28 yaşında bir insanın hayatı hakkında karar alma yetkisi?

Evet dönüyoruz dolaşıyoruz aynı noktaya geri dönüyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl boyunca ailem hakkında hiç iyi şeyler düşünemedim. Beni okulumdan alıp sevmediğim birinin koynuna soktular. Ben bu kaderi bu sene değiştirdim ve benim gibi biri için çok büyük bir adım attım. Evimi ayırıp çıktım gittim. Ailem tahmin ettiğim gibi başta kızıp bağırdı, azarladı vs. Sonra bana hak verdiler, sonra tekrar azarlama, kararımdan döndürme evresine girdiler. Uzunca bir süredir bana destek oluyorlardı. Benim ailem gibi insanlar için bu büyük bir özveri. Çünkü kültürleri, gelenekleri, yaşantıları ve çevreleri için bu kabul edilebilir birşey değil. Buna rağmen bana destek vermelerine çok minnettarım, haklarını yiyemem. Ama bilin bakalım ne oldu? Ben karşı taraf ile yaşadığım çocuklarla ilgili bir tartışmadan sonra babamdan yardım isteme gafletinde bulundum. Babam da bu şahısla konuştu ve maalesef onun üstün ikna kabiliyetine yenik düştü. Ağlamış, zırlamış, ben suçluyum affetsin, bir daha asla onu üzmeyeceğim vs bir sürü şey söylemiş. Bunu bana hep yapıyordu ama ailemle iletişiml halinde olmadıkları için ben bu pişmanlık meselelerinden bahsetmiyordum. Eşşek sokasıca dilim yüzünden ona kendini aileme açıklama fırsatı verdim. Şimdi ailem diyor ki " e senin derdin hakaret huzurrsuzluk şu bu değil mi, artık yapmayacağım diyor köpek gibi pişman senin derdin ne de illa boşanıcam diye tutturdun?". Ben buna bir cevap veremiyorum. Kesinlikle barışma ihtimalim yok. Bir daha o adamla aynı yatağa giremem ama aileme karşı bir şey söylemem gerekiyor yoksa çok kötü bir konuma düşeceğim. 3 gündür babamı dinleyip dinleyip susup kapatıyorum. onun bu umudu, bu yalvarır tarzdaki ısrarı bir yandan sinirimi bozarken bir yandan üzülüyorum.

En büyük kozları şu "adam bu kadar pişmanken bize soracaklar senin kızının derdi ne diye? Ne diyeceğiz? Hadi önceden şöyle kötü, böyle huysuz, böyle kibirli diyordun. Tüm kibri inadı bırakmış kendini senin ayağına paspas ediyor, ne diye bu inadı sürdürüyorsun? Millet diyecek bunun başka bir derdi var( kastettiği şey başka biri). Bizim için sorun değil ama insanların ağzı çuval değil ki büzelim" diyorlar. Ben buna bir cevap veremiyorum.

Aklımdan geçen "ben yaptıklarını unutup onunla aynı yatağa giremem, 28 yaşında bir kadın olarak bu kararı tek başıma alıyorum ve sonuna kadar arkasındayım". Ama böyle bir cevap beni dik başlı, isyanlar ve yuva bozan konumuna sokacak, o yüzden geçiştirip telefonu kapatmakla yetiniyorum. Off ne zor bir mevzu. Bir an önce boşanıp kurtulsam, 30a merdiven dayadığım şu ömrümde hayatımın en önemli ve en şahsi kararı için azarlanmak, açıklama yapmak zorunda kalmak çok zoruma gidiyor.
Kendi ayakları üzerinde duran, maddi özgürlüğü olan bir kadın mısınız?
 
Aklımdan geçenler tam olarak bunlar ama bunları söylemek benim için o kadar zor ki. İsmini hatırlamıyorum ama bir netflix dizisi vardı. Tecavüze uğrayan kıza o anlar o kadar çok anlattırılıyordu ki, kız her anlatışında olayı, o korkuyu, o tiksintiyi yeniden yaşadığı için anlatmaktansa yalan söylediğini iddia edip o durumdan kurtulmaya çalışmıştı. Bir de bunları telaffuz ettikçe normalleştiğini farkettim ve bunun olması midemi bulandırıyor.

