Bizim evin halleri, benim hallerim, bi hallerdeyiz

Günaydın hanımlar, nasılsınız? Çocuklu ve öfkeli misiniz siz de? :)
Bu öfke, nerelerden nasıl çıkıyor, vakitsizlikte nasıl bir yol izliyorsunuz kafanızı boşaltmak için, bunu soracaktım ve çocuk eğitim-bakım vb. farklarınıza binaen eşinizle yaşadığınız minik didişmeleriniz nelerdir, merak ettim, bir biz yaşamıyoruz illaki bunları ama ne kadar normaliz, ne kadar aşırıyız tahlil etmek istiyorum farklı hikayeler ve anlatımlar duyarak.

Konunun dönüp dolaşıp geldiği yer burası olacak, özeti baştan vereyim dedim. :))

Biz şu ara evin içinde bi hallerdeyiz; iyiyiz hoşuz bazı bazı ama şöyle ki ben psikolojik deneyler için kullanılan bir kobay, eşim de şamar oğlanı haline geldi sanki.

Çocuğum sınırlarımı zorluyor ben de benim adamın sınırlarını zorluyorum, bazen onun rahatlığı benim sınırlarımı zorluyor, böyle zincirleme bi sabır testinde gibiyiz. Bu dönemin geçici olduğunun farkındayım ama işte, bazen geçmeyecek gibi geliyor.

Tekrar tekrar yazmak istemiyorum çünkü kendimi de kötü hissediyorum, zor bir çocuk özetle, anlatmıştım bir konumda bakabilirsiniz, küçük olduğu için de (15 aylık olacak) çoğu kez elim kolum bir noktada bağlanıyor.

İlla bunun ayrı bir öfkesi oluyor; sinirleniyorum, "Yetti gari be canıma doydum" eşiğine geliyorum, içime içime deliriyorum. Bazen iyi oluyor, böylece nefes alabiliyorum, bazen ise tahammülden öte kötü. Ben ki kendimi sabırsız sanırdım, değilmişim, hakkımı yiyormuşum, çocuğum bana beni öğretiyor resmen sıfırdan.

Her ne ise konuyu açayım hemen; kolay öfkelenen bir yapım olmasına rağmen, zamanla bu yönüm büyük ölçüde törpülendi. Gerek sosyal tecrübeler, gerek zor hastalıkların sabır süreci vs vs... Değiştim. Bir tek gürültüye çok sabrım yok derdim, onu da sağ olsun yamacımızdaki otelin animasyon sesleri ve evin içinde oğlumun uluma seansları filan... Aşıyorum.

Aşıyorum aşmasına da... Yorgunluk ile birleşen sabır halinin acısı bir yerlerden çıkıyor.
Kimden derseniz, eh tabi ki eşimden.

Eşimi de az çok anlatmışımdır, yorumlarımda da yakalamışsınızdır; kendisi sakin, relaks, sesi kolay kolay yükselmeyen, eve-işlere yardımcı ancak bir o kadar işin akışında, ağırkanlı (Tezcan birinin sinirini gıdıklayacak kadar ağırkanlı), kendi ilgi alanları içinde kendini oyalayan biri işte... Uyumlu biri ki bana uyumlu olabilmek de bazen zordur, hakkını yemek istemiyorum. Çünkü hayatı acele-dakik yaşayan biriyim, zaman içine zaman sığdırmak gibi tabakhaneye yetişme huylarım var; eşim de normalden fazla bi rahat, ağır olunca, bizim tartışmalar buradan patlıyor çoğu kez, huylarımız çakışıyor işte. Üzerine çocuk konusundaki planlı ve korumacı yaklaşımım da eklenince, tadımdan yenmiyorum. :/

Dün akşam mesela; oğlan uykuya deli direndi yine, gün içinde sürekli bir mızıltı, miyavlama sesi gibi bi şey, sürekli bir paçaya yapışma, "Kucaktan indirme, taşı seni köle" halleri... Eşim de izinde; pazar açık öğretim sınavları varmış, güya adamcağız ders çalışacak. Mümkün mü? Neyse çocuğun gönlünü edelim, yoralım filan dedik. Zaten oynuyor ilgileniyoruz da, işte dün akşam daha ayrı bir eziyet seviyesindeydi. Yine parka götürdük salladık oynattık, bebek arabası içinde tura çıkardık, kucakta kedi köpek sevdirdik vs vs... Eve girdik, yok... Yine uyumayacak. Zaten "Sen uyut, sıra sende" olayı da var bizde, o uyutma-yedirme görevli sabır testlerinden kaçmaya çalışırcasına.

