Alışmak sevmekten daha zor geliyor

En buyuk kk

Guru
Kayıtlı Üye
18 Mart 2013
3.434
11.130
Arkadaşlar selam.

Bu konunun biraz komik görülebileceginin farkındayım.

Ben Istanbulda doğdum büyüdüm, bir ara Belçikaya iki kere Fransaya gittim birer sene oralarda kaldım toplam 3 sene. Sonra Ankarada yaşadım 3 sene. Son üç senedir Afrika'daydim ama hani yurtdisinda büyümüş bi insan değilim hayatımın çoğu turkiyede geçti. Şimdi geri geldim turkiyeye bir ayı geçti sayılır. İstanbul veya Ankarada değilim ama oldukça modern bir sanayi kentindeyim.

Ama şu an turkiyeye alışamıyorum. Yani hani los angeles doğma büyüme bi insan gibi konuşmak da istemem gayet geleneksel aileden gelen vatanını milletini seven bir insanım dolayısıyla konum cok garip gorunecek ve sanki kendi yurdunu kötüler gibi anlaşılacak boyle de anlaşılmak istemem ama daha önce hiç batmayan ve hiçbir şekilde adlandiramadigim şeyler çok fazla rahatsız etmeye başladı.

Birincisi ben cidden çok sakin, utangaç, ama çok sıcakkanlı ve guleryuzlu biriyim ama herhangi bir şekilde biriyle konuşurken özellikle erkeklerle konuşurken, bu kişi taksici olabilir, emlakci olabilir, isim gereği görüştüğüm bir kurum Müdürü olabilir, bir memur olabilir, birden tamamen çok alakasız bir şekilde sinirlenip ayar veriyorlar. Çoğu zaman bunun neden olduğunu bile anlamıyorum yani. Taksici bozuk veremediğim için birden kızıyor garip garip ya sabır dercesine hareketler yapıyor, is gereği görüştüğüm müdür söylediğim aşırı normal ve saygılı bir şeyi tamamen yanlış anlayıp bana haddimi bildiriyor. Kimse kizmasa hiçbir çatışma olmasa bile erkeklerle en günlük ilişkilerimde bile çok garip bir enerji hissediyorum. Sanki ortada söylenmeyen şeyler var gibi ve sanki sürekli bir güç eşitsizliği var gibi. Tabi hepsiyle böyle değil, mesela patronum inanılmaz tatlı ve iyi bir insan, yine çok sevdiğim is arkadaşlarım var filan ama. Nedense bir anda bazı erkek bireylerin yanında hiç rahat edememeye başladım. Sanki onlar sinirlendirilmemesi, hoş tutulması gereken dengesiz varlıklarmis gibi. Meryem Uzerli bir keresinde demişti ya "Turkiyede erkeklerle çok garip bir enerji tanimlayamadigim bir şey var" diye. O zaman bunu anlamamıştım. Yani biliyorum benim bunu söylemem çok garip ve bazılarına çok komik gelebilir ama birdenbire bunu hissetmeye başladım.

İkincisi ise işyerimde sanki her söylediğim hesaplı olmalıymış, hiç şaka yapamazmisim gibi hissetmem. Ben isyerimde her daim şakalar komiklikler yapmayı seven biriyim, her zaman işimi yapmış calismisimdir ama bir yandan da orayı evim gibi görmüş ve aklıma gelen her şeyi soyleyebilmisimdir. Burada ise sanki hickimseye zayıf tarafını gostermemelisin, hep hesaplı olmalısın, kendini sürekli kontrol etmelisin gibi geliyor. Yani çok normal bisey söylüyorsun ve karşındaki hemen yanlış anlıyor sana çok garip şifreli bir cevap veriyor, kalakaliyorum lan acaba laf mı soktu diye. Çoğu zaman benim şahsımla ilgili bile olmuyor benim birimimden haz etmiyor olabilir veya yakın arkadaşımla anlaşamıyor oluyor filan ve beni de o grubun içinde görüp saldırıyor. Yani o kadar kafam karıştı ki. Aski memnuda matmazelle bihterin bakışlarla savaşı gibi ortam oluyor bazen. Ve biraz garipsiyorum benim alıştığım tarz bu degil.

