Türkiye gelir dağılımı eşitsizliğinde yol alamıyor

Mune

Nirvana
Yönetici
Super Moderator
12 Temmuz 2006
53.630
202.399
51
Türkiye'de gelir dağılımında belirgin bir iyileşme gerçekleşmiyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre gelir dağılımı eşitsizliğini gösteren Gini Katsayısı 2012'de geçen yıla göre sınırlı bir düşüş göstererek 0,402 oldu. 2011'de katsayı 0,404 olarak açıklanmıştı.

Gini Katsayısı'nın 0'a yakın olması gelir dağılımının düzeldiğine, 1'e yaklaşma ise gelir dağılımının kötüleştiğine işaret ediyor.

$image.jpg

TÜİK verilerine göre 2012'de ülkenin en yoksul yüzde 20'lik kesimi ile en zengin yüzde 20'lik kesimi arasındaki gelir farkı büyük ölçüde değişmedi. En zengin yüzde 20'nin geliri en yoksul kesimin 8 katı oldu.

Buna göre nüfusun en yoksul yüzde 20 kesimi, toplam gelirin yalnızca yüzde 5,9'una sahip oldu. En zengin yüzde 20 ise toplam üretimin yüzde 46,6'sına sahip oldu. İkinci yüzde 20 kesim gelirin yüzde 10,6, üçüncü yüzde 20 kesim gelirin yüzde 15,3, dördüncü yüzde 20 kesim ise gelirin yüzde 21,7'sine sahip oldu.

2002 yılından itibaren bakıldığında gelir dağılımında belirgin değişim görülmüyor. 2002'de 0,44 olan Gini Katsayısı, 2005 yılında 0,38 seviyesine kadar inmişti. Ancak sonraki yıllarda yeniden 0,40 seviyesine yükseldi. Son 10 yılda en yüksek Gini Katsayısı 0,44 ile 2006 yılında görüldü.

Türkiye ekonomisi 2002-2012 yılları arasında ortalama yüzde 5,2 oranında büyüdü.

Türkiye'de gelir dağılımı konusunda çalışmalar yaşan İTÜ İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Öner Günçavdı, gelir dağılımı konusunun yeterince gündeme gelmediğini belirterek, "Maalesef gelir dağılımı üzerinde yeterince kafa yormuyoruz. Siyasi anlamda Türkiye büyüme konusuna çok duyarlı. Ama büyümenin kalitesi, yoksulluğu giderici etkileri çok dikkate alınmıyor" diye konuştu.

Dünyada Türkiye'nin gelir dağılımı eşitsizliğinde en kötü ülkeler arasında yer aldığına dikkat çeken Günçavdı, önümüzdeki yıllarda bozulmanın devam edebileceğini kaydetti. "Küresel likiditenin bol olduğu güzel günleri geride bıraktık. Bölgesel riskler yüksek ve küresel belirsizlikler arttı" diyen Günçavdı, "Gelir dağılımının düzeltebilecek konularda fırsatı kaçırdık" değerlendirmesinde bulundu.

Günçavdı'ya göre makroekonomik politikalardaki belirsizlikler, enflasyon gelir dağılımının düzelmemesinde başlıca etkenler arasında yer alıyor.

Dünya geneline bakıldığında Türkiye'nin gelir dağılımı bozuk ülkeler arasında yer alıyor. ABD İstihbarat Servisi CIA'nın verilerine göre Türkiye 136 ülke arasında 58'inci sırada yer alıyor. Gelir dağılımının ne iyi olduğu ülke sıralamasında İsveç 0,23 ile birinci sırada yer alıyor. Onu sırasıyla Slovenya, Montenegro, Macaristan, Danimarka ve Norveç izliyor. Gelir dağılımı eşitsizliğinde ise Güney Afrika 0,631 ile birinci sırada.

