Ahmet Taner Kışlalı Uzun Yıllar Önce Yazmıştı!

E

EU2

Ziyaretçi
Ahmet Taner KISLALI...UZUN YILLAR ÖNCE YAZMISTI...BUGÜN TEKRAR OKUMAK
İÇİN...

'Şu sözler daha çok yeni. Prof. Justin McCarthy'ye ait:

'Atatürk olmasaydı, Türk belki Özbekistan'da olurdu ama Trakya ve
Anadolu'da kalmazdı. 100 yılda tüm civar büyük coğrafyadan
sürülmüş
ve katledilmiş Türklerin Konya Ovası'ndan sürülmeleri ve
atılmaları
ne kadar sürerdi sanıyorsunuz? '

Ve Amerikalı tarihçi devam ediyor:

'...Ne Türk ne de Türkiye kalırdı. Mustafa Kemal sadece ülkeyi
kurtarmadı, Türk neslini de kurtardı! 'Bu sözler İstanbul'da,
Haliç
Rotary Kulübü'nün düzenlediği bir toplantıda edildi. Konuşmacı
somut
konuştu. Rakamlar verdi. Kanıtlar gösterdi. Tarihin nasıl tersyüz
edildiğini sergiledi. Ama basın, numaracı cumhuriyetçilerden
esirgemediği ilgiyi, bu olaydan esirgedi.

HRİSTİYANLAR TÜRKLERİ VE MÜSLÜMANLARI KATLETTİ

Prof. McCarthy'ye göre, Türkler Hristiyanları katletmedi. Tersine,
Hristiyanlar Türkleri ve Müslümanları katlettiler.
1821'de patlak veren Yunan milliyetçiliği; bulunan, yakalanan her
Türk'ün öldürülmesine neden olmuştu. Yunan etkisiyle, Arnavutluk
ve
Romanya'da da ele geçen tüm Müslümanlar katledilmişlerdi.
Bulgaristan'daki 1876 ayaklanmasında da Türkler kitle halinde yok
edilmişlerdi. Türk köyleri yakılıp yıkılırken bir-iki kişinin
kaçmasına izin veriyorlardı. Amaç, onların olanları diğer
köylerde
anlatmaları ve Türklerin kaçıp topraklarını terk etmelerinin
sağlanmasıydı. Savaş bittiğinde 675 bin Türk sürgüne
zorlanmış ve
yüzde 17'si yollarda ölmüştü. Manastır'da ve Kavala'da yapılan
katliamı, İngiliz Elçileri de raporlarında doğruluyorlardı.

'NÜFUSUN YÜZDE 7-9'NU ERMENİLER ÖLDÜRDÜ'

Ermeni katliamını ise Fransız kaynakları belgeliyordu.
Prof. McCarthy'e göre, Doğu Anadolu'daki nüfusun yaklaşık yüzde
7-9'u
Ermenilerce öldürülmüştü.
Amerikalı tarihçinin kanıtlara dayanarak çizdiği tablo çok
açık.
19'uncu yüzyılın başlarından 20'nci yüzyılın başlarına kadar,

Balkanlardan Kafkaslar'a kadar 5 milyon 60 bin Türk öldürülmüş, 5

milyon 381 bini de sürgün edilmiş, yerinden yurdundan olmuş.
Peki bu vahşet ne zaman ne kadar sürmüş?

Yanıtını Prof. McCarthy çok net veriyor:

'...Türk bağımsızlık savaşında bir şey oldu ve plan artık
yürümedi! ... Yunanlılar bozguna uğrayınca, kaçarken her yeri
yaktılar, yıktılar, herkesi oldürdüler. Amerikan elçisi ve
Amerikan
kaynakları bu olayı doğruluyorlar... Sadece Batı'da Rumlar
tarafından 1 milyonun üzerinde Türk öldürüldü, 1-2 milyonu da
sürgüne
zorlandı.'

