Belki senin fikrin, benim umudum olur ...

198833

Yeni Üye
Kayıtlı Üye
4 Mayıs 2017
8
8
Okuyan herkese merhaba,
Yazacaklarım birazcık uzun olacak. Şimdiden özür dilerim. Ama tüm hissettiklerimi anlatmam gerek. Buna normal olduğuma inanmak , kendimi kötü hissetmemek için ihtiyacım var...
Ben 29 yaşındayım. Evliyim . Biri 15 aylık erkek , diğeri 3 yaşında kız , iki çocuğum var.
Maddi sıkıntılar haricinde dışarıdan gayet normal hatta herkesin gıpta ediyoruz senin anneliğine , eşinle olan aşkınıza , beraberliğinize maddi zorluklara rağmen birbirinize kenetlendiğiniz dediği bir aile hayatım var. Herkes bana ne kadar etkileyici konuşuyorsun , iki çocuklu olmana rağmen ne kadar fitsin. Eşinle ne kadar uyumlusun. Çocuklarına karşı ne kadar uyumlu, sabırlı ve vakit ayıran bir annesin der. Yani dışarıdan bakıldığında ideal anne ve ideal kadın gibiyim.

Gel gelelim bana...
Ben kötü bir çocukluk geçirdim. Ailemde kavga gürültü eksik olmazdı. Çocukluğuma dair hatırladığım her şeyde bir hüzün ve karmaşa durumu söz konusu. İlköğretim , ortaokul,lise sonra da üniversite hayatım boyunca arkadaşlıklarım ile ilgili sıkıntılarım oldu. Hiç samimi olduğum ve güvendiğim uzun süreli bir arkadaşlık ilişkim olmadı.Çocukken hatırladığım bir kaç kare de erkek çocuklar ve hatta kendi kuzenlerim tarafından küçük tacizler var. Yani işin özü hep insan ilişkilerim kötü oldu.
Babamla aram hiçbir zaman iyi olmadı. Hep kavga , hep gürültü. Birbirimizin üstüne bile yürümüşlüğümüz çoktur. Babamla olan çatışmalardan sonra 17 yaşından itibaren artık evde durmak bana iyice işkence gibi gelirdi.
Çünkü, babam evde yemek yerken bile benim getirdiğimi yemeyeceksin sen der tabağıma tükürürdü. Her an benimle çatışmaya girer bana hakaret ederdi.Annem kavgalarımızdan sıkılmıştı. Bu arada benden 2 yaş küçük erkek kardeşim ve yedi yaş küçük erkek kardeşim var. Onlarla da ilişkileri benim kadar kötü değildi. Ama iyide değildi. Kız kardeşimi hep ben korur, kollardım. Yaptığı her hatayı alkolü , aldatmalarını, işsizlikleri vs her seferinde affeden kabul eden ve bunu sizin için yapıyorum. Babanız olmadan nasıl sahip çıkarım diyen bir annem vardı.
Annem dışarıdan bakıldığında her şeye çocukları için katlanan , vefakar, hayatın çilesini yokluğunu çekmiş bir kadın.
Babam ise dışarıdan hayırsız ama merhametli , arkadaşları ile arası hep iyi bir adam.
Aslında çok çok küçükken babama çok düşkünmüşüm onsuz uyuyamazmışım bile. Ama bir gün 3.5 yaşındayken babamın anneme şiddet uyguladığını görmüşüm ve o günden sonra babama hiç yaklaşmamış ve hep bir çatışma halinde olmuşum.
Gel gelelim bana 17 yaşından sonra evde durmak iyice işkence geldiği için, hep vakitlerimi dışarda geçirmeye başladım. akşam eve gelir gizli saklı yemeğimi yer sonra uyurdum. Evde vakit geçirmek zorunda kaldığım anlarda ise kendi odamda takılırdım hep. Evde değilsem , ya anneannem de ya kız ya da erkek arkadaşlarımla yan yana olurdum. Tabi ki bir sürü saçma sapan flörtlerim oldu, gereksiz insanlarla kısa süreli ilişkilerim oldu. Alkol kullandım. Barlara gittim. Benim için yazmak hiç kolay değil ama bir kere tecavüze uğradım. Hep birilerine sığınmak , güvenmek bir şeylerin olması değişmesini bekledim. Üniversiteyi 2 yıllıkta kendi imkanlarımla yine bulunduğum ilde hem çalışıp, hem okudum. Tabi tüm bu zamanlarda ben dışarlarda olduğumda hatta bazen eve günlerce gelmediğimde bana hesap soran bir annem , babam olmadı. Ne yersin ne içersin. Kıyafet vs alıyorsun bu para nereden geliyor diyen olmadı. Okuyorsun bir şeye ihtiyacın var mı diyen olmadı. Sorsan ben asi bir kızdım. Hep kavga ediyordum. Sebep bu kadar basit ve yeterliydi onlar için.
Bir şekilde bir sürü kötü hatıralarla okuluda bitirdim. Çok ta işe yarayacak bir bölüm değildi . Çünkü bu kafayla hep derslerim idare edecek kadar oldu eğitim hayatım boyunca.
Okul bitti . Bir sürü iş değişikliği vs günler bu hayat devam etti. Normalde evde onlarla oturuyorum ama hayat bahsettiğim gibi işte. Öyle normal destek olabilecek yakın akrabalarımda hiç olmadı. Sonra seneler bu şekilde geçti ve 25 yaşında eşimle tanıştım. Aşıktı, aşıktım. 4 Ay sonra evlenmeye karar verdik. Ailesi beni görmeye geldi. İlk gün her şey çok güzeldi. Ertesi gün yemeğe geldiklerinde etten püften şeyleri bahane etti büyük görümcem ve kayınvalidem ve biz bu evliliği kesinlikle istemiyoruz dediler ve memleketlerine döndüler. Bu arada gerçekten etten püften çünkü mesela biri 70 yaşında anneannemin çok konuşuyor olması gibi. Hangi yaşlı çok konuşmuyor ki acaba. Benimle ilgili hiç bir bilgileri yoktu. tanımıyorlar bizim burada hiç tanıdıkları yok sadece eşim o kadar. Bu arada eşim memur. Biz daha bir ayrıl bir barış ağlamalarla dolu aylar geçirdik. Çünkü birbirimize çok aşıktık. Derken bir gün eşim sabah hadi evleniyoruz dedi ve eşimle aynı gün evlendik. Benim ailemin haberi vardı. Çünkü Eşim harika bir insandı . Sabırlı, Terbiyeli , iyi yürekli çalışkan, sakin yani insanlara göre benim tam tersim ve benim için bulunmaz hint kumaşı. Hem de benim evlenmem tabiri caizse yerimin yurdumun belli olması onlar için harikaydı.