Neyse uyutmaya çalışıyor, çocuk uyumayacağım diye ağlar, kusacak. Dedim "Bırak, uyumasın, sal salona, ışığı azaltalım tv açmayalım; bırak bayılsın uykudan" yok, ısrarla sallar. "Ağlar ağlar susar, kasma kendini, uykudan ağlıyor zaten" filan diyor rahatça. Dedim "Sen çocuğunun ağlayıp ağlayıp sustuğunu ne zaman gördün? Uykudan ağlıyor da, o şekilde uyumak istemiyor işte" vs vs... Biz bunun bi polemiğine girdik, o sıra zaten çocuk ağlamayı kesti bizi izler filan :/
Saati gece 1 ettik böyle...

Sonra artık arabaya atladık, gece turuna çıktık, meğer oymuş istediği çocuğun, 10-15 dk demedi kucağımda uyuyakaldı. İstediği oldu, zaferini kazandı, uyudu. O rüyalarına dalarken, geride de "Çocuk var yanımızda" düşüncesiyle çaktırmadan-kibarca didişen anne babasını bıraktı. Yolda şuradan döndün dönmedin, o yola girdin girmedin, niye öyle frene bastın, zaten hep böyle yapıyorsun, arabanın da canını okudun şeysi filan... O kadar gereksiz-yönsüz bir şey yani. Benim öfke çıktı.
Adam da dediğim gibi, şamar oğlanına bağladı zaten bir noktadan sonra, ses etmedi. Ki bilirim, direksiyon başındakinin işine hele de yererek-pis eleştirerek karışmak da ayrı bir sinirlendirir insanı. Baktı baş edemeyecek, sustu, bir iki öfleyecek oldu, sonra onu da kesti. Gece, uyumaya yakın, aklıma geldi yaptığım, üzüldüm. Kendime ayrı kızdım. Hani bi dolum taşım gibi bir şey... Ama adamın da sabrı üzerine gitmenin bir manası yok işte. Uysal atın çiftesi pek olur derler, bi gün bi azar kayacak gibime geliyor ya...
Tam anlatamadım, yani böyle saçma öfkeli bi haller işte bendeki. :/

Bu ve bunun gibi şeyleri sık yaşar olduk. "Ya ben yola bile takıyorum ya artık" dedim kendi kendime, adamın her şeyi batar oldu. Gerçi biraz da o beni bu hale getirdi ya, orası da ayrı.

Tam toparlayamadım, daha çok örnek var böyle.

Bir de şu var, çocuk üzerinde eğitim, onay verme, yasaklama farkımız. Buna zaten örnek versem bitmez de; işte mesela kelimeleri düzgün söylemek konusu. "Bozma kelimeleri" diyorum, "Baba ise baba olarak söyle, mama ise mama de, ceviz ise ceviz, köpek ise köpek bla bla" Adam çocukla çocuk gibi konuşuyor, bazen bi tezahürat hali filan, çocuğun düzgün söylediği kelimeler bozuluyor. Buna sinir oluyorum uyarıyorum, bak her şeyi alıyor çocuk güzel konuşursan güzel öğrenir diyorum, yok.

Çamaşır makinesine doğru gidiyor çocuk, "Hayır yasak!!" diyor. "Ya hayatım deme öyle çocuğa, gün içinde yanımda çocuk sürekli, ben de ona görev verir gibi oyalıyorum, makineyi birlikte açıyoruz, çamaşırı birlikte çıkarıp, kirliyi birlikte koyup çalıştırıyoruz. Öyle oyalanıyor, sonra kilitliyorum zaten çalıştıramıyor, yapma, deme" ... Bunu bi 10 kez filan tekrar ettim sanırım, ancak düzeltti. Heh işte, bi sinire kaldığım şey de bu, bir şeyin tekrar tekrar söylettirilmesinden nefret ediyorum. Çok uyuz oluyorum buna, inanılmaz...

