8 ayda 3 kere denedik olmadı.artık evlatlık almak istiyorum.

hayırlısı olsun demek ki alacağınız çocuğun da sizin mutlu evlilik ortamınızda büyüme kısmeti varmış derim ben. evlatlığa uzak bakmıyorum. ama denemeye devam etmelisin ve bu süreçte aldığın çocuğu da ihmal etmeden bakmalısın. zaten yaşamışsın zor bir süreç bir de üzerinde bir emanetle zor olur ama imkansız değil tabii ki... kendi çocuğun gibi olmasa da o da sevilir... belki bu sevabın ardından rabbim hiç uğraştırmadan verir nedersin?..
 
ben bu topiği hatırlıyorum. bunu yazan arkadaş son denemesinde idrar testi yapmış gebe olmadığını düşünüp burayı açmıştı. bir kaç gün sonra gebe olduğunu yazmıştı.
 
Son düzenleme:
arkadaşlar,

bazılarınıza çok sert gelecek belki ama yazmam gerekiyordu... evlat edinmek, sadece çocuğun olmadığında başvurduğun bir telafi değildir. bizim ülkede soy önemli olduğundan zaten ailelerin çoğu sıcak bakmaz bu konuya veya kendi aile fertleri arasından bir çocuğun bakımını üstlenmeyi, bu şekilde duygusal tatmini sağlamayı daha doğru bulur. bu da bir seçenek elbet, görüş, bakış açısı ne olursa olsun bir insan evladına sahip çıkmak her durumda iyi bir eylemdir, iyi bir yüreğin göstergesidir.

ancak, lütfen, lütfen evlat edinmeden önce uzun süre bir profesyonel danışmanla görüşün. kendi yüreğinizdeki gerçek niyetinizle yüzleşin öncelikle. gerçekten içimdeki sevgiyi dökmek, bunu paylaşmak, çoğaltmak mı istiyorum, yoksa daha çok içimdeki boşluğu doldurmayı mı amaçlıyorum. içindeki boşluğu doldurmak bir adım aslında bir yerde ama onu asıl tamamlayacak olan şey sevgiyi karşılıksız, hesapsız dökmek.

çocuk sevgisi, aslında siz emek verdikçe gelişen bir sevgi. karşılıklı etkileşimle büyüyen, derinleşen bir sevgi. çoğu kadın hamile kalıp bebeğini doğurduğunda bile kısmi bir yabancılık duygusuyla karşı karşıya kalıp kendini suçlu hisseder gizliden, ancak bu sadece geçici bir durumdur (yardım alınması gereken bir düzeyden bahsetmiyorum). bu yüzden ilk adım olarak boşluğu tamamlama ihtiyacı duymak, buna rağmen hormonlar devrede olmadığı için en başta sevginin ve tümüyle kabullenmenin, benimsemenin, sahiplenme duygusunun tavan yapmaması da doğal. hormonların devrede olmasından kastımı, tüp bebek deneyip hamile olmadığı halde hamile gibi hisseden arkadaşlar çok iyi anlamıştır. hormonlar devrede değilken ve bir sürü gelecek kaygısı da varken içinizde, bu işin altından kalkamayacağınızdan endişe de duyabilirsiniz. yine burada 'sadece verme'ye hazır, 'sadece kabullenmeye', kol kanat germeye hazır bir yürek (aslında iki yürek, çünkü eşlerle ortaklık gerekir her daim) ve ev sağlayabileceğinize inanıyorsanız eminim gerisi gelecektir. evlat edindiğiniz can, bir hayat. hatırlasa da hatırlamasa da, kısa da olsa onun da bir geçmişi var, reddedilmişliğinin getirdiği bir sürü acı kök var içinde. her durumda, her zaman kabullenilmeli ve sevilmeli, her çocuk gibi. ikinci tercih olmamalı.

