Bir Çığır Öyküsü -Şule Yüksel Şenler

angelike

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
24 Nisan 2007
171
1
40
1960'lı yıllarda Çarşamba Cemaatine katılarak dikkatleri üzerine çeken yazar Şule Yüksel Şenler'in hayatını konu alan kitap bir dönemi de mercek altına alıyor.




Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!




1960'lı yıllarda dikkatleri üzerine toplayan ve uzun bir süre gençlere "Huzur Sokağı" romanıyla seslenen Şule Yüksel Şenler'in hayatı mücadeleyle geçti. Demet Tezcan'ın kaleme aldığı ve Şule Yüksel Şenler'in hayatını konu alan kitap bir dönemi de mercek altına alıyor.

1960'ların sonunda, ülke genelinde verdiği seri konferansları, gazete yazıları ve başını örtme şekliyle İslami değerlere uygun bir hayat yaşama konusunda önderlik yapan gazeteci-yazar Şule Yüksel Şenler, uzun yıllardır hastalıklarla mücadele ediyor.

Şenler'in 5 yıl boyunca Türkiye'yi il il gezerek verdiği konferansları hangi güç şartlarda gerçekleştirdiğini, yazılarından dolayı aldığı hapis cezasında çektiği sıkıntıları, topluma ideal bir aile modeli anlatırken kendi özel hayatında yaşadığı hayal kırıklıklarını, bunlara rağmen inancını yaşama ve anlatma gayretini yeni nesiller pek bilmiyor.

Yazıldığı günden beri nesiller boyu gençlerin elinden düşmeyen Huzur Sokağı adlı romanın yazarı olan Şenler'in hayatı, uzak ülkelerde yaşanmış bir masal gibi geliyor kimisine. Oysa Huzur Sokağı da Şule Yüksel Şenler de bir roman veya masaldan ibaret değil, yaşanmış bir gerçek olarak hâlâ hayatta ve yakınımızda duruyorlar. Başını örtmenin sadece köylülük alameti sayıldığı o devirde, şehirli bir genç kadın olarak şık ve modern bir örtü modeli geliştirerek kadınlara örnek olan, cesaret veren Şule Yüksel'in seri konferansları ve gazete yazıları ilk evliliğinin ardından son bulur.

Eşinden boşandığı 1975'ten sonra yazıya yeniden başlayan Şenler, Çarşamba cemaati diye bilinen Mahmut Ustaosmanoğlu'nu tanıdıktan sonra hizmet şeklini ve dış kıyafet tarzını değiştirir. Kur'an kurslarında idarecilik yaparak daha dar bir alanda da olsa hizmet etmeye devam eder. İkinci eşinden ayrılığından itibaren de yalnızlık ve hastalık yılları başlar. En yakınlarından bile özel hayatında yaşadığı sıkıntıları gizleyen, dışarıya karşı temsil ettiği davadan dolayı örnek bir model hayat sunmaya çalışan Şenler'in uzun zaman ortada görünmemesi kendini kenara çekmek gibi algılanır. Oysa, kar kış demeden ilçelerine varıncaya kadar ülkeyi dolaşırken harap olan vücudu 'dost bildiklerinin' çektirdiği acılar yüzünden tamamen iflas etmiş, zihin melekelerini kaybedecek düzeye gelmiştir. 10 yıl süren 'uyku tedavisi' ile geçmişteki acı veren hadiselerden uzaklaştırılan Şenler, artık daha sağlıklı, ancak yine de evinden çıkamıyor.

Şenler'in hayatı kitap oldu

Yeni nesillerin Şule Yüksel'i tanımayışının bir sebebi onun hastalıkları ise bir sebebi de hayatını anlatan derli toplu bir kitabın olmayışı idi. Demet Tezcan'ın hazırladığı "Bir Çığır Öyküsü / Şule Yüksel Şenler" adlı kitap, bu boşluğu büyük ölçüde dolduracak gibi gözüküyor. Ancak, Şenler'in 'özel hayatımı insanların bilmesine ne gerek var' diye düşünmesi ve hayatını anlatan kitabın da davasına hizmet etmesini istemesi, kitabın boşlukları tamamlamasına izin vermiyor.

Kitabın büyük kısmında Şenler'in başını örtmeye başladığı 1965 ile ilk evliliğini yaptığı 1970 yılı arasında hizmet için koşturduğu yılları anlatılıyor. Ondan sonraki hayatı ise çok üstü kapalı bir anlatımla son bölümde yer alıyor.

Razı olmayacağı tek kelimeyi bile yazmamak üzere Şenler'e söz veren Demet Tezcan, kitap yayınlanmadan önce onun isteği üzerine bazı bölümleri çıkarmış. Öyle ki, Şenler evlendiği kişilerin isminin anılmasına bile müsaade etmemiş. Demet Tezcan, "Bu bir biyografi, ama davaya adanmış bir hayatı anlatıyoruz. Çıkış noktamız, davası uğruna ne mücadeleler vermiş, nasıl izler bırakmış ve herkesin 'Şule Hanım'ın açtığı bir çığırdı' dediği o yol neydi, sorularına cevap aramaktı." diyor.

Şule Yüksel'in dindar kadınlar için rol model olduğu yılların perde arkasını ise ayrıntılarıyla kaleme almış Tezcan. Devrin gazetelerini incelemiş, şahitlerle bire bir görüşmüş. Şule Yüksel'in yola çıkarken koyduğu hedeflere 5 yıl içinde zaten ulaştığı yorumunu yapan Tezcan şöyle konuşuyor: "Guaj boya ile başlarına örtü yaptığı mankenleri bir araya getirip, sokakta bu manzaraları görebilmek için dua ediyor. Sonra on binlerce kadını yan yana görüyor. O dönem içinde misyonu tamamlanıyor. Hâlâ güncele dair yorumlarını kaleme almayı istiyor; ama tüketmiş kendini. Sağlık sorunları aynen devam ediyor."
 
X