Gerçekten de eşim harika ideal herkesin en kadar şanslısın dediği bir insan. Hep öyleydi ve hala öyle. Ben de tüm bu kötü durumlar hariç çok güzel , akıllı bir kızdım.
Tabi ki o gün biz evlendik. Ve eşimin ailesi onlarda mükemmel değil onlarında kendi içlerinde sıkıntıları var annesi babası ayrı.Öğrendiler ve tabi ki olur olmaz tepkiler verdiler. Benim ailemle bunca sene geçmesine rağmen bir kere düğün haricinde bir araya gelmediler. Düğünde olaylar oldu. Vs . Hala da problemli ilişkilerimiz farklı illerdeyiz. Bir kere benim evime gelmediler. Sürekli ara ara beni telefonla arayıp hakaret vs ettiler. Kızımı bir kez ben götürdüm oraya , onun dışında oğlumu ve kızımı hiç görmediler. anlayacağınız olnlarla da problemli bir ilişkim oldu. Herşeye rağman ne olursa olsun bana telefonla küfür bile ettiklerinde tamam haklısınız deyip sustum. Hiç cevap vermedim. Saygısızlık etmedim çünkü eşime çok aşığım ve onu hiç üzmek istemedim.
Bu arada 2 çocuğumuz oldu. Babamla yine ilişkim hep aynı devam etti.Ben hep agresif kavga eden problem bir kişi oldum ailem ve dışarıdan. Ama kendi çekirdek ailemde herşey harika. Ama ben kendi ailemle olan problemleri bir türlü kafamdan atamadığım için bir türlü bu mutluluğa hiç konsantre olamadım olamıyorum. Yetemiyor bana.
Derken geçen sene babam öldü. Hep ölse kurtulsam dediğim , Ölse bir kere ağlamam ne hali varsa dediğim babam öldü.
Bunları yazarken bile gözlerim doluyor. Ben tükürdüğümü yalamamak için kimseye üzüntümü vs belli etmedim. Bir kere bile ağlamadım ama. İçimde fırtınalar koptu. Kendimi o günden beri acaba ilişkilerimizde ben mi hatalıydım diye hep suçluyorum. Onu özlüyormuşum gibi hissediyorum. Hep ağlamak istiyorum ama hiç ağlayamıyorum. Keşke benim de babamla ilişkim çok güzel olsaydı diye içim yanıyor.Bu arada babamda şeker hastasıydı son 5 senesinde diyalize girdi. Tek ayağını yara yüzünden kestiler. Zorluklar yaşadı. Ve ben ona olan öfkemden ve kızgınlığımdan dolayı ona hiç manevi destek olamadım. Bu da bende vicdan azabı oldu.
Daha sonra babam öldükten 6 ay sonra oğlum 5 aylık kızım 2 yaşındayken artık psikologa gitmeye karar verdim. Tabi ki maddi sıkıntılarımız yüzenden devlet hastanesine gittim. ( Bu arada maddi sıkıntılar her iki aileden de evlenirken destek alamadığımız için düğün, eşya, doğumlar vs derken kredi borcumuzdan dolayı olan borçlar. Bunlar o kadar kolay değildi. Yeri geldi çocuğuma mama bile alamadığım zamanlar oldu)
Psikoloğa 5 ay kadar gittim sonra tedavimiz bitti. Bana Borderline (sınırda kişilik) teşhisi koydu. Şunları şunlarıı yap bunları yapma tarzı şeyler söyledi. İlaç vermek istedi ama psikiyatr olan doktorda benim yas sürecinde olduğumu ilaç kullanmamın doğru olmadığını söyledi. Ben de açıkcası çok ilaç kullanmayı seven biri olmadığım için itiraz etmedim.Ama ben çok fayda gördüğüme inanmıyorum. Tüm bunlardan tedavi neden bitti anlamadım. Mesela ilk gittimde çok uzun bir yol bizi bekliyor dedi. Ama 5 ayda bitti. Açıkcası doktor beni başından savdı gibi hissettim.
Şimdi evimdeyim. Herhangi bir tedavi görmüyorum.
Ama borderline kişiliğin verdiği zorlukları yaşıyorum. Anım anımı tutmuyor , Kilo takıntım var sürekli diyet yapıyorum kendimi fazla kilom olmadığı halde şişman hissediyorum. Yaşadığım hiç bir anın , yemeğin , zamanın vs tadını alamıyorum. Çok çabuk sinirleniyorum öfkemi kontrol edemiyorum. Bir an çok mutlu hissediyorum 10 dk sonra sanki dünya başıma yıkılmış herşey bomboş ölsem ne fark eder ki diye düşünüyorum. Başladığım hiç bir işin sonunu getiremiyorum. Okuduklarımı bir türlü öğrenemiyorum . Kendimi aptal , işe yaramaz gibi hissediyorum. Hiçbirşeye konsantre olamıyorum. Çocuklarım küçük evdeyim çalışmıyorum o yüzden. Bu ruh durumum onlara yansıyor. Eskiden bu kadar da değildi ama artık onlarla içimden oyun oynamak gelmiyor. Yemek yapmak temizlik yapmak gelmiyor. Onlarla oyun vs anlamında ilgilenemediğim için vicdan azabı çekiyorum. Hayatımda ki herkes ben hariç mükemmel ben kötü, sorumsuz ve sorunlu biriymişim gibi hissediyorum. Günlerim bu ruh durumu içinde geçiyor ve ben ne yapacağımı BİLMİYORUM. kendimi bu kadar kolumu kaldıracak kadar enerjisiz , mutsuz , takıntılı ve sorunlu , şişman ve çirkin hissetmek istemiyorum. Bu ruh durumundan kurtulmak istiyorum. Mutlu olmak istiyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum. Biliyorum ÇOOKKKKK ÇOKKKKK uzun oldu. Belki de kimse okumayacak bile ama belki okuyup benimle birşey paylaşıp destek olmak isteyen . Belki de okuyan bir doktor ve ya farklı biri benim hayatıma bana dokunabilecek bir yol gösterebilir diye düşündüm ...

