Diyetsiz kalıcı zayıflama ile huzurla inceliyorum...

cranial

Guru
Kayıtlı Üye
24 Ağustos 2013
5.949
4.882
arkadaşlar diyet yapanlar bilir . kilolar binbir zorluklarla verilir ancak ne yazık ki korumak o kadar da kolay değildir. eski beslenme alışkanlıklarımıza dönmemiz an meselesidir. diyetteki kısıtlamalardan sıkılınca kendimizi daha çok yer halde buluruz. uzunca bir süre diyetsiz kalıcı zayıflama ozan Tuncer i araştırdım. aklıma çok yattı. diyetteyken aklımdan çıkmayan tatlılar çikolatalar aklıma zor geliyor artık.çünkü istediğim zaman yiyebilirim. diyette değilim kısıtlama yok!! sadece doymak acıkmak ve doyasıya yemek var!! bu topiği de birbirimize destek olmak amacıyla açtım. merak ettiklerinizi sorun beraber araştıralım bulalım ve hep beraber kalıcı zayıflayalım. ben de yolun başındayım. ve kendime mutluluğa zayıflığa ulaşmak isteyen yol arkadaşları arıyorum.
 
ZAYIFLAMA DİYETLERİ KADERİNİZ DEĞİL !

Zayıflama diyeti tuzağına düşmeden...
Enerji kısıtlamalarını sofranızın baş köşesine oturtmadan...
Ruhsal ve bedensel sağlığınızı açlık ve kıtlıklara kurban etmeden...

Ağırlık dengeleme yeteneğinizi yeniden ele geçirip, besinlerle barışarak... kilo sorunlarınıza çözüm bulmak, fazla kilolarınızdan kalıcı olarak kurtulmak mümkün. Diyetsiz Kalıcı Zayıflama'nın tüm inceliklerini kitaplarımızda, elden geldiğince açık bir dille anlattık. Eykitabımızın bundan sonraki satırlarında... Zayıflamak'tan alıntılarla, ilk adımları atma hevesini size vermeye çabalayacağız.

Acıkarak yemek yeme alışkanlığını kazanan, sofradan doymadan kalkmama kararlılığını gösterenler... tok olduklarında değil tıkınmak, yemek ihtiyacı bile duymuyorlar. Sevdikleri yemeklere masalarında yer açmayı becerenler, tatlı, çikolatalar peşinde nefeslerini kaybetme sıkıntısından kurtuluyorlar.

İhtiyaçlarının güle oynaya karşılandığını... yasakların, açlıkların bir daha geri gelmemek üzere sonlandığını fark eden insan organizması...
Bir yandan harcamalarını artırarak, öte yandan depolardaki yağları harcamalarda kullanarak... fazlalıklarını atıyor...
 
UYGULAMADA NELER YAPACAĞINIZI BAŞTAN BELİRLEYELİM:
“Zayıflamak”... sayfa 104


Acıkmayı tekrar öğreneceksiniz
Acıkmaya uymak için çaba göstereceksiniz
Doymanın farkına varmaya çalışacaksınız
Doymayı tekrar öğreneceksiniz

Doyduğunuz noktanın yakınlarında durmaya çalışacaksınız
Bunu yapabilmek için, doymayı aşmayı öğrenerek... bariyerleri ayağa kaldıracaksınız
Acıkarak başlanan ve doymayla sonlanan yemekleri sosyal yaşamınızın içine oturtmaya çalışacaksınız
Yemeğe ulaşabildiğiniz saatlerde karnınızın acıkmasını sağlamak için çaba göstereceksiniz, acıkma, doyma, tokluk sinyallerini kendi yaşamınızın ritmine oturtacaksınız

Tokken yemek yememeyi öğreneceksiniz
Tokken yemek yiyebilmeyi de öğreneceksiniz
 
ACIKMA DUYUMU EN BÜYÜK DOSTUM...
“Zayıflamak”... sayfa 105



... Acıkma sinyalini tekrar eksiksiz olarak öğrendiğimde, kilo sorunumun çözümünde en büyük adımı atmış olacağımı hissediyorum. Yemeğe acıkarak başlamak demek, bir önceki yemekte aldığım enerjinin tamamının organizmam tarafından tüketilmiş olduğu anlamına geliyor... öyleyse? Acıkıp yemeğe başladığımda, bir önceki yemekten bu yana enerji stoklamış, şişmanlamış olma ihtimalim yok... bunu bilmek beni rahatlatıyor... o zaman? Bundan bir sonraki yemeğe de acıkarak başlayabilirsem, aldıklarımı harcamış olduğum için, yine stok mtok artmayacak demektir...
Acıkarak yiyeceğiniz daha ilk yemekten başlayarak, besinlerin bu koşulla size nasıl keyif vereceğini, nasıl lezzetli geleceğini gözlemlemenizi öneririz. Doğa, enerji ihtiyaçlarının karşılanmasını hatırlatmak için, acıkarak yenilen yemeğin başlangıcına zevk ögesini koymayı unutmamıştır
 
ACIKMAYI ÖĞRENİRKEN NELERLE BESLENMELİYİM ?
“Zayıflamak”... sayfa 124



Yanıtımız hiç tereddüt etmeden sevdiğiniz besinlerle olacaktır.

