Sevgili dostlar,İnsanoğlu Allah’ın hikmetiyle dünyaya gelir iyi kötü yaşar ve ölür.Yaşamları boyunca kimi zaman isteklerini çok kolay elde eder kimi zaman ise çok zorlanır. Bazıları için ise istekleri hiçbir zaman hayatlarında olmaz.İşte ben; hayatında bu 3 olguyu da yaşamış biri olarak bu makaleyi sizlerle paylaşmak istiyorum.Oldukça sağlıklı geçirdiğime inandığım gençlik hayatımın, aniden değişen bir dönüm noktasına kasık bölgemdeki ağrıyla girdim. İnanılmaz bir kasık ağrısıyla apandisit ameliyatı oldum. Sonrasında apandisit değil testis tümörü olduğumu öğrendim. Henüz 18 yaşında biri olarak bunun üstesinden nasıl gelebileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Babam Annem karar verdiler bu konu ile kim ilgili? İ.Ü Çapa Tıp Fak doğru adresini buldular ( Bu dönemleri hiç hatırlamamak istemememden çok yüzeysel geçeceğim). Onkoloji Enstitüsünde dönem dönem gördüğüm kemoterapiler sonrasında hayatımda 4 yılın yitirildiğini anladım.Spor hayatım tahsil hayatım hepsi sekteye uğramış, akranlarımdan yıllarca geriye düşmüştüm. 4 yıl geçmişti. 4 yılın sonunda kan değerlerinin normale düşmesi tomografilerde kaybolan kötü hücreler en sevindirici olaylardı. Bu arada bir dizi ameliyatlar geçirmiş olmam da cabası. Lenfodenektomi diye tabir edilen ciddi bir operasyon ve sonrasında bağırsak düğümlenmesi. Lenf bölgelerinden alınan parçalar biopsiler v.s.Bunları neden mi yazıyorum? Ben doktorların ‘Allah’ın elleri’ olduğuna inanıyorum. Haşa Allahı ‘ın elleri olur mu? Demeyin. Teşbihte hata olmaz.4 yıl sonunda ; Artık iyileşmiş hayatıma kaldığım yerden devam etmeliydim.Hayatıma dair her şeyi yavaş da olsa yoluna sokmalıydım.Bir iş bulup çalışmalıydım.Artık okumak bana göre değildi. Hayatımı dünya tatlısı biriyle birleştirmek için plan ve program yapmalıydım.Ama geçmişimi O’ na da anlatmalıydım, yaptım anlattım. İleriki yaşantımızdaki riskleri hiçbir eksiği olmadan tüm teferruatıyla eşim olacak bayana söyledim. Dönem dönem kontrollere gidiyor, tahliller veriyor, ve sonuçlarını görünce seviniyordum.Tedavi biteli 2 yıl olmuştu artık iyileşmiştim. Evlenme teklifim anında kabul görmüş ve dünyalarımızı eşimle birleştirme kararı vermiştik.Artık iyi kötü bir firmada çalışıyordum evlenmiştim ve sağlığımda iyiydi. 6 yıl olmuştu evleneli, o çok sevdiğim eşim her gün Allah’a ‘evliliğimizin meyvesini ver bize’ dualar ediyordu. Bebeği olmasını çok istiyordu.’Biliyorum sen bana her şeyi anlattın ama napayım anne olma isteği bu vazgeçemiyorum ‘diyordu. Ben de istiyordum. Her ay 100 dolar maaşımdan artırarak biriktirdiğimiz paramız vardı elimizde avucumuzda. Konuştuk tüm birikimimizi bu iş için harcamaya karar verdik. Karar verdiğimiz iş tüp bebek yapmaktı. Riskleri biliyorduk ve kabul etmeliydik. Kendimize sonraları kızabilirdik.’Neden denemedik’ dememek için yapmalıydık. Ve en iyi doktoru en iyi merkezi aramaya karar verdik. Allah’ım bizi Dr. Emre Bakırcıoğlu diye dünya güzeli biriyle tanıştırdı. İhtiyacımız olan umut kendisinde vardı. O’nun gözündeki ışıltı bambaşkaydı.Tam bir teslimiyetle kendisine bağlanmıştık.Eşimle ilgili testler tetkikler yapıldı her şey normaldi, O’nun bir sorunu yoktu. Sorun bendeydi. Kullanılan kanser ilaçları sperm kalitesini düşürmüştü.Bu durumda normal süreçle çocuk sahibi olmamız imkansızdı.Kanser tedavisi göreli çok uzun zaman olmuştu.Artık kanser değildim bu benim düşüncemdi. Emre Bey ise benimle aynı fikirde değildi. Allah’tan ki değildi. Riski sıfıra indirmek için tekrar tümor markerleri istedi, sonuçlarını inceledi ,kontrol etti ve kanserin nüks ettiğini söyledi.Hayatımda her şey yolundayken duvara toslamıştım.Tekrar başa mı dönüyorduk. Bir kez yendik yetmedi mi rövanş mı isteniyordu.Yıkılmıştık. Olsun bir kez yenen bir kez daha yenerdi.Allah’tan ümit kesilmezdi,kesilmemeliydi.Tüp bebekle ilgili her şeyi durdurmalıydık.Tekrar kemoterapi görmeliydim.Ama önemli bir risk vardı .Tekrar kemoterapi olacaktım. Yine sperm bulunamayabilecekti. Emre bey benim için en doğru kararı verecekti, biliyordum.Artık savaşma dese bırakacak, sonuna kadar git dese gidecektim. Kemoterapi öncesi TESE yapalım dedi. Koşulsuz kabul ettim. TESE ameliyatını bizzat kendisi yürüttü.ameliyat sonrası müjdeledi yeteri kadar sperm, testis dokusundan alınmış ve dondurulmuştu. Artık kanserle savaşma zamanıydı.Tekrar onkolog doktorlarımla bu işin üstesinden gelmeliydik. Çünkü yarım bıraktığım bir iş vardı. Eşim yanımdaydı ve biz bebek istiyorduk…1 yıl geçmişti. Nüks eden hastalık artık tahlillerde ve tomogrofiler de yoktu.Kemoterapi bitmiş saçlarım uzamış kendimi iyi hissetmeye başlamıştım.Dondurulmuş hücreler eşime nakledildi. Bir kısmı ikinci deneme için saklandı. Allah’ıma binlerce şükürler olsun gebelik sağlanmıştı. 9 ay 10 gün sonra oğlum dünyaya gelmişti.Oğlum artık 3 yaşındaydı ve O’nu odasında yalnız oynarken eşimle ikinci bir karar aldık O’na bir kardeş için karar verdik.Yine para biriktirmeye başladık.Tekrar Emre Bakırcıoğlu’nun kapısını çaldık.İkinci deneme için saklanan hücreler eşime transfer edildi. Allah’ım bize artık bir de kız çocuk hediye etmişti. Çok mutluyduk .Bugün kızımız 2 oğlumuz ise 6 yaşında.Ne mutlu ki sağlıklılar. Allah sağlıklarını daim eder inşallah.Allah’ın bizim için dünyaya gönderdiği okuttuğu zeka ve bilinç verdiği doktorlar sizce de ‘Allah’ın elleri’ değil mi?İsteklerimizi zor da olsa bize tattırdığı için Allah’ıma hamdolsun..3 olgudan biri olan elde edememek ; ne miydi?Okuyamamış doktor olamamıştım.Sevgili Emre hocam ve diğer doktorlarım : Nezdinizde tüm doktorlarımızın Tıp Bayramını canı-yürekten kutluyorum.Saygılarımla.