Böyle didişip duruyoruz.
Çocuğum inat bir çocuk, elimden geldiğince dikkat ediyorum onun yanında eşimle didişmemeye, hırçınlaşacak diye. Ama işte o bendeki negatiflik geçiyor galiba diyorum. Hoş, pozitif de olsam, gün içinde negatife getiriyorlar babalı oğullu, başımın tatlı belaları... Ben baya sinirleniyorum ama ya. Huysuz ihtiyarlar gibi oldum resmen evin içinde.

Böyle işte, hani neyi nasıl anlattım kafamı da toparlayamadım kusuruma bakmayın lütfen. Genel hatlarıyla vermeye çalıştım ama eksiği vardır. Siz de didişir misiniz bazı bazı böyle çocuk merkezli, kafaya takılmayacak şeyler için? Neler yapıyorsunuz, nasıl gidiyor hayat? Öyle bi sorayım, dinleyeyim istedim sizden de.
Fazlası var eksiği yok:) birebir yaşadığım durumlar bende hıncımı eşimden alıyorum, adamın her yaptığı gözüme batıyor resmen, benim eşim yalnız içine atma gibi bi lüx yaşatmıo bana, bi şekilde tepkisini de verio, bu durumda ayrı bir germe durumu oluo çocuğun yanında izin vermesemde bi şekilde artı bir tartışma konusu yaşanıo. Valla bende nsl bi kafaya sahip olmalıyım bilemiyorum. Geçici bi dönem diye kendimi avutuyorum.
 
Ben ister istemez taviz vermek durumunda kalıyorum, bizim kolik dönemle birlikte zaten illa bi şeylerin ucu kaçtı. Güçle yeme-uyku saati oluşturdum ve hatta annemden yardım da aldım. Düzenli gitse bi 2 hafta, 3.ye zaten bi bozar eziyetin dozunu arttırır. Çocuk diyorum işte de, bazen sinir halim beni aşıyor. İkinci çocuk, iyi cesaret diyor tebrik ediyorum sizi, vallahi ben yapamam gibime geliyor. Gördük yani bizden olan böyle bi şey tamam yeter diyorum :)

Esimle şakayla atışma hallerini geçtik biz, yani 15 ayda güzel iletişimden, benim tersleme haline doğru bir şeye dönüştü. Adam da "Sabır" diye susuyor galiba.
Bi de bayadir bi koyverip ağlayamadım, ondan da birikiyor gibi.

Düşünüyorum öyle... Bi haller karman çorman.

İkinci çocuk kararımız tamamen rahata alışırsak bir daha sil baştan yaşayamayız diye aldığımız bir karar :))
Zaten uyumuyoruz ha bir baktık ha iki dedik.
O kadar kolay değil yine de.
Herkes çok üsteledi gebelikte, ya bu da onun gibi olursa diye.
Olmayacak dedim, olmadı da :)
İlkinden öyle bir antrenmanlınız ki, ikinci bize vız gelir dedik.
Ki öyle oldu/ ikinci oldu yine biz ilki ile uğraşıyoruz.
Ağlama konusunda haklısın. Arada şart :))
Ben epey epey nadir ağlayan biriyim. Pek duygusal kırılgan bir yapım Yok.
Ama çocuk olduğundan beri ayda bir 2 saate yakın ağlıyorum. Tam ağlama da degil hem ağlıyorum hem gülüyorum. Sanırım sinirlerin fazla yıpranması :)

eşini tanıyorsun biliyorsun idare eder, onunla da alakalı :) benimkinin sınırları belli. Kum torbasına çevirmeme izin vermez. Ben de istemem. Karşımdaki insan her koşulda susunca saygımı kaybediyorum. Biraz dişime göre olsun istiyorum sanırım :)
 
Benzerlerini yaşadım. O sinir ,stres ,yorgunluk,birşeylere yetişememe,kendine vakit ayıramama durumunu anlarım ama eşe maledilmesini anlayamıyorum kusura bakmayın.
Eşiniz size nazaran daha rahat anladığım kadarıyla,o sınava çalışamamışken sinirlenmeyip idare ediyorken,sizin bu denli sinirlenip hırsınızı alamamanız,olmadık şeylerden hır gür çıkarmanız manasız.
Suçlu aramayı bırakın,eşinizi çocuğunuzu oldukları gibi kabul edin derim. Kendinizi koyun eşinizin yerine,işten geliyorsunuz,çocukla nasıl konuşacağınıza varana kadar karışan,herşeye söylenen bir eş ile karşılaşmak hoşunuza gider mi? Bence gitmez. Kimseninde hoşuna gideceğini sanmıyorum.
Biraz akışına bırakmaya çalışın. Aşırı müdahil olmak yerine.
En basit örnek,çocuğu uyuturken sallama vs demek yerine gidip çay,kahve içseydiniz biraz sakinleşip dinlenirdiniz tartışmada cıkmazdı.
 
