Romatoloji - Romatizmal Hastalıklar Ankilozan Spondilit (AS) Bilgi Ve Paylaşım Alanı

Nevreste

Bir garip yolcu
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
290.005
595.671
42

Ankilozan-Spondilit.jpg


Ankilozan Spondilit nasıl bir hastalıktır?

AS, ağrılı ve çoğunlukla ilerleyici olan bir romatizmal hastalıktır. Omurga ve leğen kemiğindeki eklemlerin bazılarının ya da tümünün birbiri ile kaynaşması durumudur. “Ankiloz” kemiklerin birleşmesi, birbirine yapışması demektir. Spondilit ise vertebraların (omurga kemiklerinin) iltihabını tanımlar. Söz konusu iltihap mikrobik ve bulaşıcı bir iltihap değildir. Hastaların çoğunda bu yapışma kısmidir, uzun zaman sonra bile ağır hareket kısıtlılığı nadirdir. Sıklıkla omurga kemiklerini etkilemekle birlikte, özellikle erken yaşlarda başladığında kalça, omuz ve ayak bilek eklemlerini, kasları kemiklere bağlayan tendon ve bağları da etkileyebilmektedir. Seyir sırasında genellikle tek gözde, tekrarlayıcı üveit (ağrı, bulanık görme ve kızarıklık ile), aralıklarla tekrarlayan ishallerle kendini gösteren barsak tutulumu ve uzun süreli bazı ağır hastalarda da akciğerler ve kalp hastalıktan etkilenebilir. Ancak AS hemen hemen hiçbir zaman hayatı tehdit eden bir hastalık değildir.

Ankilozan Spondilit nasıl gelişir ve ilerler?

Bağışıklık sisteminin yarattığı inflamasyon (iltihabi durum), bağ ya da tendonların kemiğe yapıştığı noktalarda ortaya çıkar. Bunu, kemiğin yapışma yerinde ortaya çıkan hasar (erozyon) izler. Zaman içinde iyileşme süreci inflamasyonun yerini alır ve inflamasyon yerlerinde yeni kemik oluşur. Eklem, bağ ya da tendonların yerini kemik doku aldıkça, eklemde hareket kısıtlılığı başlar.

Bu iltihabi sürecin sürekli olarak tekrarlanmasıyla daha fazla kemik oluşumu gerçekleşir ve özellikle ağır hastalarda (hastaların %20-30’unda) omurga kemikleri belden boyuna kadar birbiriyle tamamen kaynaşır. İlk olarak leğen kemiği (pelvis) eklemleri etkilenir.


Ankilozan Spondilit kimlerde ve neden ortaya çıkar?

Yaklaşık olarak her 200 erişkin bireyden birinde görülen AS, tipik olarak ergenlik çağının sonunda ve yirmili yaşlarda ortaya çıkar. Ancak belirtiler yaşamın diğer dönemlerinde de başlayabilir. AS, erkeklerde kadınlara göre yaklaşık 3 kat daha sık görülmektedir ve erkek, kadın ve çocukları farklı biçimlerde etkiler. Erkeklerde en sık leğen kemiği ve iskelet, daha seyrek olarak da göğüs duvarı, kalça, omuz ve ayaklar etkilenir. Kadınlarda iskelet tutulumu erkeklere göre daha hafiftir. En sık leğen kemiği, kalça, diz, dirsek ve bilekler tutulur. 11 yaşın altındaki çocuklarda AS belirtilerinin ortaya çıkması nadir bir durumdur. Çocuklarda tipik olarak etkilenen eklemler; diz, bilek, ayak ve kalça eklemleridir. Nadiren sırt ağrısı bulunur.

AS’nin oluşma nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik yatkınlığın hastalığın gelişme sürecinde etkili olduğu düşünülmektedir. Bu hastalığın görüldüğü bireylerin çok büyük bir kısmının kanında HLA-B27 adı verilen genetik bir belirteç bulunmaktadır.

