boşanmak ya da boşanamayıp boş boş yaşamak

Sen nasıl tahammül ediyorsun bu kadar yıldır. Şok oldum okuyunca. Sen Öyle bir psikolojik baskı altında kalmışsın ki bu bocalama ondan. Lütfen kendine eziyet etme. Arkana bile bakma sakın çık git uzaklaş o adamdan da ailenden de. Kimseyi çekmek zorunda değilsin senin de yaşamaya hakkın var. Boşanırken o harcayamadığın maaşlarını da al. Evlendikten sonra herşey ortaktır hiçbir şeyini de bırakma o adama.
 
bunca yıl kazandığın paralar nerde ,büyük bir birikiminiz mi var evler arabalar mı var ,yoksa hiçbir şey yok mu ,yoksa şayet PES:işsiz:
 
merhabalar kadınlar kulubü insanları.
sırf az sonra okuyacaklarınızı yazabilmek adına üyelik aldım ve geldim.
amacım belki içimi dökmek belki destek sözcükleri duymak bilmiyorum.
amaçsızca yazmak en iyisidir belki diyerek başlıyorum.
genel olarak muhafazakar bir ailede baskı altında büyüdüm. baskıdan kastım dayak yemek vs değil elbette. bireysel tercih hakkım olmadan ailemin tercihleri doğrultusunda desem daha dogru olabilir. bu da sanırım gelişimimi daha cok boyun eğme ve baskılara ses cıkarmadan önüme sunulanı yaşama şeklinde tamamlamama neden oldu. babam surat yapmasın bize kızmasın diye annem, kardeşlerim ve ben hep onun istediği şekilde yaşamaya çabaladık durduk. babam istiyor diye küçük yaşta istemeden örtündüm. yapı olarak sorun cıkmasın aman kimse üzülmesin kızmasın diye gücüm yettiğince dayanıp sabredebilen bir kişi oldum. yeri geldi hayır diyemedim. arkadaşlarımı reddedemeyip istemedigim halde yorgun olsam bile mesela görüşmeye gittim, amiri konumunda olduğum kişilere iş yaptıramadım gibi bir sürü içten beni rahatsız eden ama ses çıkaramadığım şeyler yaşadım.
genel olarak ailemde sevildim diyebilirim. ama ailemden bunu hisssettirecek bir somut şey pek görmedim. (kendilerine sorulsa aksini söyleyebilirler bilemiyorum) fiziksel olarak da bir üstünlüğüm olmayınca ergenliğim boyunca etrafımdaki insanlara özenrek bakar oldum.
erkek arkadaşım olmasını geçtim teklifte bulunan ya da arkamdan benden hoşlandığını sevdiğini duyduğum biri bile olmadı.
sonrasında üniversiteyi kazandım. ve üniversite bitene kadar aynı şekilde herhangi bir teklif vs almadım. belki böyle cümlelere dökünce basit gelebilir ama neticede beni sevdigine veya önemsediğine inandığım biri olmadı.
ciddi manada çirkin olduğumdan kendimden soğumaya ve özgüven eksikliği hissetmeye başladım.
üniversite bittikten sonra bir kaç ay görev yaptıktan sonra lisede sınıf arkdaşlarımdan olan biri ile facebooktan konusmaya başladım. aynı bölümü bitirmiş ve aynı şehirde çalışıyorduk ve bir şekilde buluştuk. bana ilgisi vs ister istemez beni etkiledi ve uyuşmadığımız özelliklerimiz olduğunu görmeme rağmen sevgili oldum. sürekli beraber vakit geçirmeye başladık. tanısalı bir ay filan olmuştu ki annemle işyerimde karşılaştılar ve tanıştırdım. annem de laf arasında iyi güzel ama böyle dolaşmayın adını koyun bu işin dedi. zaten yavastan arkadaşlarım da evlenmeye başlamıştı çevremde. bu cümle anlamsızca mutlu etti beni. daha doğru düzgün bir şey yokken ortada evlilik sözleri ilişkimizde konuşulur oldu. ve çok kısa sürede aileler tanıştı. ve bekleyeceğimiz bir sebep de olmadığından (askerlik iş kurma vs) biraz da benim ailemin evlenmeden görüşmemizin dinen uygun olmayacağı gibi nedenlerden dolayı, kısa süre içerisinde evlendik.
kısa sürmüş olsa da daha nişanlılık sürecinde anlaşamayacağımızı düşünmeye başlamıştım. hayata bakışımız ve hayattan beklentilerimiz çok farklıydı. ama bitti ayrılıyoruz diyemiyordum. yıllardır hasret çektiğim sevilme duygusunu bırakamıyordum belki de :KK43: her defasında gidip konuşcam diye plan yapıp sonra hiç bi şey yok gibi konuşmaya devam ediyordum.
isteklerimiz ortak değildi ve ben o mutlu olsun diye onun isteklerine ayak uyduruyordum. çok seviyorum demek ki diyordum. o da beni seviyordu hem. bazen şöyle düşünüyorum; kız kardeşim yok annem zaten evlenmem konusunda hevesli ,o dönemde telefonlar ve whatsapp vs yok doguda bi şehirde çalışıyorum arkadaşlarımla uzun uzun konusamıyorum, yapayalnızım tek kişi o var hayatımda, kimseden akıl almadım ya da kimse beni uyarmadı bu sürede. süratli bir şekilde evlendik. neredeyse ilk günden pişmanım evlendiğime. giderek sıklıgı artan şekilde boşanmayı düşündüm. su an 7 yıllık evliyiz!
