- 27 Mayıs 2013
- 4.845
- 8.817
- Konu Sahibi bogurtlenkusu
- #1
Selams naber?
Olayın benzerini yaşayan oldu mu, ona göre şikayetimin şiddeti değişecek.
Bursa'da seyahatteydim kısa bir süre önce. Büyük Özdilek avm'yi bilirsiniz.
Bir hafta sonu bir akrabamla avm'ye takıldık. Azıcık gezinti dolaşıntı falan derken bir de market bölümüne girelim dedik, oradaki eve alışveriş yaptık, normal aylık alışveriş işte.
Sepeti de sürüyerek arabaya gitmek üzere çıkıyor idik ki, tam çıkarken kapıda öttük.
Sepette birşey kasadan geçmedi mi acaba falan diyordum, sepeti tek geçirdik, sepet ötmedi. Yalnızca ben geçince öttü, daha doğrusu ben de değil, çantam.
Olay ne? dedim, bakıcaz dediler. Bayan güvenlik elemanı çağırdılar, hafiften totosu kalkık bi hatun geldi lafım meclisten dışarı.
İçerde tenha bi köşeye çekti beni, çantanıza bakıcaz mecburen dedi. İyi dedim, koydum çantayı ortaya. Açtı, bakmaya başladı.
Günlük kol çantam biraz çuvalımsı cinsten, otu boku sığdırabildiğimiz türden yani. Seyahate çıkarken genelde kozmetiklerimi valiz otobüsün bagajında sıcağa maruz kalabildiği için kol çantama atıyorum. Yüz kremlerim, kolonyalarım, birkaç ufak dudak nemlendiricisi, kalem falan da var aralarında.
Kolonyalardan biri şu johnson's baby'ninkilerden, kokusunu çok severim, çantamdaki seyahat için yedekpaketi, çoğu dolu yani.
Elindeki aletle bakıp özellikle bu ötüyor dedi.
Ee? dedim. Üç beş güvenlik görevlisi daha etrafımızı sardı, kısacası içlerinden bazı parçaları oradan aşırdığımı iddaa ettiler topluca. Daha doğrusu, ben her ee? deyişimde onu ima ettikleri halde "öyle bişey demiyoruz tabii, de.." dediler eğer çalmadıysam dötlerini kurtarabilmeleri için açık kapı bırakmak adına.
Bu konularda oldukça cahil olduğu belli olan diğer erkek güvenlik görevlileri bir ara iyice ileri giderek parfümümü falan da "bu neden full dolu?" şeklinde sorgulamaya bile kalktılar, ulan onu burda satmıyorsunuz bile dediğim halde bi on dakka da onun için oyaladılar falan.
Sinirlerim ciddi anlamda gerildi, çünkü çantam, neredeyse tüm kozmetiklerim ortaya döküldü, etrafta gelen geçenin bakıyor olmasını saymıyorum, içlerinde birinin elinden düşse çantamda yasmin falan var, zaten yarım saate yakın tuttular, ekstra bi rezilliğe daha tahammülüm kalmamıştı yani, bütün reyonları başlarına yıkma sınırıma az kalmıştı daha çok.
Neyse. Yarım saat sonunda gidebilirsiniz sorun yokmuş'lara falan geldik. Bu gerizekalıların problemi şuymuş meğer, daha önce bambaşka bir özdilek'ten aldığım ürünler kasadan geçtikleri halde diğer özdilek'lerin kapısında falan ötebiliyormuş. Bendekilerin çoğu neredeyse dolu olunca da yarım saat tutmuşlar, aslında bu çok yaşanıyormuş da işte bendekiler dolu olunca o sürede kamera kayıtlarına bakmışlar falan. Ben o tarz kozmetiklerin hepsini, cam kutuları falan yollarda zarar görmesin diye karton ambalajlarının içinde saklıyorum. Ambalajlarını atmıyorum, içlerindeki çubuk şeklindeki barkodu da kartonu yırtılmasın diye çıkartmıyorum. Daha doğrusu çıkartmam gerektiğini bilmiyordum. O saçma dedektörlerinin böyle bir probleme sahip olduğunu nereden bilmemi bekliyorlar ki ayrıca, mağazalarında çıkışlara yazı mı asmışlar da ben okumamışım yani. Başıma gelmeseydi hala da bilmiyor olacaktım gayet.
Tekrar yaşanmasın diyerek kutularını da yırtmak suretiyle orada söktüler o zımbırtıları, rahatladılar. Çok da bi özür falan dilemediler, elemanların son derece laubali idi tavırları. El kol hareketleri falan had safhadaydı.
Ulan madem çok yaşıyorsunuz bu durumu, ***duumun zımbırtılarına bi çözüm bulsanıza? Agresif şekilde ayrıldık ortamdan.
