-Ağır Metal Zehirlenmesinin Belirtileri
- Ağır Metal Zehirlenmesine Karşı Alınabilecek Önlemler
- Ağır Metal Zehirlenmesinde Alternatif Tedavi
- Ağır Metal Zehirlenmesinde Tıbbi Tedavi
Ağır metal terimi çok çeşitli biçimlerde tanımlanmıştır. Bu tanımlamalardan birine göre ağır metal, özgül ağırlığı (yoğunluk ölçüsü) 4’ten büyük olan herhangi bir kimyasal elementtir. Özgül ağırlığı ne olursa olsun herhangi bir zehirli metale de ağır metal adı verilir. İnsanların kaza sonucu zehirlenmesinde rol oynayan ağır metaller çoğunlukla kurşun, cıva, arsenik ve kadmiyumdur. Vücut çinko, bakır, krom, demir ve manganez gibi bazı ağır metallere az miktarlarda ihtiyaç duyar, ancak bu elementler daha fazla miktarlarda alındığında toksik etki gösterebilirler.
Ağır metaller vücuda besin, su, hava vasıtasıyla ya da deri tarafından emilerek girebilir. Ağır metaller vücuda girdiğinde çinko, bakır, magnezyum ve kalsiyum gibi temel minerallerle mücadele içine girer ve onların yerini alarak, organların sistem fonksiyonlarını engeller. İnsanlar endüstriyel çalışma, farmasötik imalat ve tarımda ağır metallerle temasa geçebilir. Çocuklar ise bu metallerin bulaştığı topraklarda oynamanın bir sonucu olarak zehirlenebilir. Bazı ağır metallere maruz kalma kaynakları arasında aşağıdakiler yer alır:
Kurşun: Eski boyalar, kurşunlu benzin, eski borular.
Cıva: Ağır metal bulaşmış balık ve endüstriyel ve tarımsal atıklar.
Kadmiyum: Endüstriyel atıklar, böcek ilaçları, eski galvanize borular.
Arsenik: Böcek ilaçları ve endüstriyel işlemler, hatta su içmek.
Ağır Metal Zehirlenmesinin Belirtileri
Belirtiler ağır metalin doğasına, miktarına ve yutularak mı yoksa solunarak mı vücuda girdiğine bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Ağır metali ağız yoluyla alan hastalarda; kramp, bulantı, kusma, ishal, mide ağrısı, baş ağrısı, terleme, ağızda metalik tat gibi şikayetler görülebilir.
Cıva, eğer deriye temas ettiyse ciltte yanıklara yol açabilir ve solunan cıva buharı akciğerlerde şiddetli iltihaba neden olabilir. Kurşun, kurşun tozu biçiminde solunmuşsa uykusuzluk, baş ağrısı, cinnet ve kasılmalar görülebilir. Ciddi ağır metal zehirlenmesi vakalarında hastalar bilişsel, motor ve dil becerilerinde belirgin bozulmalar sergileyebilir.
Teşhis
Ağır metal zehirlenmesi kan, idrar ve dışkı testleri ile saç ve doku analizleri ya da röntgen kullanılarak saptanabilir. Buna karşın ağır metal zehirlenmesi, ilk aşamada fazla belirti vermediği için gözden kaçırılabilir. Doktorun, hastanın öyküsünü, mesleği ile ilgili özel vurgular yaparak eksiksiz biçimde dinlemesi gerekir.
Çocuklarda, kandaki kurşun seviyesinin 80 mcg/dL’den yukarıda olması genellikle kurşun zehirlenmesini gösterse de, önemli ölçüde düşük seviyelerde (>30 mcg/dL) etkilenen çocuklarda, zeka geriliği ve diğer bilişsel/davranışsal sorunlara neden olabilir. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, çocuklarda kandaki kurşun seviyesinin 10 mcg/dL ya da üstü olmasını endişe verici bulmaktadır. Yetişkinlerde kurşun zehirlenmesi belirtileri arasında, kandaki kurşun seviyesi birkaç hafta boyunca 80 mcg/dL’nin üzerinde olması gösterilebilir. Kandaki cıva seviyesinin ise 3.6 mcg/dL’yi aşmaması gerekirken, idrardaki cıva seviyesi de 15 mcg/dL’yi geçmemelidir.