Türkiye 10 yılda gelir dağılımında yol alamadı - WSJ Türkiye
 
Türkiye'nin bu konudaki yol alamamasının en büyük nedeni küresel kriz. 2000'den beridir düzelemeyen sık sık patlak veren kriz, petrol varil fiyatlarını katladıkça ucu bir çiviye kadar uzanıyor maalesef.
Biz ihracat yapıyoruz. Bu sene esnafı bırakın 'dünya' kan ağlıyor.
Geçen yıl haftada (sadece Rusya'da) 70 bin dolar ''kar'' olurken bu yıl ayda bu kadar zor satılıyor.
Ülkemizde ekonomideki tüm dalgalanmalar en çok küçük esnaf ve işçileri zora sokuyor.
Hükümet hizmeti ön planda tutarken vergilerle insanları mahkum ediyor. Önce vergileri düşürmeliler!
Bir çok petrol boru hattı artık topraklarımızdan geçerken %50 vergi vermek insafsızca.
Not: Otomobilim henüz yok.
 
Asgari ücretlinin ödediği vergi, en zenginlerin üç katı
En Zengin 100 Türk”ün serveti ile ”Vergi Rekortmeni 100 Türk”ün ödediği yıllık gelir vergisi rakamları kıyaslandığında, ”asgari ücretli”nin ödediği vergiyle zenginlere fark attığı belirtildi.


Yayınlanma Tarihi: 06.05.2012 10:34
”İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO)açıklanan gelir vergisi rekortmenleri istatistikleri üzerinden yaptığı tespitlere göre, geçen yıl ”En Zengin 100 Türk”ün toplam serveti 92 milyar 351 milyon lirayı bulurken, ”Vergi Rekortmeni 100 Türk”ün ödediği yıllık vergi 530.5 milyon lira olarak gerçekleşti. En zengin 100 Türk’ün ödediği gelir vergisinin oranı servetleriyle karşılaştırıldığında yüzde 5.7’lik bir oran ortaya çıkarırken, asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı yüzde 15 ile bu oranın yaklaşık üç kat üzerinde gerçekleşti.

100 zenginin kazancı 3 milyon 215 bin asgari ücretlinin kazancına eşit çıktı

İSMMMO’nun analizinde; Maliye’nin açıkladığı Türkiye genelinde en yüksek beyanda bulunan 100 mükellef listesinin kendi içindeki analitiğine göre ”elde edilen kazançları”, asgari ücretlilerin kazancıyla karşılaştırıldı. 2011 yılı vergilendirme dönemi içinde Maliye’nin bütün mükellefler ortalama tahakkuk verilerine göre, ”100 Vergi Rekortmeni” yıllık 2 milyar 40 milyon lira kazanç elde ederken, aynı kazancı yaklaşık 3 milyon 215 bin asgari ücretli ancak elde edebiliyor. Diğer bir ifadeyle 32 bin 150 asgari ücretlinin yılda kazandığı geliri bir zengin tek başına elde edebiliyor.

Zenginlerin çoğu vergi rekortmenleri listesinde yok

İSMMMO’nun incelemesinde, her yıl açıklanan ”En Zengin 100 Türk”ten çok sayıda ismin Maliye’nin açıkladığı vergi rekortmenleri listesinde bulunmayışına da dikkat çekildi.

Vergi istatistiklerini değerlendiren İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye’de vergi geliri politikasının büyük oranda adaletsiz vergi olarak tanımlanan ”dolaylı vergiler” üzerine kurulduğunu anımsatarak, vergideki adaletsiz dağılımın Türkiye’nin kronik sorunu olduğunu belirtti. Arıkan, Türkiye’de büyük zengin ve patronların yüksek vergi ödemekten şikayetçi olduklarını dile getirdiklerini, oysa dar gelirlilerin kazançlarının tümünü tükettikleri için tamamen vergilendirildiğini vurguladı.

Varlıklı sınıflara ait şirket ve banka gibi işletmelerin, kurumlar vergisi olarak toplam vergide yüzde 10 payları olduğunu bunun da büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen İSMMMO Başkanı Arıkan ”Varlıklıların gelir vergisindeki katkısı da toplamın içinde devede kulak kalıyor” dedi.