Eğer ilk andan başlayarak “kıtlığa ve kıtlık ihtimaline” kalıcı darbeler vurmak istiyorsanız,... ağırlık dengeleme yeteneğinizin geri kazanılmasını kolaylaştırmak istiyorsanız... gözünüzü, nefsinizi... ruhunuzu ve tabii bu arada karnınızı doyuracak besinleri zaman yitirmeden yeniden sofranıza taşıyın... bakıp yalanmak için değil, oturup afiyetle, zevkle yemek... dostlarınızla paylaşmak için,... yediklerinizin ve hayatın tadını çıkarmak için.

Serbest(!) yani şişmanlatmadığına ya da zayıflattığına inanılan besinleri yiyerek, yemeye çalışarak verilen kiloların... koşa koşa ve fazlasıyla geri geldiğini artık biliyorsunuz. Yasak besin- serbest besin şemasını kurmanın hem yasağından, hem de serbestinden fazla (yani ihtiyacınızın ötesinde) yemekle sonuçlanacağını bildiğiniz gibi...

Sevdiğiniz besinlerle karnınızı doyurmanız, diyetsiz kalıcı zayıflamanızın sağlam temellerini oluşturabilmenin vazgeçilmez koşuludur.

Hiçbir besin grubunu dışlamadan, diyetçilerin “sağlıklı eşittir zayıflatan gıda” tuzaklarına düşmeden... kendi ekonomik koşullarınızın elverdiği, mümkün olan en keyifli mutfağı, mümkün olan en kısa sürede tekrar oluşturmanız sizi gerçekten ve kalıcı olarak zayıflatacaktır.

Bedeninizin yeniden ağırlığı dengeleme ve gereksiz fazlalıkları “eritme” görevini üstlenmesini ancak sevdiğiniz besinlerle beslenerek sağlayabilirsiniz
 
KARNIMI ŞİŞİRMEDEN DE, DOYDUĞUMU FARK EDİYORUM
“Zayıflamak”... sayfa 153-155



... Doymak benim için karnımın iyice bir şişmesi, gerilmesi demekti. Kendimi ramazan davulu gibi hissetmeden, “eh, şükür, bu sefer de doydum” diyemiyordum. Yarış arabası hızıyla yemeğe başlıyor, jet tayyaresi gibi devam ediyor... sonunda da duvara çarpmadan duramıyordum. Sonra da gelsin “ahh’lar, uff’lar”... sağıma yattım olmadı... soluma yattım soluyamadım... bir daha mı böyle yemek, tövbe, deyip ertesi gün aynı terane... yenecekler bitmeden... tumba şişmeden ne dur ne de durak!
Acıkarak yemeye başladığımdan bu yana, bana bir haller oldu... dün ailecek restorandayız, ben tabii alışkanlıkla bir buçuk iskenderi çekmişim önüme... karnım da acıkmış, afiyetle başlamışım yemeye... sonra laf lafı açtı, kızın üniversite imtihanı, oğlanın araba sevdası... derken garson sırtımda bitiverdi, beğenmediniz mi der gibi bir edayla “ısıttırıp getirmemi ister misiniz?”... İskender’ciğimin yarıdan fazlası, tabakta soğumuş bana bakıyordu... “Teşekkür ederim, doydum” demişim. Dün gece rahat uyudum.


... “Kafanızdaki kısıtlamaları bitirdiğiniz, kıtlığı ihtimali ile birlikte sildiğiniz andan itibaren... acıkarak başladığınız her yemekte, doyma sinyali burnunun ucunu gösterecek, sizi enerji ihtiyacınız doğrultusunda durdurmaya başlayacaktır”.

“Doymak” karnını şişirmek değildir... Yenecekler bittiği için durmak da değildir...

Doyduğunuza “diğerleri durduğuna göre, benim de durmam gerekir herhalde” diyerek karar veremezsiniz...
Sizin doyduğunuza “yaşına, boyuna, vücut tipine, kan grubuna...burcuna... göre hesapladık, bu kadarla doyman gerekir” gerekir diyenler hiç karar veremez...

Dün yeten miktarlar, bugün sizi doyurmayabilir... yarın fazla gelebilir...
Doyduğunuzu size söyleyebilecek yeterlilikte tek merci bedeninizdir.