ve bu geçen süre iyice farklı insanlar olduk.
ailem zenginlikten ölmese de sevgi konusunda eksik bulsam da ortalama belki ortalama üstü bir hayat sundular bana. ve çalışmaya başladıktan sonra da zaten iyi kazanıyordum. eşim ise çok cimri biri. evlenene kadar hep alım gücümüzün altında şeylerle tamamladık düğün ve ev ihtiyaçlarımızı. evlendikten sonra da öyle ki marketten aldığımız peyniri ekmeği bile seçerken canımı sıkıyordu. evimize birinin gelmesine benim arkadaş edinmeme ya da iş yerinden bi arkadaşımla görüşmeme izin vermiyordu. tek yaptgı şey hesap yapmaktı. balayına gitmeyi geçtim maaşımızdan kesinti olacak diye izin bile almadık iki gün sonra işe döndük. evlenmeden önce yapmıs oldugum harcamalr nedeniyle kredi kartı ekstresi geldi. ve daha iki haftalık evli iken çok harcamışım diye üç gün konusmadı benimle. sonrasında da ne alıcaksam ihtiyac durumumu hesap edip ona göre almamı kontrol etti.
suratı asılmasın huzur bozulmasın diye dabrettim durdum. sürekli para biriktirip yatırım yapıyorduk. cüzdanıma harçlık gibi bir miktarsa para koyuyordu 35 tl eksilse ne aldın ki diye sorabiliyordu.
bu sürçte iş değişikliği nedeniyle bir kaç defa il değiştirdik taşındık ettik. 4. yılında evliliğimizin yine taşındık ve ben artık düzgün bir muhitte yaşamak istediğim halde gidip çamrlar içinde şehrin dışında bir evi tutmaya karar verdi. iyice boşanmayı düşünmeye başlamıştım. üzerine bir de daha kendi maaşımı kendim bir kez bile gönlümce harcamamışken hesabımdan 250 tl çekmişim diye hesap sordu. zaten cok sıkıntılı idim üstüne bir de böyle bir olay olunca boşanmaya karar verdim. daha önce hiç lafını etmemiştim boşanmanın. ve bunu ilk kez kendisi ile paylaştım. boşanmak istememi geçtim daha doğru düzgün tartışmamıştık bile. bahsettiğim gibi ben sesini çıkaramayan önüne sunulana razı olmaya çalışan yeter ki sorun çıkmasın kavga olmasın diyen ezik biriyim. herneyse para hesabı yapması üzerine ben coktandır senden boşanmayı düşünüyordum sen kalkmış bana ufak miktarların hesabını soruyorsun dedim ve bir güçle boşanmak istiyorum dedim terkettim. hiç konusmadım cünkü konussam affedeceğimi biliyordum. salak bir şekilde seven böyle yapar mı diyeceğime ama o beni seviyor! ben göre göre evlendim haksız yere onu üzüyorum diyordum. bir ay kadar sonra gidip bir avukatla görüştüm. davayı açtım. avukat eşimi aradı. mal talep etmiyor sadece anlaşamlı olsun uzamasın diye teklif etti. o da son kez benimle konussun tamam dedi. ben de konustum. çok duygusal bir konusma yaptı. ben senin mutsuz oldugunu bilmiyordum. sen bilirsin diyeceğine keşke istemiyorum deseydin. söz değişeceğim. ben senden cok memnundum gibi şeyler konusuldu. ben de her neyse deyip ayrıldım. durusma günü hakime karımı seviyorum dedi ağladı. hakim de ertelemeye gitti. bu sürede ben de bir karar verdim. ve ona gidip ben seni istemiyorum ama üzülmemen için belki sana acıdıgım için bitiremiyorum. eğer benim kendi hayatımı boşverip sadece sana acıdıgım için sana dönmemi istiyorsan dönücem dedim. o da dön dedi. ve aklıma tüküreyim ki döndüm. o zamandan sonra hiçbirşey eskisi gibi olmadı. o hiç bir şey olmamıs gibi davranmaya ben de ev arkadaşım gibi davranmaya başladık. her şeyde sen istedin deyip sorun cıkarmaya başladım. ufak da olsa değişiklikler vardı. ama benim yaşamak istediğim para harcama isteğim kalmadığı gibi uğraşları sonucunda arkadaşım da kalmamıştı.
sürekli düşünmeye sürekli sorun çıkarmaya başladım. kendimi tanıyamıyordum. bu sürede o da dini konulara takmaya başladı. zaman geçtikçe sürekli namaz kıl baskısı onu giyme bunu giy harcama israf yapma (hayır yapmak için değil yatırım için biriktiriyoruz) baskıları da ortaya cıktı.
kısacası hayata dair her konuda ters görüşlere sahip iki insandık ve makasın ucu gittikçe açılıyordu. sürekli kavga eder hale gelmiştik. bir şekilde çabalayıp çalıştım ve büyük bir ile tayinim oldu. kafa dengim olan insanlarla tanıstım. ama su an benim arkadaşlarımla dışarı cıkma hakkım yok. bir arkadaşımla görüşmek istesem mesela o bizim görüşümüze ters biri! maaşım bende olsa da hesabını vermek zorundayım (evliysek benm senin olamazmış) ! ailemden yeteri kadar dini konularda baskı gördüğüm yetmemiş gibi daha fazlasını evliyim diye hayatımda var olan adamdan görüyorum.
daha yazacak bir sürü şey var ama hepsi sığmaz uzatmanın da alemi yok.

