Antioksidanların Önlediği Sağlık Sorunları

Nevreste

Yeniden ☀
Yönetici
Editor
16 Ağustos 2010
293.959
605.016
43
antioksidan-meyveler.jpg


Vücudun tümü oksijenli solunum yaparak enerji üretir. Bu metabolik olay sonucunda serbest radikaller adı verilen ve hücreleri için sağlıklı olmayan zararlı bileşikler ortaya çıkar. Devamlı oluşturulan bu bileşiklerden, antioksidan adı verilen bileşikler hücreleri korumaktadır. Her ne kadar tüketilen gıdalar ile antioksidanlar alınsa da, özellikle de ilerleyen yaşlarda antioksidan takviyesi alınması gerekebilmektedir. Antioksidanlar ile ilgili yapılan son araştırmalar onların bilhassa kalp hastalığı, astım ve alerji gibi bazı hastalıklar ve koşullar üzerine son derece önemli etkileri olduğunu söylüyor. İşte yapılan araştırmalardan önemli bir kısmı;

Kardiyovasküler Hastalıklar:

Meyve, sebze, tam tahıllar, fındık ve çay bakımından yüksek diyetler kalp hastalıkları riskini azaltır. Resveratrol içeren besinler de aynı zamanda kalp hastalıklarını azaltmaktadır. İlaveten bitter çikolata kalp için iyi olabilir, ama onun yağ ve kalori içermesinin farkında olmalısınız.

Doğurganlık:

Antioksidanlar üzerine yapılan çalışmalara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Yeni bir çalışma ise likopen ile ilgili. Likopen, E ve C vitaminleri, çinko, selenyum, folat ve sarımsak takviyesi alan erkeklerin almayan diğer erkeklere göre çocuk sahibi olma konusunda iki kat daha başarılı oldukları belirlenmiştir. Spermlere serbest radikal hasarı kısırlığın önemli bir nedenidir.

Makula Dejenerasyonu:

Lutein ve zeaksantin antioksidanları ile yapılan bir araştırmada onların retina dejenerasyonu karşı daha iyi koruma yaptığı belirlenmiştir.

Kistik fibrozis:

Vitamin A, D, E ve K ve glutatyon kullanarak yapılan antioksidan tedavisinin başarılı olduğu görülmüştür. Kistik fibrozis sorunu bulunan hastalar gıdaların sindiriminde sorun yaşarlar, bu yüzden bir inhaler ile yağda eriyen antioksidanlar verilmesine devam edilmektedir.

Alerjiler ve Astım:

Domates, patlıcan, kabak ve yeşil fasulye gibi besinlerin sıklıkla tüketen çocuklarda astım görülme olasılığı çok düşüktür. Alfa karoten, beta karoten, C vitamini ve likopen gibi antioksidanlar akciğer dokusu üzerine son derece önemli etkilere sahiptir.

Kanser:

Her yıl kanser vakalarında artış yaşanıyor. Bunun önemli nedenleri arasında antioksidan bakımından fevkalade zengin olan meyve ve sebze kullanımının azalmış olması yer almaktadır. Kemoterapi gören kişiler için endişe oluşturmaktadır. Çünkü kemoterapi gören hastalarda tedaviyi engelleyebilmektedir.

Sağlıklı Kemikler:

Yeni bir araştırmada çay içilmesinin yaşlandıkça daha güçlü kemikler oluşturacağı bildirilmektedir.
 
Antioksidanlar ve Bağışıklık Sistemi: Optimal Sağlık İçin En İyi Gıdalar
nocanvas_antioksidanlar-ve-bagisiklik-sistemi-optimal-saglik-icin-en-iyi-gidalar-p50n3.jpg

En İyi Gıdalar


Bağışıklık sisteminizi güçlü tutmak ve soğuk algınlığı ve gribi önlemenin en iyi yollarından biri sizi şaşırtabilir: Bir süpermarketin ürün reyonlarında alış veriş yapmak.

Uzmanlar meyve ve sebze bakımından zengin bir beslenmenin soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonların önüne geçmeye yardımcı olabileceğini söylüyor. Bunun nedeni bu süper gıdaların bağışıklığı güçlendiren antioksidanlar (canlı organizmalardaki toksinleri atmaya yarayan madde) içermesidir.

Antioksidan nedir Bunlar serbest radikallerin (bedenimizdeki hücreleri parçalayarak yaşlanmaya ve hastalıklara yol açan, tahrip edici moleküler) hücrelere verdiği hasarları engelleyen ve onaran vitamin, mineral ve diğer besinlerdir. Pek çok uzman, bu zararın damar sertliği (ateroskleroz), kanser ve artrit gibi bazı kronik hastalıklarda rol oynadığına inanıyor. Serbest radikaller aynı zamanda bağışıklık sisteminizi etkileyebilir. Bu yüzden antioksidanlar ile bu zarara karşı savaşmak, bağışıklık sisteminizi güçlü tutar ve soğuk algınlığı, grip ve diğer enfeksiyonları daha etkili bir şekilde önlemeyi mümkün kılar.