“Ağırlık kontrolü mekanizmaları” hiç durmadan çalışmakta, alınan ve harcanan her bir kalorinin hesabını hiç yanılmadan yapmaktadır. Bedeniniz enerji stoklarının durumunu yaşamınızın her bir anında kalorisi kalorisine bilmekte ve bu stokları ustalıkla idare etmektedir.

Size düşen sadece, bu muhteşem kalori-sayar’ın size haber vermesine olanak sağlamak, ve dediklerini “dinlemek”tir.
Kendinizi ve bedeninizi kandırma ya da açlığa mahkûm etme sevdalarına kapılmaz, yapılamazı yapmaya kalkışmazsanız... bedeninizin “normal programı” doğanın sizin için öngörüp, genetiğinize yazdığı “doğal ağırlığınıza” sizi döndürmek için gereken her şeyi yapacaktır.

Doyma sinyali bu programın “durdurma ögesi”dir. Enerji ihtiyaçlarının “bir süre için karşılandığını” gören organizmanın, “şimdilik yeter” deyip, bunu size haber vermesidir.

Acıkmayla yemeğe başlamayı, beslenme davranışlarınızın temel direği haline getirip, basit ve “kendiliğinden” bir alışkanlığa dönüştürmeye başladığınız bu adımda... doymayla ilgili hedefiniz, sadece varlığının farkına varmak, “bariyerlerin” sizin için de mevcut olduğunu kavramak.
 
bunlar ozan tuncerin zayıflamak adlı kitabından alıntılar.. ve bence gerçekten çok mantıklı. yemekler inanın ki aklınızdan uzaklaşıyor. sadece aç olduğunuzda aklınıza geliyor ve o zaman da canınız ne isterse doyasıya yiyorsunuz. arkadaşlar kısıtlama mikrobunu çöpe atın!! yasakladığınız şeyler gözünüzde büyür ve kaçar kaçar sonunda ona yakalanırsınız. istediğiniz her şeyi yiyin. ama acıktığınızda ve doyana kadar. bunu başaranlar oldu. ben de alıntılar yaparak burda paylaşacağım. eğer uygulayanlar ve başaranlar varsa lütfen deneyimlerinizi yazın..
 
dkz ye başlayalı bir hafta oldu. acıkmayı yavaş yavaş öğreniyorum. doymayı öğrenme ise daha uzun sürüyormuş.acelem yok çünkü kalıcı olarak zayıflayacağım. doymayı öğrenmede en önemli şey yavaş yavaş ve çok çiğneyerek yemektir. yemeklerin tadını alın.tadını çıkara çıkara yiyin.hep beraber başaralım. şimdiden kendimi hafiflemiş hissediyorum !!
 
Dr. Tunçer'e göre :
" Zayıflama diyetlerinin yüzde 99'u şişmanlatıyor
" Bilimsel diye pazarlananlar, sağlığa uçuk diyetlerden çok daha zararlı
" Şişmanlama, kilo alma korkusuyla başlıyor. Zayıflamak için bu korku yenilmeli


" Ömür boyu zayıf kalmış olanlar, sadece acıkınca yemiş, doyunca
durmuş insanlardır

" 'Diyetçilerin' amacı sorun çözmek değil, karlı çıkmak için sorun
yaratmaktır

Diyet öneren herkese, kendi deyimiyle "diyetçilere", zayıflama
palavralarına, "bir kısım medyaya", şok diyetlerin zararlarını
vurgulayıp diyet listesi veren uzmanlara, uzman geçinenlere, tıp
dünyasına, zayıflama ilacı üretenlere, zayıflama genini bulanlara ve
daha pek çok şeye ateş püskürüyor Dr. Ozan Tunçer.

Herkesin "mucizevi"diyetler, şok yöntemler önerdiği bu sektörü bir 'yağ pazarı' olarak> adlandıran Tunçer'e göre 'dengeli beslenme', "kalıcı zayıflama
sağlayan diyet", 'bilimsel diyet', 'sağlıklı diyet' gibi "inciler", bu 'yağ
pazarının' uydurduğu palavralar. "Diyetlerin hepsi zararlı, yüzde 99'u
başarısız, hatta başarısız olmaya mahkum" diyor Dr. Tunçer.

'Diyetçi, dayatmacı zihniyet' olarak adlandırıyor şişman insanları kobay olarak
kullanan, hiçbir diyetin işe yaramadığını bile bile insanlara sayfalarca diyet reçeteleri öneren, zayıflama ilaçları veren bu 'yağ pazarı'mensuplarını.

