**SU** / Kendi Şiirleri

**SU**

çocukta yaparım kariyerde
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
643
9
48
terk ediyorum ıslak caddelerinden bir gece bu şehri...
kimsecikler görmeden,
kimseler duymadan ayak sesimi..
tanımadık yüzlerde bırakıyorum sedamı
ve bir de
kalabalıklar içinde yalnızlığımı...
bilmeden geçiyor yanımdan
hayatın telaşesinde
kendini unutan insanlar...
anlamıyorlar sancılı bakan gözlerimden
bitkinliğimi ve çaresizliğimi..
yorgun düştüğüm hayattan..
haberdar etmemiştim kimseyi
kendim çözmem gereken şeylerden...
bir defa vazgeçtim
aşinası olduğum dostlarımdan,
alıştığım her şeyden..

dünya değiştiğinde ben tekrar geri döneceğim...
 
Çocuk olmanın gereğidir yaramazlık, hareketliliğim bundan,
Keşfederek öğreniyorum dünyayı, karıştırıyorum durmadan.

Annem yapma dedikçe, babam yap der gibi bakıyor,
Aranızda anlaşın yoksa kafam karışıyor.

Ben çocuğum , her şeyi sorarak öğrenme isteğim var,
Leylekler çoktan göçmüş şimdi sırada yusufçuk mu var?

Yıllarca kandırıldım arkamdan ağlayan yudumlarla,
Kaçtıkça kovalandım, ağzıma park eden lokmalarla.

Rahatça oyun oynayamadım, üstüm kirlenecek diye,
Çamurdan heykel yapamadım, izledim yapanları hasetle.

Dokunulmaması gereken eşyalara takılıp kalırdı aklım,
Bizimkiler uykuya dalınca, doya doya tadını çıkarırdım.

Biraz daha büyüyünce beni okula yolladılar,
Aman ne güzel bir sınıfta benden ne kadar da çok var.

Öğretmenim öğretti A yı,B yi,C yi,
Susmayı da öğrendim, suskunluğun bitişini müjdeleyen o tatlı zilin sesi.

O gün bugündür okuyorum, sınavdan sınava koşuyorum,
Başka türlü adam olunamazmış diyorlar, korkuyorum.

Kendimi daha iyi tanımak için arkadaşlar edindim,
Onlarla daha çok zaman geçirmek uğruna yalan nasıl söylenir , öğrendim.

Çocuk değilim artık büyüdüğümü söylüyorlar,
İnanmayın siz onlara , içimdeki çocuğu görmüyorlar…………
 
Kişilik yoksunu, kompleksli olan;
Tatmin olur alay edip, insanla !
İnsanlık yönünden, fukârâ kalan;
Tatmin olur alay edip, insanla !

Bu nasıl bir kafa, nasıl duyudur?
Düşünmez düştüğü, nârlı kuyudur !
İnsanı hor görmek, İblis huyudur;
Tatmin olur alay edip, insanla !

Hata bulmak kolay, her kulda vardır,
Amma güzel değil, encâmı şerdir !
Böylesi gözden de, kalpten de kördür;
Tatmin olur alay edip, insanla !

Gözünde koskoca mertek görmezde,
Pis nefsi azıtmış onu yermezde,
Kalbini paklayıp, sırra ermezde;
Tatmin olur alay edip, insanla !

Elin gözünde ki çöpten sanane ?
Yatıyorsun türlü türlü dümene!
Muvâfık hâl değil, hâli, imâna;
Tatmin olur alay edip, insanla !

Bunca insan seme, sen akîl oldun,
Oldun.. bu günece, ne hayır buldun?
İLO tasvir etti, şeklini aldın!
Tatmin olur alay edip, insanla
 
Ben senin neyinim Özlem? diyorsun
Ben senin neyinim?

Adını koymadığımsın

Belki de koyamadığım

Belki koymak istemediğim

İsimlendirmekten
Vasıflandırmaktan çekindiğim

Makam mevkilere ulaşan insanların değişimi gibi / değişimlerinden endişelendiğim
Boş koltuklar kalmasın diye yer göstermediğimsin beklide.