özetleyecek olursam;
kocam cimri, okumus bir cahil ve koyu bir yobaz
ben artık bu hayattan yoruldum bıktım
istemediğim hayatı yaşayacağıma öleyim artık bile diyorum
ama yine de bitti ayrılıyoruz diyemiyorum
sebebini senelerdir anlayamıyorum ama yapamıyorum
seviyor muyum diyorum kendime. hayır. ondan bıktım. ama yine de üzülmesini (bu kez üzülmek yerine tepkisini sinirlenerek gösterecek diye düşünüyorum) görmek istemiyorum. bir anda apayrı hayatlar olsa boşanma sürüncemesiyle ugrasmadan bitebilse keşke:KK43:
yaşadıklarımı anlatabileceğim kimsem yok
çaresiz bekliyorum...
Keşke enbaşında hayır diyip evlenmeseydin 7 yıllık evllikte çoçuk yok sanırım hiç bahsetmemişsin yoksada böyle adamdan iyikide olmamış çoçuk yoksa zaman kaybetmeden boşann ömür gecermi çalışan kadınsın çalışırken bana hesap soracak adamın varya neyse o_Oo_Odestek alın psikolaga gidin emin olun güzel tavsiyeler verebiliyorlar gereksiz insanları hayatından defetmek gibi:KK50::KK50:
 
Boşanmanın eşiğinden döndükten sonraki büründüğünüz aşırı abartılı tepkiler veren kişilik kılıfınız boşanmanıza izin vermiyor gibi geldi bana..Demişsiniz ya çok abartılı tepkiler vermeye başladım.çok fazla terslenmeye başladım kendimi tanıyamaz hale geldim yazdığınız için diyorum bunu..her yaşadığınız kavgada kaosta son olaya odaklanmanız da bu duygu yapınızla çok normal çünkü her son olayda ''bak yine yaptım yapacağımı bende çok tersledim çok üstüne gittim, belkide onu ben kışkırttım kışkırtmasam bukadar büyümeyecekti şimdi bu olayı boşanmaya kadar götürürsem vicdan azabından kurtulamam'' gibi gibi çok da sağlıklı olmayan şeyler düşünüp kendi mahkemeni kendin görüyorsun..siz bi masa etrafında oturulsun sezarın hakkı sezara verilsin makul bi konuşma yapılarak yollarımızı ayıralım düşüncesinde ve beklentisindeyseniz öncelikle bunlardan kurtulun.Çoğu boşanma bu şekilde olmuyor çünkü..yaklaşık 30 lu yaşlara yakın olduğunuzu tahmin ediyorum yani demem o ki yıllar yılı olup bitene boyun eğmişsin, yine bu yüzden bekliyorsun ki bu olaylarda da suya sabuna dokunmadan kendiliğinden o benden ayrılsın diyorsun belkide..7 değil 17 yıl da geçse bu zihniyette biri seni boşamaz.İlk defa bir işi kendi başınıza yoktan var etmek kokutuyor sizi.hiç hesapta yokken durup duruken boşanacakmışsınız hissinden kurtulmadıkça boşanabileceğinizi sanmıyorum..üzüldüm yazdıklarınıza yaşadıklarınıza .Bukadar insan aynı fikirdeyse hakikaten dikkate alın derim.Tam olarak öğrenilmiş çaresizlik yaşadığınız..çünkü gerçek hayatta türlü imkanlar elinizin altında
 
