Başarı Öyküleri

roxett

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
12 Temmuz 2006
2.280
60
46
PORSCHE Nasıl Başardı?

Bir araba devinin örnek alınacak öyküsü…

Ferdinand Porsche 1875′te Almanyanın Behemya kentinde doğdu.

Babası yoksul bir musluk tamircisiydi. Çocukluğunda babasının yanında, elinde tamir takım çantasıyla çoğu kez işlere gitti. Bu arada teknik işlere karşı merakı iyice arttı. Sadece iş zamanı değil, boş zamanında da teknik ve elektrik tamirleriyle uğraşıyordu.
Liseyi bitirdikten sonra Teknik Üniversite’ye gitmek istedi, fakat kaydolamadı. Dinleyici öğrenci olarak dışarıdan derslere katıldı. Büyük bir dikkâtle dersleri dinleyen Porsche ileride pahalı ve kaliteli bir araba üreteceğini nereden bilebilirdi ki? Bugün bile Türkiye’de en meşhur, en elit ve en pahalı arabalardan biri porsche marka otomobildir. Kaldı ki Wolkswagen tipi kaplumbağa arabalarını çizen de, motorundan bujisine ve şekline kadar üreten de aslında Ferdinand Porcshe’tur. Kaplumbağa, halk arabası olarak Hitler’e mal edilir. Hatta bu arabaların dizaynını Hitler’in çizdiği söylenir, fakat bu büyük bir yanılgıdır.
Porcshe’ta otomobil merakı ta genç yaşlarda başladı. Elektrik motorları üreten bir firmada iş buldu. Orada 2 yıl çalıştıktan sonra, o zamanın tanınan Şirketi Lohner otomobil şirket’inde çalışmaya başladı. Burada kendi tasarımı olan otomobilini yapma fırsatı yakaladı.

Elektrik motorunda iyice uzmanlaşan Porcshe, istenildiği tarzda yerleştirilebilen dingilli elektrik motoruyla çalışan otomobil üretti. Paris fuarında kendi ürettiği bu tarz otomobilleri sergilediğinde herkes hayran kaldı. Lohner- Porcshe olarak tanındı bu otomobiller. Elektrik motorunu benzinle besleyen bir tür değişik motor üretince, motor takımındaki bir iki parçaya gerek kalmıyordu. Yine o dönemin meşhur şirketlerinden olan Daimler Otomobil Şirketi’nde çalışmaya başlayan Porcshe, uçak motorları dahil, ağır şavaş topları taşıyan araçlarda üretti.

Hitlerin araç danışmanlğını da yapan Ferdinand Porcshe, halkın satın alabileyeceği bir otomobil cinsi tasarladı. Hitler’in ona emrettiği tarzdaki arabanın koşullarını söyledi: 100 km hız 5 kişilik yer, 100 km’de en fazla 8 litre benzin tüketimi, 1000 markın altında satış fiyatı.
Wolks halk; wagen wagon (araba) yani halk arabası Wolkswagen ve böcek manasına gelen Porcshe otomobillerini üreterek bu alanda bir ilki yarattı.
Alman Nasyonel Sosyalist Partisi’ne üye olup, oradan da SS’lere katılan ünlü Porsche otomobillerinin sahibi Ferdinand Porsche, askeri araç üretimi de yaptı. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla buna ağırlık verdi. Alman devletinin en büyük Ulusal Onur Madalyası’nı aldıktan sonra profesör unvanı da kazandı. Tasarladığı Walkswagen’i, savaş cipi ve yüzer araç tiplerinde de üretti.

İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler’in yenilmesinden sonra Porsche tutuklandı. Fransız cezaevine kondu. Fakat bir şey gözden kaçıyordu. Bu adam Yahudiydi. Hitlerin danışmanı olmasına ve SS’lere katılmasına rağmen bu adam bir Yahudiydi. Bu yüzden olsa gerek binlerce zavallı masum insanların, çoluk çocuk, kadın erkek, genç yaşlı cayır cayır yakılmasına rağmen Porsche kefaletle serbest bırakıldı. 65 yaşına geldiğinde kendini otomobil fabrikasına adadı. Oğlu Ferry de kendisine yardım etti. İlk spor arabasını da piyasaya sürdü bu arada. Şu an Porsche işletmelerinin merkezi Stutgart olarak bilinir. Yine aynı şehirde, Stutgart’ta 75 yaşında öldü.

