Kambur duruyorum ne yapmalıyım?

tam dusundugum gibi yani. Fikrimi demeden once, emin olayim dedim. Agir seyler tasiyarak dahada kaburlasmazsin canim? Mantiksal olarak dusununce..... bilemdim.

halter gibi ağır şeylere girmiyor mesela barfiks,mekik,şınav çekiyor yada karın sırt yada kol kasları için olan aletleri kullanıyor
 
Yüzme, hem bir zamanlar ilgilendiğim spor , hemde güzel zaman geçirmeye yönelik bir aktivite olduğunda sizinle .yüzmenin faydaları hakkında bulduklarımı paylaşmak istiyorum...Keyifli antermanlar dilerim..
cool.gif
ka19.gif

HABER
Selçuk Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve yüzme antrenörü Orhan Şener, Türkiye nüfusunun yarıdan fazlasının yüzme bilmediğini, Avrupa ülkelerinde ise yüzmenin ilköğretim okullarında zorunlu ders olarak okutulduğunu söyledi.
Şener, yüzmenin, 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemizde yaygın bir spor dalı olmadığını, bu sporun yaygınlaştırılması için tesis sayısının artırılması gerektiğini belirtti.
Yüzmenin, tüm vücut kaslarının aynı anda çalıştığı az sayıdaki spor dalından biri olduğunu ifade eden Şener, "Çünkü suya girdiğimizde saçımızın telinden tırnağımıza kadar tüm vücudumuz suyla birlikte hareket ediyor. Bu nedenle tüm kas aktif hale geçiyor" dedi.
Karadaki vücut ağırlığının suya girildiğinde yaklaşık 10 kat hafiflediğini dile getiren Şener, bu özelliği nedeniyle yüzme sporunun rehabilitasyon, çeşitli hastalıkların tedavisi ve stresi gidermesi açısından da bir terapi olarak nitelendirildiğini anlattı.
Yüzmenin, fiziksel görünümü şekillendirdiğini, kan dolaşımını düzenlediğini, bütün vücudu çalıştıran ritmik hareketleriyle kalp-damar sistemini güçlendirdiğini vurgulayan Şener, şunları kaydetti:
"Yaz aylarında serinletirken, stresimizi alan ve kaslarımızı güçlendiren yüzme sporu, ergenlik döneminde ise beden gelişimini hızlandırıyor. Bu nedenle ergenlik dönemindeki gençler ve çocukların yüzme sporu yapması daha yararlı sonuçlar vermektedir. 1 saat yüzen kişi, ortalama 500 kalori harcıyor. Su bir dirençtir ve suya karşı kulaç atarak verilen mücadele özellikle çocuklara kas gelişimin yanı sıra özgüveni de kazandırır. Özellikle kara sporlarını yapamayan engelliler, rahatlıkla yüzebiliyor. 4 yaşından itibaren çocuklara yüzme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ülkemizde nüfusun yarıdan fazlası yüzme bilmiyor. Avrupa ülkelerinde ise yüzme, ilköğretim okullarında zorunlu ders olarak okutuluyor. Yüzme dersleri bizde de zorunlu hale getirilmelidir." Yüzmenin en iyi havuzda eğitmen eşliğinde öğrenildiğini belirten Şener, denizde küçük bir dalga ve su yutma nedeniyle hissedilen korkunun bazen ömür boyu etkisini sürdürerek kişiyi su sporlarından uzaklaştırdığını anlattı.


Yüzmeni faydaları
ka05.gif

Kalp-dolaşım sistemi üzerine etkileri
Antrenmanlar ile kalbin dakika volümünü arttırmak mümkündür. Bu artışın gerceleşmesi maximal ve submaximal yapılan yüklenmelerle mümkündür. Yapılan araştırmalar kalbin dakika volümünü arttıran en iyi yolun submaximal (%70 ve altı) yüklenmeler olduğunu ortaya koymuştur. Kalbin dakika volümünün artması, dokuların oksijen ihtiyacının karşılanması bakımından çok önemlidir. Bu sebeple orta ve uzun mesafe yüzücülerin bu özelliğini geliştirmeleri önemlidir.