Ben hayatımın hiçbir döneminde böyle hissetmedim ilk defa şu an hissediyorum. Aranızda böyle şeyler hisseden, mesela erkekler ve genel olarak insanların yanında kendisi gibi olamayan ve özgür hissedemeyen var mı? Ozellikle kesin dönüş yapan gurbetcilerden fikir bekliyorum ama tabi diğerleri de yazabilir. Yoksa bunlar benim kafamda mı veya gelecekle ilgili korkularımı ve kişisel hesaplarimi ülkeye mı mal ediyorum?

Sevgiler herkese.
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar selam.

Bu konunun biraz komik görülebileceginin farkındayım.

Ben Istanbulda doğdum büyüdüm, bir ara Belçikaya iki kere Fransaya gittim birer sene oralarda kaldım toplam 3 sene. Sonra Ankarada yaşadım 3 sene. Son üç senedir Afrika'daydim ama hani yurtdisinda büyümüş bi insan değilim hayatımın çoğu turkiyede geçti. Şimdi geri geldim turkiyeye bir ayı geçti sayılır. İstanbul veya Ankarada değilim ama oldukça modern bir sanayi kentindeyim.

Ama şu an turkiyeye alışamıyorum. Yani hani los angeles doğma büyüme bi insan gibi konuşmak da istemem gayet geleneksel aileden gelen vatanını milletini seven bir insanım dolayısıyla konum cok garip gorunecek ve sanki kendi yurdunu kötüler gibi anlaşılacak boyle de anlaşılmak istemem ama daha önce hiç batmayan ve hiçbir şekilde adlandiramadigim şeyler çok fazla rahatsız etmeye başladı.

Birincisi ben cidden çok sakin, utangaç, ama çok sıcakkanlı ve guleryuzlu biriyim ama herhangi bir şekilde biriyle konuşurken özellikle erkeklerle konuşurken, bu kişi taksici olabilir, emlakci olabilir, isim gereği görüştüğüm bir kurum Müdürü olabilir, bir memur olabilir, birden tamamen çok alakasız bir şekilde sinirlenip ayar veriyorlar. Çoğu zaman bunun neden olduğunu bile anlamıyorum yani. Taksici bozuk veremediğim için birden kızıyor garip garip ya sabır dercesine hareketler yapıyor, is gereği görüştüğüm müdür söylediğim aşırı normal ve saygılı bir şeyi tamamen yanlış anlayıp bana haddimi bildiriyor. Kimse kizmasa hiçbir çatışma olmasa bile erkeklerle en günlük ilişkilerimde bile çok garip bir enerji hissediyorum. Sanki ortada söylenmeyen şeyler var gibi ve sanki sürekli bir güç eşitsizliği var gibi. Tabi hepsiyle böyle değil, mesela patronum inanılmaz tatlı ve iyi bir insan, yine çok sevdiğim is arkadaşlarım var filan ama. Nedense bir anda bazı erkek bireylerin yanında hiç rahat edememeye başladım. Sanki onlar sinirlendirilmemesi, hoş tutulması gereken dengesiz varlıklarmis gibi. Meryem Uzerli bir keresinde demişti ya "Turkiyede erkeklerle çok garip bir enerji tanimlayamadigim bir şey var" diye. O zaman bunu anlamamıştım. Yani biliyorum benim bunu söylemem çok garip ve bazılarına çok komik gelebilir ama birdenbire bunu hissetmeye başladım.

İkincisi ise işyerimde sanki her söylediğim hesaplı olmalıymış, hiç şaka yapamazmisim gibi hissetmem. Ben isyerimde her daim şakalar komiklikler yapmayı seven biriyim, her zaman işimi yapmış calismisimdir ama bir yandan da orayı evim gibi görmüş ve aklıma gelen her şeyi soyleyebilmisimdir. Burada ise sanki hickimseye zayıf tarafını gostermemelisin, hep hesaplı olmalısın, kendini sürekli kontrol etmelisin gibi geliyor. Ve biraz garipsiyorum benim alıştığım tarz bu degil.