Arıkan, dünyada gelişmiş ülkelerde vergi adaletinin temel unsurunu oluşturan ”az kazanandan az, çok kazanandan çok” ilkesini Türkiye’nin de hayata geçirmesi gerektiğini belirterek, ”Vergi tabanının genişletilmesi, düşük gelir gruplarına vergi muafiyeti sağlanması ve dolaylı vergilerin bütçe payının geriletilmesi vergi politikasının temel karakterini oluşturmalı” şeklinde konuştu.
 
Asgari ücretlinin ödediği vergi, en zenginlerin üç katı
En Zengin 100 Türk”ün serveti ile ”Vergi Rekortmeni 100 Türk”ün ödediği yıllık gelir vergisi rakamları kıyaslandığında, ”asgari ücretli”nin ödediği vergiyle zenginlere fark attığı belirtildi.


Yayınlanma Tarihi: 06.05.2012 10:34
”İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (İSMMMO)açıklanan gelir vergisi rekortmenleri istatistikleri üzerinden yaptığı tespitlere göre, geçen yıl ”En Zengin 100 Türk”ün toplam serveti 92 milyar 351 milyon lirayı bulurken, ”Vergi Rekortmeni 100 Türk”ün ödediği yıllık vergi 530.5 milyon lira olarak gerçekleşti. En zengin 100 Türk’ün ödediği gelir vergisinin oranı servetleriyle karşılaştırıldığında yüzde 5.7’lik bir oran ortaya çıkarırken, asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı yüzde 15 ile bu oranın yaklaşık üç kat üzerinde gerçekleşti.

100 zenginin kazancı 3 milyon 215 bin asgari ücretlinin kazancına eşit çıktı

İSMMMO’nun analizinde; Maliye’nin açıkladığı Türkiye genelinde en yüksek beyanda bulunan 100 mükellef listesinin kendi içindeki analitiğine göre ”elde edilen kazançları”, asgari ücretlilerin kazancıyla karşılaştırıldı. 2011 yılı vergilendirme dönemi içinde Maliye’nin bütün mükellefler ortalama tahakkuk verilerine göre, ”100 Vergi Rekortmeni” yıllık 2 milyar 40 milyon lira kazanç elde ederken, aynı kazancı yaklaşık 3 milyon 215 bin asgari ücretli ancak elde edebiliyor. Diğer bir ifadeyle 32 bin 150 asgari ücretlinin yılda kazandığı geliri bir zengin tek başına elde edebiliyor.

Zenginlerin çoğu vergi rekortmenleri listesinde yok

İSMMMO’nun incelemesinde, her yıl açıklanan ”En Zengin 100 Türk”ten çok sayıda ismin Maliye’nin açıkladığı vergi rekortmenleri listesinde bulunmayışına da dikkat çekildi.

Vergi istatistiklerini değerlendiren İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, Türkiye’de vergi geliri politikasının büyük oranda adaletsiz vergi olarak tanımlanan ”dolaylı vergiler” üzerine kurulduğunu anımsatarak, vergideki adaletsiz dağılımın Türkiye’nin kronik sorunu olduğunu belirtti. Arıkan, Türkiye’de büyük zengin ve patronların yüksek vergi ödemekten şikayetçi olduklarını dile getirdiklerini, oysa dar gelirlilerin kazançlarının tümünü tükettikleri için tamamen vergilendirildiğini vurguladı.

Varlıklı sınıflara ait şirket ve banka gibi işletmelerin, kurumlar vergisi olarak toplam vergide yüzde 10 payları olduğunu bunun da büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen İSMMMO Başkanı Arıkan ”Varlıklıların gelir vergisindeki katkısı da toplamın içinde devede kulak kalıyor” dedi.

Arıkan, dünyada gelişmiş ülkelerde vergi adaletinin temel unsurunu oluşturan ”az kazanandan az, çok kazanandan çok” ilkesini Türkiye’nin de hayata geçirmesi gerektiğini belirterek, ”Vergi tabanının genişletilmesi, düşük gelir gruplarına vergi muafiyeti sağlanması ve dolaylı vergilerin bütçe payının geriletilmesi vergi politikasının temel karakterini oluşturmalı” şeklinde konuştu.