Sorma / öyle deme
" Ben senin neyinim Özlem neyinim " deme

Kader sayfamda bana benzeyenim

Hayatı bana teğet geçenimsin

Çok uzakta olsa bile paralel yürüyenimsin

İzdüşümlerimsin gölgelerimsin

Rüzgarımsın kokumsun

Sinirimsin öfkemsin tebessümümsün

Dalında zerdali çiçeği gibi filizlenen gamzelerimsin

İç çekişimsin
Keşkelerimsin
İnşallahlarımsın
Belkilerimsin
Ümitlerimsin
Umutlarım
Korkularım
Hüzünlerimsin
Efkarımsın

Yarım/ bütünüm / tamamım der bazen sevenler birbirine

Sen ne bir parçam ne bütünümsün

Daha fazlası KAPSAYAN KÜMEMSİN BENİM
Ben ve benle ilintili ne varsa aldığım nefeslere dek kapsayan kümemsin sen benim…


Vatan gibi kutsalımsın
Annem gibi yakınım
Babam gibi saydı da son demim

Şehri özlemim
Hasret yüklü mevsimim

Sevginin hudutlarında sınır taşlarımsın
Her ulviyette mihenk taşım
Her yüz çevirilen yerde an be an bakışım


Söyleyemiyorum ki ben sana
Sen benim neyimsin
Neyim olabilrsin

Aşka sur nöbetçisisin sen

Ben kalenin etrafında dört dönenenim

Sen bana göz kırptırmayansın

Pikelerimi boşa çıkaransın


Ben bütün deliliğin

Şımarıklığının ardında

Sana duygulu sana hisli

Sana sevdalı bir deliyim…

Belki bir gün sende seversin diye beklemekteyim

Sorma bana Özlem ben senin neyinim?

Her şeyim dersem sıradan gelir
Sensiz hiçim dersem yalan gelir
İçi boş söylenmemli sözler
Tek bir cümle kuruyorum senin için

SEN BENİM ERİŞMEK İSTEDİĞİMSİN

ARZULARIM HEVESLERİM ÜMİTLERİM İDEALLERİM
DURUDĞUM YERDE DURANIN ADIMIM ATMADAN ŞAHLANANIM

SEN BENİM HAYATTAN İSTEDİĞİMSİN
İSTEDİĞİMSİN...
 
Bana düşlerini ödünç versene,
Merak ediyorum içlerinde var mıyım?
Hadi bir yalan söyle bana
De ki; “sen yaşıyorsun her birinde”
Çocuk gibi inanayım...
Olsun;
Yüzündeki zorlama tebessüm kadar güzeldir,
Yalancı düşler.....
Merhem olur yaraya
Çok hırpaladı kalbimi,
Bu hesapsız vazgeçişler...
Merak ediyorum sendeki beni
Bilmiyorum ne kadarım?
Bana düşlerini,
Bir geceliğine ödünç ver....
Kendime, senin yüreğinle bakayım
 
Zannederiz yalnızlığımızı paylaşabiliriz
Halbuki herkes kendi karanlığında yoğrulur
En anlaşıldığımızı düşündüğümüzde bile
Hiç tanıyamadıklarını fark ederiz ya bizi
Şaşırtmamalı bu durum oysa
Biz bile tanıyamamışken kendimizi

Kaç kez takılır kalırız yaptıklarımıza
Hep dönüşlerde saklıdır tekrar gitmelerimiz
Yanlışlığını bile bile aldatırız kendimizi
Bu defa olacaktır adlanmıştır hatalar
Ama her seferinde bir adsızdır bizi üzen
Karadeniz’de tekrar tekrar batar takalar

Suç altın kemerdir belimize takmayacağımız
Savunmamız sağlamsa yıkılmazsa iç salvolarla
Karşımızda ki bele suçluluk(!) daha güzel yakışır

Bilmeliyiz ki! Kişinin kendisidir aslında
En iyi dostu ya da en kötü düşmanı
İzin verdiğimiz ölçü kadar kırılabiliriz
Kendimizi aldattığımız kadardır aldatılabilirliğimiz

Kendimize olmalı dürüstlüğümüz önce
Biz kadar suçludur sonuçta herkes de…
 
Kirletilmiş ruhlarımız kurşunlaşmış askerler
Once kuşlar mı gidecek, sonra sıra kimde,
Anneler ne zaman barış emzirtecek cocuklarına
Zayıf ellerimiz altın başakları kaç mevsim tutacak
Saclarının çigdem kokusunu ne kadar daha koklayabilecegim ?

