evet kızlar herkese merhaba..
bilen biliyordur nişanı atmıştım
ilk gün o kadar mutluydum ki hayatımdaki en doğru karar diye düşünüyordum ve çok neşeliydim. hatta ailem korkup beni psikoloğa götürmeye çalıştılar.
ama sonra.. büyük bir boşluktayım. bu boşluğumu ilk farkettiğim zaman, babam benden su isteyince çay getirdiğim zamandı. dalgınlıklarım o an itibariyle başladı ve zamanla artıyor. saatlerce aynaya bakıp geçen 4 yılı her şekliyle düşünüyorum. gözlerim şişmiş ve kırışıklıklar başlamış.. yüzüm yağlanmış sivilceler filizlenmiş.. çirkinleşmişsim.
ağlasam gözümden yaş akmıyor. gülümsemeye çalışmak dünyanın en zor şeyi gibi geliyor artık. ıkınıyorum resmen gülmek için..
eski nişanlımdan haberlerde var. her haberi geldiğinde kalbim yerinden çıkcakmış gibi oluyor.
nişanı attığımdan beri dükkanı açmıyormuş. 4 yıldır bulştuğumuz bir yer vardı klasik mekanımızdı oradaymış sabahtan akşama kadar. eve gitmiyormuş bi arkadaşında kalıyormuş.
2 gün önce kaza yapmış. onuda anlatıyım nasıl olduğunu, nişanı atmadan bi kaç gün önce arabanın torpidosuna ben ikimizin resmini bide bi not bırakmıştım. onu ne kadar sevdiğimi falan yazmıştım. 2 gün önce arabayı temizlerken görmüş onu. arkadaşına ben gidiyorum gerekirse kapısında yatıcam ama beni affetmeden dönmücem demiş. bana geliyormuş. hızlıymış galiba baya. önüne araba çıkınca duramamış kaza yapmış. şuan hastanede. içim parçalanıyor.
bugün gitttim ama giremedim içeriye yapamadım dayanamam onu öle görmeye ağlaya ağlaya tekrar döndüm eve allahtan ciddi bişey yokmuş.. ayrıldığımdan beri köpek oldu tabiri caizse. onu ilk defa bu kadar çaresiz diz çökmüş ağlarken gördüm.
bende farklı değilim zaten. çeyizlerim olduğu odaya bile giremiyorum bana onu hatırlatan ne gördüysem bayılacak gibi oluyorum.
sizce napmalıyım.. gitmelimiyim hastaneye ? yoksa ölsende umrumda değil gibi mı davranmalıyım ?
bilen biliyordur nişanı atmıştım
ilk gün o kadar mutluydum ki hayatımdaki en doğru karar diye düşünüyordum ve çok neşeliydim. hatta ailem korkup beni psikoloğa götürmeye çalıştılar.
ama sonra.. büyük bir boşluktayım. bu boşluğumu ilk farkettiğim zaman, babam benden su isteyince çay getirdiğim zamandı. dalgınlıklarım o an itibariyle başladı ve zamanla artıyor. saatlerce aynaya bakıp geçen 4 yılı her şekliyle düşünüyorum. gözlerim şişmiş ve kırışıklıklar başlamış.. yüzüm yağlanmış sivilceler filizlenmiş.. çirkinleşmişsim.
ağlasam gözümden yaş akmıyor. gülümsemeye çalışmak dünyanın en zor şeyi gibi geliyor artık. ıkınıyorum resmen gülmek için..
eski nişanlımdan haberlerde var. her haberi geldiğinde kalbim yerinden çıkcakmış gibi oluyor.
nişanı attığımdan beri dükkanı açmıyormuş. 4 yıldır bulştuğumuz bir yer vardı klasik mekanımızdı oradaymış sabahtan akşama kadar. eve gitmiyormuş bi arkadaşında kalıyormuş.
2 gün önce kaza yapmış. onuda anlatıyım nasıl olduğunu, nişanı atmadan bi kaç gün önce arabanın torpidosuna ben ikimizin resmini bide bi not bırakmıştım. onu ne kadar sevdiğimi falan yazmıştım. 2 gün önce arabayı temizlerken görmüş onu. arkadaşına ben gidiyorum gerekirse kapısında yatıcam ama beni affetmeden dönmücem demiş. bana geliyormuş. hızlıymış galiba baya. önüne araba çıkınca duramamış kaza yapmış. şuan hastanede. içim parçalanıyor.
bugün gitttim ama giremedim içeriye yapamadım dayanamam onu öle görmeye ağlaya ağlaya tekrar döndüm eve allahtan ciddi bişey yokmuş.. ayrıldığımdan beri köpek oldu tabiri caizse. onu ilk defa bu kadar çaresiz diz çökmüş ağlarken gördüm.
bende farklı değilim zaten. çeyizlerim olduğu odaya bile giremiyorum bana onu hatırlatan ne gördüysem bayılacak gibi oluyorum.
sizce napmalıyım.. gitmelimiyim hastaneye ? yoksa ölsende umrumda değil gibi mı davranmalıyım ?