadece.
arabayı yaşlı bi teyzenn bulundu yerde durdurdu.
kadı cama iyice yaklaştı ve
buyurun buyurn evladım
murat camı aaçtı..kirazlar güzelmi teyze
teyze güzel evladım tadına bak istersen
murat arkaya dönerek ..bn anlamam hiç sn baksana eslem
eslem.. bn b b bnmi olur tmm dedi çekinerek
yaşlı kadı kiraz dolu avcunu uzattı esleme
eslem bi tane yedi ve çok güzel dedi.
yaşlı kadın.. bak dedim bn sana güzel diye evladım illaki karın beğenirsemi alacaksın diyerke kahkaha attı kocaman
eslem kıpkırmızı olmuştu..yaşlı kadın vm etti
bak şeftalimde var.. bebeciğe süt olur ..
allah bağışlasın oğlum erkekmi.
murat ..hadi teyzecim acelemiz var kirazı tartta ver artık.
kirazı aldıktan sonra dvm ettiler yola..
murat..görüyomusun beni baba zannettiler...
demekki baba olacak yaşa gelmişim değilmi
eslem..siz çok iyi bi baba olurdunuz eminim dedi sessizce..
murat =gerçektenmii..böylemi düşünüyosun..çok sevindim
eslem tebessümle karşılık verdi yine ..
nihayet hava serinlemiş ve antalya uzaktan gözükmeye başalmıştı
murat=burada küçük bi çiftliğim var
bi at;bi kaç tavuk ;köpeğim var bide
çok sakin biyer
tertemiz hava
küçük şirin bi ev....beğenirsin inş.
bn hafta içi antalyaya giderim sık sık
zaten arası bi saat..bide şırıl şırıl akan bi deere var..masmavi ggökyüzü
cuvıl cıvıl kuşlar....eee bişey demicekmisin
beğenmezmisin yani
...ama çok güzel gerçekten..hem
eslem muratın sözünü keserek ...neden murat bey neden bu kadar iyilik...ağlıyordu
bn bn kimseye yük olmak istemiyoru
bni bi kadın sığınma evine verin
sizde rahat edin..bn bn çok mohçup oluyorum
murat=eslem bu konuyu konuşmuştuk...bn patronum snde çalışanımsın
bnim bi yardımcıya çok ihtiyacım var..
hem hem çoçukları çok severim..bn sanaa yiyecek giyecek vericem
snde bana bakacaksın...işimizin kuralı bu..anladınmı
yani sn bu hayatı hakerdrek yaşıcaksın...bu iyilik değil iş sadece
bidaha bu konu hakkında bir kelime dahi duymak istemiyorum patron benim tmmı.
eslem=sizede zarar gelesinden korkuyorum..murat
duymak istemiyorum demiştim..
eveeet işte burası antalya..deniz kokuyo heryer
bak bak şurada bi bina var gördünmü
eslem =ha hangi bina
bak şurdaki önünde dev bi heykel var.
eslem=evet gördüm çok güzel
murar=işte bn oraya gelip gidicem anladınmı
işyerim orası..daha önce söylemişmiydim işimi
bn mimarlık yapıyorum...istanbuldaki ev benim tasarımım..
bir çok tasarımım var...en çok terklif antalyadan gelince..çadırımı buraya kurdum
eslem=ne güzrl bnde bnde ressam olmak istedim hep
murat =ciddiimisn o zaman resmin harikadır değilmi
eslem = eh işte diyerek başını öne eğdi
murat=biraz bekle olurmu..eve bişeyler alıyım
oarad market bişey yok
istedin varmı
eslem =şeyy bez..
murat=ha tmm alırım az bekle olurmu
marketten çıktıkdan sonra hızla hreket ettiler yeni hayatlarına....