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.
 
Basina gelen kotu seylerin sorumlusu sen degilsin.Ne guzel her seye ragmen kendine guzel bir aile kurmussun.Esinin ailesinin sana karsi boyle davranmasi hos degil tabi ama belki de boylesi daha iyidir surekli olumsuzluklar yasamanizdansa.Cocuklarin ve seni seven bi esin var.Insanlar buna sahip olmak icin cok ugrasiyo.Sanslisin bu konuda bununla mutlu ol.Hastaligina gelirsek bunu tek basina atlatamazsin bence baska bi doktora gorun tedaviyi birakma.
Ben senin her seye ragmen kendine bi hayat kurmani takdir ettim.Gecmisi unut kendinle gurur duy.Umarim her sey iyi olur senin icin.
 
Basina gelen kotu seylerin sorumlusu sen degilsin.Ne guzel her seye ragmen kendine guzel bir aile kurmussun.Esinin ailesinin sana karsi boyle davranmasi hos degil tabi ama belki de boylesi daha iyidir surekli olumsuzluklar yasamanizdansa.Cocuklarin ve seni seven bi esin var.Insanlar buna sahip olmak icin cok ugrasiyo.Sanslisin bu konuda bununla mutlu ol.Hastaligina gelirsek bunu tek basina atlatamazsin bence baska bi doktora gorun tedaviyi birakma.
Ben senin her seye ragmen kendine bi hayat kurmani takdir ettim.Gecmisi unut kendinle gurur duy.Umarim her sey iyi olur senin icin.
Yorumunuz ve güzel uslübunuz için çok teşekkür ederim. Çok içten ve samimi.
 
