Atatürk Olmasaydı Türkiye'nin Durumu Bugün Nasıl Olurdu?

bberrinn

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
15 Ağustos 2006
97
0
60
Atatürk Olmasaydı Türkiye'nin Durumu Bugün Nasıl Olurdu?



Atatürk olmasaydı türkiye'nin durumu bugün nasıl olurdu?

ünlü italyan sanatkarı michelangelo, bir şiirinde şöyle der:"her mermer
blokunda bir venüs heykeli saklıdır. gerçek sanatçı, bu heykeli o kaya
parçasından çıkarana derler." şüphesiz ki bu söz, devlet adamları ve
yöneticileri içinde geçerlidir.
insanlığın ve milletlerin hayat ve kaderleri, çoğu zaman liderlerin veya
yönetici grupların kudret, kabiliyet ve ihtirasları ile yoğrulmuş ve
şekillenmiştir. yöneticiler ister kral, sultan şah veya ister demokratik
usullerle gelmiş başkanlar olsun, toplumların kaderlerine şahsiyetlerinin
damgasını vururlar, hatta bazen çağın olaylarına yön verirler. bunlardan
insanlığı felakete sürükleyenler olduğu gibi, bir ülke yaratıp onu
yüceltenler veya tarihte çağ değişikliği yaparak insanlığa büyük hizmet
verenler olmuştur. mesela; 1453'te osmanlı imparatoru fatih sultan mehmet
istanbul'u zaptederek yeni bir "çağ" açmış, cromwel britanya'nın, robespier
fransa'nın geleceğine yön vermiş, george washington yeni dünyada yeni ve
güçlü bir devleti oluşturmuş, abraham lincoln onun birliğini sağlamış ve
yüceltmiştir. mustafa kemal Atatürk de, yıkılmış ve işgale uğramış osmanlı
imparatorluğu'nun harabeleri arasından bugünkü mamur ve modern türkiye
cumhuriyeti'ni yaratmıştır. bugünkü türkiye'nin usta mimarı Atatürk'tür.
1993 yılı verilerine göre ulu önder için 42 yabancı dilde üçbinin üzerinde
kitap ve onikibinin üzerinde makale yazılmıştır.
Atatürk'ün kişiliğini, hayatını eserlerini yeterli şekilde incelemeyenler
ile atatürk hakkında yeterli bilgisi bulunmayanlar, Atatürk ile ilgili her
şeyin yazıldığını ve araştırıldığını düşünebilirler. halbuki kısa bir
incelemede bile, bu büyük insanı her bir olayda yeniden keşfediyor ve
araştırdıkça da onda yeni sırlar buluyoruz.
hakkında bunca araştırma yapılan, kitap yazılan ve yazılacak olan modern
türkiye'nin kurucusu Atatürk olmasaydı ne olurdu?
bu sorunun cevabını tarihe bakarak şöyle cevaplayabiliriz.
'Atatürk olmasaydı ? bu günlerimize özlemle uzaktan bakan bir ülkenin
bahtsız insanları olurduk.'
bu soruya kesin bir hükümle cevap verdikten sonra, Atatürk olmasaydı
nelerin olamayacağına dair açıklamalara, başlangıç tarihii olarak; 1920
tarihli misak-ı milli'ye esas teşkil eden 1907 tarihini almak gerekir. çünkü
Atatürk bu tarihte misak-ı millinin haritasını çizmiştir. bu harita, hasta
adam osmanlı'nın taksimini beklemeden, kan dökülmesine ve mukadder
mağlubiyetleri beklemeden, şekil olarak sınırlarımız içinde olmasına rağmen
asla ve hiçbir zaman bizim olmamış toprakları asıl sahiplerine bırakarak,
temeli türk olan bir milli devletin hudutlarını gösteriyordu.
bırakılacak yerlerdeki türklerin, türkden gayrılarla mübadelesini bile
düşünmüştü. aradığı daha o tarihte temeli türk olan devletti.
Atatürk olmasaydı milli türk devleti olmazdı.
Atatürk olmasaydı çanakkale zaferi olmazdı.
çanakkale zaferi olmayınca:
ingiliz-fransız-rus itilaf devletleri bloku savaşı planladıkları üzere en
çok onyedi ayda kesin zaferle mühürler, rus çarlığı haşmetle sürer,
istanbul/boğazlar moskof'un eline geçer, sevr anlaşması'nın şartları daha o
tarihte gerçek olurdu.
dünyanın hiçbir esir-mazlum milletinin emperyalizmin baskısı altındaki
ülkesinde milli kurtuluş fikri oluşamaz ve hareket gelişemezdi. çarlık rusya
yıkılmasaydı, orta asya ve kafkaslar'daki türkler, kısa süreli de olsa
bağımsız devletlerine kavuşamazdı.
çanakkale savunması, karşımızdakilerde olduğu kadar onlara her bakımdan
yardımcı olmuş dominyon-sömürgelerde bağımsızlık ve haysiyet şuurunu
uyandırdı. yorgun ve imkansız bir milletin şahlanışı ile tarihin akışını
değiştirebileceğini ispatladı ve bu kervana onlar da katıldılar:
ingiliz/fransız ordularına lejyoner olarak katılmış museviler dahil,
hepsinde bağımsızlık şuuru oluştu.
Atatürk olmasaydı: sevr anlaşması gerçek, türkiye cumhuriyeti hayal olurdu.
türk siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası ve zafer olan lozan anlaşması
imzalanamazdı.
sevr antlaşması anadolu'nun taksimi, türk milletinin asimilasyonu
belgesidir. sevr ile türklere anadolu'nun ortasında hiçbir tabii sınıra
dayanmayan topraklar bırakılmış, millet yok olmaya mahkum edilmiştir.
türk milleti, ulu önder Atatürk ile şahlanmış, kurtuluş savaşı ile
özgürlüğüne kavuşmuş, lozan anlaşması ile bağımsızlığı dünyaca kabul edilmiş
ve onaylanmıştır.
lozan barış anlaşması, türklüğe karşı yapılan ağır ithamları, haksızlıkları
mahkum eden ve türklüğün istiklal ve hürriyet davasını belgeleyen bir
vesikadır. lozan barışı, istiklal savaşına son veren ve onu milletler arası
ilişkilerde değerlendiren gerçekten büyük bir eserdir.
sevr ile lozan'ı mukayese edersek; sevr'in ölüm, lozan'ın hayat olduğu
yolundaki vecizeyi tam anlamıyla görebiliriz.
Atatürk olmasaydı, orduyu politika dışında tutabilmek mümkün olmazdı. o,
ikinci meşrutiyette de ordunun günlük politika dışında tutulmasının
mücadelesini yaptı. ittihad ve terakki'nin ikinci kongresi zabıtlarında bu
gerçek zabıtlara geçmiştir.
rejimin ve bilhassa inkilabların korunması, o'nun için ülkenin korunması
ile eşdeğerdir: fakat bunun ordu'nun aktif siyasete müdahalesine sürekli
geçerli sebep olmasını asla istememiştir.
Atatürk olmasaydı, üzerinde çağın damgası olan hiçbir hareket ve müesseseyi
maziden koparıp kuramazdık: böylesine kökten ve cesur davranılamadığı
içindir ki, nizam-ı cedit, tanzimat, birinci ve ikinci meşrutiyetler
gayelerine erişemediler. eldekiler zedelendi, yeniler yerleşemedi, gaye ve
yapısı çelişkiler içinde bir kargaşa düzeni sürüp gitti.
ya hep, ya hiç aydınlığı o'nunla bulduk.
Atatürk olmasaydı, milliyetçilik duygusundan yoksun kalmaya devam edecek ve
eşiğinde olduğumuz ümmetçilik kazanına düşecektik. çok farklı görüşler
içinde, hiçbir zaman sağlam bir olamamış şekli din kardeşliği perdesi
ardında ya arap, ya acem şoven milliyetçiliğinin potasında kaynayacaktık:
bilhassa araplaşma-araplaştırma düzeninin hammaddesi olacaktık. Atatürk bizi
türklüğümüze iade etti.
bu emeğini gerçekleşmeyecek ütopyalar içinde değil çağın şartları içinde
