- 14 Nisan 2015
- 531
- 477
Kendi kendime gülüyorum Yok canım olmaz öle şey. Ama parçaları birleştirince:
1. parça: birlikte kafeye gittik. Biraz oturduk çaylarımız. simitlerimiz geldi. çayıma şekeri attı karıştırdı. simidi peçeye sarıp elime tutuşturdu çok komiğime gitti bu durum, ama onların memleketinde doğalmış. akşama doğru eve geçerken yağmur yağmaya başladı. 1 dakika beklermisin dedi. geldiğinde baktımki şemsiye almış. sonrada şemsiyeyi elime tutuşturdu durağa kadar bıraktı.
2. parça: bir diğer buluştuğumuzda parka gittik, hava yine biraz soğuktu, oturduk sohbet ettik. Elime dokundu ama öle art niyeten değil. hani üşüdünmü gibisinden. sonra elin neden çok soğuk kansızsın, bembeyazsın, hastaneye gitmen gerek vb.
3. parça: İşten eve gelmem biraz uzun sürüyor. İşten çıkmadan önce bu çocuğa dedimki; Eve 2 saate gelirim. Neyse akşam işim çıktı ananemlere gittik. eve tam 12 de geldim. telefonumda kapalıydı şarjı bitmiş bi açtım telefonu. nerdesin bana iki saat dedin 4 saat oldu. Bunca zaman seni bekledim benden özür dilemelisin, beni neden bekletiyorsun diye mesajı yazmış. bende çok cool bir şekilde şuanda eve yeni geldim. uykum var dedim haha ama ben demedimki bekle diye.
4. parça: Beni sinir ettiği gün: Mesaj çekmiş, işte ben elleri güzel olan kızlardan hoşlanıyorum ama senin ellerin güzel değil felan sonrada bugün resim çizmiş senin için çizdim diyor benim ellerimi çizmiş beyefendi.
her akşam saat 6 dan gece 1.30 kadar konuşuyoruz. ikimizde resim çizmeyi çok seviyoruz. sürekli birşeyler çizip bana yolluyor.
Aklımı şeytanlar dürrttü bu çocuk benden hoşlanıyormu yoksa hoşlanmıyormu
bu çocuk yabancı (kore) aslında onların hayranıyım tatlı biri çok tatlı. türkçe biliyor 2 seneden beri türkiyede. yaşı 30. dil öğrenme sitesinde tanışmıştım 6 aydan beri konuşuyordum. Sırf onları seviyorum diyede pek yakınlaşamıyorum. ama aklımı karıştırıyor. ne bileyim yabancı ya pek güvenemiyorum.. daha hiç birşey yok ortada kendi kendime çocugu benden hoşlandığını düşünüyorum. ama hoşlanmasa ne bilim yani hoşlanmayan bir insan bu kadar konuşurmu. ilk defa böyle birşey oldu.
1. parça: birlikte kafeye gittik. Biraz oturduk çaylarımız. simitlerimiz geldi. çayıma şekeri attı karıştırdı. simidi peçeye sarıp elime tutuşturdu çok komiğime gitti bu durum, ama onların memleketinde doğalmış. akşama doğru eve geçerken yağmur yağmaya başladı. 1 dakika beklermisin dedi. geldiğinde baktımki şemsiye almış. sonrada şemsiyeyi elime tutuşturdu durağa kadar bıraktı.
2. parça: bir diğer buluştuğumuzda parka gittik, hava yine biraz soğuktu, oturduk sohbet ettik. Elime dokundu ama öle art niyeten değil. hani üşüdünmü gibisinden. sonra elin neden çok soğuk kansızsın, bembeyazsın, hastaneye gitmen gerek vb.
3. parça: İşten eve gelmem biraz uzun sürüyor. İşten çıkmadan önce bu çocuğa dedimki; Eve 2 saate gelirim. Neyse akşam işim çıktı ananemlere gittik. eve tam 12 de geldim. telefonumda kapalıydı şarjı bitmiş bi açtım telefonu. nerdesin bana iki saat dedin 4 saat oldu. Bunca zaman seni bekledim benden özür dilemelisin, beni neden bekletiyorsun diye mesajı yazmış. bende çok cool bir şekilde şuanda eve yeni geldim. uykum var dedim haha ama ben demedimki bekle diye.
4. parça: Beni sinir ettiği gün: Mesaj çekmiş, işte ben elleri güzel olan kızlardan hoşlanıyorum ama senin ellerin güzel değil felan sonrada bugün resim çizmiş senin için çizdim diyor benim ellerimi çizmiş beyefendi.
her akşam saat 6 dan gece 1.30 kadar konuşuyoruz. ikimizde resim çizmeyi çok seviyoruz. sürekli birşeyler çizip bana yolluyor.
Aklımı şeytanlar dürrttü bu çocuk benden hoşlanıyormu yoksa hoşlanmıyormu
bu çocuk yabancı (kore) aslında onların hayranıyım tatlı biri çok tatlı. türkçe biliyor 2 seneden beri türkiyede. yaşı 30. dil öğrenme sitesinde tanışmıştım 6 aydan beri konuşuyordum. Sırf onları seviyorum diyede pek yakınlaşamıyorum. ama aklımı karıştırıyor. ne bileyim yabancı ya pek güvenemiyorum.. daha hiç birşey yok ortada kendi kendime çocugu benden hoşlandığını düşünüyorum. ama hoşlanmasa ne bilim yani hoşlanmayan bir insan bu kadar konuşurmu. ilk defa böyle birşey oldu.