Amin Maalouf

nevbahar

Herkes Olmuş Sahtekar
Kayıtlı Üye
25 Nisan 2007
3.910
13
39
Amin Maalouf

Gazeteci ve roman yazarı Amin Maalouf, 1949'da Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta doğdu. İlk ve orta eğitimini Beyrut'ta Fransız Cizvit okullarında, Üniversite eğitimini ise Fransız Üniversitesi'nde sosyoloji ve ekonomi bölümünde aldı. Ancak Maalouf aile mesleği olan gazeteciliği sürdürdü ve Lübnan'da iç savaşın çıktığı 1975 yılına kadar orada gazetecilik yaptı. Daha sonra Paris'e gitti ve orada yaşamaya başladı.

Yazar özellikle Asya ve Akdeniz olmak üzere farklı kültürlerin bir arada oluşturduğu yaşama kültürünü eserlerine işlemiş ve bu temayı işlediği ilk kitabı “Arapların Gözüyle Haçlılar” ile tanınmıştır. Ayrıca ikinci kitabı “Afrikalı Leo” ile Fransız - Arap Dostluk Ödülü'nü, Tanios Kayası ile de Fransa'nın en önemli ödüllerinden olan Prix de Goncourt Ödülü'nü almıştır.

AMiN%5FMAALOUF%5F125%2Ejpg


Eserleri

Beatrice'den Sonra Birinci Yüzyıl
Afrikalı Leo
Tanios Kayası
Semerkant (Kitap)
Işık Bahçeleri
Doğunun Limanları
Yüzüncü Ad - "Baldassare'nin Yolculuğu"
Ölümcül Kimlikler
Yolların Başlangıcı
Uzaktan Aşk
Adriana Mater
Arapların Gözüyle Haçlı Seferleri​
 
afrikali leo,
tanios kayasi,
dogunun limanlari ve semerkant i okudum cok güzeldi.tavsiye ederimyerimseniben
 
Süper bir yazardır bana göre Amin Maalouf
5 kitabını okudum
Hayranıyım..
Eserlerinde bir kaçını eksik yazmışsınız..
 
aminyv6cl0.jpg


Semerkant, Tanios Kayası, Doğunun Limanları, Afrikalı Leo, Ölümcül Kimlikler, Yüzüncü Ad..

Bunlar, okumuş olduğum Maalouf kitapları.. Semerkant bir adım öne çıkıyor olsa da, Maalouf doğu kültürü destekli edebiyat hakimiyeti ile beni her defasında etkilemiştir. Kitaplarında (en azından benim okuduklarımda) Doğu kültürünün öne çıkması, belki de yazarın doğduğu yer olan Lübnan'a olan borcundan kaynaklanıyor..
Bir Lübnanlı olup, uzun yıllardır Paris'te yaşamak.. Ancak kitaplarında Doğu Kültürünü anlatmaya devam ederek, Batı ile Asya arasında bir köprü görevi görmek..
Afrikalı Leo ile de Fransız-Arap Dostluk Ödülü kazanması, Maalouf'un izlediği edebi çizginin bir örneği zaten..
 
saydım da 6 tane kitabını okumuşum
zaten semerkand benim için en iyi kitaplardan biridir
şiddetle tavsiye ederim amin maalouf u..
 
bende afrikalı leo ile semerkantı okumuştum. evet gerçekten mükemmeldialkisalkisalkis
 
tarihi en güzel anlatan nadir edebiyatçı... özellikle semerkant bir başyapıt.
ancak beni en çok şaşırtan nasıl böyle bir kurgu sinemaya aktarılmaz? işte bunu anlamıyorum...
 
afrikalı leo
tanios kayası
semerkant ı okudum
en beğendiğim yazar diyebilirim
çok akıcı ve başarılı
 
Afrikalı Leo'sunu okudum, çok beğenmiştim. Semerkant'ı da bu kadar övgü sonrası okumamak olmaz.:1rolleyes:
 
afrikalı leo'yu bitirmek üzereyim şu an.biraz ağır gitmesine rağmen anlatımı güzeldi,içine alıyo insanı..ancak bu,kitapta geçen bazı şeylerin beni rahatsız ettiği gerçeğini değiştirmiyo maalesef.bence tarafsız olmak adına bazı yerlerde doğu kültürüne haksızlık etmiş.özellikle osmanlıyla ilgili yerler hoşuma gitmedi..
yazar olarak başarılı.semerkant'ı da listeme ekledimyerimseniben
 
en sevdiğim yazarlardan biridir. hem akıcıdır hem insana bir şeyler öğretir işlediği dönemin tarihine kültürüne dair.
yüzüncü ad,tanios kayası,semerkant,doğunun limanları,yolların başlangıcı nı okudum. çivisi çıkmış dünya ya başladım ama pek sarmadı tekrar başlıycam. deneme değil roman istiyorum amin amcaa. afrikalı leo da kitaplıkta okunmayı bekliyor. o da en ünlü kitaplarından biri. bu adam ne yazsa alıyorum:lepi:
 
kitaplarının hepsini okkudum ve şimdi de kitaplığımda olsun diye ara ara olmayan kitaplarını alıyorum kesinlikle tavsiye ederim...
 
