gözyaşlarınıza hakim olamayacağınız gerçek bir sürgünün hikayesi ..

N o r w e g i a n

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
5 Ocak 2014
10.254
7.410
3 haziran 1910'da, dönemin belediye başkanı suphi beysoyundu'nun talimatıyla 80 bin civarında köpeğin mecburi bir ada yolculuğuna çıkartılması ile başlayan katliam....
hayırsızada sadece kayaydı, dikili tek bir ağaç bile yoktu ve 80 bin köpeğin feryadı söylendiğine göre geceleri istanbul'dan bile işitilir olmuştu. sesler birkaç gün sonra kesildi, zira yaşayabilmek için birbirlerini yiyen köpeklerden artık bir teki bile hayatta değildi.

$hayirsizada4-3.jpg
bu olayın sebebi olarak gösterilen de aşağıdadır.

1910 yılında ittihat terakki hükümeti döneminde bir ingiliz sefiri'ni köpek ısırıyor. bu olay diplomatik kriz haline gelmesi üzerine istanbul'daki 80.000 köpek sivriada'ya (hayırsız ada) götürülüyor. burada açlıktan ve susuzluktan ölüyorlar. köpeklerin çığlıkları balat sahillerine kadar geliyor. o dönemin halkı, osmanlı'nın çöküşünü köpek katliamına bağlıyor. bu nedenle yıllar sonra adada kalan az sayida köpek istanbul'a getiriliyor.

$hayýrsýz ada.jpg

bu olay, pierre loti'nin kaleminden şöyle aktarılmış.

kimseyi hiçbir zaman ısırmamış olmalarına rağmen, katliamların en iğrencine mahkûm edildiler. hiçbir türk, hilâl'e uğursuzluk getireceği söylenen bu onur kırıcı görevi üstlenmek istemedi. bu yüzden serseriler, işsiz güçsüzler ve haydutlar görevlendirildi. bunlar işlerini demir kıskaçlarla yapıyorlar, zavallı kurbanlarını boyunlarından, ayaklarından ya da kuyruklarından yakalayırlar ve onları rastgele kan revann içinde hayırsızada'ya götürecek olan mavnalara atıyorlardı.



bu da o dönem bu adanın çevresinden geçen bir fransız gazetecinin yazdıkları

köpeklerin en büyük kısmı sahili takip eden kayalık üzerinde toplanmıştı. pek çokları güneş hararetinden kavrulmuş, serinlemek için var güçleriyle suda yüzüyorlar, son takatlarına kadar suda kalmak istiyorlar. ötede beride görülen cesetlerin etrafında dolaşarak, çabalayarak bir parça et koparmaya çalışıyorlar... karadaki diğer kısmı ufak bir gölge bulabilmek için taş kovuklarına sığınmak üzere delik, deşik arıyorlar... diğer bir kısmı ise adeta delirmiş gibi oraya buraya koşuyorlar, sürekli kendi etraflarında dönüyorlar. işittiğimiz feryatlar köpek havlaması değil adeta insan feryadı idi. kaptan geminin düdüğünü çaldırdı. zavallı hayvanlar bir yardım sesi duymuş gibi heyecanlandılar. bu sese hayvanların nasıl yalvarırcasına cevap verdiklerini size anlatamam. bilmem göz önüne getirebiliyor musunuz? feryat ve inilti saçan bir yalçın kaya.




buda çok güzel bir belgesel SESİM RÜZGARA MODERN BİR SÜRGÜN HİKAYESİ

Gerçek(!) Hayvan ve İnsan Severlere..
[video=vimeo;43135166]http://vimeo.com/43135166[/video]


kaynaklar
(alıntılar: 1uludağ sözlük
2-evimdeki tarih ansiklopedisi
3 resimler:arşiv ve yabancı gazete başlıkları)
 
Son düzenleme:
X