Cıva zehirlenmesi belirtileri, cıva seviyesi kanda 20 mcg/dL’yi ve idrarda 60 mcg/dL’yi geçtiğinde görülebilir. Bazı otoriteler vücuttaki cıva seviyelerinin saptanması için saça test yapılmasını önermektedir. Buna karşın, 2008’den itibaren bu tür testlerin değerinin tartışmalı olduğuna inanılmaktadır.
Arsenik kandan çok çabuk ayrıldığı için, kandaki arsenik seviyeleri teşhiste çok da yararlı olmamaktadır. İdrardaki arsenik (herhangi bir deniz mahsulü yemeden geçirilen 48 saatten sonra 24 saatlik idrar toplama ile ölçülür), arsenik zehirlenmesi bulunan kişilerde 50 mcg/dL’yi geçebilir. Röntgen, bu maddelerin midede bulunup bulunmadığını ortaya çıkarabilir (çünkü bu metal de röntgen ışınlarını geçirmez). Arsenik, aynı zamanda maruz kalınan zamanı takip eden aylar süresince saç ve tırnaklardan da tespit edilebilir.
Ağır Metal Zehirlenmesinde Tıbbi Tedavi
Acil durumlarda 112 aranmalıdır. Pek çok ağır metal zehirlenmesi için tedavi, "Şelatlama Terapisi"dir. Succimer (DMSA) ise kurşun zehirlenmesi görülen çocuklarda kullanılır. Söz konusu metale özgü bir şelatlayıcı ajan; oral, intramusküler ya da damar içi yoluyla verilir. En yaygın şelatlayıcı ajanlar, kalsiyum disodyum (CaEDTA), dimerkaprol (BAL) ve penisilamindir. Şelatlayıcı ajan, bir kompleks oluşturarak vücut dokularındaki metali çevreler ve onu tutar. Bu kompleks daha sonra kan dolaşımında ilerlemek üzere dokudan serbest bırakılır. Kompleks, böbrekler yoluyla kandan süzülür ve idrarla dışarı atılır. Bu süreç uzun ve ağrılı olabilir ve genellikle hastanede kalmayı gerektirir. Şelatlama terapisi kurşun, cıva, arsenik zehirlenmelerinde etkilidir, ancak kadmiyum zehirlenmesinin tedavisinde faydalı değildir.
Günümüzde, kadmiyum zehirlenmesinde etkili olduğu kanıtlanan herhangi bir tedavi mevcut değildir. Akut cıva, arsenik ya da talyum yutulması durumlarında hasta kusmaya teşvik edilebilir. Midenin yıkanmasının da (gastrik lavaj) faydası olabilir. Aynı zamanda zehirlenen hastanın şok, anemi ve böbrek yetersizliği gibi komplikasyonlarına karşı damar yoluyla sıvı verilmesi de gerekebilir.
Şelatlama işlemi yalnızca, zehirlenmenin daha ileri etkilerini durdurabilir. Hali hazırda sürmekte olan nörolojik hasarı tersine çeviremez.
Ağır Metal Zehirlenmesinde Alternatif Tedavi
Özellikle çocuklarda, akut zehirlenme vakalarında "Alo Zehirlenme hattı’ 114 ya da 112’yi aramak gerekir. Alternatif tıp uygulayıcıları çoğunlukla, tıp doktorları tarafından ağır metal zehirlenmeleri için kullanılan şelatlama ajanlarına güvenirler, ancak doğal takviyeler ve vücudun kendi detoksifikasyon süreçlerine yardımcı olacak ekstra teknikler de kullanırlar.
