- 10 Ağustos 2009
- 26.100
- 18.286
haber.sol.org.tr/emek-sermaye/avrupada-genclerin-yaridan-fazlasi-gecici-islerde-calisiyor-125287
Avrupa’da gençlerin yarıdan
fazlası geçici işlerde çalışıyor
Avrupa’da patronlar krizi fırsata
çevirdi. Euro Bölgesi’nde iş
bulabilecek kadar "şanslı" olan
15-24 yaş arasındaki gençlerin
yüzde 52,4’ü geçici işlerde çalışıyor.
Dış Haberler
Perşembe, 06 Ağustos 2015 09:39
Avrupa’da sermaye sınıfının krizin
faturasını işçilerin sırtına
yüklemesinin yollarından biri de
düzenli ve güvenceli çalışmaya
indirilen darbe oldu. Özellikle
gençler arasında esnek ve geçici
işlerde çalışmak zorunda kalanların
oranı, krizle birlikte büyük bir hızla
arttı. Birçok uzman, bu durumun
krizin aşılmasıyla değişmeyeceği
görüşünde.
Krizden önce de emek piyasalarının
“esnekleştirilmesi” ve işçilerin
sosyal haklarında kesintiye
gidilmesi konusunda önemli bir
mesafe kat eden tekeller, krizle
birlikte bu sürece büyük bir ivme
kazandırmış oldu. Fransa’da belirli
süreli iş sözleşmeleriyle, yani
güvenceli ve kalıcı işlerde
çalışanların oranı yüzde 16’ya kadar
geriledi. Bu oran, 2000 yılında
yüzde 25’ti.
İspanya’da her 15-24 yaş
arasındaki genç işçilerin yüzde
70’ine yakını geçici işlerde çalışıyor.
Euro Bölgesi’nin bütününde ise aynı
yaş grubunda geçici işlerde
çalışanların oranı yüzde 52,4’e çıktı.
Bu, şu ana kadar görülen en yüksek
düzey.
Geçen yıl Euro Bölgesi’nde yer alan
19 ülkeden 13’ünde geçici işlerde
çalışanların oranı artış kaydetti.
‘GEÇİCİ’ DEĞİL YAPISAL
Financial Times’a konuşan OECD
istihdam programı direktörü
Stefano Scarpetta, konuyla ilgili
patronların “zihniyetini” şöyle
özetliyor: “Belirli süreli
sözleşmelere gereğinden fazla
başvurulması temelde herkes için
optimal olmaktan uzaktır; işçiler
için kesinlikle böyledir, şirketler için
de böyledir ve belirli süreli
sözleşmeyle çalışma yeniliğin ve
iktisadi büyümenin teşvik
edilmesinin yolu değildir.”
Öte yandan OECD dahi, başta İtalya,
Fransa ve İspanya olmak üzere
Avrupa genelinde geçici
çalışmadaki artışın bir “atlama
tahtası” olmaktan ziyade bir
“tuzağa” dönüşmesinden kaygılı.
Zira bu tür işlerde çalışanların
yoksulluk sınırının üzerinde yaşam
standartlarına kavuşması
neredeyse imkansız. OECD
genelinde geçici işlerde çalışarak
geçimini sağlamaya çalışan hane
halklarının yüzde 22’si yoksulluk
sınırının altında. Bu oran, düzenli
işlerden gelir elde eden hane
halkları için yüzde 3.
Avrupa’da ekonomik büyüme yavaş
da olsa yeniden sağlanmaya
başladı. Ancak büyümenin geri
gelişinin düzenli, güvenceli
çalışmanın geri dönüşü anlamına
gelip gelmeyeceği belli değil. Krizle
birlikte ivme kazanan geçici ve
kuralsız çalışmayla ilgili “geçici” ve
“kuralsız” olmayan tek şey, belki de
bu tarz çalışmanın kendisi.
Avrupa’da gençlerin yarıdan
fazlası geçici işlerde çalışıyor
Avrupa’da patronlar krizi fırsata
çevirdi. Euro Bölgesi’nde iş
bulabilecek kadar "şanslı" olan
15-24 yaş arasındaki gençlerin
yüzde 52,4’ü geçici işlerde çalışıyor.
Dış Haberler
Perşembe, 06 Ağustos 2015 09:39
Avrupa’da sermaye sınıfının krizin
faturasını işçilerin sırtına
yüklemesinin yollarından biri de
düzenli ve güvenceli çalışmaya
indirilen darbe oldu. Özellikle
gençler arasında esnek ve geçici
işlerde çalışmak zorunda kalanların
oranı, krizle birlikte büyük bir hızla
arttı. Birçok uzman, bu durumun
krizin aşılmasıyla değişmeyeceği
görüşünde.
Krizden önce de emek piyasalarının
“esnekleştirilmesi” ve işçilerin
sosyal haklarında kesintiye
gidilmesi konusunda önemli bir
mesafe kat eden tekeller, krizle
birlikte bu sürece büyük bir ivme
kazandırmış oldu. Fransa’da belirli
süreli iş sözleşmeleriyle, yani
güvenceli ve kalıcı işlerde
çalışanların oranı yüzde 16’ya kadar
geriledi. Bu oran, 2000 yılında
yüzde 25’ti.
İspanya’da her 15-24 yaş
arasındaki genç işçilerin yüzde
70’ine yakını geçici işlerde çalışıyor.
Euro Bölgesi’nin bütününde ise aynı
yaş grubunda geçici işlerde
çalışanların oranı yüzde 52,4’e çıktı.
Bu, şu ana kadar görülen en yüksek
düzey.
Geçen yıl Euro Bölgesi’nde yer alan
19 ülkeden 13’ünde geçici işlerde
çalışanların oranı artış kaydetti.
‘GEÇİCİ’ DEĞİL YAPISAL
Financial Times’a konuşan OECD
istihdam programı direktörü
Stefano Scarpetta, konuyla ilgili
patronların “zihniyetini” şöyle
özetliyor: “Belirli süreli
sözleşmelere gereğinden fazla
başvurulması temelde herkes için
optimal olmaktan uzaktır; işçiler
için kesinlikle böyledir, şirketler için
de böyledir ve belirli süreli
sözleşmeyle çalışma yeniliğin ve
iktisadi büyümenin teşvik
edilmesinin yolu değildir.”
Öte yandan OECD dahi, başta İtalya,
Fransa ve İspanya olmak üzere
Avrupa genelinde geçici
çalışmadaki artışın bir “atlama
tahtası” olmaktan ziyade bir
“tuzağa” dönüşmesinden kaygılı.
Zira bu tür işlerde çalışanların
yoksulluk sınırının üzerinde yaşam
standartlarına kavuşması
neredeyse imkansız. OECD
genelinde geçici işlerde çalışarak
geçimini sağlamaya çalışan hane
halklarının yüzde 22’si yoksulluk
sınırının altında. Bu oran, düzenli
işlerden gelir elde eden hane
halkları için yüzde 3.
Avrupa’da ekonomik büyüme yavaş
da olsa yeniden sağlanmaya
başladı. Ancak büyümenin geri
gelişinin düzenli, güvenceli
çalışmanın geri dönüşü anlamına
gelip gelmeyeceği belli değil. Krizle
birlikte ivme kazanan geçici ve
kuralsız çalışmayla ilgili “geçici” ve
“kuralsız” olmayan tek şey, belki de
bu tarz çalışmanın kendisi.