Normalde zararsız olan bazı mikropların HLA-B27 ile etkileşerek bağışıklık sistemini yanıltması ile vücudun kendi dokularına karşı gelişen iltihabın hastalığa yatkınlık sağlaması mümkün olabilmektedir. Ancak bu geni taşıyan herkeste AS gelişmemektedir. Yani AS gelişimi, genetik ve çevresel etkenlerin birlikte veya tek tek etkilerine bağlı olabilir.

Diğer genlerin de AS oluşumuna katkısı olabileceği düşünülmektedir. AS’ye genetik olarak yatkın kişilerde bakteriyel infeksiyon (örneğin bir mide-barsak infeksiyonu) gibi çevresel bir faktörün etkisiyle bağışıklık sisteminin aşırı miktarda çalışması ve vücudun kendisine zarar vermesi sonucunda hastalık ortaya çıkabilmektedir.


Ankilozan Spondilit’in belirtileri nelerdir?

  • Temel belirtisi 3 aydan daha uzun zamandır istiharat sonrası ortaya çıkan (istirahat ile artan) bel ağrısıdır. Sabahları yataktan bel ağrısı ve tutukluğu ile uyanılması tipiktir. Bu ağrı ve tutulma gün içerisinde hareketle azalır ya da kaybolur. Yavaş ya da dereceli olarak başlayan sırt ağrısı ve katılık (saatler ya da günler içinde değil, haftalar ya da aylar içinde) ortaya çıkar
  • Omuz, diz ve bilek eklemlerinde ağrı ve şişme görülür.
  • Boyun ağrısı ve tutulmalar sıktır.
  • Özellikle bel bölgesinde gün ilerledikçe egzersizle azalan veya kaybolan sabah sertliği ya da ağrısı bulunabilir. Bu belirtiler üç aydan daha uzun süre devam eder. Ancak bel ağrısı ve tutukluğun belli dönemlerde kendiliğinden yatışıp, kısa süre sonra tekrarlaması hastalığa özgüdür.
  • Özellikle erken dönemlerde olmak üzere kilo kaybı.
  • Halsizlik.
  • Gözlerde kalıcı hasara neden olabilecek iltihap (üveit, gözde ağrı, kızarıklık ve birkaç gün süren bulanık görme ile).

Ankilozan Spondilit ne sıklıkta görülür?

Tüm dünyada ankilozan spondilit görülme sıklığı, etnik gruplara ve coğrafi bölgelere göre değişmekle birlikte %0,55 ile %1,4 arasındadır.

Avrupa’da görülme sıklığı çeşitli ülkelere göre farklılık göstermektedir. Yapılan çalışmalara göre Avrupa’da en sık Norveçlilerde (%1,1-1,8), en düşük ise Fransızlarda (%0,08) bulunmuştur. Almanya, Portekiz ve İtalya’daki sıklık ülkemizdekine benzerdir.

Türkiye’de ankilozan spondilit görülme sıklığı ise yapılan bir çalışmada %0,5 bulunmuştur

Kaynak:bel ağrılarınızı sorgulayın
 
Ankilozan Spondilit eklemler dışında hangi organları etkileyebilir?

as_2.jpg


AS, göz, kalp ve akciğerleri etkileyebilir. Bu etkiler hayati tehlike taşımaz ve daha kolay tedavi edilebilir. AS, gözün iris adlı renkli tabakası ile bu tabakanın, gözün dış duvarına tutunma yeri olan uveayı etkiler. Hastaların %40’ında iris ya da uvea iltihabı (üveit) gözlenir. Bu durum gözlerde ağrı ve rahatsızlık hissi ile sonuçlanır.

AS nadiren kalp üzerinde de etki gösterir. Aort kapakçığını etkileyerek kanın geri kaçmasına neden olur. Kalpte ritim bozuklukları, çarpıntı ortaya çıkabilir. AS göğüs kafesi kemiklerini ve bu kemikler arasındaki kasları etkileyerek nefes alma, öksürük, hapşırma gibi durumlarda ağrı duyulmasına neden olabilir. Göğüs kafesinin yeterince hareket edememesi nedeniyle solunum güçlüğü olabilir.

AS kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir hastalıktır. Bazı bireylerde hemen hemen hiç belirti görülmezken, bazılarında belirtiler son derece şiddetli olabilir.