Gelir dağılımında bu kadar uçuk farkların olmasının tek sebebi yanlış vergi sistemi.
Bu ülkede fakir kesim ve ücretli çalışan kesim yüzdeye vurulduğunda 3 kat daha fazla vergi veriyormuş.
Ne kadar komik değil mi?
 
Türkiye'nin bu konudaki yol alamamasının en büyük nedeni küresel kriz. 2000'den beridir düzelemeyen sık sık patlak veren kriz, petrol varil fiyatlarını katladıkça ucu bir çiviye kadar uzanıyor maalesef.
Biz ihracat yapıyoruz. Bu sene esnafı bırakın 'dünya' kan ağlıyor.
Geçen yıl haftada (sadece Rusya'da) 70 bin dolar ''kar'' olurken bu yıl ayda bu kadar zor satılıyor.
Ülkemizde ekonomideki tüm dalgalanmalar en çok küçük esnaf ve işçileri zora sokuyor.
Hükümet hizmeti ön planda tutarken vergilerle insanları mahkum ediyor. Önce vergileri düşürmeliler!
Bir çok petrol boru hattı artık topraklarımızdan geçerken %50 vergi vermek insafsızca.
Not: Otomobilim henüz yok.

Guzel bir noktaya deginmissiniz.En cok da uzuldugum konu Amerikada; bir depo benzini 30 dolara dolduruyor.Turkiyede ise 150-200 milyon gibi biseydi, artmissa bilmiyorum gecen yildan bu yana.Dunyadaki petrolun cok buyuk kismi fakir musliman ulkelerde cikiyor, zengin ulkelerse burdaki petrolu bedavaya yada cok ucuz bir fiyata kendi ulkelerine vakumluyor.Nasil bir dunyadir, nasil bir adalet insan sasip kaliyor.Petrol ucuz olunca evlerde uc-dort araba, sporu,klasigi,minivani, karavani hatta bircoklarinda yatlari ne buyuk zenginlik icinde yasiyorlar.Fakir ulkeleri somuruyor, zenginliklerine zenginlik ekliyorlar.

Politikalari Turkiyenin yuzunu hep batiya cevirmekti.Bati hayrani kaldik, gozumuz arkamiza gecmisimize sahip cikacak gibi oldugunda her defasinda bir darbe yedik.Surekli bocaladik cikamadik bu isin icinden, yerimizde saydik ve birbirimize dusman edildik. Petrol rezervlerini bu acgozlulere birakmis olduk.Biz batilislasmaya sadece kilik kiyafette kaldi bu ne yazik ki adamlar hemen yanimizdaki petrol yataklarinda soz sahibi oldular.

Bunu herzaman basardilar degilmi?Turkiyenin halkiyla olan butunlesmesina asla izin vermediler.Basortulu kizlari laiklikle okulllardan attilar, kariyer imkani vermediler, kurtleri baska milletleri disladilar, bizleri birbirimize kirdirdilar.Bizleri kendi kimligimizden hep uzaklastirdilar.

ABDULHAMIT in zamaninda cikarilan dogunun petrol haritasinindaki heryerde petrol cikti.Ingiliz-israil- Amerika surekli ic etnik catismalarimizi fitilledir, biz birbirimizi bogazlarken onlarda yanibasmizdaki petrollere konuverdiler.Bizim yuzumuzu batiya cevirdiler, kendi yuzleri surekli dogunun zengin petrol kaynaklarinda kaldi.Osmanlinin ciktigi o cografyalardan akan gozyasi hic dinmedi.Bati demokrasi adi altinda surekli somurgeci zihniyetini goturur, ordaki birkac kisi satin alir dolarciklariyla o ulkelerin basina bu zalimleri birakir ve duzenini boyle devam ettir.Bati petrolle beslenir.ONE OIL=ONE TEARS ilkeleri budur.Somurmek icin ihtiyaclari olan petrole karsi, halkin gozyasidir.Mursiyi hedefe koyan seyde, batiya bedavaya yakin petrole karsi cikmasiydi.Bu nedenle hedefe konuldu ve alasagi edildi.Yuzyillarca oynanan oyun bu, kendi duzenlerini saglayan adamlari getirmek, zararli gorduklerini itibarsizlastirmak ve alasagi etmek ve petrole oturmak.Sisi suanda butun petrolleri bedava veriyor Amerikaya.Oyunlari yine istedikleri gibi donuyor.
Kendi sozleri ;Petrol esittir gozyasi...
 