Nerden başlıyım bilemedim. Babanıza manevi destek olmadığınız için kendinizi suçlamayın çünkü manevi destek olmak için yanına gittiğinizi var sayalım, yine kavga gürültü olacaktı ve sıkıntılı şekilde eve gelecektiniz. Eşinizin ailesiyle uzak olmanız büyük bir artı çünkü aynı şehirde olup karşılaşma ihtimali çok yüksek.
Kendi hayatınızı kurmuşsunuz ne güzel. Allah birbirinizden ayırmasın. Fiziğinizin ne kadar güzel olduğuna kendinizi inandırın. Çocuklarınızı ne kadar sevdiğinizi hatırlayın. Ailenizin ne kadar iyi bir şekilde olduğunu gözünüzün önüne getirin. Eşinizi ne kadar sevdiğinizi hatırlayın. Duygu değişimleriniz tabi olabilir ben gayet normal karşıladım fakat kendinizi kötü duygulara teslim etmeyin. Kendinizi sevin. Evinizi sevin. Yaşamayı sevin. Herşeyin üstesinden gelip ailenizi kurmuşsunuz maşallah. İnaniyorum ki bunların da üstesinden gelirsiniz. Eğer çok daralırsaniz Allah'a sığının. Kendinize ve ailenize çok iyi bakın. İyi akşamlar diliyorum. İnsallah biraz da olsa yararım olmuştur. Sizi seviyorum
 
Nerden başlıyım bilemedim. Babanıza manevi destek olmadığınız için kendinizi suçlamayın çünkü manevi destek olmak için yanına gittiğinizi var sayalım, yine kavga gürültü olacaktı ve sıkıntılı şekilde eve gelecektiniz. Eşinizin ailesiyle uzak olmanız büyük bir artı çünkü aynı şehirde olup karşılaşma ihtimali çok yüksek.
Kendi hayatınızı kurmuşsunuz ne güzel. Allah birbirinizden ayırmasın. Fiziğinizin ne kadar güzel olduğuna kendinizi inandırın. Çocuklarınızı ne kadar sevdiğinizi hatırlayın. Ailenizin ne kadar iyi bir şekilde olduğunu gözünüzün önüne getirin. Eşinizi ne kadar sevdiğinizi hatırlayın. Duygu değişimleriniz tabi olabilir ben gayet normal karşıladım fakat kendinizi kötü duygulara teslim etmeyin. Kendinizi sevin. Evinizi sevin. Yaşamayı sevin. Herşeyin üstesinden gelip ailenizi kurmuşsunuz maşallah. İnaniyorum ki bunların da üstesinden gelirsiniz. Eğer çok daralırsaniz Allah'a sığının. Kendinize ve ailenize çok iyi bakın. İyi akşamlar diliyorum. İnsallah biraz da olsa yararım olmuştur. Sizi seviyorum
Olmaz mıı Ben de sizi seviyorum . Kalbime dokundunuz , mutlu oldum. Allah size hep kalbinize göre versin inşallah...
 
sonuna kadar okudum ve hemen cevap yazmak istedim aslına bakarsanız şifremi unutmustum giriş yapamıyordum ve sırf cevap yazabbilmek için yeniledim şifremi vs :) Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu tarz sıkıntıları inanın herkes yaşıyor herkes bu hayatta bir şeyle sınanıyor kimi ailesi kimi saglıgı kimi eşi kimi çocuklarıyla Allah herkesin yardımcısı olsun zaten eger ki babanızla sorunlarınız olmasaydı dört dörtlüge yakın bi yaşantınız olurdu çünkü şu yazdıgınız yazıdan bile kişiliginizin güzelligi ortada görünüyor :), inanın sahip oldugumuz- oldugunuz bir çok şeye çogu insan muhtaç yaşıyor o elleriniz aynaya baktıgınızda kendinizi begenmediginiz ki eminim çok güzelsinizdir o vucudunza bir çok insan ihtiyaç muhtaç yaşıyor elleri olmuyor vucudunda uzuvları olmuyor yatalak oluyor ben çok kişisel gelişim okuyorum makalaler kitaplar bir araştırmacıda görmüştüm mutluluk istiyorsanız en küçük şeylerden zevk almaya bakın :) bakn açıklanmış mesela en ufagından bbir örnek salcalı bi yemek kokusu eve huzur veren kokulardanmış bununla mutlu olun kendinizde görmediğiniz istediginiz her şeyi çocuklarınıza verin onların büyümelerini izleyin kendinizi babanızla alakalı sorunlarda suçlamayın herkesin yaşantısında oluyor siz kötü biri değilsiniz sakın vicdan azabı duymayın gülün bol bol hemde güneşten faydalanın, her şeyden öte dua edin bi ayet vardır bilir misiniz bilmiyorum ama bunu her şeyde kendinize yol gösterici olarak aklınızda tutun '' LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA'' anlamıda korkma- hüzünlenme Allah bizimle beraberdir. başımıza hangi sıkıntı gelirse gelsin sıkıntıdan daha büyük Allah var dua ettikten sonra kalbinizdeki ferahlama her zaman artacaktır. Yüzünüzün kalbinizin güzelligi hayatınıza yansır inşallah kendinizi hiçbbir şey için üzmeyin. İnşallah en kısa zamanda bunların hepsinı atlatıp bu yazdıklarınıza iç ferahlıgıyla her şeyi atlatmıs bir şekilde bakarsınız :)
 