 
Bağışıklık için Antioksidanlar: Bunları

Diyetinize meyve ve sebzenin her türlüsünden daha fazla eklemek sağlığınıza yararlı olacaktır. Ancak bazı gıdalardaki antioksidan miktarı diğerlerinden daha yüksektir. Üç ana antioksidan vitamin beta-karoten, C vitamini ve E vitaminidir. Bunları renkli meyve ve sebzelerde, özellikle mor, mavi, kırmızı, turuncu ve sarı tonlarda olanlarda bulabilirsiniz. Antioksidanların en büyük faydalarından yararlanmak için bu gıdaları çiğ veya hafif haşlanmış olarak yiyin, fazla haşlamayın ya da pişirmeyin.

Beta-karoten ve diğer karotenoidler: Kayısı, kuşkonmaz, pancar, brokoli, kavun, havuç, mısır, yeşil biber, lahana, mango, şalgam, nektarin, şeftali, pembe greyfurt, balkabağı, kabak, ıspanak, tatlı patates, mandalina, domates ve karpuz.

C vitamini: Çilek türü meyveler; brokoli; Brüksel lahanası; kavun; karnabahar; greyfurt; lahana; kivi; mango; nektarin; portakal; papaya; kırmızı, yeşil ya da sarı biber; bezelye; tatlı patates; çilek ve domates.

E vitamini: Brokoli, havuç, pazı, hardal ve şalgam, mango, fındık türü yemişler, papaya, balkabağı, kırmızı biber, ıspanak ve ayçiçeği çekirdeği.

Antioksidan bakımından zengin olan diğer gıdalar şunlardır:

  • Kuru erik
  • Elma
  • Kuru üzüm
  • Tüm meyveler
  • Erik
  • Kırmızı üzüm
  • Yonca filizi
  • Soğan
  • Patlıcan
  • Fasulye
Vitaminler yiyeceklerdeki tek antioksidanlar değildir. Bağışıklığı artırmaya yardımcı olabilecek diğer antioksidanlar şunlardır:

  • Çinko: İstiridye, kırmızı et, tavuk, fasulye, fındık türü yemişler, deniz ürünleri, tam tahıllar, zenginleştirilmiş tahıllar ve süt ürünlerinde bulunur.
  • Selenyum: Brezilya fıstığı, ton balığı, sığır eti, kümes hayvanları zenginleştirilmiş tahıllar ve diğer tahıl ürünlerinde bulunur.
 
Antioksidan Süper Gıdalar:

Optimal sağlık ve bağışıklık sistemi için, antioksidan vitaminler ve minerallerin önerilen besin alım miktarı (RDA) kadarını almalısınız. Bu sağlıklı kalmak ve eksikliğini önlemek için ihtiyacınız olan vitamin veya besin miktarıdır.

Bazı antioksidanlar için RDA''lar şöyledir:

Çinko: Erkekler için 11 miligram, kadınlar için 8 mg. Eğer sıkı bir vejetaryen iseniz, % 50 daha fazla çinko almanız gerekebilir. Çünkü daha çok bitkisel kaynaklı yiyeceklerle beslendiğinizde, vücudunuz çinkoyu daha az emer.

Selenyum: Erkek veya kadınlar için 55 mikrogram.

Beta-karoten: Beta-karoten için bir RDA yoktur. Ama Amerika Birleşik Devletleri''nde bulunan Tıp Enstitüsü adlı kuruluş, günlük 3 ila 6 miligram beta-karoten alırsanız, vücudunuzun kronik hastalık riskini azaltabilecek seviyelere ulaşacağını söylüyor.

C vitamini: Erkekler için 90 miligram, kadınlar için 75 miligram. Sigara içenlerin fazladan C vitamini alması gerekir: Erkekler için 125 miligram, kadınlar için 110 miligram.

E vitamini: Erkek veya kadınlar için 15 miligram.