Son düzenleme:
Ben asgari ücretle geçineceğim diye uğraşırken, 10 liralık kontöre takla atarken, milletvekillerinin bir yıllık cep ve sabit telefon faturası 3 milyon 233 bin 27 TL olunca, ben asgari ücretle giyim, yakacak, barınak, yiyecek, eğitim masrafını karşılamak için çatlarken, meclisin aylık mutfak masrafı 2 milyar TL olunca meydana çıkıp şöyle haykırasım geliyor: Daha çok vergi istiyorum, maaşımı azaltın, kemerimi biraz daha sıkayım, sebze meyveye zam, benzinle mazotu da unutmayın, elektrik fiyatları artsın yeter ki siz maaşınızdan olmayın:KK14:
 
utanmadan bide her sene fakirlik ve yoksulluk sınırını açıklıyorlar ,fakirlik ve yoksulluk sınırının kat kat altında oysaki asgari ücret bu nasıl matematik .......güler misin? ağlar mısın? sevgiler.
 
Aslinda o kadar derin bir konu ki bu.
Neresinden baslasak.

Bu durum tüm dünyada aynidir.
Zengin icin hep bir yol bulunur, herzaman fatura orta sinifa cikarilir.

Kriz olur, vergiler yükselir, zengin icin az vergi vermenin bircok yolu vardir ama orta sinif istenilen vergiyi kuzu kuzu verir.
Aslinda bunun en büyük sebebi dünyanin bütün kitalari, ülkeleri ile tek bir pazar haline gelmesidir.
Globallesmek her ne kadar insanlarin hayat standartlarini yükseltsede, zenginlerin daha zengin olmasi, cok kazanip az vergi vermesine sebep olmustur.
Diyelim ki hükümet zenginlerden ek vergi yada kazanci fazla oldugu icin fazla vergi almak istedi, hoding sahiplerinin itirazi haziridir " eger böyle olursa firmami, holdingimi, fabrikami verginin daha az oldugu bir ülkeye tasirim" bunun olmasi demek ülkedeki istihdamin azalmasi demektir.
Devletin bu durum icin cözümü hazirdir.
Fabrika, holding, firma sahibinin kacmasina sebep olup hem issizligi yükseltip hemde fazla vergiden olacagina, birak zengine ek vergiyi, o holdinglerde, fabrikalarda firmalarda calisanlardan al o vergiyi.

Mesela bir örnek vereyim, orta sinif bir vatandas altina araba aldiginda bir yigin vergi verirken, zengin biri aldigi arabayi herhangi bir firmasinin, sirketinin üzerine alip, sanki is icin kullaniyormus gibi gösterip, hem cok az tasit vergisi verir hemde o arabanin bakim masrafini, harcadigi benzini, zirtini birtini vergiden düsürebilir:) Bunun gibi birsürü sey. Akliniz durur.

Yani o kadar carpik bir sistem islemekteki dünyada.
Aslinda kurallar eski kurallar, soylular olmus zenginler, muhafizlar, hizmetliler olmus orta sinif, kölelerde olmus ekip bicen, hayvan yetistiren köylüler.

Sadece isimler degismis, yoksa düzen eski düzen.

Neyse yazacak cok sey var bu konuda.
Dünyada düzeni böyle kurmuslar böylede gider.
 