Ben hayatımın hiçbir döneminde böyle hissetmedim ilk defa şu an hissediyorum. Aranızda böyle şeyler hisseden, mesela erkekler ve genel olarak insanların yanında kendisi gibi olamayan ve özgür hissedemeyen var mı? Ozellikle kesin dönüş yapan gurbetcilerden fikir bekliyorum ama tabi diğerleri de yazabilir. Yoksa bunlar benim kafamda mı veya gelecekle ilgili korkularımı ve kişisel hesaplarimi ülkeye mı mal ediyorum?

Sevgiler herkese.
Reverse culture shock deniyor buna. Zamanla gecer. Biraz arastirabilirsiniz.
 
Arkadaşlar selam.

Bu konunun biraz komik görülebileceginin farkındayım.

Ben Istanbulda doğdum büyüdüm, bir ara Belçikaya iki kere Fransaya gittim birer sene oralarda kaldım toplam 3 sene. Sonra Ankarada yaşadım 3 sene. Son üç senedir Afrika'daydim ama hani yurtdisinda büyümüş bi insan değilim hayatımın çoğu turkiyede geçti. Şimdi geri geldim turkiyeye bir ayı geçti sayılır. İstanbul veya Ankarada değilim ama oldukça modern bir sanayi kentindeyim.

Ama şu an turkiyeye alışamıyorum. Yani hani los angeles doğma büyüme bi insan gibi konuşmak da istemem gayet geleneksel aileden gelen vatanını milletini seven bir insanım dolayısıyla konum cok garip gorunecek ve sanki kendi yurdunu kötüler gibi anlaşılacak boyle de anlaşılmak istemem ama daha önce hiç batmayan ve hiçbir şekilde adlandiramadigim şeyler çok fazla rahatsız etmeye başladı.

Birincisi ben cidden çok sakin, utangaç, ama çok sıcakkanlı ve guleryuzlu biriyim ama herhangi bir şekilde biriyle konuşurken özellikle erkeklerle konuşurken, bu kişi taksici olabilir, emlakci olabilir, isim gereği görüştüğüm bir kurum Müdürü olabilir, bir memur olabilir, birden tamamen çok alakasız bir şekilde sinirlenip ayar veriyorlar. Çoğu zaman bunun neden olduğunu bile anlamıyorum yani. Taksici bozuk veremediğim için birden kızıyor garip garip ya sabır dercesine hareketler yapıyor, is gereği görüştüğüm müdür söylediğim aşırı normal ve saygılı bir şeyi tamamen yanlış anlayıp bana haddimi bildiriyor. Kimse kizmasa hiçbir çatışma olmasa bile erkeklerle en günlük ilişkilerimde bile çok garip bir enerji hissediyorum. Sanki ortada söylenmeyen şeyler var gibi ve sanki sürekli bir güç eşitsizliği var gibi. Tabi hepsiyle böyle değil, mesela patronum inanılmaz tatlı ve iyi bir insan, yine çok sevdiğim is arkadaşlarım var filan ama. Nedense bir anda bazı erkek bireylerin yanında hiç rahat edememeye başladım. Sanki onlar sinirlendirilmemesi, hoş tutulması gereken dengesiz varlıklarmis gibi. Meryem Uzerli bir keresinde demişti ya "Turkiyede erkeklerle çok garip bir enerji tanimlayamadigim bir şey var" diye. O zaman bunu anlamamıştım. Yani biliyorum benim bunu söylemem çok garip ve bazılarına çok komik gelebilir ama birdenbire bunu hissetmeye başladım.

İkincisi ise işyerimde sanki her söylediğim hesaplı olmalıymış, hiç şaka yapamazmisim gibi hissetmem. Ben isyerimde her daim şakalar komiklikler yapmayı seven biriyim, her zaman işimi yapmış calismisimdir ama bir yandan da orayı evim gibi görmüş ve aklıma gelen her şeyi soyleyebilmisimdir. Burada ise sanki hickimseye zayıf tarafını gostermemelisin, hep hesaplı olmalısın, kendini sürekli kontrol etmelisin gibi geliyor. Yani çok normal bisey söylüyorsun ve karşındaki hemen yanlış anlıyor sana çok garip şifreli bir cevap veriyor, kalakaliyorum lan acaba laf mı soktu diye. Çoğu zaman benim şahsımla ilgili bile olmuyor benim birimimden haz etmiyor olabilir veya yakın arkadaşımla anlaşamıyor oluyor filan ve beni de o grubun içinde görüp saldırıyor. Yani o kadar kafam karıştı ki. Aski memnuda matmazelle bihterin bakışlarla savaşı gibi ortam oluyor bazen. Ve biraz garipsiyorum benim alıştığım tarz bu degil.