Canim, yazdikarin ağlatdi beni.
İnan bana bu yaşadıklarının sorumlusu sen değilsin.
Borderline gercekden zor bir hastalik.( 4yil klinikde danışman olarak çalışdım)
Kendini asla cezalandirma. Eger bu hastalikdan kurtulmak istiyorsan beyninin verdigi komutlarin tersini yapmaya caliş.
Beynin sana "sen cirkin şişkosun derse" sen sesli bir şekilde "ben güzelim cok güzelim de" bu sadece bir örnek.
Dediğim gibi.borderliner insanlar kendileri cezalandirmayi isterler. Bunu yapma.
Hayata tutunman icin seni ailesinden bile cok seven bir eşin ve iki tane meleğin var. Teşke kendini 1 saniye onlarin gözünden görebilsen. Göremesen bile hissetmeye çalış. Eşinin seni nasil sevdigini bebeklerinin anne anne diyişi.
Sen o aynaya bakınca gördüğün şekilsiz kadin değilsin. Eminimki cok güzelsin.
Ben senin ictenligine inandim. Tanimadan bile.
Lütfen kimseyle kavga etme. Borderliner insanlar kavgayi tetiklerler ( aci verdigi icin, cogu jilet atanlar mesela borderline)

Buna asla izin verme.
Parasal sikinti demişsin, ama yinede otur düşün: hayatdaki en cok istediğin sey ne? Buna erişmek icin cabala.

İnan bana canım. Her insan sorunlu. Dörtdörtlük insan yok.
Benim çalıştığım klinikdeki piskologlar başka psikologa giderdi. Hepimiz insaniz ve yükümüz zaman zaman agir geliyor.
 
sonuna kadar okudum ve hemen cevap yazmak istedim aslına bakarsanız şifremi unutmustum giriş yapamıyordum ve sırf cevap yazabbilmek için yeniledim şifremi vs :) Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu tarz sıkıntıları inanın herkes yaşıyor herkes bu hayatta bir şeyle sınanıyor kimi ailesi kimi saglıgı kimi eşi kimi çocuklarıyla Allah herkesin yardımcısı olsun zaten eger ki babanızla sorunlarınız olmasaydı dört dörtlüge yakın bi yaşantınız olurdu çünkü şu yazdıgınız yazıdan bile kişiliginizin güzelligi ortada görünüyor :), inanın sahip oldugumuz- oldugunuz bir çok şeye çogu insan muhtaç yaşıyor o elleriniz aynaya baktıgınızda kendinizi begenmediginiz ki eminim çok güzelsinizdir o vucudunza bir çok insan ihtiyaç muhtaç yaşıyor elleri olmuyor vucudunda uzuvları olmuyor yatalak oluyor ben çok kişisel gelişim okuyorum makalaler kitaplar bir araştırmacıda görmüştüm mutluluk istiyorsanız en küçük şeylerden zevk almaya bakın :) bakn açıklanmış mesela en ufagından bbir örnek salcalı bi yemek kokusu eve huzur veren kokulardanmış bununla mutlu olun kendinizde görmediğiniz istediginiz her şeyi çocuklarınıza verin onların büyümelerini izleyin kendinizi babanızla alakalı sorunlarda suçlamayın herkesin yaşantısında oluyor siz kötü biri değilsiniz sakın vicdan azabı duymayın gülün bol bol hemde güneşten faydalanın, her şeyden öte dua edin bi ayet vardır bilir misiniz bilmiyorum ama bunu her şeyde kendinize yol gösterici olarak aklınızda tutun '' LA TAHZEN İNNALLAHE MEANA'' anlamıda korkma- hüzünlenme Allah bizimle beraberdir. başımıza hangi sıkıntı gelirse gelsin sıkıntıdan daha büyük Allah var dua ettikten sonra kalbinizdeki ferahlama her zaman artacaktır. Yüzünüzün kalbinizin güzelligi hayatınıza yansır inşallah kendinizi hiçbbir şey için üzmeyin. İnşallah en kısa zamanda bunların hepsinı atlatıp bu yazdıklarınıza iç ferahlıgıyla her şeyi atlatmıs bir şekilde bakarsınız :)