Ferdinand Porsche, Hitler’in Partisi Nasyonel Sosyalist İşçi Partisi’ne üye olmasında hiçbir kastı olmadığını söylemişti. Yapılan katliamları da her defasında kendi imkanları dahilinde önlemeye çalıştığını, hatta yaşayanlar arasında buna şahit olanların bulunduğunu, sonuçta kendisinin de bir Yahudi olduğunu ifade ederek şu açıklamalarda bulunmuştu:

“Hiçbir zaman siyasetle uğraşmadım. Partiye üye olmamdaki sebep, araç üreticisi olarak danışman seçilmemdi. Sadece işime gücüme baktım. Bir kişinin dahi öldürülmesinden sorumlu değilim. Ben herkes için bir şeyler üretmeye çalıştım. Hiçbir zaman da Hitler’in yaptıklarını tasvip etmedim. Hiçbir zaman sami karşıtı (Antisemit) olmadım, olmam da mümkün değil. Çünkü ben de sâmiyim. Ben ülkem Almanya için çalıştım.”
 
Google´in İlginç Başarı Öyküsü



1938 Yılıydı AMERİKALI Matematikçi Edward Kasner

Mesai Bitiminde Evine Geldi.Kapıda Uzun Zamandır Göremediği 9 Yaşındaki Yeğenini Görünce Kasnerın Yorgunluğu Bir Anda Dağıldı.Bütün Sevgi Ve Şefkatiyle Yeğenine Sarıldı.Yeğeniyle Şakalaşan Edward Sordu: Söyle Bakalım Sana Çok Büyük Bir Rakam Versem, Onu Tanımlayan Bir Kelime Uydur Desem Bana Ne Dersin ?

Çocuk Biraz Düşündü Sol Gözünü Biraz Kırparak: ‘Googol Dedi. Kanser Bir Anda Bu Kelimeye Isındı Ve Sempatik Buldu. Böylece 10 Üssü 100 E Googol Adını Verdi. UZUN BİR ZAMAN SONRA BAŞKA BİR MATEMATİKÇİ BENCE 10 ÜSSÜ 100 E GOOLPLEX Demek Daha Mantıklı Ve Hoş Geliyor. Dedi. Yeni İsim Çoğu Kişi Tarafından Benimsenince Artık Böyle Söylenmeye Başlamıştı.

Aradan Yıllar Geçti.Stanford Üniversitesi Matematik Bölümünde Okuyan Sergey Brin Ve Larry Page Öğrencilik Yıllarında Bu Okulda Tanışıp Birbiriyle Arkadaş Oldular. İki Arkadaş Oldukça İyi Anlaşıyorlardı. Onların Ortak Bir Noktaları Da Derslerden Aldıkları Notların Yüksekliğiydi.Okul Arkadaşları Ayrılmaz İkiliye İki Kafadar Dahi Diyorlardı.

Bir Gün Bu İki Samimi Arkadaş Konuşuyorlardı.

“Biliyormusun Sergey Ne Düşünüyorum? Okulu Bitirince Birlikte İş Kuralım.Beraberce Birçok Şeyi Başarırız Ne Dersin?”

“Haklısın Larry Seninle Aynı Fikirdeyim…”

Nihayet Okul Bitti. Yeni Mezun İki Mühendis Sektörde Boşluk Olan Bir İşi Yapmak İstediler.İnternette O Sıralar Arama Motorları Yetersizdi.Bu Alan Oldukça Cazipti.Ama 2 Gencin Finansı Sağlayacak Yeterli Birikimleri Yoktu.

İki Zeki Adam Bize Kim Yardımcı Olur Diye Konuşurlarken? Akıllarına Çok Parlak Bir Fikir Geldi.Kendileri Gibi Stanfod Mezunu Olan Amerikalı Bir İşad***** Gitmek… Bu Adam Varlıklı Ve Bilişim Sektörünün Öncülerinden ANDY BECHOLSHEİM’di.