Alternatif tıp ile geleneksel diş hekimliği arasında aşırı çekişmeye neden olan konulardan biri de, cıva zehirlenmesi ile ilgilidir. Alternatif tıp uygulayıcıları, cıva içeren gümüş amalgamlı diş dolgularının cıva zehirlenmesinde önemli bir faktör olduğunu düşündüren çok sayıda bulgu olduğuna inanır. Vücutlarında cıva seviyeleri yüksek olan kişiler için tüm cıva içeren diş dolgularının, holistik bir diş hekimi tarafından çıkarılmasını önerirler. Cıva ve dişteki amalgamın insan sağlığına etkisi üzerine sayısız çalışma yürütülmüştür. 1996 ve 2004 yılları arasında bu tür çalışmaların kapsamlı bir eleştirisi yapılmış ve cıva ve dolgular ile insan sağlığı sorunları arasındaki nedensel ilişkiyi destekleyecek çok az bulgu elde edilmiştir. Raporun yazarları, buna karşın konuyla ilgili kesin bir cevap elde etmek için daha ileri çalışmaların yapılması gerektiğini de belirtmişlerdir. Ağır metal zehirlenmelerinin tedavisini güçlendirmek için diyet değişiklikleri yapılabilir.
Detoksifikasyon diyetleri ağırlıklı olarak vejetaryendir ve işlenmiş gıdalar, kızartılmış gıdalar, şeker, yağ, alkol, kafein, et ve süt ürünleri gibi bağışıklık sistemine baskı uygulayan besinleri azaltır ya da bunlardan kaçınır. Zehirli ilaç ve kimyasallara maruz kalınmaması için organik gıdalar önerilir.
Detoksifikasyon diyetleri, sindirim sisteminin temizlenmesine yardımcı olması için yulaf kepeği ve psilyum tohumları gibi yüksek-lifli gıdalardan bolca içerir. Elma, armut ve bakliyat ise ağır metaller üzerinde şelatlama etkisi olduğuna inanılan pektinler açısından zengindir. Antioksidanlar açısından zengin olan meyve, sebze ile bunların taze sıkılmış suları önerilir. Sarımsak, soğan ve yumurta (organik olarak üretilmiş) gibi kükürt içeren gıdalarla birlikte yüksek miktarlarda klorofil içeren koyu renk yapraklı sebzeler de diyette kullanılır. Ağır metal içerebilecek balık ve kabuklu deniz hayvanlarından kaçınılmalıdır. Fabrika çiftliklerindeki tavuk ve yumurtalardan kaçınılmalıdır; çünkü tavuklar çoğunlukla balık unu ile beslenir. Soya peyniri (tofu) yemenin kandaki kurşun seviyelerini azalttığına dair bulgular bulunmaktadır. Soya peyniri, kanın kurşunu emme ve alıkoyma kabiliyetini düşürmeye yardımcı olan kalsiyum açısından zengindir.
Besinsel takviyeler arasında antioksidan A, C ve E vitaminleri ve kalsiyum, demir, magnezyum, bakır, krom, selenyum ve çinko içeren multimineral takviyeler yer alır. Sistein, metionin, L-glutathione ve DMSA (dimetil süksinat) ise diğer takviyelerdir. Bitkisel takviyeler arasında ise milk thistle, burdock ve sayısız diğer bitki yer alır.
Spirulina ve chlorella deniz algleri de kullanılır ve asidofilus sindirim sisteminin yeniden inşasına yardımcı olur. Vücudun detoksifikasyon mekanizmasını harekete geçiren homeopatik tedaviler ağır metal zehirlenmelerinde de başarılı olmaktadır. Perhiz, terleme, kolon sulama ve terapötik kusma gibi detoksifikasyon terapileri de tavsiye edilir. Ayurvedik tıbbın panchakarma adı verilen yoğun bir detoksifikasyon ve şifa programı mevcuttur.
Ağır Metal Zehirlenmesine
Karşı Alınabilecek Önlemler Ağır metallere maruz kalma çoğunlukla mesleki bir tehlike olduğu için, işle uğraşırken koruyucu elbise ile gaz maskeleri bulundurulmalı ve giyilmelidir. Koruyucu elbiseler daha sonra çalışma alanı içerisinde bırakılmalı ve toksik tozları aile üyelerine de bulaştırabilecek şekilde evde giyilmemelidir. Endüstriyel işletmelerin, mümkün olduğu kadar ağır metal kullanımını azaltmaya ya da başka yöntemler kullanmaya teşvik edilmesi gerekmektedir.
