İclal Aydın Şiirleri

NURCAN

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
19 Ekim 2006
7
0
43
Seni Seviyordum


Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri
SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte...
Güldüğü zaman yukarıya bakardı;
Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
Ne güzeldiler sen bilmiyordun...
BEN SENİ SEVİYORDUM...
Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler
Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu
Geri dönüyordu, çoğalıyordu
Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun
Kalp ağrısı oluyordun,
Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,
Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
Cesurduk...
Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller...
Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun...
Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına
Derken bir gün uzaktan gördüm seni...
Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
Kalbimi acıttı her zaman ki gibi...
Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun
Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...
[/COLOR]
 
Karlı bir akşamdı Ankara'da,
son kez el ele yürümüştük.
Bitmesin istediğim yola,
Kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık.
"Yazarsın bana,"demiştin.
"Ben de yazarım sık sık."
Ağlıyordum...
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı.
Elimi daha sıkı tuttun.
Anlıyordun,bu ayrılığa dayanamıyordu kalbim.
"Öğrettiğim çiçek adlarını unutma,"dedin.
"Kelebekleri kitap arasında kurutma.
Sık sık fotoğraf çektir,yolla bana.
Kitaplarım sana emanet.
incitme kimseyi,
Kin büyütma kalbinde.
Beni bekle.."
Yol bitti.Gidiyordun artık.Gittin.



Sokakta gördüklerimi,filmlerdeki aktörleri sen sandım bir süre.
Kin büyütmedim kalbimde,
Söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum,kelebeklere dokunmadım.
Öğrendiğim çiçek adlarına yenilerini ekledim.
En çok fesleğeni,çoban heybesini,akşamsefasını sevdim.
Seni beklerken çok şey öğrendim.
Yolunu gözlediğim,sevdiğim ilk adam...
Nasılsa bulacaktır seni diye,
Her görüşümde aynı güçle seslendim.
"Uçak babama selam söyle!"
Beni kötü rüyalardan uyandıran,
Sevdiğim ilk adam...
Bir bilsen,seni nasıl özledim...
Kar yağıyor şimdi.
Otuz yaşım bitti.
Kitapların bende,kelebek gibi kar taneleri.
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi....
Selamını aldım babacığım.
Kin büyütmedim kalbimde.
Küçük kızının gözleri hala senin çiçeklerinde....


Uçak,babama selam söyle....
 
Ne zaman eskiyor sevgiler anne. Ödenen acıların bedeli geçince mi?

Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…

Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…

Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamaYağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…

Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…

Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.

Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…

Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle,
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler.

İclal AYDIN
 
Adam Kadın Çocuk

Adam önce kitapları topladı.
Kadın, kapısı kapalı,ağlıyordu.
Çocuk merdivenlerde oturmuş,
Zaman dursun istiyordu.
Bir ayrılığın üç dalıydılar.
Birikmiş ne varsa atma zamanıydı şimdi.
Çocuk merdivenin basamaklarını saydı.
Saçlarını çözdü,bir daha ördü.
Kadın kapı kolunu tutmak,kapıyı açmak,Adamın yanına gitmek istedi.
Adam resimleri ayırdı,
Bir ayakkabı kutusuna koydu.
Çocuk kapı ziline baktı,
Kadın duvardaki saate,
Adam açık olan pencereye,
Bir ayrılığın üç kahramanıydılar.
Zaman durmuyor,adam kalmıyor,kadın engel olmuyordu.
Zaman duramıyor,adam kalamıyor,kadın engel olamıyordu.
Çocuk boynundaki ipli anahtarla kapıyı açtı.
Çizgili defteri arasından
Kuruttuğu gelincik çiçeğini aldı.
Kadın balkon kapısını açtı.
Rüzgar perdeleri uçurdu.
Adam açık pencereyi kapattı.
Masanın örtüsünü düzeltti.
Bir ayrılığın üç adımıydılar.
Adam gitti...
Kadın kaldı.
Çocuk büyüdü...
Şimdi gelincik bir ayakkabı kutusunda,
Siyah beyaz resimlerle birlikte.
Ayakkabı kutusunun anısı çocuğun kilitli kalbinde.
Bir ayrılığın üç resmiydiler.
Adam,kadın ve çocuk.
Perdeler,kapı kolu ve merdiven.
Bir ayrılığın üç şahidiydiler...
 
Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına
düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan
başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara,
vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu
çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum
herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı
oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor,
köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların
üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten
sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların
bana inat, başın her şeye meydan okuyarak.
İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum.

Ve sen yine bilmiyordun.



İclal Aydın
 
Yagmur

Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…

Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…

Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.

Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…

Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle,
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler
.​
 
Herşey Sende Gizli
Yerin Seni çektiği Kadar Ağirsin
Kanatlarinin çirpindiği Kadar Hafif
Kalbinin Attiği Kadar Canlisin
Gözlerinin Uzaği Gördüğü Kadar Genç
Sevdiklerin Kadar Iyisi
Nefret Ettiklerin Kadar Kötü


Ne Renk Olursa Olsun Kaşin Gözün
Karşindakinin Gördüğüdür Rengin
Yaşadiklari Kar Sayma
Yaşadiğin Kadar Yakinsin Sonuna
Ne Kadar Yaşarsan Yaşa
Sevdiğin Kadardir ömrün
Gülebildiğin Kadar Mutlusun
üzülme Bil Ki,ağladiğin Kadar Güleceksin
Sakin Bitti Sanma Herşeyi
Sevdiğin Kadar Sevileceksin
.....
Güneşin Doğuşundadir Doğanin Sana Verdiği Değer
Ve Karşindakine Değer Verdiğin Kadar Insansin
Birgün Yalan Söyleyeceksen Eğer
Birak Karşindaki Sana Güvendiği Kadar Insansin
.....
Ay Işiğindadir Sevgiliye Duyulan Değer
Ve Sevgiline Hasret Kaldiğin Kadar Ona Yakinsin
Unutma,yağmurun Yağdiği Kadar Islaksin
Güneşin Isittiği Kadar Sicak
Kendini Yalniz Hissettiğin Kadar Yalnizsin
Ve Güçlü Hissettiğin Kadar Güçlü
Kendini Güzel Hissettiğin Kadar Güzelsin
Işte Budur Hayat Işte Budur Yaşamak
Bunu Hatirladiğin Kadar Yaşarsin
Bunu Unuttuğunda Aldiğin Her Nefes Kadar üşürsün
Ve Karşindakini Unuttuğun Kadar çabuk Unutulursun
.......
çiçek Sulandiği Kadar Güzeldir
Kuşlar Uçabildiği Kadar Sevimli
Bebek Ağladiği Kadar Bebektir
Ve Herşeyi öğrendiğin Kadar Bilirsin
Bunu Da öğren :sevdiğin Kadar Sevilirsin
 
Benden önce söylenmiş sözlerin haklılığına
Kızdığım oldu zamanında ama inandığımda
Ömrümde her şarkı başka bir kapı açtı
Bu şarkının ardında sen
Bu kapının ardındaysa benden önce söylenmiş sözler vardı

Çok zor günler geçirdim vaktiyle
Alemde savaşlar çırpınışlar nihayetinde
Aşık olmak kısmetmiş yar, sana
Aşık olmak kısmetmiş yar…

Seçtiğimiz hayatlar mı bunlar? seçtiklerimiz mi ?
Bunca yokluk, bunca kırıklık, bunca acı
Seçtiklerimiz evet !
Hayat bu sevgilim çoktan seçmeli
Senin aşkınsa bir dönem ödevi…


Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Bir gece cikip gelsen olmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen gelmezsen yar
Bir aksam çikip gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm beğen öleceğim yar

Bir şarkı tuttum sevgilim bir kapı açtım ikimize
İkimiz çokmuşuz meğer bu resme
Kapatmadan bu kapıyı yinede
Bu yaralar bereler sanadır bileler ...

Bu yaralar bereler sanadir bileler
Göreler askimi
Sahidim gök kubbe
Asigim bekletme

Çok canım yanıyordu gördüklerimden ve göreceklerimden
Benim kanayan dizlerim yoktu hayatta bi tek
Benim de kanattıklarım vardı elbet
Ezdigim kumlar ve geçtigim yollar hala gölgeni taşıyorlar
Hani demiştim ya en başında
Ne ayrılıklar ne aşklar ne başlangıçlar diye
Yani demem o ki çok zor günler geçirdim vaktiyle


Bu Görsel Silinmiş veya Bulunamadı!

