Beyoğlu Rapsodisi - Ahmet Ümit

E

EU1

Ziyaretçi
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı! Üç kafadar: Selim, Kenan ve Nihat. Güzel, zeki ve acıyla yoğrulmuş bir kadın: Katya. Geçmiş ve bugün arasında, ilmek ilmek dokunmuş; gizemli sokakları, gizemli öyküleriyle Beyoğlu. Apansız başlayan bir macera, aydınlatılmaya çalışılan cinayetler ve akıl almaz bir final.

Polisiye türünde kaleme aldığı öykü ve romanlarıyla tanınan Ahmet Ümit’in, fona, Beyoğlu’nu yerleştirdiği ve çocukluk yıllarından beri sıkı dost olan Selim, Kenan ve Nihat’ın, günlerden bir gün Beyoğlu’nda işlenen cinayetlerle ilgili bir fotoğraf sergisi açmak fikri ile başlayan serüvenlerini anlattığı Beyoğlu Rapsodisi, yazarın okuyucuya hazırladığı sürprizlerle dolu bir roman. Polisiye romanın vazgeçilmez bir özelliği olarak Ahmet Ümit, çözümü zor cinayetleri aktararak ve “katil kim” sorusunu her an canlı tutarak okuyucuyu serüvenin içine çekmeyi başarıyor bu romanda da.

Ümit’in diğer eserlerinde olduğu gibi, Beyoğlu Rapsodisi’nin de edebiyat dozu çok yüksek. Tasvirler olabildiğince gerçekçi. Tarihi mekanlar hakkında bilgi verirken yer yer aşırı didaktik bir havaya bürünüyor olsa da, sayfaları çevirirken, kendinizi Beyoğlu’nda gezinirken buluveriyorsunuz. Ahmet Ümit, okuyucuya (özellikle de İstanbul’u iyi tanımayan okuyucuyu hedeflemiş olmalı) Beyoğlu’nu Beyoğlu yapan yapılara ilişkin bilgileri detaylı verebilmek üzere, ana karakterlerden birisi olan Selim için meslek olarak mimarlığı seçmiş. Selim, kendi mesleğini yapmıyor olsa da, sık sık öğrencilik yıllarından kalma bilgileri hatırlıyor ya da dostlarına bu bilgileri aktarıyor. Böylelikle de okuyucu bir yandan tüm hızıyla süren cinayet soruşturmasını takip ederken diğer yandan zihninde gerçek bilgilerden kurulmuş bir Beyoğlu tasavvuru yerleşiyor.

Farklılıklar, zıtlıklar vurgulanmaksızın bir öykünün ilgi çekici olmayı başarabilmesi çok zor. Ahmet Ümit, karakterlerini yaratırken bu çekiciliği yakalamaya büyük özen gösteriyor. Selim’in ciddiyet abidesi duruşu, Kenan’ın çılgın ruhu, Nihat’ın hayat karşısındaki ezikliği, Selim’in çocuğunun özürlü olması, Nihat’ın evliliğinin sorunlu oluşu, Katya’nın eksantrik havası hep zıtlıkların çekiciliği ilkesine göre düşünülmüş ve kaleme alınmış. Tek tek her bir karakterin, okuyucu için düğümleri yavaş yavaş çözülmesi gereken birer bilmece olduklarını görürüz romanda. Karakterleri tanıdıkça, onlar için üzülür, onlar için şüphe duyar, yaşadıkları heyecana ortak olmaya başlarız.

Elbette bu romanın da merkezinde cinayetler var. Yazar bize yanıtını bulmamızı istediği sorular soruyor cinayetler hakkında ve hiç şüphesiz, bunu okuyucuyla oyunlar oynayarak gerçekleştiriyor. Bir soru, tüm soruların arasında sıyrılarak finalde karşımıza çıkıyor: Neden?

Beyoğlu Rapsodisi’nde İstanbul var. Aşk, dostluk, cinayet, serüven, felsefe, yemek kültürü, tarih, yakın tarih, modernizm eleştirisi, çok kültürlülük, ihanet, samimiyet, tuzaklar, yanılgılar, hırslar var. Canlı, koskocaman kollarıyla hayat var bu romanda.

Edebiyat kalitesi yüksek, soluk soluğa okunacak, sıkı bir roman isteyenler için.
Polisiye severler için (ve polisiye sevmeyenler için): Beyoğlu Rapsodisi!


Kitap inanılmaz güzel hem polisiye sevenler hemde sevmeyenlerin ellerinden bırakamayacakları türden şuana kadar okuduğum en güzel kitap diyebilirim bi arkadaşımdan alıp okumuştum sonrasında kitaplığımda bulunsun her zaman elimin altında olsun diye özel olarak kitapçıya gidip aldım kesinlikle tavsiye ederim çok çok güzel...
Özellikle beyoğlunda büyümüş biri olaraktan okuduğum her satırda o caddelerde sokaklarda kendim dolaşıyormuşum gibi hissettim
 
ahmet ümit son dönemlerin gerilim/polisiye tarzı yazarları arasında bence 1. sırada çok iyi bir kitaptı.
 
Kesinlikle katılıyorum süper ötesi
 
Kavim- Patasana-Aşk köpekliktir ve Beyoğlu rapsodisi Ahmet Ümit in okuduğum kitaplarındandır. Ancak kurgusuyla, hikayesiyle beni en çok etkileyen Beyoğlu Rapsodisidir. Yazar açıklayana kadar katilin kim olduğunu tahmin etmek imkansız :)
 
Bu kitabı bikaç yıl önce okumuştum. Bence Ahmet Ümit'in en güzel kitabı, kitabın sonuna kadar katilin kim olduğunu anlamıyorsunuz. Herkese tavsiye ederim.
 
patasana,beyoğlu rapsodisi, sis ve ece kitaplarını okudum gerçektende kurguları mükemmel..ben en çok sis ve geceyi sevdim..hatta kitabını okuduktan sonra gidip filmini de aldım izledim:)
 
Ahmet Ümit'in Kar Kokusu,Kavim,Patasana,Ninnata'nın Bileziği,Bir Ses Böler Geceyi,Beyoğlu Rapsodisi isimli kitaplarını okudum..Ancak en çok beğendiğim Patasana ve Kavim oldu..Beyoğlu Rapsodisi biraz dağınık geldi bana..Sonsuz merak ve heyecanla okudum tüm kitaplarını..Hatta bir ara herkesten şüphelenir oldum ,acaba katil kim diye.İyi bir yazar gerçekten,son kitabi da çıkmış,İnsan Ruhunun Haritası'ydı sanırım adı..
 
Yazarın bütün kitaplarını okudum, Türkiye de polisiye- gerilim kitap yazan yazarların arasında bence Bir numara! kitabın sonuna kadar katilin kim olduğunu kestiremiyorsunuz, ama yazarın üslubunu biliyorsanız genel de hiç tahmin edilmeyen biri çıkıyor!
 
en sevdıgım kıtabıdır.sonunda katılın kım oldugunu ogrenınce apısıp kalıyorsunuz.
 
X