muhteşem yazıyor. tüm kitaplarını okuyup bitirmeye çalışıyorum.
ışık bahçeleriyle başladım ve aşık oldum diyebilirim.
kitabın son sayfası bittiğinde kadar üzüldüm ki niye bitti diye.
herkese tavsiye ediyorum.
 
Afrikalı Leo muhteşemdi.. Semerkantı da en kısa zamanda okuyacağım.
Çok beğendiğim bir yazar. Diğer kitaplarını da edineceğim mutlaka.
 
Amin Maalouf'la benim tanışıklığım Semerkant kitabıyla oldu.Öylesine etkiledi ki beni tasvir ettiği yerler,bir an önce gidip görmek istedim, kendimi Özbek ve İran kültürünü, tarihini araştırken buldum.Kitabın ilk kısımlarında Tuğrul ve Çağrı Beyler'in fetihlerinin anlatıldığı bölümde Ramazan ayının bitimiyle kurban bayramının geldiği ama bu beylerin barbarlığından korkan halkın kurban kesmediği anlatılıyor.Maalouf müslüman bir yazar değil,ama İslam toprakları içinde doğmuş bir yazar.Onu da geçelim kitaplarında "doğu" yu anlattığı için ister istemez islami olguları tema olarak kullanan bir yazar.İşte bu yüzden eskilerin değimiyle, bu kadar cehalet çaba gerektirir.Okuyucuya da "E be kardeşim bilmiyorsun niçin uyduruyorsun?" dedirtir.Bilip bilmeden ve böylesi fütursuzca atıp tutması anlattığı harika olaylara ve karakterlere rağmen beni her satırda tereddüte düşürdü.Okuduğum her tarihi olayda bir google araştırması yaptım.Elde ettiğim sonuçların kimi okuduklarımı teyit eder nitelikteyken, kimin de aynı olay bambaşka bir bakış açısıyla ele alınıyordu, kimin de ise sonuçlar Türkçe olmadığı için ben de bir sonuca varamadım.Yine aynı aynı kitapta kahramanın bir kadın ve kızlarının evine sığınması şerren doğru olmadığı için kadıncağız yetişkin adama memesini emzirterek onu evlat edinmiş oluyor, böylece adam o evde barınmaya devam edebiliyordu.Böyle bir deli saçması yazarımızın uydurması, kafasındaki oryantalizim fantazisi midir, yoksa o bölgelerde o tarihte bulunan sapkın bir inanç mıdır bilemiyorum.Ama okuyucuyu irite eden bir sahne olduğu kesin.
Afrikalı Leo kitabında ise Hasan'ın Nur'dan bir kız çocuğu olunca doğumu yaptıran ebe kızlık zarını delmek istiyor, Hasan ise benim doğduğum yerlerde böyle bir adet yok nevinden bir şeyler söylüyor.Tamam da herhangi bir İslam çoğrafyasında böyle bir adetin olduğunu yazar nereden çıkarıyor.Yine aynı kitapta Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethettiği sırada yaptığı katliamlar,şehri ele geçirdiği halde her yeri yağma edişi,üç askerin minareye çıkarak ateş edişi... vb anlatılıyor.Bizim tarihimiz elbette objektif değildir,kendine toz kondurmuyordur.Ama yazar da artık halife ünvanını da taşıyan bir hükümdarın müslüman tebayı ve nedenini anlayamadığımız şekilde özellikle Çerkezleri katletdiğini,bütün Kahire'yi kan gölüne çevirdiğini iddia ederek fazlasıyla yanlı bir tarih anlayışı sergilemiyor mu?
Amin Maalouf'u okuyorum,anlattığı olaylara dikkatimi çekmeyi sağladığı bu sayede yeni yeni okunacak kitaplar listesi kafamda belirdiği için seviyorum da.Kahramanlarının zorunlu göç veya keyfi seyahat halinde olmalarını da seviyorum, pek çok kenti kuş bakışı tatar gibi oluyorum okurken.Bu da tarihin dışında coğrafi bir merak da uyandırıyor ben de.Ama dediğim gibi her kitabında temkinliyim, bu adam yine bir şeyleri kafadan atıyor veya bize kara çalmaya çalışıyor diye.
 
X