Velhasıl, çok mu yaşıyolarmış bu durumu? Var mı yaşayan?
Olayın benzerini yaşayan oldu mu, ona göre şikayetimin şiddeti değişecek.
Bursa'da seyahatteydim kısa bir süre önce. Büyük Özdilek avm'yi bilirsiniz.
Bir hafta sonu bir akrabamla avm'ye takıldık. Azıcık gezinti dolaşıntı falan derken bir de market bölümüne girelim dedik, oradaki eve alışveriş yaptık, normal aylık alışveriş işte.
Sepeti de sürüyerek arabaya gitmek üzere çıkıyor idik ki, tam çıkarken kapıda öttük.
Sepette birşey kasadan geçmedi mi acaba falan diyordum, sepeti tek geçirdik, sepet ötmedi. Yalnızca ben geçince öttü, daha doğrusu ben de değil, çantam.
Olay ne? dedim, bakıcaz dediler. Bayan güvenlik elemanı çağırdılar, hafiften totosu kalkık bi hatun geldi lafım meclisten dışarı.
İçerde tenha bi köşeye çekti beni, çantanıza bakıcaz mecburen dedi. İyi dedim, koydum çantayı ortaya. Açtı, bakmaya başladı.
Günlük kol çantam biraz çuvalımsı cinsten, otu boku sığdırabildiğimiz türden yani. Seyahate çıkarken genelde kozmetiklerimi valiz otobüsün bagajında sıcağa maruz kalabildiği için kol çantama atıyorum. Yüz kremlerim, kolonyalarım, birkaç ufak dudak nemlendiricisi, kalem falan da var aralarında.
Kolonyalardan biri şu johnson's baby'ninkilerden, kokusunu çok severim, çantamdaki seyahat için yedekpaketi, çoğu dolu yani.
Elindeki aletle bakıp özellikle bu ötüyor dedi.
Ee? dedim. Üç beş güvenlik görevlisi daha etrafımızı sardı, kısacası içlerinden bazı parçaları oradan aşırdığımı iddaa ettiler topluca. Daha doğrusu, ben her ee? deyişimde onu ima ettikleri halde "öyle bişey demiyoruz tabii, de.." dediler eğer çalmadıysam dötlerini kurtarabilmeleri için açık kapı bırakmak adına.
Bu konularda oldukça cahil olduğu belli olan diğer erkek güvenlik görevlileri bir ara iyice ileri giderek parfümümü falan da "bu neden full dolu?" şeklinde sorgulamaya bile kalktılar, ulan onu burda satmıyorsunuz bile dediğim halde bi on dakka da onun için oyaladılar falan.
Sinirlerim ciddi anlamda gerildi, çünkü çantam, neredeyse tüm kozmetiklerim ortaya döküldü, etrafta gelen geçenin bakıyor olmasını saymıyorum, içlerinde birinin elinden düşse çantamda yasmin falan var, zaten yarım saate yakın tuttular, ekstra bi rezilliğe daha tahammülüm kalmamıştı yani, bütün reyonları başlarına yıkma sınırıma az kalmıştı daha çok.
Neyse. Yarım saat sonunda gidebilirsiniz sorun yokmuş'lara falan geldik. Bu gerizekalıların problemi şuymuş meğer, daha önce bambaşka bir özdilek'ten aldığım ürünler kasadan geçtikleri halde diğer özdilek'lerin kapısında falan ötebiliyormuş. Bendekilerin çoğu neredeyse dolu olunca da yarım saat tutmuşlar, aslında bu çok yaşanıyormuş da işte bendekiler dolu olunca o sürede kamera kayıtlarına bakmışlar falan. Ben o tarz kozmetiklerin hepsini, cam kutuları falan yollarda zarar görmesin diye karton ambalajlarının içinde saklıyorum. Ambalajlarını atmıyorum, içlerindeki çubuk şeklindeki barkodu da kartonu yırtılmasın diye çıkartmıyorum. Daha doğrusu çıkartmam gerektiğini bilmiyordum. O saçma dedektörlerinin böyle bir probleme sahip olduğunu nereden bilmemi bekliyorlar ki ayrıca, mağazalarında çıkışlara yazı mı asmışlar da ben okumamışım yani. Başıma gelmeseydi hala da bilmiyor olacaktım gayet.
Tekrar yaşanmasın diyerek kutularını da yırtmak suretiyle orada söktüler o zımbırtıları, rahatladılar. Çok da bi özür falan dilemediler, elemanların son derece laubali idi tavırları. El kol hareketleri falan had safhadaydı.
Ulan madem çok yaşıyorsunuz bu durumu, ***duumun zımbırtılarına bi çözüm bulsanıza? Agresif şekilde ayrıldık ortamdan.
Velhasıl, çok mu yaşıyolarmış bu durumu? Var mı yaşayan?