Sanırım "siz sadece duyduklarınızı biliyorsunuz ve her yalana hemen inanıyorsunuz. Ben ise ne yaşadığımı çok iyi biliyorum ve onları tekrar yaşamamak için herşeyi yapmaya hazırım. Şu anki hayatımdan gayet memnunum. Beni geri dönmem için arayacaksanız hiç aramayın" şeklinde bir konuşma yapmanın zamanı geldi. Yoksa ben onları kırmamaya çalışırken onlar beni zayıf görüp baskı uygulamaya devam edicek
Sizin bunları dile getirmeme sebebiniz bence bunlar değil.
olur da geri dönmek zorunda kalırsanız, yada kendi isteğinizle geri dönerseniz, bunlar başınıza bela olacak söylemler.
böyle bir şey bana göre saklanmamalı.
En azından annenizle konuşabilirsiniz.
 
Artık 16-17 yaşında değilim, ne istediğimi gayet iyi biliyorum.
Bundan iyi motivasyon mu olur? Bu bilinçte olupta babanıza neden cevap veremiyorsunuz?

"Konu size gelene kadar ben o adamı kaç kez affettim biliyor musun baba? Sana verilen o sözler bana kaç kez verildi? Yüreğin kaldıracaksa sana anlatamadığım şeyleri de anlatayım istersen, ama utanması gereken o adamken ben utanıyorum. Beni okuldan alıp bu adamla evlendirirken elalemi düşünmediniz, kızınız mutsuzluktan, eziyetten kaçınca mı elalem aklınıza geldi? Onunla aynı evi, aynı yastığı ben paylaşıyorum. Dört duvar içinde ben yaşıyorum tüm eziyeti. Hal böyleyken sırf başkaları istiyor diye mi devam etmeliyim? Ben onun sana gösterdiği o sahte yüzüne, yalanlarına çok inandım. Daha da çekecek gücüm kalmadı. Boşanınca sizin için kötü evlat olacaksam silin beni o zaman. Yada babam olarak arkamda dur artık"

Vereceğiniz cevap bu olmalıyken, neden susuyorsunuz? Tamda kendinizi bu şekilde ifade etmenize rağmen hala yanınızda olmayan ailenize de dönün sırtınızı. Bir süre sonra zaten doğru olanı görüp geleceklerdir.
 
Konu sahibi barışacaksınız, o yüzden ailenize eşinizin tüm çirkinliğini, geri dönülemez hale gelmemek için anlatmıyorsunuz bence de. İpleri koparan insan sizin gibi davranmaz.
Babam böyle böyle söyledi de, boşanılacak adam değil dedi de, verecek cevabım olmadı diyorsunuz. Yuh yani adamda tecavüz var, şiddet var, mutsuzluk, gözyaşı var daha ne olsun. Niye söylemediniz bunları?

Hatırlamak istemedim diyorsunuz ama ailenize söylerken bir kere hatırlayın yani nedir bu mu sorun? Normalleşmesin diyorsunuz, normal olmadığı için söyleyeceksiniz zaten., söylediniz diye niye normalleşsin Allah aşkına bu bahanenize kendiniz inandınız mı da bizi inandıracağınızı düşünüyorsunuz? Ayrıca bizi inandırmanıza, barışmaya kılıf uydurmanıza gerek yok ki. "Dayakçı ve tecavüzcü bir psikopatla" evli kalacak olan biz değiliz, sizsiniz. Sizin tercihiniz ve sizin hayatınız.
 
Evet dönüyoruz dolaşıyoruz aynı noktaya geri dönüyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl boyunca ailem hakkında hiç iyi şeyler düşünemedim. Beni okulumdan alıp sevmediğim birinin koynuna soktular. Ben bu kaderi bu sene değiştirdim ve benim gibi biri için çok büyük bir adım attım. Evimi ayırıp çıktım gittim. Ailem tahmin ettiğim gibi başta kızıp bağırdı, azarladı vs. Sonra bana hak verdiler, sonra tekrar azarlama, kararımdan döndürme evresine girdiler. Uzunca bir süredir bana destek oluyorlardı. Benim ailem gibi insanlar için bu büyük bir özveri. Çünkü kültürleri, gelenekleri, yaşantıları ve çevreleri için bu kabul edilebilir birşey değil. Buna rağmen bana destek vermelerine çok minnettarım, haklarını yiyemem. Ama bilin bakalım ne oldu? Ben karşı taraf ile yaşadığım çocuklarla ilgili bir tartışmadan sonra babamdan yardım isteme gafletinde bulundum. Babam da bu şahısla konuştu ve maalesef onun üstün ikna kabiliyetine yenik düştü. Ağlamış, zırlamış, ben suçluyum affetsin, bir daha asla onu üzmeyeceğim vs bir sürü şey söylemiş. Bunu bana hep yapıyordu ama ailemle iletişiml halinde olmadıkları için ben bu pişmanlık meselelerinden bahsetmiyordum. Eşşek sokasıca dilim yüzünden ona kendini aileme açıklama fırsatı verdim. Şimdi ailem diyor ki " e senin derdin hakaret huzurrsuzluk şu bu değil mi, artık yapmayacağım diyor köpek gibi pişman senin derdin ne de illa boşanıcam diye tutturdun?". Ben buna bir cevap veremiyorum. Kesinlikle barışma ihtimalim yok. Bir daha o adamla aynı yatağa giremem ama aileme karşı bir şey söylemem gerekiyor yoksa çok kötü bir konuma düşeceğim. 3 gündür babamı dinleyip dinleyip susup kapatıyorum. onun bu umudu, bu yalvarır tarzdaki ısrarı bir yandan sinirimi bozarken bir yandan üzülüyorum.