Ona Projemizi Anlatalım,Şansımızı Deneyelim Anlatmakla Ne Kaybederiz? Diye Kendi Aralarında Fikir Yürüten İki Arkadaş Soluğu Ünlü İş Adamının Evinde Aldılar.Fakat Defalarca Ona Ulaşamadılar

Bir Gün İki Genç Umutsuzca Yine Mr. BECHOLSHEİM’ı Sorarlarken Arkalarından Gelen Bir Ses Buyurun Benim Dedi

Şaşırdılar Günlerdir Konuşmak İçin Çabaladıkları Adamın Karşılarındaydılar. Fırsatı Değerlendirip 15 Dakika Boyunca Nefes Almadan Anlattılar

“Bitti Mi?”

Gençler Elleri Boş Döneceklerini Anlayıp, Üzgün Bir Yüz İfadesiyle

“Evet Efendim Bitti!” Dediler.

Mr.BECHEOLSHEİM Sözü Aldı: “Konuşmlarınız Bana Çok İnandırıcı Geldi. Şimdi Size 100.000 Dolarlık Bir Çek İmzalıyorum Haydi Gerçekleştirin Söylediklerinizi!”

Çok Sevinerek İşe Koyulan İşe Koyulan İki Genç İlk Olarak Kendileri De Matematikçi Oldukları İçin,Dahi Bir Matematikçinin Anısına ; Onun Bulduğu Googol Adında Karar Kıldılar. Daha Sonra Siteyi Goolplex Diye Adlandırmak Onlara Daha Hoş Geldi.Daha Sonra İse Telefuzdaki Zorluk Nedeniyle Google Olarak Değiştirilen Site Günümüzde Bir Numaralı İnternet Arama Motorudur
 

KOLTUK DEĞNEKLERİNDEN DÜNYA ÇAPINDA
BİR KOŞUCU OLMAYA GİDEN YOL


Birkaç yıl önce Elkhart Kansas’ta ,iki kardeş bir okulda çalışıyorlardı. Her sabah sınıftaki sobayı yakmak onların görevi idi.

Soğuk bir günün sabahı , kardeşler sobayı temizlediler ve odunla doldurdular. Birisi, bir şişe gazı odunların üstüne döktü ve ateşe verdi. Öyle büyük bir patlama oldu ki , eski bina sallandı. Patlama sırasında büyük kardeş öldü,diğerinin de bacakları feci şekilde yandı. Daha sonra ,şişeye yanlışlıkla benzin doldurulduğu ortaya çıktı.

Yaralanan çocuğu tedavi eden doktor, çocuğun bacaklarını kesmenin daha iyi olacağını söyledi. Anne ve babası yıkılmıştı.Zaten bir oğullarını yitirmişlerdi.Şimdi de diğer oğulları bacaklarını kaybedecekti. Ama inançlarını kaybetmemişlerdi. Doktora kesme işlemini ertelemesini rica ettiler . Doktor kabul etti. Çocuklarının bacaklarının iyileşmesi için dua ediyorlar ve hergün doktordan kesmeyi bir gün daha ertelemesini istiyorlardı.Bu iki ay sürdü . Doktorla hergün tartışıyorlardı.Bu arada da çocuklarını hergün tekrar yürüyeceğine inandırıyorlardı. Çocuğun bacakları kesilmedi ama sargılar açıldığında ,sağ bacağının diğerinden altı santim daha kısa olduğu ortaya çıktı.Sol ayağındaki parmaklar da nerede ise yoktu.Ama oğlan yinede kararlıydı . Acılar içinde kıvranmasına rağmen , her gün egzersiz yaptı ve nihayet bir-iki adım atmayı başardı. Bu genç adam, daha sonra koltuk değneklerinden de kurtuldu ve yürümeye başladı. Derken koşmaya da başladı.

Bu genç adam koştu,koştu ve koştu.Nerede ise kesilmek üzere olan bacaklar ona bir dünya rekoru bile kazandırdı.Bu genç adam Glenn Cunningham’dı. “Dünyanın En Hızlı İnsanı” olarak tanınan gence Madison Sguare Garden ‘da yüzyılın sporcusu ünvanı da verildi.
 
ne kadar inanılmaz öyküler bunlar. hele helede şu dünyanın en hızlı adamı. grçekten insanın inanması çok güç.
paylaşımın için teşekkürler.
 
Arkadaşlar siz de başarı öykülerine meraklı iseniz 'Cesur insanların Karar Anı'nı okumanızı öneririm. Hayat yayınları. Bunlar ve bunlara benzer bir sürü hikaye var. Hele Türklerin öykülerini okurken ayrı bir gururlanıyorsunuz:yes:
 
X