Ben hayatımın hiçbir döneminde böyle hissetmedim ilk defa şu an hissediyorum. Aranızda böyle şeyler hisseden, mesela erkekler ve genel olarak insanların yanında kendisi gibi olamayan ve özgür hissedemeyen var mı? Ozellikle kesin dönüş yapan gurbetcilerden fikir bekliyorum ama tabi diğerleri de yazabilir. Yoksa bunlar benim kafamda mı veya gelecekle ilgili korkularımı ve kişisel hesaplarimi ülkeye mı mal ediyorum?

Sevgiler herkese.
Bence ulkemızde kadınlarda erkeklerde agresıf olabılıyor cunku sıkıntılı bır ulkeyız
Her yonden
Nufus aldı basını gıttı
Egtım hep kotuydu
Unuversıteyı kazanmak ayrı sorun gencler ıcın
Is bulmak ayrı sorun
 
Arkadaşlar selam.

Bu konunun biraz komik görülebileceginin farkındayım.

Ben Istanbulda doğdum büyüdüm, bir ara Belçikaya iki kere Fransaya gittim birer sene oralarda kaldım toplam 3 sene. Sonra Ankarada yaşadım 3 sene. Son üç senedir Afrika'daydim ama hani yurtdisinda büyümüş bi insan değilim hayatımın çoğu turkiyede geçti. Şimdi geri geldim turkiyeye bir ayı geçti sayılır. İstanbul veya Ankarada değilim ama oldukça modern bir sanayi kentindeyim.

Ama şu an turkiyeye alışamıyorum. Yani hani los angeles doğma büyüme bi insan gibi konuşmak da istemem gayet geleneksel aileden gelen vatanını milletini seven bir insanım dolayısıyla konum cok garip gorunecek ve sanki kendi yurdunu kötüler gibi anlaşılacak boyle de anlaşılmak istemem ama daha önce hiç batmayan ve hiçbir şekilde adlandiramadigim şeyler çok fazla rahatsız etmeye başladı.

Birincisi ben cidden çok sakin, utangaç, ama çok sıcakkanlı ve guleryuzlu biriyim ama herhangi bir şekilde biriyle konuşurken özellikle erkeklerle konuşurken, bu kişi taksici olabilir, emlakci olabilir, isim gereği görüştüğüm bir kurum Müdürü olabilir, bir memur olabilir, birden tamamen çok alakasız bir şekilde sinirlenip ayar veriyorlar. Çoğu zaman bunun neden olduğunu bile anlamıyorum yani. Taksici bozuk veremediğim için birden kızıyor garip garip ya sabır dercesine hareketler yapıyor, is gereği görüştüğüm müdür söylediğim aşırı normal ve saygılı bir şeyi tamamen yanlış anlayıp bana haddimi bildiriyor. Kimse kizmasa hiçbir çatışma olmasa bile erkeklerle en günlük ilişkilerimde bile çok garip bir enerji hissediyorum. Sanki ortada söylenmeyen şeyler var gibi ve sanki sürekli bir güç eşitsizliği var gibi. Tabi hepsiyle böyle değil, mesela patronum inanılmaz tatlı ve iyi bir insan, yine çok sevdiğim is arkadaşlarım var filan ama. Nedense bir anda bazı erkek bireylerin yanında hiç rahat edememeye başladım. Sanki onlar sinirlendirilmemesi, hoş tutulması gereken dengesiz varlıklarmis gibi. Meryem Uzerli bir keresinde demişti ya "Turkiyede erkeklerle çok garip bir enerji tanimlayamadigim bir şey var" diye. O zaman bunu anlamamıştım. Yani biliyorum benim bunu söylemem çok garip ve bazılarına çok komik gelebilir ama birdenbire bunu hissetmeye başladım.