Çok zor günler geçirdim vakiyle kalbimde
Firari endiseler nihayetinde
Asik olmak çok zormus yar sana
Asik olmak çok zormus yar

Bir gece çikip gelsen ölmezsin yar
Ölümlerden ölüm begen gelmezsen yar
Ölecegim yar
Bu şarkı sadece benimdi sevgilim
Ve ben büyük bahçeler istemiştim ikimize
Yazmışsın ya 'onu sevebilecegimi düşünmüştüm' diye
İşte o günden beri belkide bu yüzden sadece
Bu yaralar bereler sanaydı aşkı bileler
Göreler aşkımı şahidim gök kubbe
 
Sen bu satırları okurken ben cok uzaklarda olacağım...
Böyle başlardı bütün bildiğimiz mektuplar,
Biliyormusun? Bu ikimizin hikayesi,
Şu anda nerdesin, ne yapmaktasın;
Bildiğim yerlerdemisin yoksa hiç görmediğim bir evin penceresinde mi,
Sevdiklerin özlemi sardımı nicedir kalbini,
Pişman mısın başlamadıkların için, iç cekiyorsundur şimdi
Düşünüpte yazmadığın yazıpta yollamadığın mektupları saklıyormusun hala,
Kafanda hep aynı cümle biliyorum ne olacak halim,
Ah, biriktirdiğimiz bütün hevesler nasılda hızla tükendiler.
En çok kimi özledin, en çok neyi bekledin?
Şimdi düşlediklerimin neresindesin...
Dedim ya.
Bu ikimizin hikayesi...
Islandımız bütün yağmurları, dudak kanatan kalpli sızı aşklarımızı,
Bizi buluşturan kaldırımları,
İşte bütün bunları bütün bunları yazıyorum.
Ben unutmadım diye
Hatırlıyormusun sonunu değiştirmediğimiz filmleri
Hayatın gerceğidir sandığımız kabullenilmiş yenikliği
Bir ağızdan söylediğimiz en kahraman cenkliği,
Büyürken vazgectiklerimizi yada vazgeçittirdikleri seyleri,
Ne Olacak Halim...
Çabuk mu büyüdük dersin
Biliyorum..
NE Olacak Halim...
Sen bu satırları okurken, ben nerde olacağım kim bilir.
Neleri bırakmış olacağım birde,
Ne aşkları
Ne başlangıçları
Ne ayrılıkları tıpkı senin gibi.
Biliyormusun...
Tek sorum var kendimle şimdi

Ahhh
Ne Olacak Şimdi Halim....

İclal Aydın
 
Karlı bir akşamdı Ankara da
Son kez elele yürümüştük
Bitmesin istediğim yola kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık...
Yazarsın bana demiştin bende yazarım sana sık sık,
Ağlıyorum,
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı
Elimi daha sıkı tuttun
Anlıyordum
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim...
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedim,
Kelebekleri çiçek arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir yolla bana,
Kitaplarım sana emanet, incitme kimseyi, kin büyütme kalbinde beni bekle...
Yol bitti gidiyordun artık,
Git!
Sokakta gördüklerimi filmdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çicek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, aksam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok sey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam
Nasılsa bulacaktır seni diye her görüşümde aynı sesle seslendim;

Uçak babama selam söyle,

Beni kötü rüyalarımdan uyandıran, sevdiğim ilk adam bir bilsen!
Seni nasıl özledim.
Kar yağıyor şimdi otuz yaşım bitti.

Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım
Kin büyütmedim kalbimde,
Küçük kızının gözleri;
Hala senin çiceklerinde.
Uçak!
Babama selam söyle....





iclal aydın
 
sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam günesi...
onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
insan hergün anımsarmı aynı gözleri
seni seviyordum ve senin haberin yoktu
saçlarını izliyordum uzaktan, kulagının arkasına düşüşü ve burnun, herkezden başkaydı işte...
güldüğü zaman yukarıya bakardı;
yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı...
ne güzeldiler sen bilmiyordun...
ben seni seviyordum...
kalbime sıgmıyordu aklımdan gecenler
duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara carpıyordu
geri dönüyordu, çoğalıyordu
senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herseyi, herseyi erteliyişim oluyordun
kalp ağrısı oluyordun,
birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,
mevsimler deişiyor ve büyüyorduk,
dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk
cesurduk...
ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller...
ben seni seviyordum sen bilmiyordun...
sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun
sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra
yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına
derken bir gün uzaktan gördüm seni...
saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı
kalbimi acıttı her zaman ki gibi...
deiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun
şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi...