Bu nedenle de yeni çıkan kitabında "Zayıflama Diyetleri Çöpe" diyor Dr. Tunçer. Çünkü enerji kısıtlamasıyla kilo verilemiyor, kilo verebilmek için aç değil tok olunması gerekiyor, vücuda aç kalmayı birtakım diyetlerle dayatmak ise zayıflamaya değil, aksine şişmanlamaya yol açıyor.

Hatta Dr. Tunçer, şişmanlamak isteyenlere diyet yapmalarını öneriyor. Çünkü, söylediklerine göre en geç 5 yıl içinde fazlasıyla kilo alacakları garanti.
Şişman insanlara tembel, pis boğaz veya iradesiz gibi sıfatların yakıştırılmasına çok karşı olan Tunçer, "Bu insanlar sadece diyet tuzağına düşürülmüş kişiler" diyor.

'Kisiye özel diyet' lafına ise çok sinirleniyor. Çünkü bu diyetler kendi deyimiyle 'kişiye özel' değil, 'diyetçiye özel' oluyor.

Diyetin bilimseli olmaz

Dr. Ozan Tunçer'e göre insanları şişmanlatan hamburger türü yiyecekler değil, diyetler. Yani tıp dünyasının niyeti şişmanlık sorununu çözmek değil, aksine yaygınlaştırmak, hatta sorun yaratmak.

Tunçer, "Yağ pazarı" olarak adlandırdığını diyet endüstrisinin insanlarda yapmak islediği birinci şey kilo korkusunu yerleştirmek. Yani 'Eyvah kilo alıyorum' korkusuna kapıldığınız an, kilo almaya başlarsınız. İnsanlarda bu korkuyu yerleştirmek için durmadan estetik, sağlık hatta ahlaki kriterler kullanılıyor.

Şişman insan, diyet tuzağına düşürülmüş insandır. Sadece vücudun ihtiyacını bilmeden yemek yiyen, zayıflama diyetleri, zayıflama ilaçları, light ürünler, mezoterapi-bioenerji, hipnoz gibi vücudun doğal mekanizmasını bozan yöntemlerin tuzağına düşen insanlar şişmanlar.
Vücudun doğal kontrol mekanizmaları olduğu ve ağırlık, kilo dengeleme yeteneğine sahip olduğumuzu unutturuyorlar insanlara. O yeteneği ellerinden kaybediyorlar insanlar diyet yaparak" diyor.

Peki, nasıl zayıflayacağız? Diyet yapmadan, boğazımızı kısıtlamadan nasıl kilo verilebilir?

"Yemek yemeyi öğrenerek. Yani açken yiyip, doyunca durmalısınız.

Vücudun acıkma, doyma ve tokluk sinyallerini dikkate alırsanız, vücut fazla kiloları, ihtiyacı olmadığı için kendiliğinden atıyor.

Vücut kalori hesabını doğal bir şekilde kendi yapıyor. Bu hesabı siz dışarıdan diyetlerle yaparsanız, bu doğal mckanizmayı bozuyorsunuz. Bu mekanizma bozulunca da şişmanlarsınız, işte bu yüzden diyet yapanlar şişmanlıyor. Çünkü vücudun sinyalleri yok ediliyor.

İnsanlar acıkma, doyma ve tokluk hissini unutuyorlar. Dolayısıyla acıkmadan yiyerek şişmanlıyorlar" diyor Dr. Tunçer.

Peki acıkma, doyma ve tokluk hissi nasıl tekrar öğrenilebilir?

"Zayıflama Diyetleri Çöpe" adlı kitabında acıkma ve doyma alıştırmalarından da söz eden Tunçer, acıkma hissinin 3 günde, doyma hissinin ise en geç 15 gün içinde öğrenilebileccğini söylüyor.

Yani fazla kilolardan kurtulmak için, "midenin sesini" dinlemek şart. Tunçer, "Bu işin çözümü, beynin 'palavralardan' ve şişmanlama korkusundan mutlaka arındırılması, acıkma, doyma ve tokluk hissinin ise farkına varılması.