- Ağır Metal Zehirlenmesine Karşı Alınabilecek Önlemler
- Ağır Metal Zehirlenmesinde Alternatif Tedavi
- Ağır Metal Zehirlenmesinde Tıbbi Tedavi
Ağır metal terimi çok çeşitli biçimlerde tanımlanmıştır. Bu tanımlamalardan birine göre ağır metal, özgül ağırlığı (yoğunluk ölçüsü) 4’ten büyük olan herhangi bir kimyasal elementtir. Özgül ağırlığı ne olursa olsun herhangi bir zehirli metale de ağır metal adı verilir. İnsanların kaza sonucu zehirlenmesinde rol oynayan ağır metaller çoğunlukla kurşun, cıva, arsenik ve kadmiyumdur. Vücut çinko, bakır, krom, demir ve manganez gibi bazı ağır metallere az miktarlarda ihtiyaç duyar, ancak bu elementler daha fazla miktarlarda alındığında toksik etki gösterebilirler.
Ağır metaller vücuda besin, su, hava vasıtasıyla ya da deri tarafından emilerek girebilir. Ağır metaller vücuda girdiğinde çinko, bakır, magnezyum ve kalsiyum gibi temel minerallerle mücadele içine girer ve onların yerini alarak, organların sistem fonksiyonlarını engeller. İnsanlar endüstriyel çalışma, farmasötik imalat ve tarımda ağır metallerle temasa geçebilir. Çocuklar ise bu metallerin bulaştığı topraklarda oynamanın bir sonucu olarak zehirlenebilir. Bazı ağır metallere maruz kalma kaynakları arasında aşağıdakiler yer alır:
Kurşun: Eski boyalar, kurşunlu benzin, eski borular.
Cıva: Ağır metal bulaşmış balık ve endüstriyel ve tarımsal atıklar.
Kadmiyum: Endüstriyel atıklar, böcek ilaçları, eski galvanize borular.
Arsenik: Böcek ilaçları ve endüstriyel işlemler, hatta su içmek.
Ağır Metal Zehirlenmesinin Belirtileri
Belirtiler ağır metalin doğasına, miktarına ve yutularak mı yoksa solunarak mı vücuda girdiğine bağlı olarak değişiklik gösterecektir. Ağır metali ağız yoluyla alan hastalarda; kramp, bulantı, kusma, ishal, mide ağrısı, baş ağrısı, terleme, ağızda metalik tat gibi şikayetler görülebilir.
Cıva, eğer deriye temas ettiyse ciltte yanıklara yol açabilir ve solunan cıva buharı akciğerlerde şiddetli iltihaba neden olabilir. Kurşun, kurşun tozu biçiminde solunmuşsa uykusuzluk, baş ağrısı, cinnet ve kasılmalar görülebilir. Ciddi ağır metal zehirlenmesi vakalarında hastalar bilişsel, motor ve dil becerilerinde belirgin bozulmalar sergileyebilir.
Teşhis
Ağır metal zehirlenmesi kan, idrar ve dışkı testleri ile saç ve doku analizleri ya da röntgen kullanılarak saptanabilir. Buna karşın ağır metal zehirlenmesi, ilk aşamada fazla belirti vermediği için gözden kaçırılabilir. Doktorun, hastanın öyküsünü, mesleği ile ilgili özel vurgular yaparak eksiksiz biçimde dinlemesi gerekir.
Çocuklarda, kandaki kurşun seviyesinin 80 mcg/dL’den yukarıda olması genellikle kurşun zehirlenmesini gösterse de, önemli ölçüde düşük seviyelerde (>30 mcg/dL) etkilenen çocuklarda, zeka geriliği ve diğer bilişsel/davranışsal sorunlara neden olabilir. Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, çocuklarda kandaki kurşun seviyesinin 10 mcg/dL ya da üstü olmasını endişe verici bulmaktadır. Yetişkinlerde kurşun zehirlenmesi belirtileri arasında, kandaki kurşun seviyesi birkaç hafta boyunca 80 mcg/dL’nin üzerinde olması gösterilebilir. Kandaki cıva seviyesinin ise 3.6 mcg/dL’yi aşmaması gerekirken, idrardaki cıva seviyesi de 15 mcg/dL’yi geçmemelidir.