 
yol boyunca tabelaları inceleyen eslem en sonunda dayanamayarak sordu nereye gittiklerini
murat çifliğini aksu çayı yanında olduğunu 5, 10 dakikaya çifliğe varacaklarını söyledi
eslem garip bir heyecan içerisindeydi. nihayet araba son virajı döner dönmez çiflik evi tüm ihtişamıyla karşılarına çıkmıştı. muratın küçük diye nitelendirdiği çiflik buysa kendi küçük evi kümes gibi kalıyordu. krem rengine boyalı biri büyük diğeri küçük iki binadan oluşuyordu çiflik.
küçük binada çalışanlar kalıyordu. arka tarafta ahırların olduğunu açıklayan murat daha sonra heryeri gezdireceğini söyleyerek indi arabadan. eslemde muratın yardımıyla indi koşuşturarak kendilerine doğru gelen kadın ve adama mahcup bir şekilde baktı. murat :
-eslem bunlar çiflik çalışanları ayşe hatun ve eşi arif usta, bu hanımda özel işlerimle ilgilenen eslem hanım, kucağındaki küçük delikanlı ise ömer deyip kucağına almasına fırsat kalmadan ayşe hanım tarafından kucaklanıp alınan ömeri seyretti
ayşe hanım gülen gözlerle içeri davet ederek herkesi ömeri içeri taşıdı.
arif usta eslemin tek ve küçük bavuluna bakıp başka eşyası olup olmadığını soracakken murat:
-eşyaları sonradan gelecek eslem hanımın, sen şimdilik misafirlere verdiğimiz odanın karşısındaki mavi odaya taşı bunları dedi
arif usta şaşkın bavulu alıp gitti
eslemin gözünden kaçmamıştı bu şaşkınlık
-kaçırdığım bişey oldu sanırım, arif usta gayet şaşkındı
murat:-o odada doğmayan oğluma aldığım eşyalar var, o yüzden sanırım şaşkınlığı.
atmaya kıyamadım onları, demekki ömere nasipmiş onları kullanmak dedi gülümseyerek ve eve doğru yürüdü....
mis gibi ekmek kokuyordu içerisi, anlaşılan yeni pişiyordu. mutfak evin arka tarafındaydı. eslem dinlenmek banyo yapıp ömerle ilgilenmek için odasına çıkmak istedi.
murat:- ben sana yolu göstereyim, bu taraftan diyerek merdivenleri işaret etti. üst kata çıktıklarında sol koridorun sonundaki iki odadan ikincisinin kapısını açarak:
- burası, umarım beğenirsin ,dedi
eslem gösterilen kapıdan içeri girdiğinde gözlerine inanamadı
......
 
topi bir çok kişi okuyo ama hiç yorum yok
okuyan arkadaşlar lütfen okuduktan sonra yorum yapın
olurmu...
yorumlarınız bizim için çook çook derğerlidir:)
 
bu manzara eslemin hayalindene öte bişeydi
daha önce böyle bi oda yı görmek biyana duymamıştı bile...gözüne ilk çarpan hiç şüphesiz pamuk iplikleriyle kaplı o minicik beşik olmıuştu...her yer rengarenkti..
çizgiflmkahramanlarının reimleriyle donatılmış dolaplar duvarlar..pastel renklerle süslenmiş perde ve halı.
ve ismini dahi bilmedi onlarca oyuncak çeşidi vardı etrafta..
küçük adımlarla ilerledi odada ..hemen sağda bi giriş daha vardı pembe bi perdeyle çevrili.
perdenin arkası başka bi rüyaydı sanki..
yine pamuk ipliğiyle çevrilmiş dev bi yatak..lilanın en güzel tonlarından oluşan aksesüarlar ve yine aynı renkten perde ve halı..
yatağın başında şirinmi şirin bi koltuk ve duvarı yarısını kaplamış bi televizyon..
odanın bi duvarı tamamen penceren ibaretti bahçeye açılan bi kapı vardı burda
ve mükemmel bi manzara..yatağın başındaki abajür bi menekşeyi andırıyordu sanki..ve yine yatağin hemen yanında dev bi gardolap vardı..plazmanın bulundu duvarın altında..etrafı incilerle donatılmış bi makyaj masası vardı..bi kaçtane boş çerçece süslemişti masayı..
yine kapının hemen sağında küçük bi lavoba ve duş kabini yer alıyordu..
eslem şaşkındı ... sadece bi kapıydı açtığı..
bu kadra şeymi sığmıştı o kapının arkasına..
murat sesliği bozdu kısık bi sesle
eğer yaşasaydılar onlar için tasarlamıştım burayı..
eslem...b bn burada kalamam ..bana küçük bi oda verin yeter..bu burası çok güzel..
ama ama kalamam inanın..