Bu sinyalleri dikkate alan kilo sorununu çözcr. Ama bu çözüm gıda ve diyet endüstrisinin hoşuna gitmiyor. Çünkü sadece Amerika'da l milyar dolarlık kazançları ortadan kalkmış olur. Amaçları kilo sorunlarını çözmek değil.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bile 'tokken yiyin' diyor kitabında. Hemen hemen bütün diyetçiler tokken yemeyi öneriyorlar. Eğer tokken yemek yemeye başlarsamz, acıktığınızı nasıl anlayacaksınız? Eğer tokken yerseniz, enerji depolanır. Acıkma sinyallerini de yok etmiş olursunuz" diyor.
Diyetin iyisi, kötüsü, hatta bilimseli olmadığından söz ediyor Tunçer. Çünkü enerji kısıtlamasıyla vücuda zayıflama "dayatılıyorsa" hepsi kötüdür. "Bugün sağlıklı, dengeli, bilinçli, bilimsel adlarıyla pazarlanan diyetler, insanların ruh ve beden sağlığına uçuk diyetlerden çok daha zararlı.
Uçuk diyeti insan bir kere yapıyor ve yapamadığı zaman bırakıyor.Oysa 'bilimsel' diye pazarlananlarda bunun sağlıklı olduğuna inanıyor, işte bu çok daha kötü. Diyetlerin hiçbiri bilimsel değil.
Gazetelerde size bir diyet reçetesi veren bir profesör de olsa, bu reçeteler bilimsel olamaz. Herkes bilimsel bir araştırma çıkarıyor verdikleri diyetle ilgili ve bu araştırmaların hiçbiri birbirine uymuyor. Araştırma bulmaya kalktığınızda örneğin domatesin zayıflattığını da şişmanlattığını da ispatladığını iddia eden her türlü araştırmayı internette bulursunuz.
Herkes kendi ihtiyacına göre araştırmayı buluyor ve insanlara sunuyor" diyor Tunçer.
Diyet yapan şişmanlar

"Dünyada zayıflama diyetine başlayan her 20 kişiden 19'u bir süre sonra mutlaka şişmanlayacak. İstatistikler ve gözlemler böyle söylüyor.
Farklı bir diyete başladığınızda bir şey değişmiyor. Mantık aynı. Sadece ambalaj değişiyor.

Diyetlerin yüzde 99'u şişmanlatıyor. Diyetler kalıcı zayıflama sağlamıyor. Sağladığını iddia eden varsa çıksın konuşsun. Bir diyetin beş yıl sonra da aynı kiloların korunmasını sağladığı ispat edilmiş tek bir çalışma bile yok" diyen Dr. Tunçer'c göre kalıcı bir kiloya sahip olmak için vücudun bir şekilde uyuyan, daha doğrusu diyetlerle uyutulan doğal mekanizmasını uyandırarak, vücudun beslenmeyle ilgili ayarını tekrar kurmak şart.

Bu da acıkma, doyma ve tokluk hissini tekrar tanımakla,öğrenmekle oluyor. Aslında buna, doğru zamanda, doğru dozda, yani sadece acıkınca, vücudun ihtiyacı kadar yemek yemek de diyebiliriz.
Uzmanlar doğru yemek yemenin öğrenilebileceğini ve sadece bu şekilde zayıflamanın sağlıklı, en önemlisi de kalıcı olduğunu söylüyorlar.

İnsanlara diyet yapmalarını öneren herkese "diyetçi" diyen Dr. Tunçer, "Her besin, vücudun ağırlık dengeleme yeteneği kullanılarak tüketilse, organizma tarafından ihtiyaç kadar alınır" diyor.

Organizma alınan enerjiyi hesaplamayı, dengeyi korumayı ve fazla enerjiyi atmayı çok iyi biliyor.Ama siz bunu bilinçle, kendi kafanızla hesaplamaya dengelemeye kalktığınızda her şey çuvallıyor, denge bozuluyor.

Diyete başladığınız an,ya da diyet fikri kafanızda doğduğu andan itibaren, vücuttaki kıtlık sinyalini çaldırıyorsunuz ve vücut kendi doğal mekanizmalarını kullanmak yerine tam aksine kıtlık savunma mekanizmalarını kullanmaya başlıyor,çünkü kıtlığa girildiğini zannediyor. Her şeyi depoluyor.

Dolayısıyla beslenme davranış bozuklukları ilk andan itibaren başlıyor. Diyet yapacağım diyen bir insanın, diyete başlamadan önce fazla yemeye başlaması bir rastlantı değil. Bu, biyolojik mekanizmaların, organizmanın yaşamda kalma içgüdüsünün kullanmasının bir ifadesi.

Vücudun sesini dinle

Dr. Ozan Tunçer kitabında pek çok önerilere, vücudun sesini dinleyerek zayıflama yollarına, "Diyetsiz Kalıcı Zayıflama Programı"na, diyetlerin maddi manevi zararlarına, insanları nasıl şişmanlattıklarına uzun uzun yer veriyor.

Özellikle de kilo alma korkusuna kapılmamanın çok önemli olduğunu vurguluyor. Çünkü günümüzde insanların tamamına yakınında şişmanlama kilo korkusuyla başlıyor.
Tunçer, "Bu kişilerde ya birebir kilo korkusu oluyor,ya da alicisinin kilo korkusu oluyor. Diyete başlayan anne-baba, çocuklarını şişmanlatıyor. Böyle vakaları maalesef çok gördük. Anne birsene önce diyete başlamış, çocuğun şişmanlaması bir sene önce başlamış.