başardı. "bir türk dünyaya bedeldir." inancını getirirken, "ne mutlu türkün
diyene" gururunu bayraklaştırırken tarih gerçeklerine dayandı.
Atatürk olmasaydı, türkiye, komünist rejimi kabul edebilirdi.
milli mücadelenin ilk günlerini hatırlayacak olursak; dört taraftan işgal
altında, silahları alınmış, hazinesi on parasız, meşru sayılan hükümeti,
karşı koymanın vatan ihaneti olduğunu ilan etmiş, 1908-1918 hepsi yenilgi
ile sonuçlanmış üç savaşta erkek nüfusunu yitirmiş, yorgun bitap bir millet
ve harap bir vatan görürüz.
karşısında dünyaya askeri yüzyıl düzen vermek iddiasındakı galipler bloku
vardır.
bir tek ümit kapısı var. çarlığını yıkıp komünist rejimi kuran sovyet
rusya. o da, emperyalizme karşı olduğu iddiasında, çarlık ordularının
yardımı ile yendiği orta asya ve kafkasya türk dünyasına bağımsızlıklarını
vermek kararını ilan eden, kendi yandaşlarıyla otonom hükümetler kurma
hazırlığındadır.
Atatürk'ün uyguladığı gerçekçi politikalar neticesinde, sovyet rusya'dan
silah ve altın ruble'ler gelir. ancak sonradan anlaşılır ki, bu ruble'lerin
altını kardeş buhara'nın ankara'ya armağanıdır.
zafer kazandıktan ve sonuç alındıktan sonra, mustafa kemal büyük millet
meclisinin gizli celsesinde açıklar: "türkiye'de bolşeviklik olmayacaktır.
çünkü türk hükümetinin ilk gayesi, halka hürriyet ve saadet vermek,
askerlerimize olduğu kadar sivil halkımıza da iyi bakmaktır."
Atatürk olmasaydı, kadın hak ve hürriyetleri, öteki islam ülkelerinin
şartları içinde kalacaktı. şeriat'ın, doğrudan hakim olduğu ülkelerde
kadının nasıl dışlandığı gözler önündedir. iki yüz yıla yakın ingiltere'nin
egemenliğinde kalmış, resmi dilleri arasında ingilizce'nin bulunması kadar,
batı hayatı ile ilgisi olmuş pakistan'da, şeriat'ın dolaylı tatbik edildiği
bu ülkede, oy sandığından milletinin bir ümit halinde çıkardığı benazir
butto'ya sadece ve yalnız kadın olduğu için reva görülenler gözler
önündedir. işte Atatürk'ün kendinden öncekilerden, çağdaşlarından ve hatta
yarınkilerden farkı buradadır: çağa karşı olmak yapıları gereği olan
görünür/görünmez mihraklara doğru teşhis koyabilmesi ve onları milletin
vicdanında gerçek hüviyetleri ile mühürlemesidir.
ondan önce anaların, kız kardeşlerin yüzleri siyah peçeliydi. bahtları
çarşafları gibi karaydı. çileleri çoktu, hakları azdı. beğenmedi. yüzlerini
açtı, ak etti. hakta onlarla erkeklerle eşitliği sağladı, bahtlarını ak
etti.
Atatürk olmasaydı, devlet, babıali'nin mirası yaşanılan günü düşünme, nabza
göre şerbet illetinden imkan yok kurtulamazdı. bir büyük devlete dayanarak
avunma ve durmadan bu ikibüklümlüğün ceremesi devam eder dururdu.
Atatürk olmasaydı, bizi benliğimize kavuşturan gerçek tarihimizden de,
cehaleti yenmek yolunda başlıca dayancımız olan türk .
...



_________________

Link Silinmiştir.
Link Silinmiştir.
Link Silinmiştir.
Link Silinmiştir.
Link Silinmiştir.
 
Çok güzel bir yazıydı teşekkürler. Atatürk olmasaydı bugün kimbilir hangi ülkenin sömürgesi durumunda olacaktık. Ve yavaş yavaş asimile olup Türklüğümüzü unutacaktık. Ne şanslı bir milletmişiz ki allah bize ATATÜRK gibi bir lider yollamış. Nur içinde yat Atam!
 
X