Cıva zehirlenmesi belirtileri, cıva seviyesi kanda 20 mcg/dL’yi ve idrarda 60 mcg/dL’yi geçtiğinde görülebilir. Bazı otoriteler vücuttaki cıva seviyelerinin saptanması için saça test yapılmasını önermektedir. Buna karşın, 2008’den itibaren bu tür testlerin değerinin tartışmalı olduğuna inanılmaktadır.
Arsenik kandan çok çabuk ayrıldığı için, kandaki arsenik seviyeleri teşhiste çok da yararlı olmamaktadır. İdrardaki arsenik (herhangi bir deniz mahsulü yemeden geçirilen 48 saatten sonra 24 saatlik idrar toplama ile ölçülür), arsenik zehirlenmesi bulunan kişilerde 50 mcg/dL’yi geçebilir. Röntgen, bu maddelerin midede bulunup bulunmadığını ortaya çıkarabilir (çünkü bu metal de röntgen ışınlarını geçirmez). Arsenik, aynı zamanda maruz kalınan zamanı takip eden aylar süresince saç ve tırnaklardan da tespit edilebilir.
Ağır Metal Zehirlenmesinde Tıbbi Tedavi
Acil durumlarda 112 aranmalıdır. Pek çok ağır metal zehirlenmesi için tedavi, "Şelatlama Terapisi"dir. Succimer (DMSA) ise kurşun zehirlenmesi görülen çocuklarda kullanılır. Söz konusu metale özgü bir şelatlayıcı ajan; oral, intramusküler ya da damar içi yoluyla verilir. En yaygın şelatlayıcı ajanlar, kalsiyum disodyum (CaEDTA), dimerkaprol (BAL) ve penisilamindir. Şelatlayıcı ajan, bir kompleks oluşturarak vücut dokularındaki metali çevreler ve onu tutar. Bu kompleks daha sonra kan dolaşımında ilerlemek üzere dokudan serbest bırakılır. Kompleks, böbrekler yoluyla kandan süzülür ve idrarla dışarı atılır. Bu süreç uzun ve ağrılı olabilir ve genellikle hastanede kalmayı gerektirir. Şelatlama terapisi kurşun, cıva, arsenik zehirlenmelerinde etkilidir, ancak kadmiyum zehirlenmesinin tedavisinde faydalı değildir.
Günümüzde, kadmiyum zehirlenmesinde etkili olduğu kanıtlanan herhangi bir tedavi mevcut değildir. Akut cıva, arsenik ya da talyum yutulması durumlarında hasta kusmaya teşvik edilebilir. Midenin yıkanmasının da (gastrik lavaj) faydası olabilir. Aynı zamanda zehirlenen hastanın şok, anemi ve böbrek yetersizliği gibi komplikasyonlarına karşı damar yoluyla sıvı verilmesi de gerekebilir.
Şelatlama işlemi yalnızca, zehirlenmenin daha ileri etkilerini durdurabilir. Hali hazırda sürmekte olan nörolojik hasarı tersine çeviremez.
Ağır Metal Zehirlenmesinde Alternatif Tedavi
Özellikle çocuklarda, akut zehirlenme vakalarında "Alo Zehirlenme hattı’ 114 ya da 112’yi aramak gerekir. Alternatif tıp uygulayıcıları çoğunlukla, tıp doktorları tarafından ağır metal zehirlenmeleri için kullanılan şelatlama ajanlarına güvenirler, ancak doğal takviyeler ve vücudun kendi detoksifikasyon süreçlerine yardımcı olacak ekstra teknikler de kullanırlar.