Ankilozan Spondilit tanısı nasıl konur?
Ankilozan spondilit tanısını koymada hastanın hikayesi, fizik muayene, görüntüleme yöntemleri ve laboratuar testleri kullanılır.

Hikayede inflamatuvar bel ağrısının varlığı önemlidir.
Ankilozan spondilitin erken dönemdeki en önemli bulgusu inflamatuvar bel ağrısıdır. Bu tip bel ağrısının özellikleri:

  • Bel ağrısının 40 yaşından once başlaması
  • Bel ağrısının 3 aydan uzun süredir devam etmesi
  • Ağrının aniden değil yavaş yavaş başlaması
  • Ağrının istirahatle (dinlenmeyle) (özellikle gecenin 2. yarısında, sabaha karşı) ortaya çıkması
  • Bel ağrısı nedeniyle sabahları yataktan kalkmanın zorlaşması
  • Ağrıya yarım saatten daha uzun süren sabah tutukluğunun/katılığının eşlik etmesi
  • Ağrının hareketle azalması
Fizik muayenede, doktorunuz inflamasyon bölgelerini kontrol eder. Bel, leğen kemiği eklemleri, göğüs ve topuk bölgelerinde hassasiyet ve ağrı olup olmadığın bakar. Muayenede ek olarak omurga ve göğüs kafesinizin hareketlerinde bir kısıtlılık olup olmadığı kontrol edilir.

Doktorunuz ayrıca, daha önceden üveit veya mide-bağırsak sistemi enfeksiyonu hikayesi, ailede AS hastası olup olmadığı ve inflamasyonun olduğu dönemlerde yorgunluk gibi konularda da bilgi edinme amaçlı sorular sorabilir.

Görüntüleme yöntemleri, eklemlerinizdeki inflamasyona bağlı değişiklikleri görmek amacıyla uygulanır. Özellikle sakroiliyak eklem adı verilen leğen kemiği eklemindeki inflamatuvar değişiklikleri görmek, tanı açısından önemlidir. AS tanısı için görüntüleme yöntemi olarak röntgen veya MR kullanılmaktadır.

Laboratuvar testleri, AS tanısı koymada kullanılan kan testleridir. Kanınızda HLA-B27 adındaki belirtecin bulunup bulunmadığı, ESR, CRP gibi inflamasyonun aktivitesini gösteren belirteçlerin yüksek olup olmadığı kontrol edilir.
 
Ankilozan Spondilit tedavisi nasıl olmalıdır?


AS’nin erken tanı ve tedavisiyle hastalık kontrol altına alınabilmekte ve hastaların yaşamlarına ağrısız devam edebilmeleri sağlanabilmektedir.

AS tedavisi için, çeşitli ilaçlar, egzersiz, fizik tedavi, doğru postür (duruş) alıştırmaları, ağrı kesici ve kas gevşetici amaçlı sıcak/soğuk uygulamaları ve şiddetli vakalarda cerrahi tedaviler uygulanmaktadır.

İlaç tedavileri arasında NSAİİ’ler (non-steroid antiinflamatuar ilaçlar) birinci basamak tedavide en önemli yere sahiptir. Bununla birlikte, NSAİİ’lerin mide-bağırsak sistemi üzerinde ciddi yan etkileri olabilir.

NSAİİ’ler yetersiz olduğunda hastalık modifiye edici anti-romatizmal ilaçlar adı verilen ilaç grubuna geçilir.

Bir diğer ilaç grubu, yakın zamanda geliştirilen ve AS tedavisinde en çok umut veren seçenek olan biyolojik ajanlar veya TNF bloke edici ajanlardır. Bu ilaçların sadece eklemlerdeki artriti değli, omurgadaki artriti de yüksek etkinlikle tedavi ettiği gösterilmiştir.

Egzersiz AS tedavisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Her gün yapılacak düzenli egzersiz, daha iyi bir postüre ve esnekliğe sahip olmaya ve ağrıların azalmasına yardımcı olur.

Postür (duruş) alıştırmaları, ankilozan spondilitin neden olacağı katılık, omurgada öne eğiklik/kamburluk gibi durumların ortaya çıkmasını önleyebilir.