Yazık mavi gezegen mutlu uygarlıkları emzirmeyecek
Mutlu şarkılara elveda demek ne kadar zor
Beyaz köpüklerden bir yaşam ne kadar imkansız
Sevgin artıkça senide kaybediyorum sevgimin yigit bekçisi
Birileri uyandırsa bizleri bu kötü rüyalardan

Keşke yalan olsa söylediklerim,
Ağzımı sıkıca kapatsanız dostlarım
Çocukluğumda terli sularını içtiğim çeşmeleri özledim,
Saklanbaç oynadığımız yeşil meyva bahçelerini,
Askılı pantolonuma bulaşan atıksız çamuru özledim…

Geri dönüşümsüz günler yaşıyoruz
Buzullardan once eriyor umut
Para satın alamayacak artık billur suları
Tabaklarımızı dolduran paralar besleyemeyecek hiç birimizi
Ne yazık,
Daha fazla asla yarın yok…
Yok.


o günleri özledim ben...
çocukluğumu...
her gününü her anını
elim yüzüm kir içinde,
erkeklerle maç yapmayı.
kim daha çok para verirse
onun takımını tutmayı.

o bayramları özledim ben
birgün öncesinden heyecandan uyuyamamayı
kapı kapı dolaşıp şeker toplamayı
sonra da en çok şekeri ben topladım diye
hava atmayı

mızıkçılık yapmayı özledim
kaşlarımı çatıp kollarımı bağlayıp
kaldırıma oturmayı
sonra da annem hadi eve gel akşam oldu deyince
eve koşturmayı

pazar günleri kömür sobasının yanında
annemin leğenle beni yıkamasını
sonra derimi yüzer gibi ovmasını
sonra aynı sobada ekmek kızartmayı kestane pişirmeyi özledim

bakkalın bozuk para yerine şeker verdiği günleri özledim

o zamanlar gökyüzü daha mavi
güneş daha sarıydı sanki

kısacası herşey değerindeydi
ne bir fazla ne bir eksik
ben o günleri çok özledim
çok özledim,
çokk...
 
o günleri özledim ben...
çocukluğumu...
her gününü her anını
elim yüzüm kir içinde,
erkeklerle maç yapmayı.
kim daha çok para verirse
onun takımını tutmayı.

o bayramları özledim ben
birgün öncesinden heyecandan uyuyamamayı
kapı kapı dolaşıp şeker toplamayı
sonra da en çok şekeri ben topladım diye
hava atmayı

mızıkçılık yapmayı özledim
kaşlarımı çatıp kollarımı bağlayıp
kaldırıma oturmayı
sonra da annem hadi eve gel akşam oldu deyince
eve koşturmayı

pazar günleri kömür sobasının yanında
annemin leğenle beni yıkamasını
sonra derimi yüzer gibi ovmasını
sonra aynı sobada ekmek kızartmayı kestane pişirmeyi özledim

bakkalın bozuk para yerine şeker verdiği günleri özledim

o zamanlar gökyüzü daha mavi
güneş daha sarıydı sanki

kısacası herşey değerindeydi
ne bir fazla ne bir eksik
ben o günleri çok özledim
çok özledim,
çokk...
 
Benim için sen nesin
Biliyor musun?
Kısaca mı anlatayım?
Yoksa uzun mu olsun?

Sen benim için,
O kanatları tozdan yapılı
Narin, muhteşem güzellikteki
Kelebeksin.
Sen hayat veren güneşsin.
Karanlık gecede asılı duran
Ay gibi bir incisin.
Bakışları yıldızlı eşsizimsin.

Sen benim için,
Her hüznü yok eden ümitsin.
Hiç unutulmayan namelerdeki
En güzel sessin.
Hatta sen bensin
Gidişlerinde yok olan ve
Gelişlerinde tekrar var olan bensin.

Sen benim için,
Neşesi bitmez sevinçsin.
En güzel, en paha biçilmez,
en nadide çiçeksin.
Bendeki, içimdeki,gönlümdeki sensin.