Beterin beteri vardir bak simdi oglum bizim yanimizda yatiyordu rahat edemedik ve besige alistiruyorum simdk 2gundur hep besiginde yatiyor ama nasil saat basi kalkip agliyor yaniniza gelecem diye. 20aylik bi cocuk bu. 2gundur toplasan 10saat uyumadim. Bunun yari sira ev isi koca isi kendi isin hepsi yarim yamalak. Konusamiyor daha parmakla gosterneyi ogrendi daha yeni ve gun icerisinde 1000kere baaaaaaak diyooo bez degistirirken sikinti yemek yemesi sikinti ofke krizleri aglama nobetleri bi insan gun icerisinde kac defa disari cikmak ister. Sabhtan aksama kdar disari cikmak istiyor oturup yemek yiyemiyorum. Kocaya gelelim. 4de isten geliyo yemek yiyoz cocuk onun kucagibdan inmiyor. 5de uyumak istiyo 1saat. Diyorum ki bak dun 10dabyattin sabah 7bucukta bagira bagira kaldiriyorum. Hep bi uyku hali :KK70: ikimizin uykusunu kiyasliyorum ben daha az uyuyorum ama senin gibi olamiyorum diyorum. Ya misafir cagiracak ya biz gidecez. Uyumamasi icin. Beni bi yerlere birakmak zorunda kaliyo hep buda isine gelmiyo. Tutturdu araba kullanmayi ogretecem diye tamam dedim. Arabada bi bagiriyor sanirsinki kaza yapmisim. Direkle aramda 1metre var diregin orda dur diyo. Yahu kardes ben anne karninda ogrenmedim araba kullanmayi dur bi. Eve geliyoz hadi ehliyet sinavina git yazil ehliyet alalim. Tum gun agzinda sakiz olmus bu laf :KK70: eve gelir telesekretere bagliyo telefonla konusa konusa oglum kiyamrt kopariyo bende konuscam diye. Vs vs.. daha bi suru olay ama ben sakinim. Mutluyum oglum saglikli, esim ben saglikliyiz. Bin sukur. Yani sende boyle kal. Bardagin dolu kismina bak. En sinir bozucu olayda sabahtan aksama kadar elimden tutuyo kapiya goturuyo. Neyse hava iyi cikartiyoum bu kezde eve gelmek istemiyo. Yolun ortasinda yatiyo agliyo. Gayet sakin bi sekilde sesim bir tik yukselerek hadiiiiiii diyorum bu biraz aliskanlik ama, ilk baslarda cok kiziyordum ama suan siradan bi durum gibi geliyo :KK70:
 
Birbirinize ayrı ayrı vakit ayırıp stresinizi atın.O cocuga bakarken siz bi kahve icin aiz bakarken o arkadaşlarıyla maç izlesin falan filan.Bi de aklınıza eşinize nedensizce yüklendiğiniz gelince özür dileyin gecistirmeyin.Çünkü o ufak ufak şeyler dağ oluyo insanın içinde sonra.Adamcağız sessiz sakindi icinden nasıl canavar çıkarttım dememeniz icin diyorum bunu.Kolaylıklar dilerim

Teşekkür ederim.
Açıkçası dışarıya yalnız gonderesim gelmiyor oglanla birlikte eşimi hani birlikte markete gitmeleri vb dışında. Kahve çay içiyorum mesela salonda elinden geldiğince oyalar çocuğu ama bir tutam bağımlı bir çocuk bana. Kolik zamanların miras huyları gibi, ben o kahveyi, kapının önünden gelen ağlama sesleri ile içsem ne içmesem ne işte. Kulaklık takardim duymayayim diye ama iki üç kere öyle bi istifra etti çocuk eşim dikkatini dağıtmayı başaramamış.