İkincisi ise işyerimde sanki her söylediğim hesaplı olmalıymış, hiç şaka yapamazmisim gibi hissetmem. Ben isyerimde her daim şakalar komiklikler yapmayı seven biriyim, her zaman işimi yapmış calismisimdir ama bir yandan da orayı evim gibi görmüş ve aklıma gelen her şeyi soyleyebilmisimdir. Burada ise sanki hickimseye zayıf tarafını gostermemelisin, hep hesaplı olmalısın, kendini sürekli kontrol etmelisin gibi geliyor. Ve biraz garipsiyorum benim alıştığım tarz bu degil.

Ben hayatımın hiçbir döneminde böyle hissetmedim ilk defa şu an hissediyorum. Aranızda böyle şeyler hisseden, mesela erkekler ve genel olarak insanların yanında kendisi gibi olamayan ve özgür hissedemeyen var mı? Ozellikle kesin dönüş yapan gurbetcilerden fikir bekliyorum ama tabi diğerleri de yazabilir. Yoksa bunlar benim kafamda mı veya gelecekle ilgili korkularımı ve kişisel hesaplarimi ülkeye mı mal ediyorum?

Sevgiler herkese.
Yurtdışında Türkiye deki gibi baskıcı ve geleneksel ortam olmadığı için oralarda rahat alışmışsın buraya gelince de erkeklerin ve toplumun ne kadar baskıcı, geri kafalı ve cahil olduğunu net bir şekilde hissetmişsin, ben devletimi, milletimi çok seviyorm Türkiye çok güzel bir coğrafya ama maalesef insanlar çok vasat , yıl olmuş 2021 bizler hala düğünde kaç altın takılacak, kv , gelin ve görümce üçgeninde kapana kısılmış hayatlar yaşıyoruz, evleniyorsun kocan ekonomik özgürlüğünü kısıtlamaya çalışır, maaş kartını elinden almaya, baskılamaya çalışır, yani demem o ki özgürlüğü zerresine kadar hisseden ve yasayan bireyler bizim memlekette yaşayamıyor , bence sizde de aynı durum söz konusu.. Türkiye de kadınlar kendini baya geliştirdi ama erkekler hala çok geride ve bu da her türlü toplumsal huzuru ve ilişkileri kötü etkiliyor
 
İrdelenmesi gereken bir konu açmışsınız.
Tespitiniz çok doğru ve ne üzücü
Ataerkil bir toplum el üstünde tutulan erkek cinsiyeti
Hor görülen istenmeyen kız çocuklar ''Yeter'' isimli kadınların coğrafyası.
Kayınpederiyle yemeğe oturmayan herkes yedikten sonra oturup kendi yaptığı yemeklerle kaynını doyurmaya hak kazanan gelinlerden günümüzdeki halini aldı.
Şimdi kadınlar aktif olsa da hala erkekler iş hayatında ön planda.
Narsist, egoist erkeklerle yaşıyoruz
 
olayı taksiciye indirgemek istemiyorum ama örneklendirir misin konuşma nasıl geçti mesela da taksici sana ayar verdi?

Aynı taksici iki kere beni evimden aldı. Birincisinde gerçekten sadece 1 dakika bile değil 45 saniye filan beklettim (duraktan telefonla çağırmıştım ve tam kapıdan çıkarken aradım durağı ama kapıyı kitlemeyi unutup geri döndüm). Aşağıda bekler görünce adama dedim ki "yaa kusura bakmayın çok bekletmedim inşallah" adam da inanılmaz bir sinirle "evet beklentiniz!" Dedi. "Tekrar kusura bakmayın gerçekten kapıyı kilitlemeyi unutmuşum da, x kurumuna gidebilir miyiz?" Dedim, durağa en yakın x kurumu ofisi bizimki.

Dedi ki "ben ne bileyim hangi x? Bir sürü x var!!" Ben de yine aynı sakın sesle "x okulunun ve x parkının yanindaki" Dedim. Ama söylenmeye devam etti aynı şekilde "ne bileyim hangi x" filan diye. Ben düşündüm adam biraz değişik herhalde diye ve inerken yine iyi günler teşekkürler Dedim. Cevap vermedi.

İkinci kez aynı adam geldi bu sefer 50 lira verdim bozugunuz yok mu diye sinirli bir sesle sordu. 3 lira daha verdim hani tam üst versin diye. Ya sabır gibi başını sallayarak "hanfendi!!!! Bozuk derken tam çıkmaz mı diyorum!!!" Diye kızdı. Dedim "yok malesef." Yine ya sabır çeke çeke üstünü verdi. Bu sefer ben de kızdım artık inerken hiçbir şey demedim arkamdan "iyi günler" diye bağırdı deli midir nedir.