En büyük kozları şu "adam bu kadar pişmanken bize soracaklar senin kızının derdi ne diye? Ne diyeceğiz? Hadi önceden şöyle kötü, böyle huysuz, böyle kibirli diyordun. Tüm kibri inadı bırakmış kendini senin ayağına paspas ediyor, ne diye bu inadı sürdürüyorsun? Millet diyecek bunun başka bir derdi var( kastettiği şey başka biri). Bizim için sorun değil ama insanların ağzı çuval değil ki büzelim" diyorlar. Ben buna bir cevap veremiyorum.

Aklımdan geçen "ben yaptıklarını unutup onunla aynı yatağa giremem, 28 yaşında bir kadın olarak bu kararı tek başıma alıyorum ve sonuna kadar arkasındayım". Ama böyle bir cevap beni dik başlı, isyanlar ve yuva bozan konumuna sokacak, o yüzden geçiştirip telefonu kapatmakla yetiniyorum. Off ne zor bir mevzu. Bir an önce boşanıp kurtulsam, 30a merdiven dayadığım şu ömrümde hayatımın en önemli ve en şahsi kararı için azarlanmak, açıklama yapmak zorunda kalmak çok zoruma gidiyor.
Yalan söylüyor bir ay iyi olacak sonra yine aynısını yapacak deyin,güvenmiyorum deyin. Ayrı ev açabildiğinize göre maddi gücünüz var, kimseyi ikna etmek hesap vermek zoeunda değilsiniz. Önce isyan eder sonra alışırlar sabırlı ve dirayetli olun
 
Ne barışması yahu? Ben barışmanın b'si bile söz konusu değil dedikçe "yook yook sen barışacaksın" deyince ne geçiyor elinize? Ben kendimi biliyorum, ne istediğimi biliyorum. Ben küsüp de baba evine gitmedim, evimi taşıdım, yepyeni bir ev bir hayat kurdum. 50 bin tl parayı gözden çıkardım harcadım gitti. Bunca şeyi kenara bırakıyorum, ben o adamla yüzyüze gelemiyorum o kadar nefret ediyorum diyorum. Burada bazıları iae hala naz yaptığımı sanıyor galiba. Lütfen barışmak kelimesini dahi kullanmayın, sinirim bozuluyor.

Ayrıca tecavüz, taciz, şiddet meselesini defalarca söyledim. İlkinde babam çok sinirlendi, ikinci üçüncüde yumuşadığını ilk etkisinin kalmadığını gördüm. Biliyorum ki ben tekrar söylersem olay sen yanlış anlamışsın'a kadar gidecek. Ayrıca babam annemin etkisinde bir insan. Annem evlilikte tecavüz olayına inanmıyor. Evlilikte tecavüz mü olur diyor. Ben daha söyleyip de kendime o anları tekrar hatırlamaktan başka ne yapmış olacağım ki?

Neyse ben söyleyeceğim şeyleri yazılanlarla birlikte kafamda kurdum zaten. Bir dahakine kesin bir dille konuşacağım. Gerisini kendileri bilir.
 