eğer maddi imkanınız müsaitse, yüreğinizde soyla ilgili bir çekince yoksa, gerekli danışmanlığı da aldıktan sonra hemen bu işe girişin. nasılsa prosedürler ve atmanız gereken adımlar çok fazla ve uzun bir süreç. bu süreçte nasıl biri olduğunuzu sadece tahmin etmeyecek, kendiniz göreceksiniz. dilerseniz tüp bebek vs çalışmalarını da sürdürün bu arada, gücünüz el veriyorsa. eğer evlat edinmeyi, içten içe bir telafi olarak görürseniz, bu suçluluğunuz hepinizin elinde patlar en kaba tabiriyle. çocuklar sözlerden çok duygulara ve yaptıklarınıza bakar çünkü. hele de doğum yaparsanız ve doğurdunuz evladınızı gizliden diğerinden üstün görürseniz, yaşam hepiniz için zorlaşabilir. yine de bu duygular tek bir çizgide gitmeyebilir, bu da insanın doğasında olan bir şey. kendinizi tartarsınız, ayrımcılıktan çekinirsiniz. bunun ilacı sürekli aksine kendinizi ikna etmek değil, büyüttüğünüz, emek verdiğiniz, yaralandığında içinizin acıdığı, anne baba deyip koşarak sevinçle boynunuza sarıldığında hissettiğiniz duygunun gerçek olduğunu hatırlamak ve bunu sürdürmektir. gerekirse yine bir danışmandan destek alırsınız ama bunun ilacı samimi söylüyorum sadece sevmeye, sevginizi bol bol dökmeye devam etmenizdir.

kısacası, bunları sürekli yüreğinizde tartmak yerine, sade, basit, yalın, varlıkla, yoklukla, bazen endişeli ama sadece 'vermek' isteyen bir yüreğiniz varsa, profesyonel bir danışmanla da görüştükten sonra ancak evlat edinmeyi düşünün. aksi takdirde lütfen bırakın, sevginizi başka türlü dağıtmanın yollarını arayın. başka yollar var çünkü gerçekten de ve onlar da dolu dolu bereket içeriyor karşılıklı.

çocuklarla iç içe, 'verme'yi en doğal halleriyle yaşayan tanıdıklarım var, sayısı azımsanmayacak kadar hem de. evlat edindiler, kendileri de doğum yaptı, sonra yine evlat edindiler, evleri çocuk kaynıyor, kim kimden üstün tartışması sadece birbirlerini alt alta üst üste ezerken çıkıyor. kocaman sevgi var sadece o evlerde. her çocuk gerektiği kadar ceza alıyor, gerektiği kadar azarlanıyor, kimse de ben dışlanıyorum diye düşünmüyor, her şey doğalında yaşanıyor.

karışık geldiyse kusura bakmayın, birçok şeyi bir kerede yazmaya çalıştım.
 
arkadaşlar,

bazılarınıza çok sert gelecek belki ama yazmam gerekiyordu... evlat edinmek, sadece çocuğun olmadığında başvurduğun bir telafi değildir. bizim ülkede soy önemli olduğundan zaten ailelerin çoğu sıcak bakmaz bu konuya veya kendi aile fertleri arasından bir çocuğun bakımını üstlenmeyi, bu şekilde duygusal tatmini sağlamayı daha doğru bulur. bu da bir seçenek elbet, görüş, bakış açısı ne olursa olsun bir insan evladına sahip çıkmak her durumda iyi bir eylemdir, iyi bir yüreğin göstergesidir.

ancak, lütfen, lütfen evlat edinmeden önce uzun süre bir profesyonel danışmanla görüşün. kendi yüreğinizdeki gerçek niyetinizle yüzleşin öncelikle. gerçekten içimdeki sevgiyi dökmek, bunu paylaşmak, çoğaltmak mı istiyorum, yoksa daha çok içimdeki boşluğu doldurmayı mı amaçlıyorum. içindeki boşluğu doldurmak bir adım aslında bir yerde ama onu asıl tamamlayacak olan şey sevgiyi karşılıksız, hesapsız dökmek.