Ve ekliyor:

'...Çok kötü bir yüzyıl olmuştur. Müslüman ülkesi yok
edilmiştir.
1800-1922 arasında Yunanlılar 950 bin göçmen, 320 bin ölü
verdiler.
Ermeniler 910 bin göçmen ve 580 bin ölü verdi. Oysa aynı dönemde
5
milyon Müslüman göç etmek zorunda kaldı, 5 milyondan fazlası da
öldü.'
'...Bu ibret tablosunun karşısında, kim suçlu diye sormak
gerekiyor.
Mustafa Kemal'in itildiği Konya Ovası'nı gözler önüne getirin.
Bir
yüzyılda nereden nereye gelinmiş! Ben size diyorum ki, Atatürk
olmasaydı, Türk kalmazdı... Diyebilirdi ki, ben Selanik'e kadar
gidiyorum. Herkes arkasından giderdi. Hayır, büyük önder
Türklerin ne
kadar acı çektiğini, ne bedel ödediğini biliyordu. O tam tersine
düşmanlıkları, nefreti unutmasını ulusa telkinetti. Ve sadece
büyük
bir insanın söyleyebileceğ i 'Yurtta barış, dünyada
barış' dedi.'

MCCARTHY'NİN 'KÜRT SORUNU'NA BAKIŞI

Prof. McCarthy, 'Kürt sorunu'na da -alışılmış Batı'dan farklı
bir
açıdan bakıyor. 1926'dan sonra 'Kürt liderler'in güçlerini
korumalarına izin verilmesinin hata olduğunu söylüyor. Kürtlerin
Türkiye'de cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, general bile
olabildiklerini Batı'ya anlatmak gerektiğini savunuyor.
Ve konuşmasını noktalarken şöyle diyor:

'...Yüzyıllık tarihte Türkler hakkındaki yalanların iki kaynağı
var.
Misyonerler ve İngilizler. İngilizler -propaganda büroları
aracılığı
ile- bugün bile inanılan yalanlar yayıyorlar... Benim
söylediklerimi
bir Türk söylese, kimse inanmaz. İnsanlar dışarıda Türklere
karşı
önyargılılar.' 'Taşnaksutyun Partisi'nin kurucularından ve en
önemli
lideri, 1918 yılı Temmuz ayında kurulan Ermenistan Devleti'nin ilk
Başbakan'ı, Taşnak Hükümeti'ni, 1919 yılı Ağustos ayına kadar
13 ay
yöneten Ovanes Kaçaznuni, 1923 yılında Taşnak Konferansı'na
sunduğu
raporda bakın neler söylüyor

(Taşnak Partisi'nin Yapacağı Bir şey Yok, Kaynak Yayınları, s.29
ve
devamı) :
'...Biz Türkiye'de gürültü çıkarttığımızda, bu gürültü
sayesinde büyük
devletlerin dikkatlerini Ermeni konusuna çekeceğimizi ve onları
bizim
lehimize aracı olmaya zorlayacağımızı sanıyorduk. Şimdi ise
böyle bir
aracılığın kaç para ettiğini artık biliyoruz ve bu tür
denemelerin
tekrarlanması na ihtiyaç hissetmiyoruz.
...1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşan taraflardan birine
katılmadığı ve buna hazırlanmadığı dönemde, Güney Kafkasya'da
büyük
gürültü içinde ve enerjik biçimde Ermeni gönüllü birlikleri
oluşturulmaya başlandı. Sadece birkaç hafta önce Erzurum'da
yapılan
kongrede gönüllü birlikler konusunda alınan olumsuz karara rağmen,

Ermeni Devrimci Taşnaksutyun Partisi (EDDP) hem bu birliklerin
oluşturulmasına hem de bunların Türkiye'ye karşı
gerçekleştirdikleri
askeri operasyonlara aktif biçimde katıldı. EDDP'nin Güney Kafkasya

birimleri ve partinin bazı önde gelenleri, gayet ciddi sonuçları da

beraberinde getirecek olan böylesine zor ve sorumluluk gerektiren bir
konuda partinin üst karar organı olan kongrenin iradesine karşı
geldiler.
 
X