Alternatif tıp ile geleneksel diş hekimliği arasında aşırı çekişmeye neden olan konulardan biri de, cıva zehirlenmesi ile ilgilidir. Alternatif tıp uygulayıcıları, cıva içeren gümüş amalgamlı diş dolgularının cıva zehirlenmesinde önemli bir faktör olduğunu düşündüren çok sayıda bulgu olduğuna inanır. Vücutlarında cıva seviyeleri yüksek olan kişiler için tüm cıva içeren diş dolgularının, holistik bir diş hekimi tarafından çıkarılmasını önerirler. Cıva ve dişteki amalgamın insan sağlığına etkisi üzerine sayısız çalışma yürütülmüştür. 1996 ve 2004 yılları arasında bu tür çalışmaların kapsamlı bir eleştirisi yapılmış ve cıva ve dolgular ile insan sağlığı sorunları arasındaki nedensel ilişkiyi destekleyecek çok az bulgu elde edilmiştir. Raporun yazarları, buna karşın konuyla ilgili kesin bir cevap elde etmek için daha ileri çalışmaların yapılması gerektiğini de belirtmişlerdir. Ağır metal zehirlenmelerinin tedavisini güçlendirmek için diyet değişiklikleri yapılabilir.
Detoksifikasyon diyetleri ağırlıklı olarak vejetaryendir ve işlenmiş gıdalar, kızartılmış gıdalar, şeker, yağ, alkol, kafein, et ve süt ürünleri gibi bağışıklık sistemine baskı uygulayan besinleri azaltır ya da bunlardan kaçınır. Zehirli ilaç ve kimyasallara maruz kalınmaması için organik gıdalar önerilir.
Detoksifikasyon diyetleri, sindirim sisteminin temizlenmesine yardımcı olması için yulaf kepeği ve psilyum tohumları gibi yüksek-lifli gıdalardan bolca içerir. Elma, armut ve bakliyat ise ağır metaller üzerinde şelatlama etkisi olduğuna inanılan pektinler açısından zengindir. Antioksidanlar açısından zengin olan meyve, sebze ile bunların taze sıkılmış suları önerilir. Sarımsak, soğan ve yumurta (organik olarak üretilmiş) gibi kükürt içeren gıdalarla birlikte yüksek miktarlarda klorofil içeren koyu renk yapraklı sebzeler de diyette kullanılır. Ağır metal içerebilecek balık ve kabuklu deniz hayvanlarından kaçınılmalıdır. Fabrika çiftliklerindeki tavuk ve yumurtalardan kaçınılmalıdır; çünkü tavuklar çoğunlukla balık unu ile beslenir. Soya peyniri (tofu) yemenin kandaki kurşun seviyelerini azalttığına dair bulgular bulunmaktadır. Soya peyniri, kanın kurşunu emme ve alıkoyma kabiliyetini düşürmeye yardımcı olan kalsiyum açısından zengindir.
Besinsel takviyeler arasında antioksidan A, C ve E vitaminleri ve kalsiyum, demir, magnezyum, bakır, krom, selenyum ve çinko içeren multimineral takviyeler yer alır. Sistein, metionin, L-glutathione ve DMSA (dimetil süksinat) ise diğer takviyelerdir. Bitkisel takviyeler arasında ise milk thistle, burdock ve sayısız diğer bitki yer alır.
Spirulina ve chlorella deniz algleri de kullanılır ve asidofilus sindirim sisteminin yeniden inşasına yardımcı olur. Vücudun detoksifikasyon mekanizmasını harekete geçiren homeopatik tedaviler ağır metal zehirlenmelerinde de başarılı olmaktadır. Perhiz, terleme, kolon sulama ve terapötik kusma gibi detoksifikasyon terapileri de tavsiye edilir. Ayurvedik tıbbın panchakarma adı verilen yoğun bir detoksifikasyon ve şifa programı mevcuttur.
Ağır Metal Zehirlenmesine
Karşı Alınabilecek Önlemler Ağır metallere maruz kalma çoğunlukla mesleki bir tehlike olduğu için, işle uğraşırken koruyucu elbise ile gaz maskeleri bulundurulmalı ve giyilmelidir. Koruyucu elbiseler daha sonra çalışma alanı içerisinde bırakılmalı ve toksik tozları aile üyelerine de bulaştırabilecek şekilde evde giyilmemelidir. Endüstriyel işletmelerin, mümkün olduğu kadar ağır metal kullanımını azaltmaya ya da başka yöntemler kullanmaya teşvik edilmesi gerekmektedir.