Merhaba,
Öncelikle yorumunuza geç cevap yazdığım için özür diliyorum. Bu aralar iki ufaklıkla geç kalınmış bahar temizliğine giriştiğim için internete pek vakit ayıramıyorum. Cevap yazmak için zaman ayırmanız çok güzel, teşekkür ediyorum. Benim ve kişiliğimle ilgili yorumlarınız beni çok mutlu etti. Ben de sizin gibi bol kitap, makale vs. okumayı gerçekten çok severim. Gerek kişisel gelişim, psikoloji gerek pedogoji alanında olsun. Okumak beni dinlendirir. Bahsettiğiniz şükür duygusu (uzuvlar vs. ilgili olan) ben de de var. Ama rahatsızlığımın verdiği etki olduğunu düşündüğüm; malesef şöyle bir sıkıntı var ki, anlık ruh durumu ve düşünce durumu değişiklikleri yaşıyorum. Bir gün sakin, huzurlu, minnet ve şükran duygusuyla doluyken; diğer gün agresif, gergin,tatminsiz bir duygu durumunda olabiliyorum. Ve bu bana kendimi gerçekten kötü hissettiriyor. Bir şeylerin bilincinde olmak ama duygu durumunu kontrol edememek çok kötü bir his inanın.
Tavsiyeleriniz için de çok teşekkür ediyorum. Denemek için elimden geleni yapacağım. Aslına bakarsanız çok çok gülen biri değilimdir. Genelde azıcık ciddi bir görünümüm vardır. Evlenmeden önce biraz daha şen şakrak, azıcıkta havaiydim ama eşim çok sakin, oturaklı ve beyefendi yapıda olduğu, az konuştuğu için " üzüm üzüme baka baka kararır" derler ya bizde de bu durum söz konusu oldu sanırım. Aslında şöyle kahkahalarla gülebilen biri olabilmeyi hep hayal etmişimdir. Varsa bunun ile ilgili de tavsiyeleriniz seve seve beklerim. Çok din ile ilgilenen biri degilim ne yazık ki. Dua vs. çok bilgim yoktur. Ama tavsiye etmiş olduğunuz ayeti sık sık aklıma getirmeye çalışacağım. Umarım söylediğiniz gibi her şey bir gün bitecek...
SEVGİLER...
 
Canim, yazdikarin ağlatdi beni.
İnan bana bu yaşadıklarının sorumlusu sen değilsin.
Borderline gercekden zor bir hastalik.( 4yil klinikde danışman olarak çalışdım)
Kendini asla cezalandirma. Eger bu hastalikdan kurtulmak istiyorsan beyninin verdigi komutlarin tersini yapmaya caliş.
Beynin sana "sen cirkin şişkosun derse" sen sesli bir şekilde "ben güzelim cok güzelim de" bu sadece bir örnek.
Dediğim gibi.borderliner insanlar kendileri cezalandirmayi isterler. Bunu yapma.
Hayata tutunman icin seni ailesinden bile cok seven bir eşin ve iki tane meleğin var. Teşke kendini 1 saniye onlarin gözünden görebilsen. Göremesen bile hissetmeye çalış. Eşinin seni nasil sevdigini bebeklerinin anne anne diyişi.
Sen o aynaya bakınca gördüğün şekilsiz kadin değilsin. Eminimki cok güzelsin.
Ben senin ictenligine inandim. Tanimadan bile.
Lütfen kimseyle kavga etme. Borderliner insanlar kavgayi tetiklerler ( aci verdigi icin, cogu jilet atanlar mesela borderline)

Buna asla izin verme.
Parasal sikinti demişsin, ama yinede otur düşün: hayatdaki en cok istediğin sey ne? Buna erişmek icin cabala.

İnan bana canım. Her insan sorunlu. Dörtdörtlük insan yok.
Benim çalıştığım klinikdeki piskologlar başka psikologa giderdi. Hepimiz insaniz ve yükümüz zaman zaman agir geliyor.