Münferit olay olsa tamam hani delinin teki dicem ama bu tarz tavırlarla karşılaşıyorum.
 
Bozuk para esnafımızın ticaret erbablarımızın hassas noktası.
Bozuğum olamayınca ben çok gerilirim çünkü
Bozuk yok mu apla diyip
-Off gidip yan tükkandan bozdurayım( en kibarı)
-Off gidip yan tükkandan bozdurun
-Taamam neyse kalsın bizden olsun (ne münasebet)
-Başka zaman ödersiniz(ilk ve son defa buraya geldim geçiyorumdur)
Paranla rezil ederler
 
Arkadaşlar selam.

Bu konunun biraz komik görülebileceginin farkındayım.

Ben Istanbulda doğdum büyüdüm, bir ara Belçikaya iki kere Fransaya gittim birer sene oralarda kaldım toplam 3 sene. Sonra Ankarada yaşadım 3 sene. Son üç senedir Afrika'daydim ama hani yurtdisinda büyümüş bi insan değilim hayatımın çoğu turkiyede geçti. Şimdi geri geldim turkiyeye bir ayı geçti sayılır. İstanbul veya Ankarada değilim ama oldukça modern bir sanayi kentindeyim.

Ama şu an turkiyeye alışamıyorum. Yani hani los angeles doğma büyüme bi insan gibi konuşmak da istemem gayet geleneksel aileden gelen vatanını milletini seven bir insanım dolayısıyla konum cok garip gorunecek ve sanki kendi yurdunu kötüler gibi anlaşılacak boyle de anlaşılmak istemem ama daha önce hiç batmayan ve hiçbir şekilde adlandiramadigim şeyler çok fazla rahatsız etmeye başladı.

Birincisi ben cidden çok sakin, utangaç, ama çok sıcakkanlı ve guleryuzlu biriyim ama herhangi bir şekilde biriyle konuşurken özellikle erkeklerle konuşurken, bu kişi taksici olabilir, emlakci olabilir, isim gereği görüştüğüm bir kurum Müdürü olabilir, bir memur olabilir, birden tamamen çok alakasız bir şekilde sinirlenip ayar veriyorlar. Çoğu zaman bunun neden olduğunu bile anlamıyorum yani. Taksici bozuk veremediğim için birden kızıyor garip garip ya sabır dercesine hareketler yapıyor, is gereği görüştüğüm müdür söylediğim aşırı normal ve saygılı bir şeyi tamamen yanlış anlayıp bana haddimi bildiriyor. Kimse kizmasa hiçbir çatışma olmasa bile erkeklerle en günlük ilişkilerimde bile çok garip bir enerji hissediyorum. Sanki ortada söylenmeyen şeyler var gibi ve sanki sürekli bir güç eşitsizliği var gibi. Tabi hepsiyle böyle değil, mesela patronum inanılmaz tatlı ve iyi bir insan, yine çok sevdiğim is arkadaşlarım var filan ama. Nedense bir anda bazı erkek bireylerin yanında hiç rahat edememeye başladım. Sanki onlar sinirlendirilmemesi, hoş tutulması gereken dengesiz varlıklarmis gibi. Meryem Uzerli bir keresinde demişti ya "Turkiyede erkeklerle çok garip bir enerji tanimlayamadigim bir şey var" diye. O zaman bunu anlamamıştım. Yani biliyorum benim bunu söylemem çok garip ve bazılarına çok komik gelebilir ama birdenbire bunu hissetmeye başladım.