Yoksulluk SINIRI ne demek biliyor musunuz?:)

Bir ülkede yoksulluk SINIRI ne kadar yükselirse o kadar iyidir.
Keske Türkiyede yoksulluk siniri 10000 tl olsa:)
 
Son düzenleme:
Yoksulluk SINIRI ne demek biliyor musunuz?:)

dört kişilik bir ailenin gıda,konut(elektrik,su,kira,yakıt,vs)giyim,ulaşım,eğitim ve sağlık gibi masrafların harcanması gereken minumum tutardır,sevgiler.
 
Yoksulluk SINIRI ne demek biliyor musunuz?:)

Bir ülkede yoksulluk SINIRI ne kadar yükselirse o kadar iyidir.
Keske Türkiyede yoksulluk siniri 10000 tl olsa:)

2013 açıklanan rakamlar 3000 küsürlerde ...........
 
Ben kitaplarda tanimi yapildigi sekilde sormamistim ama saolun.
Demek istemistim ki yoksulluk siniri cikiyorsa ne demektir iniyorsa ne demektir.
Bir ülkede yoksulluk siniri ne kadar yükseliyorsa o kadar iyidir.
Yani sizin ilk mesajinizda "asgeri ücretten yüksek, birde utanmadan acikliyorlar" dediginiz gibi degil.
Ne kadar yüksek olursa o kadar iyi.
 
Hani "ekonomik kriz bizi teğet geçti" diyorlar ya...Neden öyle teğet geçmiş gibi göründüğünü biliyor musunuz?Biz zaten uzuuuun yıllardır kriz halindeyiz de ondan.Dünyanın "kriz" dediği şey bizim normal halimiz yani.
Türk-İş'in araştırmasına göre, Eylül ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1032 tl, yoksulluk sınırı ise 3361 lira olarak hesaplandı.
Çevrenize bir bakın bakalım kaç kişinin evine giren para 3361 lirayı buluyor?Ekonomik kriz halindeki Amerika'da ise yoksulluk sınırı 1670 dolar ve yoksulluk oranı %16,7.Sanırım anlatabildim krizin bizi neden "teğet" geçtiğini...
 
Ben kitaplarda tanimi yapildigi sekilde sormamistim ama saolun.
Demek istemistim ki yoksulluk siniri cikiyorsa ne demektir iniyorsa ne demektir.
Bir ülkede yoksulluk siniri ne kadar yükseliyorsa o kadar iyidir.
Yani sizin ilk mesajinizda "asgeri ücretten yüksek, birde utanmadan acikliyorlar" dediginiz gibi degil.
Ne kadar yüksek olursa o kadar iyi.

anladımda 10000 olsa ne olur açıklanan ,bir işçi o paraları rüyasında göremez zaten....ayrıca kitaptan değil bildiğim şeklini düzgün yazmak adına inceledim daha doğru bilgi adına ,sevgiler.
 
Bende bu nedenle diyorum ki keske yoksulluk siniri Türkiye de 10000 TL olsa diyorum.
Yani simdi Türkiye deki yoksulluk siniri 3300 lerde ya.
Buda demek oluyor ki;
Mesela, Türkiye de 16 milyon kisi bu sinirin altindaysa, demek oluyor ki Türkiye diyelim 90 milyon ise 78 milyon kisinin evine her ay 3300 tl den fazla para giriyor.
Yoksulluk siniri 10000 tl olsa bu misaldeki 78 milyon kisinin evine 10000 tl den fazla para girmis olacak.

Yani yoksulluk siniri ne kadar yüksek o kadar iyi, tabi ayni zamanda % dede önemli.
Ay gece gece neyse:) iste böyle..
 