Gıdalar Bağışıklığı Nasıl Arttırır

Antioksidanları bir vitamin veya besin takviyesi ile alamaz mısınız Evet, alabilirsiniz, ancak bağışıklık sistemini güçlendiren diğer besinler eksik kalabilir. Sağlığınızı desteklemek için birçok farklı besini içeren yiyecekler birlikte alınmalıdır. Örneğin, meyve, sebze ve içerdikleri kompleks antioksidanların gizemlerinin derinine inen araştırmacılar şu faydalarını keşfetmiştir:

  • Kuersetin: Elma, soğan, çay, kırmızı şarap ve diğer besinlerde bulunan bitki kaynaklı bir kimyasal (fitokimyasal). İltihaplanmalara karşı savaşır ve alerjileri azaltmaya yardımcı olur.
  • Luteolin: Yeşil biber ve kerevizde bolca bulunan bir flavonoid (vücuda zarar veren öğeleri etkisiz hale getiren bitkisel maddeler). Aynı zamanda iltihaplanmalara karşı savaşır ve bir çalışmaya göre beyni Alzheimer gibi iltihabi koşullara karşı korumaya yardımcı olabilir.
  • Kateşinler: Çayda bulunan bir flavonoid tipidir. Çay kateşinleri Alzheimer hastalığı, kalp hastalığı ve kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir.
Eğer diyetinizde taze ürünler tüketerek yeterli miktarda antioksidan alamıyorsanız, bazı uzmanlar mineralleri de içeren bir multivitamin almanızı öneriyor. Fakat bağışıklığı artırmak için bağışıklık sistemine özel takviyeler alırken dikkatli olun. Antioksidanlar konusunda, bir çok şeyde olduğu gibi, ölçülü olmak esastır. Örneğin, A ve E vitaminleri vücutta depolanır ve yavaş yavaş ortadan kaldırılır. Çok fazla almak toksin etkisi yaratabilir.
 
antioksidan-yiyecekler.jpg_thumb.png


Antioksidan nedir? Antioksidan ne işe yarar? Antioksidanların faydaları


Antioksidanlar, başka moleküllerin oksidasyonunu engelleyen moleküllerdir. Oksidasyon ise, maddenin bünyesinde bulundurduğu elektron veya hidrojenlerin alınıp, okside edici ajana transfer olduğu kimyasal reaksiyondur. Oksidasyon reaksiyonu sonucu serbest radikal oluşumu gerçekleşir. Oluşan bu serbest radikaller de zincirleme bir reaksiyon başlamasına neden olur.
Hücre içinde oluşan bir zincirleme reaksiyon da, hücrede deformasyonu ya da hücrenin ölümü ile sonlanır. Okside olan hücre artık ya mutasyon geçirerek başka bir forma dönüşmüştür. Antioksidan moleküller, serbest radikalleri ortadan kaldırarak, oluşabilecek zincirleme reaksiyonları ve diğer oksidasyon reaksiyonlarını engeller. Bunu kendilerini oksitleyerek gerçekleştirirler.

Bu nedenle antioksidanlar genel olarak tioller, askorbik asit ve polifenoller gibi indirgen maddelerdir. Oksidasyon prosesi bir hücrenin yaşlanması için önemlidir. Çünkü yaşlanma dediğimiz süreç bir bakıma vücut içindeki hücre ve moleküllerin oksitlenmesi anlamına gelir. Bu nedenle antioksidanlar sağlık açısından büyük önem arz etmektedir.
Vücudumuzu okside eden maddeler arasında, ağır metaller, yağlar ve yediğimiz içtiğimiz ve hatta soluduğumuz sayısız kimyasal vardır. Bunlara serbest radikal veya toksinler denir. Vücudumuzda ortalama yüz trilyon hücre ve hücre başına binlerce molekül bulunmaktadır.
Oksidasyon terimini, hücrelerimize hedef alınan silah atışları gibi oksidatif yaralar olarak düşünebiliriz. Eğer kurşun (serbest radikal) hücre duvarına isabet ederse bir çeşit hasar oluşur. Eğer protoplazmaya denk gelirse farklı bir hasar oluşur ancak DNA’ya ulaşırsa, o zaman çok önemli bir hasar oluşmuş demektir.
DNA hücre yenilenmesi için kodları barındırdığından, DNA’da oluşabilecek hasarların önemi çok büyüktür. DNA kodları aşırı komplekstir ve burada meydana gelebilecek hafif hasarlar sonucu kullanışsız yeni hücre oluşumuna neden olur.
Birçoğumuz biyoloji derslerinden hücre bölünmesi ve ardından eski (ana) hücrenin ölümü döngüsünü hatırlarız. Helozonik DNA kodlarının içersinde hücre yenilenmesi için gerekli bilgiler bulunmaktadır. Bu hücre bölünmesi işlemi, bir VHS videoteybinin kopyalanması işlemine benzetilebilir. Her başarılı kopya dahi, bir öncekinden daha kalitesizdir ve kopyalar kullanışsız olana dek bu süreç devam eder. Gençliğimiz süresince gerçekleşen hücre bölünmeleri de DVD kopyalama gibidir çünkü kopyalama süreci mükemmele yakındır. Sadece DNA hasarı olduğu durumlarda, kusurlu DNA’lar kopyalanır. Çünkü hücrenin DNA’sı hasar gördüğünde, bir sonraki kopyalanan DNA, hasarlı DNA’nın tamamen aynısıdır ve daha sonraki tüm hücre yenilenmelerinde bu hasarlı kod aktarımı gerçekleşir. Eğer DNA tekrar hasar görürse, sonraki hücre yenilenmelerinde daha da kötü kopyalar türeyecek ve böyle sürüp gidecektir.
Sonuç olarak, hücre yenilenmesi mekanizması hasar görecek ve hücre kopyalamalarının kalitesi VHS kopyaları gibi olacaktır. Bu noktada vücudumuz yaşlanacak, rahatsızlık hissedecek ve ölüm süreci yaklaşacaktır. Bu nedenle, yaşlanmayı geciktirmek için yapılacak şey hücre hasarlarının DNA’yı etkilemesini engellemektir