murat:size fikrinizi soran olmadı eslem hanım..eğer bn patronsam kurallları bn koyarım
eslem:murat bey ama
murat:bu odanın hayallerim arasında yokolmasını istemiyorum
bu odayı küçük bi meleğin hatrına tasarladım ve bnim için her bebek melektir..
burda kalarak bni mutlu edeceğinize emin olabilirsiniz.....ayşe hanım size evi gezdirsin sonra yemek yeriz olurmu..eslem:eek:lur evet olur..eslem elinde olmafdan kekeliyordu
haketmedi bişeydi bu...bu kadar iyilk ağır gelmi,şti yüreğine..
ayşe hanım içeri girdi elinde ömerle..
ah be kuzum körpecik yavruyla işe mi girdin sen kaç gün oldu doğuralı hıı
şeyy bn 1 hafta oldu..murat dvm etti konuşmaya
ayşe hanım :esleme evi gezdir ..artık sizinle çalışacak..eşini 5 ay önce kaybetmiş.aileside yokmuş
bu işe çok ihtiyacı oldunu söyledi..biliyosun bnde bi çalışan aryodum zaten
eslem daha öncede çalışmış tecrubeli sayılır değilmi eslem dedi gözkırpara
eslem:e evet evet çalıştıom ayşe abla eşimi kaybedince mecbur kaldım dedi
murata mahçup bi şekilde bakarak.
ayşe hanım:yaa vah yavrum kusura bakma bnde pat diye sordum böyle..murat oğlum bi 40 gün izin ver bu kızcaza..allah etmeye başına bi hal gelir..eskiden doğum yapan kadınlarrı kimselere göstermezlerdi 40 gün..bizim zamanımızda b..murat ayşe hanımın sözünü keserek koca bi kahkaha attı
ilahi ayşe hatun..ço yaşa sn ya..hahhah
eslemde tebessüm etti.muratın 32 dişini göstererek attığı kahkalara
ayşe hanı m:kaşlarını çatarak=et bakalım alayını sn..bideda konuşursam iki olsun
murat=tmm tezzem kızma ya komik geldi biranda ..olur olur 40 gün çalışmasın.derken bi yandanda gülüyordu tekrar...
atşe hanım ve arif usta tam 40 yıllık karı kocaydılar..geçimlerini bu çiftlikte çalışarak sağlıyorlardı 3 çoçukları vardı hepsi evliydi arada gelir giderlerdi yanlarına..
eslem yemektenn sonra kendini rüyada sandığı odasına çekildi..
ömer çiftliğin temiz havasından olacakki yeni beşiğinde mışıl mışıl uyuyordu ..uykusunda gülücükler saçarak..
eslem oğlunu seyretti uzun bi süre başını okşayarak...
sn olmasan bnde olmazdım dedi gözleri dolarak...
bu güğzelliklerin sebebi sensin..rabbbim senin masumiyetinee gönderdi bu insanları..odadı ki gece lambası okadar loş bi işık saçıyorduki etrafa..eslem duygu selinde yüzüyordu adeta........
ve nihatet kuş cıvıltılarıyla kapıyı çalan sabah...
 
Son düzenleme:
yaptığım yazım hataları yüzünden affınıza sığınıyorum
oğluşumdan fırsat buldukca yazdığım için biraz aceleye denkgeliyor
 
gerinerek uyandı eslem, yıllardır ilk kez bu kadar rahat uyuduğunu hatırlamıyordu. ömeri yanında yatırmıştı, beşiğine koymaya kıyamamıştı. sokuldu usulca kokusunu doya doya içine çeke çeke kokladı oğlunu! nasılda güzel uyuyordu! kalktı yine usulca yataktan pencereyi açtı. nasılda sıcaktı hava. ev serindi ama. pencereler duvarlar yalıtımlı olduğu için olsa gerekti. içeri girip aynanın karşısına geçti. ne kadar uzamıştı simsiyah saçları. beline kadar iniyorlardı. aynanın önündeki gümüş saplı fırçayı alarak saçlarını taramaya başladı. tam o sırada kapı çaldı
- kim o?