Sıcak uygulama, katılaşmış eklemleri ve kasılmış kasları gevşeterek ağrının azaltılmasına yardımcı olabilir.

Soğuk uygulama, inflamasyonlu bölgelerdeki şişliğin azaltılmasına yardımcı olabilir.

Cerrahi tedavi, özellikle kalça ve diz eklemini etkileyen şiddetli vakalarda uygulanabilir. Bunun yanı sıra, özellikle boyun bölgesinde omurganın ciddi olarak öne eğildiği durumlarda da uygulanabilir fakat riskli bir operasyon olması nedeniyle sadece bazı hastalarda uygulanabilmektedir.

Ankilozan Spondilit’in cerrahi tedavisi var mıdır?

as_10.jpg


AS tedavisinde cerrahi çok küçük bir rol oynamaktadır. Ciddi seyirli ankilozan spondilit olgularında, özellikle kalça ve diz gibi büyük eklemlerde replasman (eklem protezi) gerekebilir. Omurganın ileri düzeydeki öne doğru eğilmelerinde (kifoz), cerrahi düzeltme gerekebilir ama riskli olması nedeniyle sadece bazı hastalarda uygulanabilmektedir.
 
Ankilozan Spondilit’te ilaç dışı tedavi yaklaşımları nelerdir?

Egzersiz
Egzersiz, AS tedavisindeki en önemli noktalardan biridir. Eklemlerin hareketlerinin korunmasını sağlar ve ağrıyı azaltır. Güçlendirme egzersizleri, yüzme ve yürüyüş, katılığı azaltmada ve postürün korunmasında son derece yardımcıdır.

Isı / soğuk uygulama
Isı uygulama ağrıyan kasların gevşemesini sağlarken, soğuk uygulama ise eklemdeki ağrı ve şişliği giderir. Ancak bu iyileşmelerin geçici olduğu unutulmamalıdır.
Özellikle eklemin şiş ve ağrılı olduğu dönemlerde ekleme ısı (sıcak) uygulanmaktan kaçınılmalı, soğuk uygulanmalıdır.

Eklemlerin korunması
Ağır işlerde çalışan hastaların farklı bir mesleğe yönelmeleri gerekebilir.

Gevşeme
İltihaplı eklemin çevresindeki kasların egzersiz ya da diğer yöntemlerle gevşetilmesi ağrıyı azaltır.
 
Ankilozan Spondilit’te dikkat edilecek diğer hususlar nelerdir?
Ankilozan spondilitin sürekli ve ilerleyici bir hastalık olduğunun hatırda tutulması ve hem hastalığın gidişinin hem de tedavilerin olası yan etkilerinin düzenli kontrollerle izlenmesi gerektiği unutulmamalıdır.

Lütfen Sigara içmeyiniz… Çünkü AS hastalığında akciğerleriniz etkilenebilir. Sigara bu durumu daha da kötüleştirir.

Alkol kullanmayınız… Çünkü alkol ile kullanacağınız ilaçların etkileşmesi istenmeyen yan etkilere neden olabilir.

Hastalık hakkında daha detaylı bilgi için doktorunuza başvurunuz.
 
Merhaba ben de ankilozan spondilit hastasıyım. Glüten ve şeker diyeti yaparak ağrılarımdan büyük oranda kurtuldum. Bu hastalıkla ilgili deneyimlerimi blogumda yazıyorum. okumak isteyenler için linki aşağıya bırakıyorum. herkese ağrısız ve sağlıklı günler dilerim.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Merhaba
Bana yaklaşık 8 sene önce Ankilozan Spondilit teşhisi konuldu . Değişik ilaç denemelerinden sonra en sonunda fayda gördüğüm anti TNF grubundan Humira ilacına başlayalı da 5 sene oluyor . Bu ay itibariyle tüp bebek sürecine başladık ama hormon iğneleri ve humira birlikte kullanmak zorunda kaldım . Humira kullanıp tüp bebek tedavisi gören var mı aranızda ? Ne kadar süre Humira kullandınız ?
 
X