İkincisi ise işyerimde sanki her söylediğim hesaplı olmalıymış, hiç şaka yapamazmisim gibi hissetmem. Ben isyerimde her daim şakalar komiklikler yapmayı seven biriyim, her zaman işimi yapmış calismisimdir ama bir yandan da orayı evim gibi görmüş ve aklıma gelen her şeyi soyleyebilmisimdir. Burada ise sanki hickimseye zayıf tarafını gostermemelisin, hep hesaplı olmalısın, kendini sürekli kontrol etmelisin gibi geliyor. Yani çok normal bisey söylüyorsun ve karşındaki hemen yanlış anlıyor sana çok garip şifreli bir cevap veriyor, kalakaliyorum lan acaba laf mı soktu diye. Çoğu zaman benim şahsımla ilgili bile olmuyor benim birimimden haz etmiyor olabilir veya yakın arkadaşımla anlaşamıyor oluyor filan ve beni de o grubun içinde görüp saldırıyor. Yani o kadar kafam karıştı ki. Aski memnuda matmazelle bihterin bakışlarla savaşı gibi ortam oluyor bazen. Ve biraz garipsiyorum benim alıştığım tarz bu degil.

Ben hayatımın hiçbir döneminde böyle hissetmedim ilk defa şu an hissediyorum. Aranızda böyle şeyler hisseden, mesela erkekler ve genel olarak insanların yanında kendisi gibi olamayan ve özgür hissedemeyen var mı? Ozellikle kesin dönüş yapan gurbetcilerden fikir bekliyorum ama tabi diğerleri de yazabilir. Yoksa bunlar benim kafamda mı veya gelecekle ilgili korkularımı ve kişisel hesaplarimi ülkeye mı mal ediyorum?

Sevgiler herkese.
turkiyede genelde erkekler kadinlara kadin olduklarini hisettirerek (yani notr olmadan) ve asagilayici bir tonda konusuyorlar. yurtdisinda bu daha az. bir de turkiyede insanlar gozunu dikip bakarlar, suzerler. mesela esinizle el ele tutussaniz mutlaka incelerler ama yurtdisinda (abd ve avrupa) cok garip bir davranisiniz olmadikca donup bakmazlar
 
öncelikle türk insanının mutsuz olduğunu kabullenmek gerekir. eskiden turistlere ne kadar sevimli davranacağımızı bilemezdik şimdi de yabancı ırklara verilen haklardan dolayı bizi bezdirdikleri için toplumda turistlere çok kaba davranılmaya başlandığını gözlemledim. kadın olarak iş hayatında huzursuz hissetmenizi de bulunduğunuz sektör ya da çalıştığınız şirketteki insanların donanımlarıyla alakalı olduğunu düşünüyorum. yani ya cinsiyetçiler ya da sizin niteliklerinizi kıskanıp sizden daha az yetenekli görünmeyi kabullenmiyorlar. nitelikli insanlar cinsiyetçilik de yapmaz kompleksli de davranmaz.
 
Bu konuyu bende çok kafama takıyordum ama okuduğum bir kitaptaki ifade yaklaşımımı biraz daha değiştirdi; "Hiçbir şeyi kişisel algılama"
Günlük hayatta karşılaştığımız olumsuzluklar aslında doğrudan kişiliğimizi hedef almıyor. İnsanlar ekonomi,pandemi yüzünden iyice yorgun,mutsuz, tahammülsüz olmaya başladı.. En ufak meseleyi büyütebilme eğiliminde..
İnsanları değiştiremeyeceğimize göre kafaya takmamak en doğrusu..
 
Bu konuyu bende çok kafama takıyordum ama okuduğum bir kitaptaki ifade yaklaşımımı biraz daha değiştirdi; "Hiçbir şeyi kişisel algılama"
Günlük hayatta karşılaştığımız olumsuzluklar aslında doğrudan kişiliğimizi hedef almıyor. İnsanlar ekonomi,pandemi yüzünden iyice yorgun,mutsuz, tahammülsüz olmaya başladı.. En ufak meseleyi büyütebilme eğiliminde..
İnsanları değiştiremeyeceğimize göre kafaya takmamak en doğrusu..