Bir yıl içinde obez hale gelmiş çok çocuk var. Anne çocuğa baskı yapmadığını söylüyor, ancak çocuğa baskı yapması için ona 'yeme' demeyi gerekmiyor. 3-4 yaşındaki çocuk etrafta olup bitenleri anlıyor, zayıf olması gerektiğini hissediyor. Az yemesi gerektiği fikri bir yerlere yerleşiyor.

Yememeye çalıştıkça da çocukların, kontrolü kaybetmeleri çok daha kolay. Propaganda öyle kötü bir hale geldi ki zayıf insanları da rahat bırakmıyor.

9 yaşın altındaki Kanadalı çocuklann %45'i en az l kez zayıflama diyeti yapmışlar. 18 yaşın altındakilerin ise %80'i diyet yapmış. Hala Kanadalılar, Amerikalılar neden şişmanladıklarını düşünüyorlar. İşte nedeni ortada. 6-7 yaşındaki çücuklara diyet yaptırılırsa, bütün sistemleri altüst edilir ve ömür boyu kilo sorunu yaşamaya mahkum olurlar" diyor.

Sağlıklı beslenmenin uzman kontrolünde olmasını da çok saçma buluyor Tunçer: "İnsanlar beslenmelerini doktor kontrolünde yönlendiremez.

Hastalık varsa doktor kontrolüne ihtiyaç vardır, Eğer, siz bir kaşığı ağzınıza götürmek için bile doktora, diyetisyene, uzmana ihtiyaç duyar hale getirildiyseniz o yaşam yaşam olmaktan çıkar.

Siz beslenmeyi denetim altına aldığınız sürece, acıkma, doyma, tokluk sinyallerini kullanmıyorsunuz. Organizma da bu denetimi kırmanın yollarını buluyor. O zaman her denetim girişimi kontrol kaybına, her kontrol kaybı da denetimin artırılmasına yol açıyor, insanlar yokuşa çıkıyor. Kilolar artıyor, ruhsal yapınız çöküyor, 3-5 yıl içinde kilolar fazlasıyla geri geliyor. Yemek yerken doktor kontrolüne ihtiyaç yok" diyor.

Doyma nasıl öğrenilir?

" Başta kilo korkusundan arının.

" Başlangıçta neler yiyeceğinizi ve miktarlarını tespit edin.

" Mutlaka sevdiğiniz yemeklerden oluşan bir mönüyü kafanızda
planlayın.

" Bu yemekten ne kadar zaman sonra tekrar yemeğe ulaşabileceğinizi
düşünün ki organizma, o zaman aralığındaki enerji ihtiyacını
hesaplayıp sizi durdurabilsin.

" Bütün bunları düşündükten sonra keyifle yemeğe başlayabilirsiniz.

" Bir yemekten diğerine geçerken de bir şeylerin sizi durdurduğunu fark edeceksiniz. Vücut sinyalleri bozulmamış insanlar bir yemekten diğerine geçerken çok sevdikleri bir yemek bile olsa duruyorlar.
Örneğin bir antre ve bir de ana yemek varsa, antre ne kadar hoşunuza giderse gitsin, arkadan gelecek olan ana yemeği düşünerek elinizde olmadan yemeyi durduruyorsunuz; vücut sizi durduruyor. "Eğer antreyi abartırsam ana yemeği yiyemem" diyorsunuz. İşte bu bilinçle yemek yenirse kilo alınmaz.

" Kafanızda "Doydum mu?" sorusu oluştuğunda birazcık daha yemeğe devam edin. O zaman da vücut, doymanın ötesine geçildiğinde rahatsızlık uyarısı verir. Sizi bir şey rahatsız ettiğinde doydunuz demektir.

a" (Doyma alıştırması yaparken)Asla tokken yemeyin. Acıkmadan başladığınız bir yemekte, doymayı öğrenemezsiniz.

" Doyma hissi en geç 15 gün içinde tam anlamıyla öğrenilir.

Diyetsiz, kalıcı zayıflama programı

" Vücudun bozulmuş olan doğal kalori ayar mekanizması uyandırılmaya ve yeniden işler hale getirilmeye çalışılıyor.

" Hastalara kesinlikle bir beslenme programı veya bir reçete verilmiyor.

" Hasta ilk 1-2 hafta içinde, sevdiği, ancak istediği zaman durabileceği gıdaları tüketiyor. Eğer çikolata yerken kendini tutamıyor ve abartıyorsa, çikolatayı birinci haftalarda yemesi önerilmiyor.

" Vücut kendi mekanizmalarını çalıştırarak, kişinin hiçbir eksiklik, yoksunluk hissetmeden zayıflamasını sağlıyor.