Cok karışık bi ayardayiz, ne bu böyledir diyemiyorum da söz konusu çocuk ve hallerimiz olunca. Ben de düzen insanıyım, rutine binmeyen ara ara kacamakli bir düzen insanı ve bunu adam akıllı rayına oturtamamak, çocuklu hayata uyarlamayi henüz başaramamış olmak da beni öfkeli hale getiriyor sanki bir yandan. Vb.

Özür tatlısı yaptım artık, o anlamıştır.

Birşey diyimmi anlattığınız şeyler resmen eşimi ifade ediyor.
Merak etmeyin çok doğal şeyler yaşıyorsunuz.
Ben Rabbime hep dua ederim eşim çok fazla katlanıyor bana fazla idareci.
Sakin,durgun,idare eden ben ise tam patlayacak bomba.
Sesimi yükseltirim afedersiniz salakça öfke patlaması yaşarım sonrada çocuklar uyuduktan sonra AŞKIMMMM diye gözlerim dolar sarılırım :KK43::KK12::olamaz::olamaz:çünkü gerçekten elimde olmadan onuda kırmış oluyorum gibi uzar gider .....

Öyle galiba bazı anlar insanın elinde olmuyor. Yapısal gibi de. Yani sakın insanin sabrı bir ayrı oluyor, telaşlı insanın sabrı bir başka... Bazen ses yükselmesi, ters bakışlar filan otomatik olabiliyor :/

cocuk anneyi cok yıpratıyor gercekten tüm dengeyi bozuyor evlilğin herşeyini bozuyor ama
çok sükür rabbim onlarn yokluklarını göstermesin bazen cok bunalıyorum daralıyorum caresiz kalıyorum bende ama gececek
eşimle söyle oturup bir çay içmeyeli 18 ay olmuş dile kolay..

Dün neyi fark ettim biliyor musunuz? Kafam rahat, tam konsantrasyon kurarak bir sergi gezmeyeli tam iki seneyi geçmiş. Hamileliğin başından itibaren yani :)
Dün resim sergisine gittik 3 kız arkadaş ve çok iyi geldi. Sanırım buna ihtiyacım vardı. Zaman sınırı hissetmeden bir gezi...
 
anlatımınız ne kadar güzel yahu,kitap gibi aktı gitti :) :KK200:

ama korkmadım değil,ilerde sevgilimle evlensem sonuç böyle olur sanırım. her şeye karışan bir yassy,susan ve alttan alan bir sevgili kişisi...

konu hakkında fikrim yok sadece çok şekersiniz demeye geldim. :KK48:

Teşekkür ederimm :KK60:
Herkes böyle olacak diye bi durum da yok, bizim eşimle çok uç huy farkımız var. Taban tabana zıt iki insanız çoğu konuda ki bizim evliliğin oturması, sevgililik öncesi arkadaşlıktan geliyor. O arkadaşlık kurtarıyor bazı noktalarda, yoksa sonradan tanışıp sevgili olsaydık filan... Değişik olabilirdi. Ki bu durumlar da geçecek illa :) Biraz sabırlar-sinirler eskiyor öyle.

en azından eısnızle ıs bolumunuz var sıze ev ve cocuk bakımı konusunda yardımcı benımkınde o da yok ıkı oynar bırakır ve butun cocuklar o aylarda ınatcı meraklı zman zaman da huysuz olabılıyorlar bıraz daha buyusun sız o zaman gorun asıl curcunayı , bence sızı asıl sıkıntıya sokan tum gun evde cocukla hasır nesır olmanız bıraz daha buyuyunce onu krese versenız sızde ıs hayatına gerı mı donsenız ne dersınız? ben ıste kafamı dınlıyorum, arada basbasa zaman gecırmek guzel oluyor ama sureklı evde olup cocuk bakmak benlık bırsey degıl... zaten calısmakta hem zevk hem mecburıyet su an ıcın...
bence halınıze sukredın .:KK66:

Bizim doğumdan beri bir curcuna cidden, hani uzun uzun anlatmak istemedim, eski bir konum var oradan bakabilirsiniz dilerseniz ama, bundan daha beter olursa kaldıramam. Gittikçe daha iyi olacak diyorum, en azından böyle düşünmek daha iyi hissettiriyor, daha kötü halini düşünmeyeyim, sürpriz olsun : p :)

Evet, biraz daha büyüyünce iş hayatına dönmeyi planlıyorum; çünkü alışkın olduğum hayat tarzının tamamen dışına çıktım ve bunun da huzursuzluğu ister istemez oluyor.

