Amy'nin Alıntı Sandığı...

Deniz M Gunes

💞Benimsin💞
tek ayak cezası
Kayıtlı Üye
10 Temmuz 2011
5.911
2.556
Sevgili KK üyeleri :)
Bu bölümde de sizlerle gerek kendi kalemimden gerekse beğendiğim alıntı yazılardan oluşan güzellikleri paylaşmak adına bu konu başlığında buldum kendimi:) Dilerseniz sizlerde buraya eklemelerinizle güzellik katabilirsiniz.Güzel paylaşımlar adına sevgilerimle....

AmyW:KK16:
 
$SİYAH GELİNLİK.jpg


Senden ayrı uyumak, seninle birlikte uyumamak değildi. Senden ayrı uyumak sana 'iyi geceler' demeden uyumak demek de değildi. Senden ayrı uyumak tüm bu ihtimallerin dahi olmamasıydı. Ve birgün olmayacak olması.

Senden ayrı uyumak aşka karşı sensizliği savunmak gibiydi. Merak etmekteydim, gördüğün düşleri. Senden ayrı olmak acı vericiydi. Birgün kime dokunacağını düşünmek... Yaşamdan vazgeçmek gibi. Tapar gibiydim sana ve beni yarattığını kabullendiğimdi varlığın, tüm hastalığımdı. Aynı zamanda beni iyileştiren hayatın, benim tüm hayatım.

Bunları yaşamamak dileğiyle yanındaydım. Bir düş gördüm dün gece. Giydiğim gelinlik siyahtı. Siyahtı, güzeldi. Sen beni izlerken düşündüğüm senden ayrı bir daha uyumamaktı. Siyah, acı ama herşey güzel...

Siyah Gelinlik-Ece...
 
Tükeniyor zihnimde kelimelerim. Yazsam olmuyor. Konuşsam boşuna. Sussam tutamıyorum. Kimse içimdekini bilmiyor. Kötü hissedince söyleyemiyorum. Kolay gelmiyor bana da, yaşamak. Zor ama güzel bir o kadar. Onlar kendilerini düşünüyorlar sadece. Bencilce. Bazen iyi sanıp kötü çıkanlar oluyor... Bir de... Karşılarındakinin acısı değil umrularında. Kimse sormuyor kimseye 'Ne düşünüyorsun' diye. Herkes kötü. Kötü düşünüyor.

Herkes için en iyisi demek ki susmak. Görmezden gelmek acıyı. İçine gömmek bencilliği. Mutlu olmaya çalışmak. Şüphesiz, tek yüzle hayata bakmak. Tek olan hayata... İnsanlar karamsar, insanlar sorunlu, insanlar bencil, insanlar kötümser. Kimse susmayı da konuşmayı da tam olarak beceremiyor.

Hep bir umudum vardı hayattan. Çözüme yakın olduğumu düşünüp dururdum. Yenilmek, kaybetmek... Bana göre değildi. Elimden geleninden fazlasını çabalamaktı yaptığım... Şimdi de öyle hani. Ama susuyorum, sana hiç söylemeden. Hissettirmeden... Seni kırıp incitmeden, bu böyle. Bilmesen de... Susuyorum, seni severek. Seni koruyarak kendimce ve kendimde... En doğrusu susabilmek, bunu başarabilmek. Kendini kandırmak belki... Ama sende gördüğüm o 'üç' harf; o tek kelime, buna değer.

Ömrümün telaşı, hadi iyi geceler...


Ömrümün Telaşı-Ece...
 
Sandıklarımız içinde kaybolma savaşı verdiğimiz dünyanın küçük uçurumları vardı. Sandıklarımız vardı, umduklarımız. Sandıklarımız vardı, sırlarımız. Kaybolma savaşı veriyorduk, çünkü umarken var olamıyorduk. Yoktuk... Uçurumlar küçüktü gözümüzde. İyiliği büyütürken, kötülüğü küçültüp durduk. Uçurum kötüydü gözümüzde. Çünkü aşağısı kötüydü. Hep bir yükselme davası hüküm sürdü.

Kaybolma savaşı verdiğimiz her gün ertesi günde büyüdü. Ve rüyaların içine hapsettiğimiz uçurumlar gerçeklerle sürdürüldü. her gün düştük uçurumlardan. 'İyi yerlere değil' çünkü düşmek de kötüydü. Tuhaftı. Çünkü günler geçtikçe düşmek güçsüzlük oldu. Benliğimizi saran güçsüzlüğün peşindeydik. Çünkü kim ne derse biz inandık. Güçsüzlüğün peşinde, güçleri var eden bizdik. Kendi gücümüzü başkalarının ellerine bırakarak yitirdik...


Ece
 
''Seni öyle çok sevmişim ki, kimsenin dolduramadığı düşleri doldurmuşum. Bilirim gerçekcisin sen, inanmazsın da. Ama inan, bu bir hayal değil.
Uyuyorsun şimdi. Ne kadar gerçeksem de, göz kapaklarının altındaki rüya bile ben olmalıyım.
Beni öyle sevmeye devam etmelisin ki, hep 'sana ölürüm' dediğin gibi... ''

Ben bunları yazarken sen beni kırıyormuşsun bir yerlerde. Haberi yok ya kalbimin, sana yazıyorken sana yazıldım yeniden. Affetmek büyüklük olduğu için değil, gerçekten istediğim için affettim vicdanını, beni üzmüş olsa dahi...


Büyük Aşkım dediğin gibi..Ece...
 