Boşanmanın eşiğinden döndükten sonraki büründüğünüz aşırı abartılı tepkiler veren kişilik kılıfınız boşanmanıza izin vermiyor gibi geldi bana..Demişsiniz ya çok abartılı tepkiler vermeye başladım.çok fazla terslenmeye başladım kendimi tanıyamaz hale geldim yazdığınız için diyorum bunu..her yaşadığınız kavgada kaosta son olaya odaklanmanız da bu duygu yapınızla çok normal çünkü her son olayda ''bak yine yaptım yapacağımı bende çok tersledim çok üstüne gittim, belkide onu ben kışkırttım kışkırtmasam bukadar büyümeyecekti şimdi bu olayı boşanmaya kadar götürürsem vicdan azabından kurtulamam'' gibi gibi çok da sağlıklı olmayan şeyler düşünüp kendi mahkemeni kendin görüyorsun..siz bi masa etrafında oturulsun sezarın hakkı sezara verilsin makul bi konuşma yapılarak yollarımızı ayıralım düşüncesinde ve beklentisindeyseniz öncelikle bunlardan kurtulun.Çoğu boşanma bu şekilde olmuyor çünkü..yaklaşık 30 lu yaşlara yakın olduğunuzu tahmin ediyorum yani demem o ki yıllar yılı olup bitene boyun eğmişsin, yine bu yüzden bekliyorsun ki bu olaylarda da suya sabuna dokunmadan kendiliğinden o benden ayrılsın diyorsun belkide..7 değil 17 yıl da geçse bu zihniyette biri seni boşamaz.İlk defa bir işi kendi başınıza yoktan var etmek kokutuyor sizi.hiç hesapta yokken durup duruken boşanacakmışsınız hissinden kurtulmadıkça boşanabileceğinizi sanmıyorum..üzüldüm yazdıklarınıza yaşadıklarınıza .Bukadar insan aynı fikirdeyse hakikaten dikkate alın derim.Tam olarak öğrenilmiş çaresizlik yaşadığınız..çünkü gerçek hayatta türlü imkanlar elinizin altında
+10000
 
Boşanmanın eşiğinden döndükten sonraki büründüğünüz aşırı abartılı tepkiler veren kişilik kılıfınız boşanmanıza izin vermiyor gibi geldi bana..Demişsiniz ya çok abartılı tepkiler vermeye başladım.çok fazla terslenmeye başladım kendimi tanıyamaz hale geldim yazdığınız için diyorum bunu..her yaşadığınız kavgada kaosta son olaya odaklanmanız da bu duygu yapınızla çok normal çünkü her son olayda ''bak yine yaptım yapacağımı bende çok tersledim çok üstüne gittim, belkide onu ben kışkırttım kışkırtmasam bukadar büyümeyecekti şimdi bu olayı boşanmaya kadar götürürsem vicdan azabından kurtulamam'' gibi gibi çok da sağlıklı olmayan şeyler düşünüp kendi mahkemeni kendin görüyorsun..siz bi masa etrafında oturulsun sezarın hakkı sezara verilsin makul bi konuşma yapılarak yollarımızı ayıralım düşüncesinde ve beklentisindeyseniz öncelikle bunlardan kurtulun.Çoğu boşanma bu şekilde olmuyor çünkü..yaklaşık 30 lu yaşlara yakın olduğunuzu tahmin ediyorum yani demem o ki yıllar yılı olup bitene boyun eğmişsin, yine bu yüzden bekliyorsun ki bu olaylarda da suya sabuna dokunmadan kendiliğinden o benden ayrılsın diyorsun belkide..7 değil 17 yıl da geçse bu zihniyette biri seni boşamaz.İlk defa bir işi kendi başınıza yoktan var etmek kokutuyor sizi.hiç hesapta yokken durup duruken boşanacakmışsınız hissinden kurtulmadıkça boşanabileceğinizi sanmıyorum..üzüldüm yazdıklarınıza yaşadıklarınıza .Bukadar insan aynı fikirdeyse hakikaten dikkate alın derim.Tam olarak öğrenilmiş çaresizlik yaşadığınız..çünkü gerçek hayatta türlü imkanlar elinizin altında
gerçekten çalışıyor çok doğru analiz etmişsiniz
buradaki her uyarıyı dikkate alacağım
umarım en dogrusunu yapabilirim..
 
X