Bilindiği gibi, kalbin dakika volümünün artması, öncelikle atım volümünün (her atımda pompalanan kan miktarı) ve de kalp atım sayısının artırılması ile olanaklıdır. Su içindeki yatay pozisyon, kalbin atım volümünün ayakta duruşa oranla daha iyi olmasını sağlar. Çünkü, bu pozisyonda, kalbin kan ile doluşu daha iyi olur. Su içinde, suyun kaldırma kuvveti yerçekimine karşı koyar. Bu konumda kalp, kanı yer çekimine karşı atmak zorunluğunda kalmaz. Ayrıca, suyun kaldırma kuvvetinin yer çekimini karşılanması ve suyun alt ekstremitelere uyguladığı hidrostatik basınç, havada dik durumda iken karşılaşılan "Kanın alt ekstremitelerde toplanma eğilimini" elemine eder. Diğer taraftan, su içinde kalp, ısı düzenlemesine yardım amacıyla deriye fazla kan göndermek zorunda kalmaz. Bu kan çalışan kaslara aktarılır.

Özetlersek, yüzücülerdeki dolaşım diğer spor dallarındaki sporculara oranla farklılıklar gösterir. Bu durum, su içindeki vücudun yatay pozisyonda olmasına bağlıdır. Bu pozisyonda kalp kan ile tamamen dolar ve sonuçta kalbin tek bir kasılışında daha fazla kan vücuda pompalanır.

• Düzenli antrenmanların kalp üzerine yaptığı olumlu etkiler şunlardır.
1. Antrenman ile kalp odacıklarının hacmi büyür. Kalp odacıklarının büyümesi ile kalbin içine aldığı kan miktarı artarken, dakika volümü artar. İyi antrene edilmiş sporcularda kalbin yük altında bir dakika içinde pompalandığı kan miktarı 35-40 litreye kadar çıkabilmektedir.
2. antrenman sonucunda, kalp kaslarında "hipertrofi" denilen gelişme, kalınlaşma, kuvvetlenme meydana gelir. Bu gelişmelerle kalbin pompalandığı kan daha güçlü bir şekilde organizmaya dağılır

YÜZMENİN SOLUNUM SİSTEMLERİ ÜZERİNE ETKİLERİ
ka19.gif

Temel görevi, kana oksijen vermek ve kandaki karbondioksiti almak olan solunum sistemi, ağızdan ve burun dan başlayarak akciğerde sonlanır. Ağızdan ve burundan alınan hava "trakea" adı verilen ve havanın iletilmesini sağlayan boru yoluyla akciğerlere gelir. Akciğerlere gelen ve akciğerlerin yapısında bulunan "alvoel"lere (hava kesecikleri) yerleşe havada % 14-15 oksijen ve % 4.9-6.9 oranında karbondioksit vardır. Çevresi kılcal damarlarla sıkı bir şekilde çevrilmiş ola alveollerle kılcal damarlar arasında gaz alış verişi olur. Gaz değişimi diffüzyonla meydana gelir. Örneğin, vennler (toplara mar) içinde akciğerlere gelen karbondioksitten zengin kan, akciğer yapısındaki alveol keselerine geçerken burada bulunaı oksijen de kana geçer.

Eritrosit içinde dokulara gelen oksijen il bağlanmış hemoglobin molekülü, oksijenini aktif dokulara verir. Bu alışveriş ise aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. Antrenmanlar sırasında organizmanın oksijen gereksinimi ortar. Bu artışa paralel olarak, bu gereksinimi karşılayacak dolaşım ve solunum sistemlerinin de bu duruma fizyolojik bir uyum göstermesi gerekir. Dokuların oksijene olan gereksinimi arttıkça, solunum sisteminin organizmaya soktuğu oksijen miktarı ve bu oksijeni dokulara taşıyacak olan dolaşım sisteminin faaliyeti artar.
Dinlenme durumunda bir kişi dakikada 12-16 kez soluk alırken, atrenmanlar sırasında solunum frekansı 40-50'y kadar çıkabilir.

Kişinin bir dakikada aldığı hava miktarı ise o kişinin dakika başına solunum volümünü (hacmini meydana getirir.