Sen benim için,
Hayat kaynağım bitmez sevgimsin.
Kalbimin heycanlı çarpışı,
Gökkuşağının bütün renklerisin.
Beni seven sevdiğim,
Aşktaki tek güzelliğimsin.
Rüyalarım,düşlerim, hayallerimsin.

Sen benim için,
Yokluğundaki sessizliğimsin.
Varlığındaki gülüşlerimsin.
Aşktaki masumiyetim,
Sevdamın ateşisin.
Sabrıma sabır ekleyen,
Bıkmadan beklediğimsin.

Sen Benim için,
Suyum ,aşım, nefesimsin.
İlk göz ağrım,
Kıyamadığım gözbebeğimsin.
Beni saran aşk sarhoşluğum,
Aynadaki mutlu aksim,
Sahip olduğum en güzelimsin.
Ve beni sevgisiyle güzelleştirensin.

İşte böyle
Uzuuun uzuuun
Anlatabilirim.
Şimdi kısaca
Söylüyorum sevgilim...

Sen benim için nesin
Biliyor musun?
Herşeysin,
herşeydesin,
HERŞEYİMSİN...
Aşkım sen benim
Yaşama sebebimsin...
 
gizli baharlar biriktirmişim
içimde gizlice
papatyalara yüklemişim umudu
bir gün sevgilinin çimlerinde
buylu boyunca uzanmak için...

yeşilde kaybolmayı biriktirmişim
adına ahîr zamanlarım dediğim,
adına vuslat dediğim
kim olduğunu bilmediğim
bir masal kahramanı,bir erkeğe
şiirler yazmışım bitemsiz...

bir gün tüm şiirlerimi hediye edeceğim
güveneceğim,<işte hak ediyorsun sevgilim>diyeceğim
içten canım,aşkım,herşeyim,vazgeçemediğim
haykırarak,dolu dolu erkeğim diyeceğim
aşkımızı koruyan adam gibi adam dediğim
ve yorgun yüreğimle;
ömrümün sonuna dek kendimi
teslim edeceğim
...işte o sensin sevdiceğim...
 
Daha bir kaç saat oldu tanışalı,
Henüz sıcaklığı bile gitmemişken üzerinden,
Bulduğum beyaz sayfaya karalıyorum şuan seni...
Her bir çizgi seni farklı kılıyor,
Kimisi gözlerin oluyor,
Kimisi dudaklarını tamamlıyor.
Bir söz oluyor,
Mısra mısra süzülüyor yanaklarından...
Bırakmışsın kendini hayatın en güzel yerine,
Bir bakmışım sana ulaşmak o kadarda zor değilmiş...
Bir cennet çevrelemiş etrafını,
Güneş bile kıskanıyor seni...

Daha şimdi gün geceyi döndü,
Hala bir günü tamamlayamadım...
ve hala seni tanıyalı birgün olmadı,
Birazdan güneş ufuktan doğacak,
Yine sana olan kıskançlığıyla,
Bu şehrin semalarınıda ısıtacak,
Diyorum ya
Senin etrafını bir cennet çevrelemiş,...

Ah o şehirde bende olsaydım,
Deyipte yeni bir şarkı yazmalı,
Burasınıda sana bırakıyorum...

Bu ses,
Gerçekten çok güzel,
Sözler öyle yakışıyor ki dudaklarına,
Şarkı bitiyor ben başa alıyorum...


Uzun lafın kısası,
Bugün Bir dost daha kazandım,
Öyle şirin ki,
Ferhatı kıskandırır,
Ben hoşgeldin diyorum,
Belki en uzun belki en kısa günler beraber geçer,
Ben mutlu olmanı diliyorum
Şayet zaten mutlusun ama hep mutlu ol sen...
Gözlerinde ki gülüşleri...


a.s.
 
ağlattın beni su
sen ne güzel bi insansın
hala senin gibi insanların varolduğunu bana hatırlattığın için
çookk teşekkür ederim canım arkadaşım
 
canim yuregine gonlune ve ellerine saglik cok guzeldi hepside ayrica bende cok ozledim ogunlerimi cocuklugumu sagolasin super optum kucak dolusu
 
X