-benim kızım ayşe hatun
-buyur gel içeri ayşe hatun, içeri giren ayşe hatun esleme doğru ilerledi
eslem:
-şeyyy şizin için bir sakıncası yoksa size teyze diyebilirmiyim
-ne sakıncası olcak kızım, inan çokta sevinirim. murat oğlumda teyze der bana, elimde büyüdü o yüzden bende oğlum gibi görürüm onu. hazırlanmanı istedi, antalyaya incekmişiniz beraber. sağlık ocağına ömerin kaydınıda yaptırcakmışınız kızım. dur saçını ben tarayayım, çok uzunlar tarayamazsın sen rahat deyip eslemin elimden fırçayı aldı.
eslem çok sevmişti bu kadını, sıccık insana yakın bir yapısı vardı ve esleme bir anne şefkatiyle yaklaşıyordu
-ne güzelmiş saçın, buralardaki yapılı saçlı kadınlar kıskanırlar saçını
gerçi her yerin güzel, hiç yeni doğurmuş bir kadın gibi değilsin maşallah sana.inşallah ömerde sen gibi siyah saçlı yeşil gözlü kiraz dudaklı olur deyip ördüğü saçın ucunu tokayla bağladı ve eslemin sırtını sıvazlayıp
-hadi bakalım doğru kahvaltıya, ben dururum ömerin yanında, uyanırsa alır getiririm dedi
eslem:-çok teşekkür ederim teyze derken gözleri dolu dolu oldu
-noldu kızım derken ayşe hatun ona doğru ilerledi saçını okşadı
eslem hızla atılıp boynuna sarıldı ayşe hatunun çok iyisin teyze deyip hızla çıktı odadan
ayşe teyzesininde gözlerinin yaşardığını görmeye bile fırsatı olmadan...
kız evladı olmamıştı hiç, eksikliğini hep hissetmişti bunun. ama şimdi sanki, sanki, içinden bir ses bu kızla ana kız gibi olacaklarını söylüyordu
mis gibi reçel kokuyordu mutfak. eslem tezgaha doğru ilerledi ve yanılmadığını anladı. tencerede soğumaya bırakılmış portakal reçeline daldırdı bulduğu temiz bir kaşığı ve tadına vara vara yalamaya başladı
-nasıl güzelmi?
tencereye gizlice dalan bir çocuk gibi mahcup:
-harika olmuç arif amca, şey usta
tatlı tatlı gülümseyerek:
-amca de kızım amca de deyip elinde kovayla dışarı doğru gitti tam kapıdayken
-murat oğlum yandaki yemek odasında kahvaltı ediyo, geç yanına istersen seni bekliyordu kızım deyip çıktı
eslem arkasına sakladığı kaşığa bakarak biraz daha kızarıp yemek salonunun yolunu tuttu..
 
Son düzenleme:
murat çeşitli paynir ;zeytin salam sosi,reçellrel
donatılmış sofraya oturmuş
kızarmiş eekmeklerine yağ sürüyordu..
eslemin geldini farkettiğinde...birçek şey farketi aslında
bu kız günden güne daha güzel oluyr diye geçirdi içinden..
günaydın eslem iyi gördüm seni gel otur..bakma öyle otur lütfen..
eslem teşekkürler murat bey sizede günaydın dedi
ksık ve mahçup bi ses tonuyla
amamuartın yüzüne ki anlamsız sırıtmayıda çözemmişti..
neye gülüyor bu benimle dalga mı geçiyor acaba diye
sorular kemiriken beynini
portakal reçeli güzelmiymiş sorusuyla anladı neden güldünü..
ağzının kenarına bulaşmış reçel kalıntılarını sildi hızlıca peçeteyle
muratın o gülümsyen ifadeleri eşliğiyle..
...........aradan 3 ya geçmişti
eslem artık çiftliğe alışmış yapması gerekenleri en güzel şekilde yapıyor
ömer günden güne büyüyerek çiftliğe neşe saçıyordu
bu arada murat antalya ve istanbula sık sık gidiyor bazen haftalarca gelmedi oluyordu
muratın ailesi eslemi kabullenememiş olsalarda onlar da oğullarının ısrarı üzerine
eslemi son derece saygılı davranıyorlardı..tek korkuları bu kızın birgün
bu çiftliğe hanım olmasıydı aslıında..
havalar antalyada genelde aynı rotayla gittiği için
yine sıcak bi günde eslem bahçeye kahfaltıyı hazuırlıyodu..