Evde otursam sizden beter hale gelirdim heralde. KendiniZi rahatlatacak bişeyler bulmanız gerekiyor. Haftada 1 gün en azından kendinize ayırın. Aileler varsa onlardan destek alın. Haftaiçi çalışıyorum,gün içindeki özlemle eve koşup tüm olumsuzlukları görmezden gelebiliyorum. Haftasonu akşama kadar ailecek vakit geçirip,akşam anneanne yada babaanneye bırakıyoruz kızı sonra bize bi özgürlük falan filan :) böyle olmasa kafatı yerdim..

Haftanın 2 günü 3er saat kara kalem resim kursuna gidiyorum. Ancak bunun da tam düzeni var diyemem çünkü çocuğa bakacak kişiyi ayarlamaya bağlı gelişiyor. Annem 10 günlük geziye kaçtı mesela, kardeşim dil sınavında-ona çalışıyordu vs, eşimin izni denk geldi de öyle kurtardım bu haftayı. İşte çok bir şey de diyemiyorum sonuçta herkesin kendi hayatı ve "Çocuğuma bak!" denilmiyor bazen. Bakıcı olayına güvenemiyorum... İşte net bir düzen olsa (Ki inşallah bi ayar çekeceğim ona-olacak) kafa olarak daha rahat olacağım.

Bu hafta sonu (Şu an da dahil) nefesleniyorum. Bu beni 10 gün götürür gibi :))
 
Bu kadar uzun yazinca biraz rahatlamissinizdir sanirim.

Ne diyebilirz ki ?

Allah kolaylik versin

O anlık rahatlatmıştı evet :)
Teşekkür ederim, cümlemize, amin.

Eşiniz aynı benim eşim vurdum duymaz sabırlı herşeyi oluruna bırakan.bende sizin gibiydim uyku saatinde uyuycak çocuklar.yemek zamanında yemekleri yiyecekler diye diye hem istedigim gibi olmadı hem olan bana oldu.dolup dolup sinir patlamaları.baktım olmuyor bende eşim gibi oldum.uyumuyosa zorlandim yemiyosa zorlamdm.aglayinca üstüne dusmedim rahat oldum.sonra baktinmi çocuklar benim istediğim gibi olmaya başladılar çünkü çocuklar gozlerimizdeki tedirginliği bile anliyolar.

Haklısınız. Bende ayrı bir korumacı yön var onu törpülemeye çalışıyorum, hani düşse filan ah vah etmiyorum, tepkisizliğimi koruyorum. Ama o düşme haline girmemesi için de etrafında fır dönüyorum gibi gibi :))
Biraz rahatlamam lazım bu konuda da, yemediğinde başka şeyler pişirmelere, öğün atlamaması için 10 küsur tat-fark çıkarmaya çalışmakla uğraşmamam lazım. Aç da bıraktım esasen yani umursamadım bir ara, ama işte o yemeyince ben de yiyemiyorum bir şey...Buna da el atmam lazım, iyice rayından çıktı.

Bizim ev de aşağı yukarı anlattığınız gibi. Bunlara ilaveten 13 yaşında ergen bir kızım var. Bir de eşim şamar oğlanlığını sık bırakır oldu daha sık sesi yükseliyor bu aralar. Yalnız değilsiniz yani bence aşağı yukarı her evde yaşanan şeyler bunlar. Bir de ben çalışıyorum sabah evden bir çıkışımız var evlere şenlik. Bir gün ufaklık altına kaçırıyor öbür gün büyük olanın midesi bulanıyor evin ortasına istifra etmeler filan. Her sabah elim ayağıma dolaşıyor eşimse gayet rahat çocukların gönlünü yapmakla meşgul. Eşim fazla sakin ben fazla telaşlı .Bir de eşlere sormak lazım ben bile kızıyorum bazen kendime.

Eşlere sorsak 3 gün aralıksız dinleriz gibime geliyor :)))
 
Tam nickini görüp şarap eşliğinde okurum konusunu derken, içeriği görüp rakıya döndüm :)

Bir çok arkadaşa geldiği gibi bana da çok tanıdık geldi anlattıkların...

Zaten zor ve detaycı biriydim, çocuk olduktan sonra hepten sıyırdım...