Son düzenleme:
Artı olarak yoksulluk sınırının yükselmesi iyi birşey değildir.Paranın alım gücünün düştüğünü gösterir.Yeterli standartlara sahip olabilmek için daha çok paraya sahip olmak gerektiği anlamına gelir
 
Burda çevremden okadar şey duyuorumki.Malesef 2-3 ayda br 10 liralık kontör yükleyenler,1000-1100 lira maaşa oo iyi diyen çoğunlukda.Komşum var geçen sene evlendi,350 ev kirası,geçen kış bütün evin peteklerini açmadılar ortalama 200 cıvarı yakıt ödediler.Yeni evli oldukları için eşya taksidi elektrek su telefonları vs.Beyin aldığı 800-900 cıvarıydı.hanımda kasiyerliğe girdi,bu seneki durum nedir bilmiyorum.
Gene bir 1000 lira alan birinden duyduğum:1500 alsam kooperatife girerim.
Maalesef pek çoklarımızın eline yoksulluk sınırı olan para geçmiyor
 
Bende bu nedenle diyorum ki keske yoksulluk siniri Türkiye de 10000 TL olsa diyorum.
Yani simdi Türkiye deki yoksulluk siniri 3300 lerde ya.
Buda demek oluyor ki;
Mesela, Türkiye de 16 milyon kisi bu sinirin altindaysa, demek oluyor ki Türkiye diyelim 90 milyon ise 78 milyon kisinin evine her ay 3300 tl den fazla para giriyor.
Yoksulluk siniri 10000 tl olsa bu misaldeki 78 milyon kisinin evine 10000 tl den fazla para girmis olacak.

Yani yoksulluk siniri ne kadar yüksek o kadar iyi, tabi ayni zamanda % dede önemli.
Ay gece gece neyse:) iste böyle..

anladım ben 16 milyonluk guruptan olduğum için yorumlarımda bu doğrultudaydı ,aydınlatmanız için teşekkürler ,iyi akşamlar......
 
Burda çevremden okadar şey duyuorumki.Malesef 2-3 ayda br 10 liralık kontör yükleyenler,1000-1100 lira maaşa oo iyi diyen çoğunlukda.Komşum var geçen sene evlendi,350 ev kirası,geçen kış bütün evin peteklerini açmadılar ortalama 200 cıvarı yakıt ödediler.Yeni evli oldukları için eşya taksidi elektrek su telefonları vs.Beyin aldığı 800-900 cıvarıydı.hanımda kasiyerliğe girdi,bu seneki durum nedir bilmiyorum.
Gene bir 1000 lira alan birinden duyduğum:1500 alsam kooperatife girerim.
Maalesef pek çoklarımızın eline yoksulluk sınırı olan para geçmiyor

Elbette ki bu sinirin altinda kalan insanlarin yüzdesi cok önemli Elifim.
Türkiyede 13 milyondu yanlis hatirlamiyorsam yoksulluk siniri altindakilerin sayisi.
Malesef ki dünyada her gecen gün zengin daha zengin olurken, yoksulluk siniri altina düsen insan sayisi artiyor.

Yoksulluk sinirinin bir ülkede artmasi iyi birseydir.
O ülkede ki hayat standartlarinin iyilestigini gösterir.
Mesela bir ülkede hergün bir kuru ekmek, iki odun, bir göz oda bulabilen insan yoksulluk sinirinda sayilirken, daha zengin bir ülkede kuru ekmek yerine, zeytin peynir, domates, patates, bal , kaloriferli bir ev, her bireye ait oda yoksulluk siniri kabul edilir.
Yoksulluk siniri ülkenin refahina göre sekillenir.
 
Son düzenleme:
Hani "ekonomik kriz bizi teğet geçti" diyorlar ya...Neden öyle teğet geçmiş gibi göründüğünü biliyor musunuz?Biz zaten uzuuuun yıllardır kriz halindeyiz de ondan.Dünyanın "kriz" dediği şey bizim normal halimiz yani.
Türk-İş'in araştırmasına göre, Eylül ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 1032 tl, yoksulluk sınırı ise 3361 lira olarak hesaplandı.
Çevrenize bir bakın bakalım kaç kişinin evine giren para 3361 lirayı buluyor?Ekonomik kriz halindeki Amerika'da ise yoksulluk sınırı 1670 dolar ve yoksulluk oranı %16,7.Sanırım anlatabildim krizin bizi neden "teğet" geçtiğini...

bazılarımız aç kategorisinde bile değil yani.
 
X