Merhaba
Sizin yazdıklarınızda beni ağlattı, eşim ve çocuklarımın gözünden kendimi değerlendirmek hiç düşünmemiştim. Gözlerim doldu. Gerçekten çok teşekkür ediyorum.
Yaşadıklarımın sorumlusu ben değilim evet ama sürekli öyle gibi hissediyorum malesef.
Verdiğin "beyninin söylediğinin tersini yap, söyle tavsiyesini sık sık hatırlayıp , gerçekten çalışacağım.Çok iyi bir fikir.
Kavga olayına gelince; insanları üzmek en büyük korkumdur. Çok merhametliyimdir. Ama o anlarda kendimi kontrol edemiyorum. Karşımdaki insanın iyiliği için bile olsa bir şeyi ona kavga ederek anlatmaya çalışıyorum. Tanımadığım birinin bile sıkıntısını kafama takıp savunmasına kalkışıyorum. Ailemin gözünde bu yüzden silemedigim bir geçimsiz imajım var ve bu gerçekten çok çok üzüyor.
Hayattaki en çok istediğim şeye gelince şöyle bir sıkıntım var. Odaklanamıyorum. Bir şeyi çok istiyorum, heves ediyorum. Bir kaç gün onunla ile ilgili birşeylerle uğraşıyorum. Sonra bir anda tamamen vazgeçiyorum. Bu büyük bir şey içinde, küçük bir şey içinde ve hatta insanlar içinde geçerli. Bu yüzden hiç arkadaşım yoktur. Hayatta şu benim amacım diyebileceğim şeyi konsantre olamadığım için gerçekten bilemiyorum , bulamıyorum ve anlayamıyorum. Amaçsız olmak kaybolmuş gibi hissettiriyor.
 
Merhaba
Sizin yazdıklarınızda beni ağlattı, eşim ve çocuklarımın gözünden kendimi değerlendirmek hiç düşünmemiştim. Gözlerim doldu. Gerçekten çok teşekkür ediyorum.
Yaşadıklarımın sorumlusu ben değilim evet ama sürekli öyle gibi hissediyorum malesef.
Verdiğin "beyninin söylediğinin tersini yap, söyle tavsiyesini sık sık hatırlayıp , gerçekten çalışacağım.Çok iyi bir fikir.
Kavga olayına gelince; insanları üzmek en büyük korkumdur. Çok merhametliyimdir. Ama o anlarda kendimi kontrol edemiyorum. Karşımdaki insanın iyiliği için bile olsa bir şeyi ona kavga ederek anlatmaya çalışıyorum. Tanımadığım birinin bile sıkıntısını kafama takıp savunmasına kalkışıyorum. Ailemin gözünde bu yüzden silemedigim bir geçimsiz imajım var ve bu gerçekten çok çok üzüyor.
Hayattaki en çok istediğim şeye gelince şöyle bir sıkıntım var. Odaklanamıyorum. Bir şeyi çok istiyorum, heves ediyorum. Bir kaç gün onunla ile ilgili birşeylerle uğraşıyorum. Sonra bir anda tamamen vazgeçiyorum. Bu büyük bir şey içinde, küçük bir şey içinde ve hatta insanlar içinde geçerli. Bu yüzden hiç arkadaşım yoktur. Hayatta şu benim amacım diyebileceğim şeyi konsantre olamadığım için gerçekten bilemiyorum , bulamıyorum ve anlayamıyorum. Amaçsız olmak kaybolmuş gibi hissettiriyor.

Eger azda olsa yardim etmişsem ne mutlu bana.
Evet canim,her bunaldiginda kendini onlarin gözlerinden görmeye çalış. Cocuklarin icin mükemmel anne ve eşin icin milyonlarca kadindan severek seçdigi hayat arkadaşınız. Bunun onurunu ve gururunu ruhunuza işleyin.

Kusura bakmayin türkçem fazla iyi değil..tam demek istedigimi bazen anlatamiyorum.

Kavga sorununuz piskolojide normal algilanir. Demek istediğim... kavgadan başka stratejiniz yok.
Zamaninda beyninize, sorun çözmek, komunikasyon, istek belirtmek, görüşünüzü empoze etmek vs., kavga ile işlenmiş. Buda aslinda sizin sucunuz degil. Öyle bir strateji geliştirmiş beyniniz. Bu tür stratejiler her "bagimlilin" beyninde yer alir.
Misal: sigara zararli. Ben sigaranin zararini düşününce ne oluyor biliyormusunuz?? Hemen bir sigara yakiyorum. Beyin bunu böyle işlemiş: strese girince veya korkunca...yak bir sigara. Nasil sacma demi?

Sizin yeni stratejiler üretmeniz lazim. Bu ilk zamanlar zor olsa bile beyniniz buna alışacak. Güvenin bana.