çocuk sevgisi, aslında siz emek verdikçe gelişen bir sevgi. karşılıklı etkileşimle büyüyen, derinleşen bir sevgi. çoğu kadın hamile kalıp bebeğini doğurduğunda bile kısmi bir yabancılık duygusuyla karşı karşıya kalıp kendini suçlu hisseder gizliden, ancak bu sadece geçici bir durumdur (yardım alınması gereken bir düzeyden bahsetmiyorum). bu yüzden ilk adım olarak boşluğu tamamlama ihtiyacı duymak, buna rağmen hormonlar devrede olmadığı için en başta sevginin ve tümüyle kabullenmenin, benimsemenin, sahiplenme duygusunun tavan yapmaması da doğal. hormonların devrede olmasından kastımı, tüp bebek deneyip hamile olmadığı halde hamile gibi hisseden arkadaşlar çok iyi anlamıştır. hormonlar devrede değilken ve bir sürü gelecek kaygısı da varken içinizde, bu işin altından kalkamayacağınızdan endişe de duyabilirsiniz. yine burada 'sadece verme'ye hazır, 'sadece kabullenmeye', kol kanat germeye hazır bir yürek (aslında iki yürek, çünkü eşlerle ortaklık gerekir her daim) ve ev sağlayabileceğinize inanıyorsanız eminim gerisi gelecektir. evlat edindiğiniz can, bir hayat. hatırlasa da hatırlamasa da, kısa da olsa onun da bir geçmişi var, reddedilmişliğinin getirdiği bir sürü acı kök var içinde. her durumda, her zaman kabullenilmeli ve sevilmeli, her çocuk gibi. ikinci tercih olmamalı.

eğer maddi imkanınız müsaitse, yüreğinizde soyla ilgili bir çekince yoksa, gerekli danışmanlığı da aldıktan sonra hemen bu işe girişin. nasılsa prosedürler ve atmanız gereken adımlar çok fazla ve uzun bir süreç. bu süreçte nasıl biri olduğunuzu sadece tahmin etmeyecek, kendiniz göreceksiniz. dilerseniz tüp bebek vs çalışmalarını da sürdürün bu arada, gücünüz el veriyorsa. eğer evlat edinmeyi, içten içe bir telafi olarak görürseniz, bu suçluluğunuz hepinizin elinde patlar en kaba tabiriyle. çocuklar sözlerden çok duygulara ve yaptıklarınıza bakar çünkü. hele de doğum yaparsanız ve doğurdunuz evladınızı gizliden diğerinden üstün görürseniz, yaşam hepiniz için zorlaşabilir. yine de bu duygular tek bir çizgide gitmeyebilir, bu da insanın doğasında olan bir şey. kendinizi tartarsınız, ayrımcılıktan çekinirsiniz. bunun ilacı sürekli aksine kendinizi ikna etmek değil, büyüttüğünüz, emek verdiğiniz, yaralandığında içinizin acıdığı, anne baba deyip koşarak sevinçle boynunuza sarıldığında hissettiğiniz duygunun gerçek olduğunu hatırlamak ve bunu sürdürmektir. gerekirse yine bir danışmandan destek alırsınız ama bunun ilacı samimi söylüyorum sadece sevmeye, sevginizi bol bol dökmeye devam etmenizdir.

kısacası, bunları sürekli yüreğinizde tartmak yerine, sade, basit, yalın, varlıkla, yoklukla, bazen endişeli ama sadece 'vermek' isteyen bir yüreğiniz varsa, profesyonel bir danışmanla da görüştükten sonra ancak evlat edinmeyi düşünün. aksi takdirde lütfen bırakın, sevginizi başka türlü dağıtmanın yollarını arayın. başka yollar var çünkü gerçekten de ve onlar da dolu dolu bereket içeriyor karşılıklı.

çocuklarla iç içe, 'verme'yi en doğal halleriyle yaşayan tanıdıklarım var, sayısı azımsanmayacak kadar hem de. evlat edindiler, kendileri de doğum yaptı, sonra yine evlat edindiler, evleri çocuk kaynıyor, kim kimden üstün tartışması sadece birbirlerini alt alta üst üste ezerken çıkıyor. kocaman sevgi var sadece o evlerde. her çocuk gerektiği kadar ceza alıyor, gerektiği kadar azarlanıyor, kimse de ben dışlanıyorum diye düşünmüyor, her şey doğalında yaşanıyor.

karışık geldiyse kusura bakmayın, birçok şeyi bir kerede yazmaya çalıştım.

vermek....vermek....vermek.siz verince o zaten size geri dönüyor...şaşıyorsunuz.ve bu sizi çok mutlu ediyor.
sevgiler
 
X