:))))
Güldüm yorumunuza ya, teşekkür ederim :)
Bana da geldi o sıyırmalar, biraz daha akışa bırakabilsek aslında çok güzel olacak.

Bence sizde cocugunuza karsi otorite problemi var .Cocuklar yonetebilecekleri insani çok guzel biliyorlar .Çamasir makinesine esinizin hayir demesi doğru .Bir psikologa gidin .Günde birkac saatlik bakıcıya verin .

Bizim genel bir otorite problemimiz var ancak bu yasak-hayır dinlemesi hali kimde baskın derseniz; ben hayırı nadir kullanırım ve o hayır kolay kolay evete dönmez. Prizler mesela "Hayır ve cıs" tır, birliktedir. Gözüme bakar ve elini çeker. Ya da klimanın kumandası "Hayır"dır. Gözüme bakar, elini çeker. Babasını pek takmaz aksine, çünkü "Hayır"ı çerez gibi kullanıyor adam bu noktada sinirleniyorum mesela, bir evin içinde her şey yasak olamaz. Belli bir disiplin hali mevcut, olduğu kadar mevcut daha doğrusu çünkü çocuğum ne yaş olarak ne de yapı olarak zorlamaya müsait bir zamanda değil.

Bakıcı işini düşünmüyorum, bir başka konumda gerekçelerini açmıştım.
Psikolog ihtiyacım da şu an yok. Olduğunda bilirim. :)
 
İkinci çocuk kararımız tamamen rahata alışırsak bir daha sil baştan yaşayamayız diye aldığımız bir karar :))
Zaten uyumuyoruz ha bir baktık ha iki dedik.
O kadar kolay değil yine de.
Herkes çok üsteledi gebelikte, ya bu da onun gibi olursa diye.
Olmayacak dedim, olmadı da :)
İlkinden öyle bir antrenmanlınız ki, ikinci bize vız gelir dedik.
Ki öyle oldu/ ikinci oldu yine biz ilki ile uğraşıyoruz.
Ağlama konusunda haklısın. Arada şart :))
Ben epey epey nadir ağlayan biriyim. Pek duygusal kırılgan bir yapım Yok.
Ama çocuk olduğundan beri ayda bir 2 saate yakın ağlıyorum. Tam ağlama da degil hem ağlıyorum hem gülüyorum. Sanırım sinirlerin fazla yıpranması :)

eşini tanıyorsun biliyorsun idare eder, onunla da alakalı :) benimkinin sınırları belli. Kum torbasına çevirmeme izin vermez. Ben de istemem. Karşımdaki insan her koşulda susunca saygımı kaybediyorum. Biraz dişime göre olsun istiyorum sanırım :)

Doğrudur, idare ediyor ancak dediğim gibi, o idarenin azalacağı-sabrın taşacağı sinyalini de "Höff" ünleminden alıyorum onun. Yine de büyük cesaret ikinci çocuk, ki eşim tek çocuk, biz büyük yaş farklı iki kardeş, oğlumu da tek çocuk bırakma fikri biraz canımı sıkıyor. Ama bu konuda yaş aralığına-rahata bakmaktan ziyade, "Kendim psikolojik olarak 2. çocuğa hazır mıyım?" tahlilini netleştirmeden kardeş işine girememem biliyorum. Hayırlısı diyorum... Kalabalık ailelere de bayılırım oysa.

Konu sahibi nereye ucmus neden ucmus yahu?

"Konu dışı"ndan ban :)
Sanırım konumu bu bölüme açmam gerekiyordu, yanlış yere açtım.
 
Benzerlerini yaşadım. O sinir ,stres ,yorgunluk,birşeylere yetişememe,kendine vakit ayıramama durumunu anlarım ama eşe maledilmesini anlayamıyorum kusura bakmayın.
Eşiniz size nazaran daha rahat anladığım kadarıyla,o sınava çalışamamışken sinirlenmeyip idare ediyorken,sizin bu denli sinirlenip hırsınızı alamamanız,olmadık şeylerden hır gür çıkarmanız manasız.
Suçlu aramayı bırakın,eşinizi çocuğunuzu oldukları gibi kabul edin derim. Kendinizi koyun eşinizin yerine,işten geliyorsunuz,çocukla nasıl konuşacağınıza varana kadar karışan,herşeye söylenen bir eş ile karşılaşmak hoşunuza gider mi? Bence gitmez. Kimseninde hoşuna gideceğini sanmıyorum.
Biraz akışına bırakmaya çalışın. Aşırı müdahil olmak yerine.
En basit örnek,çocuğu uyuturken sallama vs demek yerine gidip çay,kahve içseydiniz biraz sakinleşip dinlenirdiniz tartışmada cıkmazdı.