ömer bebek arabasında kuş cıvıltılarına karşılık vericesine çığlıklar atıyordu..
arif usta bahçede ki gülleri budraken birdenkoca bi çığlıkla çiftliği inletti adeta
oğluuuuuuuuuum yavruuuuuuuuuum diye bağırark koşuyordu demir kapıya..
gelen oğluydu..eslem şaşkın bi şekilde bakarken yaşananlara aynı çığlıklar ayşe hanımdan da yükselmşti biranda..gelen 30 yaşlarında uzun boylu ama iri yarı sarışın bi adamdı
arif ustayı andırıyodu sanki...canım oğlım nerden çıktın gibi sorulalrla kahfaltı maasına yaklaştılar ..
eslem ..ayşe teyze oğlunuzmu dedi gülümseyerek..
arif usta atıldı lafa
evet kızım oğlum oğlum.aykut ..en küçük oğlum..bak bize süpriz yaptı kerata
aykut..geldim işte baba..özledim napıyım..
ayşe hanım.elifi yine bıraktın demi..getirmedin
aykut..valla getirecktşm anne ablası doğum yaptı gelmed..
ayşe h.=önce kendi doğursun o ablasına bakcana ..3 sene oldu oğlum valla
aykut=allah aşkına anne sus ya gelir gelmez.
eslem ömeri kucağına alarak..acıkmaya başaladı bn gidiyim içeri
dedi e hızla uzaklaştı..
aile tartışmalrı eslemi son derece geriyor ve kendinni o acı hatıraların içinde bulyordu bi anda..
arif usta=beğendinmi yaptını ayıp oldu kıza
aykut sert bi şekilde çıkışarak
ne ayıbı diysun baba sn asıl onun durması ayıptı
hem neyin nesi bu kız yokssa murat beyin hanımımı
çoçuğumu oldu..ozamn ayıp oldu yengeye ya...kızarmı dedi çekinerek
ayşe hanım=yok oğlum ne hanımı töbe töbe laf çıkarma bide böyle
arif usta gülerek=yakışır murat oğluma dedi.
aykut=eee hizmetçimi bu şimdi bide çoçu mu var
ayşe hanım=evet oğlum kimsesizin teki..babcı ölmüş yavrucan..dünyanın binbirtürlü hali var..
aykut..başını sallyarak =öyle anacık öylee..bi çay koyda içiyim çok acıktım dedi
konuyu değiştirerek..bi süre buralardayım..elifte ablasında kalıyor..evde yalnız ne yapayım..
arif usta kaşlarını çatarak=burası otel mi oğlum murat beyden izin almadan olmaz1 haftaya bişey demezde daha fazlaı ayıp olur.
ayşe hanım=arif bey sus allahaşkına gelirgelmez çoçuk bismillah de.
aykut=vallla bn murat falan anlamam kaç yıldır uşaklını yapıyosunuz
küçük bey i yiyecek değiliz...
arif usta=elindeki gülleri budamak için aldı makası fırlatarak
hiç değişmmişsin hiçç
bir yıl oldu görmeyeli değişir dedim ..hiç değişmemişsin aynısın diye bağırıken uzaklarda kayboldu sesi
uzaklaştı bahçeden...ayşehanım=gözleri dolarak al oğlum çayını bn ekmekleri alıyım dedi...
aykut zeytin çeekirdeklerini bahçeye fırlatarak..kaykıldı sandalyesine..
ayşe hanım ekmekleri koyarken tabağa
bu çoçuk hep böylemi olacak dedi..yüreği hızla çarparak
oysa daha dakikalr önce ne kadr çok özledini düşünüyordu....
 
Son düzenleme:
kızlar okuyu geçmyeim yorum yapın
bu kadar zor mu ya yoruum yapmak
buarsı paylaşım sitesi değilmi
biz paylaşıyurz sizlerde yorum yapın:KK43:
 
aykutun aklından geçenler ise tamamen farklıydı. bu gelişinin öncekilerden çok farklı olacağını düşünüyordu. hem elif yoktu hemde eslem gibi güzel bir kadınla aynı çatı altında kalacaktı. bir zaman sonra eslemin kendileri gibi küçük binada değilde büyük binada kaldıklarını öğrendi. biraz hayal kırıklığı ile birlikte murat beyin istanbula gitmesi için dua etti.