DNA Oksidasyonu Nasıl Engellenir?

Hücre hasarını engellemek, vücudumuzun içine girip hasara neden olabilecek kötü çocukların durdurulması olarak görülebilir. Eğer çok zenginseniz ve koruma isterseniz, sizi tehlikeye atabilecek kötü çocukların size zarar vermemesi ve koruması için bodyguard tutarsınız. Bu, tam olarak hücrelerimizdeki DNA’lara hasar veren kötü çocuklardan korunmak için yapmamız gerekendir. Bu noktada antioksidanlara vücudumuzun bodyguardları demek yanlış olmayacaktır. Günümüzde antioksidan olduğu bilinen çok sayıda madde vardır. Vitamin C ve E, selenyum ve picnogenol (bir çeşit polifenol) iyi bilinen antioksidanlar arasındadır. Yüzlerce farklı bileşik ve mineralin antioksidan özellikte olduğu bilinmektedir. Bunlardan bazıları nispeten daha zayıf ve bazıları da çok etkili koruyuculardır.
Daha önce de belirttiğim gibi, oksidasyon süreci hücrelerimize nişanlanmış kurşunlar gibidir. Bu bağlamda, bodyguard olarak isimlendirdiğimiz antioksidanların görevi kurşunun önüne kendini atıp hücrelerimizi korumaktır. Bu nedenle yaşlanmayı engellemenin altında yatan sır, hücrelerimizin etrafında durup onları koruyacak çok sayıda antioksidan (bodyguard) maddenin bulunmasıdır.

Antioksidanlar en iyi performansını takım halinde sinerji ortaya çıkararak gösterirler çünkü her biri farklı oksidasyon saldırılarına karşı koruma sağlarlar. Aynı zamanda hasar görmüş bir antioksidan, sağlam olan diğer antioksidanlar tarafından tamir edilir. Hücrelerimiz günde yaklaşık 10000 kere serbest radikaller veya diğer oksidatif kimyasallar tarafından saldırıya uğramaktadır. Bu nedenle sağlıklı ve genç kalabilmek için her iki ya da üç saatte bir antioksidan almak gerekir. Bununla birlikte, vücuda alınan besin miktarı da çok önemlidir. Eğer vücuttaki besin miktarı yüz trilyon kadar olan hücrenin devamlılığını sağlamaya yetecek kadar olmadığı durumlarda, hücreler birbirinden besinlerini çalmaya başlarlar. Bu tarz durumlar durdurulamayan oksidasyon ve hücre ölümleri ile sonlanır. Bu nedenle sadece antioksidan kaynaklarını almak, hücreyi korumak için yeterli olmayıp, alınan besine de önem verilmelidir.
Çok zengin olduğunuzu ve kendinize bir bodyguard ordusu tuttuğunuzu düşünün. Tatil planlarınız arasında herhangi bir savaş bölgesini seçer miydiniz? Muhtemelen hayır. Çünkü ne kadar koruyucunuz olursa olsun çok riskli olur. Benzer şekilde, kendinizi korumak için, ağır metaller, zehirli olabilecek çevre vb. şeylerden uzak tutup vücudunuzda serbest radikaller oluşmasını engelleyiniz. Diğer bir deyişle oksidatif kurşunlardan kendinizi uzak tutunuz.


Antioksidan Kaynakları
En iyi antioksidan kaynakları doğal gıdalardır. Ülkemizde de kolayca ulaşabileceğiniz nar başta olmak üzere her türlü meyve suları iyi bir antioksidan kaynağıdır. İşlenmiş ve çok pişmiş gıdalar antioksidan içeriği bakımından oldukça zayıftır.
Bilinen en konsantre ve çeşit açısından zengin antioksidan kaynakları arasında, barbunya fasulye, yabani ve doğal yaban mersini, bazı özel fasulye çeşitleri, enginar, kırmızı ve yeşil elma, çilek verilebilir.
 
X