Okumadan beğenip geçmek istemedim canım , vaktim olunca her solukta buradayım :KK16:

Bütün arkadaşlarım bir şeyler açıyor bugün :KK34:
 
Yanlışın var küçük bey.
Bizim aşkımız suskunluklarla bitecek
Biterse...
Tartışmalarla değil
Eski aşklardan değil.
Önce biz öleceğiz kendi içimizde
Gücümüz tükenecek
Sohbet dahi edemeyeceğiz
Ne hal soracağız birbirimize
Ne de hatır...
Sessizliğin birinde tükeneceğiz.

Küsmeden gideceğiz birbirimizden
Veda olmayacak mesela
Kimseler özenmeyecek
Bizden sonra aşka
Sessizliğin birinde biteceğiz
Kimseler duymadan
Birbirimizde öleceğiz...


Susmaların birinde ..Ece..
 
Unutmak zorunda kalmamak için, yara almamak için atmaktan çekindiğim adımları atıyorum ardarda. Korkum yok hayattan yana. Şimdilerde 'Hayat' kavramı farklı. Yaşarken düşünmeden ne olacağını, hesaplamadan saniyeyi dakikayı, işte şimdi yaşıyorum. Dünyadaki sahteliğin egemenliğini gerçek olanın içinde unutarak, nasıl ölmek istediğimi bilerek, ne istediğim bilerek yaşıyorum. Acısıyla tatlısıyla...

Ece..
 
O kadar farklıydık ki birbirimizden. Sen kendini kazanmak uğruna, ben, beni kaybetmek pahasına sevmiştim. Ben yolunu yolum yapmıştım, sen geçerken uğramıştın. Hak ettiğim aşkın sen olmadığını biliyorum artık. Ama sen olmasan bunu hiç anlamayacaktım. Teşekkürler adamım !
Alıntı
15 - 1.jpg
 
Saklı Bahçe:
-Neden hep üzgünsün ki?
meslek icabı benimkisi.
-ne demek bu?
Mona Lisa'yı biliyor musun?
-evet
İşte ben onun dudağında ki büyülü tarafım. Aşağı doğru bakanı.
-zor olmuyor mu?
Oluyor ama bazan kaldırımların üzerindeki çamurların arasında bir papatya görürsün. Tanrı o papatyadır belki nereden bilebilirsin ki?
-saçların yok?
Çok bilmekten oldu çok düşünmekten.
-gözlerin peki? Onlara ne oldu?
Onları ben kendim yaptım. Çok bilmekten saçlarım çıktı. Çok bildim çok düşündüm çok da gördüm. Nasılsa gözlerim de çıkacaktı. Erken davrandım. Ben kendim çıkarttım.
-Hiç güzel şeyler olmadı mı?
Oldu tabii. mesela bir keresinde birbirine ait olmayan hiçbir yerde çarpışmayacak birkaç yaşam tanıdım. benzer tek yanları yalnızlıklarıydı. düşündüm. yedi milyarın içinde böyle yalnız kalmak tebrik edilmesi gereken bir başarıydı.
-insanlar neden hep farklı hesapların peşinde
Bilmiyorum. Onlardan uzaklaştığımda 11 yaşındaydım.
-geceleri uyuyamıyorum. her yerim kanıyor gibi.
Bir keresinde ben de uyuyamıyordum.
-sonra ne oldu?
Birbirine ait olmayan hayatlardan bir tanesi bana aitti.
-anlamadım?
Farklı bir gezegenden birine sadece huzur için sarılıp uyudum.
sadece huzur istedim.
-sonra?
Yaralı iki kayıp hayattık. acılarımız aynıydı. bizim gibi insanlar genelde böyle oluyor. birbirini taklit ediyor acı çekerken. gök gürültüsünden korkan iki çocuk gibi sımsıkı sarıldık. o an gezegen çok güvenliydi.
bütün insanlara güvenesim gelmişti bir anda. kıyamet kopsa biz orada sağ kalacaktık gibi hissettim. o gece uyuduğum kesinlikle uyku değildi. başka bir şeydi. huzurdu o gece uyuduğum. bakire bir huzurdu. sabah evrene başka bir adam olarak günaydın demiştim. ama biliyordum geçici bir his olduğunu. uyuşturucu gibi tıpkı. kötü yanı insanın canı hep istiyor. ve her istediğinde bulamıyorsun.
-geçici bir his?
Sen beni dinlemiyor musun? Dedim ya farklı bir gezegenden diye. o gece sadece tek mucizelik yer açmıştı. biz de bu mucizeyi çarpışmaktan yana kullandık karşılaşmak için.
-sonra ne oldu?
Sabah kollarımda uyandı. Ben de onun kollarında uyandım. İyi hissettim kendimi. Aylardır böyle güzel uyanmıyordum. Sonra da üstünü giyinip gitti.
-neden?
Çünkü birbirine ait olmayan iki hayattık. benzer tek yanımız acılarımızdı. o gece acılarımızı paylaştık. belki de yedi milyarın içinde yalnız kalma başarısını gösterdiğimiz için şefkat dolu birer sarılma ile kendimizi ödüllendirmiştik. Gece bittiğinde olması gereken oldu gitti.
-anladım.
Yalan söylüyorsun. Çünkü sen hala sevişip sevişmediğimizi düşünüyorsun. Bunu geçiriyorsun aklından. Yaşadığımız şeyleri anlatmak istediğimi anlamayı bırak dinlemedin bile.
 
X