" 1-2 hafta içinde kişinin, acıkma, doyma ve tokluk hislerini tanıması sağlanıyor. Vücudun ayar mekanizması düzeldiği için kişi abartma gereği duymadan, dolayısıyla kilo almadan sevdiği her şeyi yiyebiliyor. Çünkü ne zaman duracağını öğrenmiş oluyor.

" Zamanla vücut "stokladığı" fazla kiloları, fazla enerjiyi,ihtiyacı olmadığı için atmaya başlıyor ve kilo veriliyor.

" Hem fiziksel, hem psikolojik anlamda rahatlama oluyor.

" Diyetsiz zayıflama sağlıklı ve kalıcı oluyor.

Zayıflama diyetlerinin zararları

" Vücudun ihtiyaçları karşılanmadan kilo verdirmeye çalışılıyor.

" Kurallarla yemek yemek öğretildiği için, acıkma ve doyma gibi sinyaller zamanla yok oluyor. Kişi acıkmasa da yemek yiyor.

" İhtiyaçlarının karşılanmadığını fark eden beden, o andan itibaren "kıtlık sendromuna" girip, gerekli kaloriyi alamadığı için gelen enerjiyi stokluyor. Vücutta yağ stoklanması başlıyor.

" Diyetin ilk günlerinden itibaren kişilerin besin arayışı artıyor, aklında kurabiyeler, pastalar dolaşmaya başlıyor.

" Diyet yapan kişi, sürekli gergin oluyor, iç dünyasında çok ciddi psikolojik sorunlar yaşıyor, kendini suçluyor.

" Kilo veremeyen kişi iradesiz olduğunu düşünüyor. Oysa zayıflamanın iradeyle bir ilgisi yok.

" Kilo sorununu saplantı haline getiren, kendini sürekli kısıtlayan bir kişinin bu tutumu hayatın diğer alanlarına da sıçrıyor. Her alanda kendini kısıtlıyor.

" Uygulaması zor olan zayıflama diyetleri, kişilerde utanç ve özgüven eksikliği yaratıyor
 
arkadaşlar diyet yapanlar bilir . kilolar binbir zorluklarla verilir ancak ne yazık ki korumak o kadar da kolay değildir. eski beslenme alışkanlıklarımıza dönmemiz an meselesidir. diyetteki kısıtlamalardan sıkılınca kendimizi daha çok yer halde buluruz. uzunca bir süre diyetsiz kalıcı zayıflama ozan Tuncer i araştırdım. aklıma çok yattı. diyetteyken aklımdan çıkmayan tatlılar çikolatalar aklıma zor geliyor artık.çünkü istediğim zaman yiyebilirim. diyette değilim kısıtlama yok!! sadece doymak acıkmak ve doyasıya yemek var!! bu topiği de birbirimize destek olmak amacıyla açtım. merak ettiklerinizi sorun beraber araştıralım bulalım ve hep beraber kalıcı zayıflayalım. ben de yolun başındayım. ve kendime mutluluğa zayıflığa ulaşmak isteyen yol arkadaşları arıyorum.

Tam olarak ne yapıyorsun arkadaşım, özet geçersen sevinirim.
 


Tam olarak ne yapıyorsun arkadaşım, özet geçersen sevinirim.

merhaba canım. tam olarak bir şeyler yemek için acıkmayı bekliyorum. canım bir şeyler çektiğinde soruyorum kendime aç mıyım tok muyum diye. aç değilsem acıkmayı bekliyorum. ve inan bana tadı daha güzel geliyor. doymayı hissettiğimde ise bırakıyorum. yok ziyan olur dökülmesin falan yok. nasıl olsa acıktığımda yiyebilirim. moralin bozuldu canın tatlı çekti. düşün şu anda aç mıyım vücudumun buna ihtiyacı var mı. aç değilsen yeme acıkmayı bekle. yani kısacası vücudunu dinle ve tanı canım
 
merhaba canım. tam olarak bir şeyler yemek için acıkmayı bekliyorum. canım bir şeyler çektiğinde soruyorum kendime aç mıyım tok muyum diye. aç değilsem acıkmayı bekliyorum. ve inan bana tadı daha güzel geliyor. doymayı hissettiğimde ise bırakıyorum. yok ziyan olur dökülmesin falan yok. nasıl olsa acıktığımda yiyebilirim. moralin bozuldu canın tatlı çekti. düşün şu anda aç mıyım vücudumun buna ihtiyacı var mı. aç değilsen yeme acıkmayı bekle. yani kısacası vücudunu dinle ve tanı canım

Peki yemek sınırlaması var mı? Mesela diyelim benim canım kocaman bir dilim yaş pasta istedi, ama karnım da aç aynı zamanda, o dilimin hepsini yiyebilir miyim?
 