Odaklanma konusana gelince: buda normal. Fazla derinlere inemiyorum (türkçem yüzünden) kendinize küçük bir hobby edinin. Hatda hobby değil. Bir ritual diyelim.
Mesela her akşam yüzünüze maske yapın. Yavaş yavaş alıştırın kendinizi. Belki size sacma gelicek ama bol bol dua edin. Ben mesela panik atak hastasiyim. Hastaligimi sadece ilahi dinlemekle bastirdim. Tabi yerinde duruyor hastalik ama 1 yildir bir atak bile gecirmedim.
Allahin benim yanimda olmasi, beni sevmesi ve hep elimden tutmasi beni aşırı rahatlatiyor.

Genel olarak: hergün kendinize 3 iyilik yapın. Ve hergün baska insanlara 3 iyilik yapin.
Bunlar küçük seyler olabilir. Balkonda bir kahve icip gökyüzüne bakmak. Veya yolda yaşlı bir teyzeye hal hatir sormak...
Bunlar size hayatin aslinda cok güzel oldugunu yansitacakdir.
 
Merhaba,
Öncelikle yorumunuza geç cevap yazdığım için özür diliyorum. Bu aralar iki ufaklıkla geç kalınmış bahar temizliğine giriştiğim için internete pek vakit ayıramıyorum. Cevap yazmak için zaman ayırmanız çok güzel, teşekkür ediyorum. Benim ve kişiliğimle ilgili yorumlarınız beni çok mutlu etti. Ben de sizin gibi bol kitap, makale vs. okumayı gerçekten çok severim. Gerek kişisel gelişim, psikoloji gerek pedogoji alanında olsun. Okumak beni dinlendirir. Bahsettiğiniz şükür duygusu (uzuvlar vs. ilgili olan) ben de de var. Ama rahatsızlığımın verdiği etki olduğunu düşündüğüm; malesef şöyle bir sıkıntı var ki, anlık ruh durumu ve düşünce durumu değişiklikleri yaşıyorum. Bir gün sakin, huzurlu, minnet ve şükran duygusuyla doluyken; diğer gün agresif, gergin,tatminsiz bir duygu durumunda olabiliyorum. Ve bu bana kendimi gerçekten kötü hissettiriyor. Bir şeylerin bilincinde olmak ama duygu durumunu kontrol edememek çok kötü bir his inanın.
Tavsiyeleriniz için de çok teşekkür ediyorum. Denemek için elimden geleni yapacağım. Aslına bakarsanız çok çok gülen biri değilimdir. Genelde azıcık ciddi bir görünümüm vardır. Evlenmeden önce biraz daha şen şakrak, azıcıkta havaiydim ama eşim çok sakin, oturaklı ve beyefendi yapıda olduğu, az konuştuğu için " üzüm üzüme baka baka kararır" derler ya bizde de bu durum söz konusu oldu sanırım. Aslında şöyle kahkahalarla gülebilen biri olabilmeyi hep hayal etmişimdir. Varsa bunun ile ilgili de tavsiyeleriniz seve seve beklerim. Çok din ile ilgilenen biri degilim ne yazık ki. Dua vs. çok bilgim yoktur. Ama tavsiye etmiş olduğunuz ayeti sık sık aklıma getirmeye çalışacağım. Umarım söylediğiniz gibi her şey bir gün bitecek...
SEVGİLER...
ya rica ederim ne demek gülmekle alakalı şunu söyleyebilirim ki hayatınızda tanıstıgınız en çok sırıtan gülen insanım ve bunu suna baglıyorum mesela annemin bir huyu vardır çok ciddidir otoriterdir ona bir şey söylemeye çekinirsiniz ama kızıcagı seylerı söylerken bile veya kızıcagını anladıgımda ileç cocuklugumdan beri kötü sesimle :) sarkı söylemeye falan başlarım yanı o anı neşelendirmeye çalısırım gülmekten kızamaz önerim kendinizede bunu yapın gülmeyi alışkanlık haline getirin tabiki her durumda kahkaha çok zor ama tebessüm bile bir sadakayken yolda geçerken hayvanları sevin o güneşi gördügünüzde içinz açılsın maşşallah çocuklarınız var ki çocuklarla oturun oynayın vaktiniz yettigince ve size tavsiyem dizi kültürünüz varsa türk yapımlarda dram agırlıklı izlemeyin, ve bu sıkıntılarınızı arastırdıkca kafada merkez haline getirdikçe geçmez bugun dönüm noktanız olsun sizi yarıdnan alıkoyan her sıkıntıyı düşünmeme kararı alın :) (ve size tavisyem benim din baglarım çok kuvvetli inşirah suresini bi açın okuyun darlandıkca ve bu yazdıgımı okdugunuzda da lütfen bi girip bu surenin anlamını okuyun çok kısa neden önerdigimi anlayacaksınız :) ) Çok çok mutlu olursunuz inşallah sevgiler..
 
X