Evet dönüyoruz dolaşıyoruz aynı noktaya geri dönüyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl boyunca ailem hakkında hiç iyi şeyler düşünemedim. Beni okulumdan alıp sevmediğim birinin koynuna soktular. Ben bu kaderi bu sene değiştirdim ve benim gibi biri için çok büyük bir adım attım. Evimi ayırıp çıktım gittim. Ailem tahmin ettiğim gibi başta kızıp bağırdı, azarladı vs. Sonra bana hak verdiler, sonra tekrar azarlama, kararımdan döndürme evresine girdiler. Uzunca bir süredir bana destek oluyorlardı. Benim ailem gibi insanlar için bu büyük bir özveri. Çünkü kültürleri, gelenekleri, yaşantıları ve çevreleri için bu kabul edilebilir birşey değil. Buna rağmen bana destek vermelerine çok minnettarım, haklarını yiyemem. Ama bilin bakalım ne oldu? Ben karşı taraf ile yaşadığım çocuklarla ilgili bir tartışmadan sonra babamdan yardım isteme gafletinde bulundum. Babam da bu şahısla konuştu ve maalesef onun üstün ikna kabiliyetine yenik düştü. Ağlamış, zırlamış, ben suçluyum affetsin, bir daha asla onu üzmeyeceğim vs bir sürü şey söylemiş. Bunu bana hep yapıyordu ama ailemle iletişiml halinde olmadıkları için ben bu pişmanlık meselelerinden bahsetmiyordum. Eşşek sokasıca dilim yüzünden ona kendini aileme açıklama fırsatı verdim. Şimdi ailem diyor ki " e senin derdin hakaret huzurrsuzluk şu bu değil mi, artık yapmayacağım diyor köpek gibi pişman senin derdin ne de illa boşanıcam diye tutturdun?". Ben buna bir cevap veremiyorum. Kesinlikle barışma ihtimalim yok. Bir daha o adamla aynı yatağa giremem ama aileme karşı bir şey söylemem gerekiyor yoksa çok kötü bir konuma düşeceğim. 3 gündür babamı dinleyip dinleyip susup kapatıyorum. onun bu umudu, bu yalvarır tarzdaki ısrarı bir yandan sinirimi bozarken bir yandan üzülüyorum.

En büyük kozları şu "adam bu kadar pişmanken bize soracaklar senin kızının derdi ne diye? Ne diyeceğiz? Hadi önceden şöyle kötü, böyle huysuz, böyle kibirli diyordun. Tüm kibri inadı bırakmış kendini senin ayağına paspas ediyor, ne diye bu inadı sürdürüyorsun? Millet diyecek bunun başka bir derdi var( kastettiği şey başka biri). Bizim için sorun değil ama insanların ağzı çuval değil ki büzelim" diyorlar. Ben buna bir cevap veremiyorum.

Aklımdan geçen "ben yaptıklarını unutup onunla aynı yatağa giremem, 28 yaşında bir kadın olarak bu kararı tek başıma alıyorum ve sonuna kadar arkasındayım". Ama böyle bir cevap beni dik başlı, isyanlar ve yuva bozan konumuna sokacak, o yüzden geçiştirip telefonu kapatmakla yetiniyorum. Off ne zor bir mevzu. Bir an önce boşanıp kurtulsam, 30a merdiven dayadığım şu ömrümde hayatımın en önemli ve en şahsi kararı için azarlanmak, açıklama yapmak zorunda kalmak çok zoruma gidiyor.

hayata 1 kere geliyoruz. ve hayat başkalarının istediği şekilde yaşamak, başkalarının kendisi için ne diyeceğini düşünmek için o kadar kısa ve kıymetli ki.
canınız nasıl istiyorsa, nasıl mutlu olacaksanız öyle yaşayın.
önceliğiniz her daim kendiniz olsun. hatta çocuklarınızdan bile önce kendinizi düşünün. zira siz mutlu ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir birey olmazsanız çocuklarınız da öyle olmazlar..
 
Cok basit daha once banada bu tarz soylemleri oldu ama ayni seyleri yapmaya devam etti diyin gecin
 
An itibariyle eticaret şirketim açılmış. İnşallah yakın bir zamanda düzenli sayılabilecek bir gelirim olacak.
Bu zamana kadar kendi ayaklarınız üzerinde durmadığınız için aileniz hayatınız hakkında söz sahibi olabilmiş. E siz de bir yerde onlara mecbur kalmışsınız.
Ailenizin yaptığı şeyleri onaylamıyorum ancak bir kadının hayatına sahip çıkabilmesi maddi özgürlüğe bağlı.
İnşallah şu saatten sonra 28 yaşında bir kadın olarak hayatınıza sahip çıkarsınız.
 
Kocanızın sapık olduğunu söyleyin,size tecavüz ediyordu bu adam.
 