Ay o kadar haklısınız ki
 
Ulkecek herkesin sinirleri çok bozuk, zaten bence Türkiye bi insan olsaydı kesinlikle anksiyete ve pasif agresif kişilik bozukluğu tanısı alırdı. Maalesef bu ülkede sürekli gardınızı alarak gezmek zorundasınız, sizi biraz da yumuşak yüzlü görmüşler tabi nasılsa bunun sesi çıkmaz deyip tersleyen tersleyene. Artık hele ki taksiye binerken gülümsememeyi, karşımdaki yakınım olmayan insanlarla kibarca olsa da mesafemi korumayı, heran biriyle tartışmaya birini terslemeye hazır şekilde beklemeye alıştım ben şahsen. "Bulasirsan cevabını alırsın" tavrını koymak gerekiyor insanlara
 
Ben de Türkiyede doğup büyümeme rağmen son 1 yıldır sizle aynı duyguları paylaşıyorum. Polisinden memuruna, taksicisinden kasiyerine kadın olduğum için, ve onların istediği tarzda bir kadın olmadığım için sürekli farklı muamele gördüğümü hissediyorum artık iğrendim bundan. Hiçbir yerde hiçbir kurumda veya kişide asla kurumsallık ve resmiyet yok, o kaba samimi tavırlardan da nefret ediyorum. Hele karşımdaki insan bana bayan diye hitap ettikçe valla kafasını kırasım geliyor özellikle genç ve devlet memuruysa. Sadece erkekler de değil diğer kadınlar da öyle. Ben artık bu topluma iyiden iyiye uzaklaşmış ve yabancılaşmış hissediyorum. İçimde yanıp tutuşan bir avrupa özlemi var , giderek her gün artıyor, haberler ve sokakta karşılaştığım insanlar sağolsun.
Belki bir çözümü olan çıkar diye konuyu takip edeceğim.
 
Her şeyi bu kadar irdelemesen mi acaba... yaşının olgunluğunda, oturaklı bir karakter değilsin. Daha genç ve toy bir ruhun var. Bunları olumsuz yorum olarak algılama. Sevdiğim renkli üyelerden birisin. Bunlar da senden bana yansıyan nitelikler. İnsanlar her yerde kusurludur. Burdan önce yaşadığın yerlerde rahat mıydın, herkes mükemmel miydi... öncelikle herkesi olduğu gibi kabul etmeli ve beklentiye girmemelisin. Ben o taksiciyi ilk sefer beğenmediysem ikinciye çağırmazdım mesela, her seferinde durağı arardım ki başkaları gelsin de içime sinen kibar olandan kart isteyeyim. İşyerinde de böyle. Bırak insanlar ne düşünürse düşünsün, sen gönlüne yakın olanları bulmalısın, herkesle muhabbete gerek yok zaten
 
Aynı taksici iki kere beni evimden aldı. Birincisinde gerçekten sadece 1 dakika bile değil 45 saniye filan beklettim (duraktan telefonla çağırmıştım ve tam kapıdan çıkarken aradım durağı ama kapıyı kitlemeyi unutup geri döndüm). Aşağıda bekler görünce adama dedim ki "yaa kusura bakmayın çok bekletmedim inşallah" adam da inanılmaz bir sinirle "evet beklentiniz!" Dedi. "Tekrar kusura bakmayın gerçekten kapıyı kilitlemeyi unutmuşum da, x kurumuna gidebilir miyiz?" Dedim, durağa en yakın x kurumu ofisi bizimki.

Dedi ki "ben ne bileyim hangi x? Bir sürü x var!!" Ben de yine aynı sakın sesle "x okulunun ve x parkının yanindaki" Dedim. Ama söylenmeye devam etti aynı şekilde "ne bileyim hangi x" filan diye. Ben düşündüm adam biraz değişik herhalde diye ve inerken yine iyi günler teşekkürler Dedim. Cevap vermedi.

İkinci kez aynı adam geldi bu sefer 50 lira verdim bozugunuz yok mu diye sinirli bir sesle sordu. 3 lira daha verdim hani tam üst versin diye. Ya sabır gibi başını sallayarak "hanfendi!!!! Bozuk derken tam çıkmaz mı diyorum!!!" Diye kızdı. Dedim "yok malesef." Yine ya sabır çeke çeke üstünü verdi. Bu sefer ben de kızdım artık inerken hiçbir şey demedim arkamdan "iyi günler" diye bağırdı deli midir nedir.

Münferit olay olsa tamam hani delinin teki dicem ama bu tarz tavırlarla karşılaşıyorum.
Öylelerine sen daha fazla carlayacaksın ki haddini bilecek. İyi sabırlıymışsınız valla durağı arar,şikayet bile ederdim! Türkiyenin genel durumu bu malesef. Fazla nezaketten tepene çıkmaya çalışan çok olur.
 
X