İşte bu kadar net ve düz değil yaşananlar, "Eksiği vardır" dediğim kısmının üstten görünüşü gibi bu.
Çocuk uyuturken sürekli "Sallama" demiyorum başında dikilip, bu yüzden bir uyutma sıramız var, dinlenebilmek için. Ancak çocuk kusana kadar ağlayabilen bir çocuk ki bunu yaşadık birkaç kez. Gün içinde bin bir uğraşla, oyunlar içine yayarak yedirdiğiniz bir tabak çorbayı, akşam ısrarlı bir sallama sırasında kusmasını siz de istemezsiniz. Kahvemi içerken içeriden gelen, gittikçe dozu-iç çekmesi yükselen bir ağlamaya kayıtsız kalamıyorum çünkü nereye gittiğini biliyorum. Zaten o kahve burnumdan ayrı geliyor, eşimden de ufak bir itiraz işitmek istemiyorum. Karışma-müdahil olma kısmı böyle gelişiyor, çocuğu çok daha iyi tanıyor, sesinden bakışından neyin geleceğini tahmin edebiliyorum; eşim ise gelişi güzel davranıyor. Yoksa onun oyun saati içinde nasıl oynadığına karışmam oğlumuzla. Ya da yemeği nasıl yedirdiğini umursamam, isterlerse halılara sıvasınlar çorbaları. Ama bazı noktalarda işte, "Karışma" denmiyor-olmuyor.

Sinir çıkarma kısmında haklısınız, hoş değil, anlamlı da değil. Bu yüzden rahatsızım kendimden.
Onu da düzeltmek için artık bana iyi gelecek bir düzen içine kaydırmam lazım şu anki rutinimizi.
Hafta sonu arkadaşlarımla sergiye kaçtım mesela ve fark ettim ki "Ben" alanından çok çıkmışım çocuk doğduğundan bu yana. Bu yüzden eşimin "Sen" alanına saldırıyorum sanırım.

Çocuk isteyip istemediğmi birdaha düşündürdün bana :/

Düşün düşün olmuyor :)
Ne kadar hazır olursan ol, tam hazır da olmuyor.
Ama istemek ayrı bir şey, isteyince oluyor.
Onun gibi bir şey :))
Çocuklu hayat filozofundan öğütler gibin oldu :KK70: : p
 
:))))
Güldüm yorumunuza ya, teşekkür ederim :)
Bana da geldi o sıyırmalar, biraz daha akışa bırakabilsek aslında çok güzel olacak.



Bizim genel bir otorite problemimiz var ancak bu yasak-hayır dinlemesi hali kimde baskın derseniz; ben hayırı nadir kullanırım ve o hayır kolay kolay evete dönmez. Prizler mesela "Hayır ve cıs" tır, birliktedir. Gözüme bakar ve elini çeker. Ya da klimanın kumandası "Hayır"dır. Gözüme bakar, elini çeker. Babasını pek takmaz aksine, çünkü "Hayır"ı çerez gibi kullanıyor adam bu noktada sinirleniyorum mesela, bir evin içinde her şey yasak olamaz. Belli bir disiplin hali mevcut, olduğu kadar mevcut daha doğrusu çünkü çocuğum ne yaş olarak ne de yapı olarak zorlamaya müsait bir zamanda değil.

Bakıcı işini düşünmüyorum, bir başka konumda gerekçelerini açmıştım.
Psikolog ihtiyacım da şu an yok. Olduğunda bilirim. :)
Ya o döngünun içinde insan dısardan duruma bakamıyor .Küçük cocugum zor bi cocuk ve bebekti .Şimdi şimdi öyleydi böyleydi diyebiliyorum .
Ne sacma konulardan gerilmisim diyorum .Birden bire karakter deģistirin .Yemek olmasın varsin .Düzende olmasin bu vakitler birdaha gelmeyecek .
Kar yağarken kapınin önü süpürülmez .:KK66:
Sizin sakinliginiz emin olun herşeyin akışini degistirecek .:KK37:
 
X