Evet dönüyoruz dolaşıyoruz aynı noktaya geri dönüyoruz. Geçtiğimiz 10 yıl boyunca ailem hakkında hiç iyi şeyler düşünemedim. Beni okulumdan alıp sevmediğim birinin koynuna soktular. Ben bu kaderi bu sene değiştirdim ve benim gibi biri için çok büyük bir adım attım. Evimi ayırıp çıktım gittim. Ailem tahmin ettiğim gibi başta kızıp bağırdı, azarladı vs. Sonra bana hak verdiler, sonra tekrar azarlama, kararımdan döndürme evresine girdiler. Uzunca bir süredir bana destek oluyorlardı. Benim ailem gibi insanlar için bu büyük bir özveri. Çünkü kültürleri, gelenekleri, yaşantıları ve çevreleri için bu kabul edilebilir birşey değil. Buna rağmen bana destek vermelerine çok minnettarım, haklarını yiyemem. Ama bilin bakalım ne oldu? Ben karşı taraf ile yaşadığım çocuklarla ilgili bir tartışmadan sonra babamdan yardım isteme gafletinde bulundum. Babam da bu şahısla konuştu ve maalesef onun üstün ikna kabiliyetine yenik düştü. Ağlamış, zırlamış, ben suçluyum affetsin, bir daha asla onu üzmeyeceğim vs bir sürü şey söylemiş. Bunu bana hep yapıyordu ama ailemle iletişiml halinde olmadıkları için ben bu pişmanlık meselelerinden bahsetmiyordum. Eşşek sokasıca dilim yüzünden ona kendini aileme açıklama fırsatı verdim. Şimdi ailem diyor ki " e senin derdin hakaret huzurrsuzluk şu bu değil mi, artık yapmayacağım diyor köpek gibi pişman senin derdin ne de illa boşanıcam diye tutturdun?". Ben buna bir cevap veremiyorum. Kesinlikle barışma ihtimalim yok. Bir daha o adamla aynı yatağa giremem ama aileme karşı bir şey söylemem gerekiyor yoksa çok kötü bir konuma düşeceğim. 3 gündür babamı dinleyip dinleyip susup kapatıyorum. onun bu umudu, bu yalvarır tarzdaki ısrarı bir yandan sinirimi bozarken bir yandan üzülüyorum.

En büyük kozları şu "adam bu kadar pişmanken bize soracaklar senin kızının derdi ne diye? Ne diyeceğiz? Hadi önceden şöyle kötü, böyle huysuz, böyle kibirli diyordun. Tüm kibri inadı bırakmış kendini senin ayağına paspas ediyor, ne diye bu inadı sürdürüyorsun? Millet diyecek bunun başka bir derdi var( kastettiği şey başka biri). Bizim için sorun değil ama insanların ağzı çuval değil ki büzelim" diyorlar. Ben buna bir cevap veremiyorum.

Aklımdan geçen "ben yaptıklarını unutup onunla aynı yatağa giremem, 28 yaşında bir kadın olarak bu kararı tek başıma alıyorum ve sonuna kadar arkasındayım". Ama böyle bir cevap beni dik başlı, isyanlar ve yuva bozan konumuna sokacak, o yüzden geçiştirip telefonu kapatmakla yetiniyorum. Off ne zor bir mevzu. Bir an önce boşanıp kurtulsam, 30a merdiven dayadığım şu ömrümde hayatımın en önemli ve en şahsi kararı için azarlanmak, açıklama yapmak zorunda kalmak çok zoruma gidiyor.
Yuva kurarken de ayrılırken de ailelerin etkisinde kalacak bişey söz konusu olmamalı .
Onları ilgilendirmez
 
Bu zamana kadar kendi ayaklarınız üzerinde durmadığınız için aileniz hayatınız hakkında söz sahibi olabilmiş. E siz de bir yerde onlara mecbur kalmışsınız.
Ailenizin yaptığı şeyleri onaylamıyorum ancak bir kadının hayatına sahip çıkabilmesi maddi özgürlüğe bağlı.
İnşallah şu saatten sonra 28 yaşında bir kadın olarak hayatınıza sahip çıkarsınız.
Aslında onlara hiç mecbur kalmadım. Hatta verdikleri evi reddettim, para gönderme tekliflerini kabul etmedim. Ama evet "bir işin yok, paran bittiğinde ne yapıcaksın" dediklerinde verecek cevabım olmadı. Bundan sonra olacak.
 
X