Dakika Başına Solunum Volümü= (Bir Solukta Alınan Hava Miktarı) x (Bir Dakikadaki Solunum Sayısı)

Dinlenme durumundaki bir kişinin dakika başına solunum volümü 5-8 litre/dk. civarındadır. Bu miktar, yük altında 120 It./dk.'ya, bazı durumlarda da 140 It./dk.'ya kadar yükselebilir.

Fiziksel çalışmalarda bir taraftan solunum volümü, diğer taraftan da solunum frekansının artırılmas ile solu-num-dakika volümü artırılmış olur.


ka12.gif

Düzenli olarak yapılan egzersizin insan sağlığına olumlu katkıları vardır.Düzenli bir şekilde egzersiz yapanlarda sigara ve alkol içme alışkanlığı ve aşırı şişmanlık oldukça az görülmekte .Gençliğinde ve hamileliğinde spor yapan anne adaylarının ölü ve erken doğumlar görülmemektedir. Uygun bir şekilde yapılan spor tüm yaş gruplarındaki insanlara olumlu katkılar sağlamaktadır.

Yapılan fiziki aktivite ile,kalp atım volümü artar,kalp atım sayısı azalır .Egzersiz sonucu kaslardaki kan akımı ve mitokondriyal enzimlerin salınımı artar.Fiziksel aktivite yapan bir kas,aktif olmayan bir kasa oranla daha fazla yağ ve daha az glikojen tüketir. Sonuç olarak kalp ve beyin damarlarının tıkanmasının ana nedeni olan aterosklerozisin artmasına neden olan yüksek yoğunluklu lipoproteinlerde azalma olur.

Klinik pratiğinde,egzersiz bazı hastalıkların ve hastalıklara uygulanan tedavilerin değerlendirilmesinde kullanılmaktadır.Solunum yollarında daralma olan hastanın tedavi verdiği yanıt yüzme ile değerlendirilebilir. Egzersiz yapanlarda kalp krizi geçirme oranının egzersiz yapmayanlara oranla yarı yarıya düşük olduğunu kanıtlandı.Çalışmalar egzersizin kalp kasının Oksijen gereksinimini azalttığını,kandaki yağların değiştirdiğini ve böylece kal krizi geçirme oranını azalttığını gösteriyor.

Egzersizin şeker hastalarının tedavisindede yeri vardır. Fiziksel aktiviteyle,insüline duyarlılık artmakta ve şeker hastasının daha az insülin gereksinimi olmaktadıR. Özellikle hastalığın başlangıç aşamasında olan şeker hastalarının tedavisinde egzersi önemli bir yer tutar.

Egzersiz aşırı şişmanlığın kontrolünde de önemli yeri vardır.Beden ağırlığının kontrol altında tutulmasında iyi bir diyetin yanı sıra düzenli egzersiz yapmanın da önemli katkıları olmaktadır.


ALINTI
 
paltes işe yarıyormu gerçekten,,,bende aynı dertteyim,,kardeşimin düğününde hep kambur oynamışım ve yakında kendi düğünüm var off korkuyorum kambur durmaktan yine...
 
Eğer masa başında çalışıyorsan ya da konsantrasyon gerektiren bir işle uğraşıyorsan o an dik durman imkansız gibi bir şey çünkü o işe odaklanmış oluyorsun. Ama günlük hayatta aklına geldikçe diklenmekten başka çare yok. Ben bulamadım :S Kamburluğun kalıcı olmaması için de belirli hareketler yapman gerekiyor aklına geldikçe. Fizik tedaviden öğrenmiştim bende hareketleri mola verdiğimde ve ya aklıma geldikçe yapıyorum.
 
fizik tedavi ve rehabilitasyon doktoruna gidebilirsin,spor yapmak özellikle yüzmek çok faydalı bide günlük yaşantında kıyafetlerinin altından giyeceğin bir korse var sırtından omuriliğinden destekliyor buda bir çözüm olabilir
 
En basitinden başının üzerine kitap koyup yürümeni tavsiye ederim.Gayette işe yarıyor.Her hafta kitap sayısını 1 arttır. İlk bir kitap koy daha sonra arttır bunu.Korse pilatesle uğraşmak istemiyorsan tabi..
 
X