İCLAL AYDIN
 
1569300cy6nz1.jpg
Karlı bir akşamdı Ankara da
Son kez elele yürümüştük
Bitmesin istediğim yola kısacık beraberliğimizin bütün anılarını sığdırmıştık...
Yazarsın bana demiştin bende yazarım sana sık sık,
Ağlıyorum,
Sen görmeyesin diye kaldırmıyordum başımı
Elimi daha sıkı tuttun
Anlıyordum
Bu ayrılığa dayanmıyordu kalbim...
Öğrettiğim çiçek adlarını unutma dedim,
Kelebekleri çiçek arasında kurutma,
Sık sık fotoğraf çektir yolla bana,
Kitaplarım sana emanet, incitme kimseyi, kin büyütme kalbinde beni bekle...
Yol bitti gidiyordun artık,
Git!
Sokakta gördüklerimi filmdeki aktörleri sen sandım bir süre,
Kin büyütmedim kalbimde söz vermiştim sana diye,
Kitaplarını okudum kelebeklere dokunmadım,
Öğrendiğim çicek adlarına yenilerini ekledim,
En çok fesleğeni, çoban heybesini, aksam sefasını sevdim.
Seni beklerken çok sey öğrendim,
Yolunu gözlediğim, sevdiğim ilk adam
Nasılsa bulacaktır seni diye her görüşümde aynı sesle seslendim;

Uçak babama selam söyle,

Beni kötü rüyalarımdan uyandıran, sevdiğim ilk adam bir bilsen!
Seni nasıl özledim.
Kar yağıyor şimdi otuz yaşım bitti.

Kitapların bende, kelebekler gibi kar taneleri,
Kendi yolumda yürürken hiç unutmadım o cümleyi;
Selamını aldım babacığım
Kin büyütmedim kalbimde,
Küçük kızının gözleri;
Hala senin çiceklerinde.
Uçak!
Babama selam söyle....

İclal aydın
 
bu şiirin bende yeri çok farlıdır 'UÇAK BABAMA SELAM SÖYLE'senağlamasenağlama
 
bu şiirin bende yeri çok farlıdır 'UÇAK BABAMA SELAM SÖYLE'senağlamasenağlama

İclal Aydın'ın çok güzel bir şiiri duygulanmamak ağlamamak mümkünmü...
6 yaşımda babam gurbete çıktı yaş 30 a dayandı va babam hala gurbette ve her uçak geçtiğinde içim burkulyr benimde:KK43:( allah sevdiklerimizden ayırmasın
 
Bende bu siiri ucak vatanima selam soyle diye degistirdim,her gurbetciye ve hasret cekene uygun bir siir,bak yine duygulandimsenağlamasenağlamasenağlama
 
İclal Aydın'ın şiirlerini bende çok beğeniyoum. Bir de yağmur şiiri vardı onu da çok beğenirim. Eğer bu forumda yoksa bende onu vereyim bari...

O da bu şiir gibi çok duygusal.senağlama

Paylaşımın için teşekkürler Ewaa.s.
 
yagmur2ne1.gif


YAĞMUR

Yağmur yağıyor.
Mutfak camındayım.
Nasıl üşüdüğümü bilemezsin.
Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…

Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi.
Bazen mutfakta dalıp giderdin yemek yaparken,
Tahta kaşıkla tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…

Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
Anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
Çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.

Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
Televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…

Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi?
İşte böyle,kalbimde bir acı...
Şarkılar seni söyler...

İclal AYDIN
 
Uçak babama selam söyle,

Beni kötü rüyalarımdan uyandıran, sevdiğim ilk adam bir bilsen!
Seni nasıl özledim.
Kar yağıyor şimdi otuz yaşım bitti.

uçak babama beni bu kadar küçük yaşta bu koca hayatta tek başına bıraktığı için,,,
herkes gibi benimde babamla büyüme hakkımı elimden aldığı için
ona çok kızgın olduğumu söyle........

ama herşeye rağmen çook sevdiğimi ve hergün onun için dua ettiğimide söyle.....

rahat uyusun..............senağlamasenağlama
 
Kadın gerçekten çok güzel yazıyor ve çok güzel okuyor...
Ama ben şahsen kendisini pek sevmiyorum o başka :)
 
X