aykut geleli 6 gün olmuştu ve daha 9 gün daha çiflikte olacağını bilmek rahatsız ediyordu eslemi. aykutu babasına benzetmekle ne kadar hata yaotığını şimdi daha iyi anlıyordu. arif usta ne kadar saygılı, efendi, ahlaklıysa oğlu aykutta bir o kadar saygısız işe yaramaz ve ahlaksız biriydi. bakışlarını hareketlerini helede flört etme çabalarını hiç beğenmiyordu. murat beye ayşe hanıma yada arif ustayada bişey diyemiyordu. ama bir daha kendisini rahatsız ederse haddini bildirmeye karar verdi.
ertesi gün murat beyi sinirli bir şekilde telefonla konuşurken gördü eslem. sesi adeta odayı inletiyordu ve eslemin balkonda olduğunun farkında bile değildi.
-ne demek bulamıyoruz! ben size ne için para ödüyorum! derhal o adamı bulacaksınız bana anlaşıldımı! hemen bu akşam haber bekliyorum sizden
deyip telefonu kapatışını, hırsla odadan çıkışını izledi . onu hiç böylesine sinirli görmemişti eslem. o adam kimdiki bu kadar sinirlendirmişti muratı. daha fazla düşünmemeye karar vererek salıncakta uyuyan oğlunuda alıp içeriye girerken murat beyinde atına binip uzaklaştığını gördü. ne kadarda hoş... neler düşünüyordu böyle! hızla içeri girip kütüpaneye doğru ilerledi. bir kitap alarak odasına geçecekken çalan telefona kimse bakmadığı için yanıt verdi:
-buyurun murat beyin çifliği
-murat beyle görüşmem mümkünmü?
-ne yazıkki efendim, kendisi az önce dışarı çıktı. kimsiniz, notunuz varsa alabilirim.
- aradığımız kişinin vefat ettiğini diğer iki kişininde bu akşam misafirimiz olduğunu, hemen gelmeleri gerektiğini iletirseniz kim olduğumu anlar sanırım deyip kapattı karşıdaki...
elinde ahize şaşkın bir şekilde kaldı eslem. bu gün telefonda onu kızdıran kişiydi besbelli ve bir an önce murat beye ulaşmalıydı. kendisine acil durumlar için verdiği özel cep numarasını hatırladı ve hemen numarayı çevirdi. yaptığı görüşmeyi anlattığında murat beydeki o soğukluk o tuhaf hal kendisinden dolayı değildi haberden dolayıydı herhalde, en azından öyle umuyordu eslem.
bavulunu hazırlamak için hemen gelmiş istanbula gideceğini 2 gün sonra döneceğini söylemiş ve alel acele çıkıp gitmişti murat bey.
o gece garip tıkırtılar duymuştu eslem kapının önünde. hatta kapısının kolunun oynadığını gördüğüneyemin bile edebilirdi. kapısı kitliydi, her gece kitleyip yatardı yılların verdiği alışkanlıkla.
sabah ömerin gülücükleri kuşların cıvıltıları eşliğinde neşe içerisinde kalktı yatağından.
aşşağı indiğinde aykut dışında herkes kahvaltı masasındaydı.
- günaydın herkese dedi neşeyle
aykut sinirle dışarı çıkarken bu gece bu iş bitecek diye düşünüyordu.
eslem aykutun yüzündeki sinirli ifadenin sebebinin gece kendi odasının kapısını penceresini açıp içeri giremeyişinden olduğunu tabiki bilmiyordu.

murat sevinçle antalyaya geri dönüyordu. 2 gün demişti ama işi ummadığı şekilde erken bitince kalmayıp ertesi gün geri dönüyordu. olanları anlatınca eslem çok sevinecekti. belki ondan habersiz bu işe kalkıştığı için kızabilirdi ama sonuçta artık özgürdü. kaçması saklanması gerekmiyordu. onu bu korkulardan kurtarmak için kocasını abilerini aratırken kocası olacak o pis herifin öldüğünü öğrenmiş, bulunan abileriyle görüşmek için doğru istanbula gitmiş, şerefsiz abilerine büyük bir miktar para karşılığında bir daha eslem üzerinde hiç bir hak iddia edemeyeceklerine dair kağıt imzalatmıştı.
eslem artık korkmasın diye mutlu olsun diye herşeyi yapabilirdi... tuhaftı ama onu üzgün görmek muratı yaralıyordu......
 
X