Peki yemek sınırlaması var mı? Mesela diyelim benim canım kocaman bir dilim yaş pasta istedi, ama karnım da aç aynı zamanda, o dilimin hepsini yiyebilir miyim?

bak canım ben de yolun başındayım kimseyi yanlış yönlendirmek istemem. ama sana anladığımı anlatabilirim. bak diyosun ki canım kocaman bir dilim yaş pasta istedi. ve açsın. sen onu yemeğe başla. ama önünden kaçıracaklarmış gibi değil. yavaş yavaş. tadını çıkara çıkara. doyduğun an bırak. ve tekrar acıkmayı bekle. belki canının çektiği kocaman yaş pastanın hepsini değil de bir kısmını yersin doyarsan. kendi adıma söylemem gerekir ki ben diyette olsam yaş pastayı rüyalarımda görürüm. ve bir acizlik anımda ona saldırırım. doyma filan kimin umrunda sadece aç ruhumu doyurmak için yerim.oysa ki bu yöntemde hem acıkmayı bekliyorum hem yediğim için zerre pişmanlık duymuyorum. doyduğum anda bırakıyorum.umarım anlatabilmişimdir canım daha yolun başındayım ve sana hissetiklerimi yazıyorum bütün içtenliğimle
 
bak canım ben de yolun başındayım kimseyi yanlış yönlendirmek istemem. ama sana anladığımı anlatabilirim. bak diyosun ki canım kocaman bir dilim yaş pasta istedi. ve açsın. sen onu yemeğe başla. ama önünden kaçıracaklarmış gibi değil. yavaş yavaş. tadını çıkara çıkara. doyduğun an bırak. ve tekrar acıkmayı bekle. belki canının çektiği kocaman yaş pastanın hepsini değil de bir kısmını yersin doyarsan. kendi adıma söylemem gerekir ki ben diyette olsam yaş pastayı rüyalarımda görürüm. ve bir acizlik anımda ona saldırırım. doyma filan kimin umrunda sadece aç ruhumu doyurmak için yerim.oysa ki bu yöntemde hem acıkmayı bekliyorum hem yediğim için zerre pişmanlık duymuyorum. doyduğum anda bırakıyorum.umarım anlatabilmişimdir canım daha yolun başındayım ve sana hissetiklerimi yazıyorum bütün içtenliğimle

Anladım anlatmak istediğini...

Ne zaman başladın bu yönteme ve kaç kilo verdin?

 


Anladım anlatmak istediğini...

Ne zaman başladın bu yönteme ve kaç kilo verdin?


daha bir hafta oldu canım. ve tartı digital olmadığı için tam anlayamıyorum ama ibre düşüşte gibi geliyor. ama bunun esas etkisi kafanın rahat olması. gerçekten huzurlu oluyosun ve aklın sürekli yemeklerde olmuyor. acıktığın zaman yiyeceğini biliyosun. eğer digital tartıda tartılma imkanım olursa buraya yazarım kaç kilo verdiğimi..
 
daha bir hafta oldu canım. ve tartı digital olmadığı için tam anlayamıyorum ama ibre düşüşte gibi geliyor. ama bunun esas etkisi kafanın rahat olması. gerçekten huzurlu oluyosun ve aklın sürekli yemeklerde olmuyor. acıktığın zaman yiyeceğini biliyosun. eğer digital tartıda tartılma imkanım olursa buraya yazarım kaç kilo verdiğimi..

Ben ocak ayında diyete başladığımda kilom 61.7 ydi, şu an 53.1 im...
Kalori hesabı ve diyetin başında yaptığım 2 aylık sporla bu duruma geldim..
O kadar yavaş verdim ki, 300 gram 500 gram diye diye toplamda 8,5 kilo gitmiş oldu..
Ve yaklaşık 2 aydır da kilo veremiyorum, konunu görünce bir umutlanmıştım fakat iyice bilgi sahibi olmak lazım sanırım..
 
Son düzenleme:


Ben ocak ayında diyete başladığımda 61.7 ydi, şu an 53.1 im...
Kalori hesabı ve diyetin başında yaptığım 2 aylık sporla bu duruma geldim..
O kadar yavaş verdim ki, 300 gram 500 gram diye diye toplamda 8,5 kilo gitmiş oldu..
Ve yaklaşık 2 aydır da kilo veremiyorum, konunu görünce bir umutlanmıştım fakat iyice bilgi sahibi olmak lazım sanırım..

http://daada.blogcu.com/sayfa/24 http://dkzgrubum...............tr/2007_11_01_archive.html bak bu linklerde bu yöntem ile ilgili birçok bilgi var bir araştır istersen ve kafana yatarsa uygula bu yolda başarılar canım
 
X