Çocukken öğretmenden yenilen dayaklar

Benim de ilkokulum iyi geçmedi.. cok ogretmen degistirdim ilki geceden kalma gelirdi... sonraki iyiydi sonra elisi oğretmeninin kardesi ucretli geldi ondan sonra da benim korkulu ruyam serife hoca. Bana takıkti sanki. Hic yaranamadim. İlkokul 4 5 sınıfındaki bir öğrenci ne kadar kotu olabilir ki hem de kiz hadi erkekler az daha yaramaz.. sesim cikmazdi.. ailem de bu konuda ilgisizdi. Sonra baya bi akran zorbaligi cektim. Boyle olmasa belki bambaska bir yerde olabilirdim. Okula gitmek istemezdim...
 
1 sınıf öğretmenim bişeyler satan tipti. Şiddet uygulardı okumaya geçemediğim için. Çok sonra bir öğretmenim oldu o da sertlikle öğreten idealist bi öğretmendi. Bana çok şey kattı başarı adına. Toparlanmamı sağladı ama nur topu gibi de bi okul fobim oluştu. Öğretmenim işin ilginç yanı ve fobim baki :p Ders anlatmayı öğretmenliği seviyorum ama o okula gelmek vs kaygı sebebi oluyor. Çok yumuşak yüzlü öğretmen oldum varsın olsun hiç bir öğrencimde bu tarz travma yaratmak istemiyorum. Kendimden bildiğim için eğer herhangi bir öğrencime kızmış sert şekilde uyarıda bulunmuşsam hemen teneffüste ya da baska bi zaman gönlünü almaya calısırım yani kendisini sevdiğimi ama o davranışından dolayı o şekilde uyardıgımı farkettiririm bu çok önemli benim için.
 
Merhaba Arkadaşlar,

Bugün ailemle çocukluk anılarımdan konuşurken bu mevzu açıldı, çok canım sıkıldı, sizle paylaşmak istedim.

Biz Türkiye'nin en modern şehirlerinden birinde yaşıyorduk aslında, güya insanlarının modern olduğu falan ama ilk okulda öğretmenimden çok dayak yedim, bugün eskiler açılıp konuşulunca resmen içim acıdı, kinle doldum, keşke bir imkanım olsa da yaptıklarını ödetebilsem dedim. Küçücük çocuğa uygulanan şiddetin haklı hiçbir sebebi olamaz ama ben zaten hem çok sessiz hem de çok çalışkan bir öğrenciydim asla hiçbirini hak etmedim.

İlkokula başladığım ilk sene harika bir öğretmenim vardı, tek fiske yemedim, çok mükemmel bir hocaydı ama maalesef askere gitti. İkinci sene başka bir öğretmen verdiler, ticaretle uğraşıyordu, çoğu derse gelmez boş geçerdi, eğitimi sıfırdı. Ben çok başarılı bir öğrenciydim, soruları herkesten önce ben çözerdim, bana sen çözmeyeceksin der yasak koyardı akıl hastası. Annesi okul aile birliğinde olan bir kaç kız vardı onları hep farklı tutar sorduğu sorulara onlardan başka kimsenin cevap vermesine izin vermezdi. Bizim anne babamız eğitimli değil, maddi durumumuz da iyi değil, bize niye öğretmenlik yapsın tabi. Hiç unutmuyorum yine bir gün matematik sorusu yazdı tahtaya, bende çocuk aklı o heyecanla çözdüm, ben çözdüm öğretmenim dedim, bana sırf soruyu çözdüm diye öyle bir tokat attı ki resmen uçtum, zaten ilkokul 2 deki çocuğun boyu posu ne kadar olacak çelimsiz bir şeydim. Ondan sonra bir daha soruları hiç çözmedim tabi, amacına ulaştı.

Ödev verirdi, ben yapardım, yapmayanlara sıra dayağı atarken yapanlara da atardı. Bir tek o bir kaç kızı ayırırdı, onlar yapsa da yapmasa da dayak yemezlerdi hiç, çünkü anneleri okul aile birliğinde idi. Bu öğretmenin dükkanı çok yakın bize, şeytan diyor git saydır, sen nasıl insansın durduk yere küçücük çocuğa nasıl böyle şiddet uygularsın diye saydır diyor ama bu kadar karaktersiz bir adam zerre etkilenmez yine ben sinir olurum. Acaba mail falan mı atsam kullanıyorsa, içimde kalmasın, yaptığı pislikleri affetmeyen birisi olduğunu bilsin istiyorum.

Aslına bakarsanız ben bizim nesil içinde en şanslı olanlardanım. Ortaokulda çok iyi bir anadolu lisesi kazanıp bir daha ne psikolojik ne de fiziksel şiddet görmedim öğretmenlerimden, öğretmenlerim o kadar iyiydi ki hem insan hem eğitmen olarak, hala görüşürüz hala gurur duyarlar benle. Ama bu ilkokulda olanlar içime dert olmuş gerçekten. O yaşta ve özellikle o yıllarda hak aranamayacağını biliyorum ama hakkımı arayamamış olmak, bu ruh hastasının yaptıklarının yanına kalması dokunuyor bana.

Bu konuyla birlikte öğrencilerine dayak atan tüm öğretmenleri nefretle kınıyorum, cezalarını bir şekilde çekerler inşallah, bu dünyada olmasa bile öteki dünyada. Hiç kimse bana öğretmenlik kutsal bir meslek ama vs demesin, bende öğretmen sayılırım öğrencilerimi çok seviyorum, onlarda beni çok seviyor, hakkıyla yapamayacak olan sırf para geliyor diye yapmasın bu mesleği.
Canım sen benim öğretmenimi görseydin 5senem dayakla geçti nasılsa ardını arayan yok maddi olarak bana faydası yok(hediye, fiş okula yardım falan) kadın tüm sinirini ben ve ben gibilerden cikarirdi keşke yazdıklarımı görse adı Hamiyet Derya sonradan Yıldırım olmuş.Egitim hayatımı temelinden sarstı bilsem de cevap veremezdim sorularına hep annemin yokluğunu yüzüme vurması acıması sınıfa acindirmasi cabasiydi lanet kadinnn
 
Hangimizin ilkokula dair müthiş güzel anıları var ki?

Benimki sadece çalışkan, maddi durumu iyi olanlarla ilgilenirdi.
Hiç unutmam milli bayramlarda yürüyüş yapıyoruz ya sokak sokak.
Çocuk aklı bir heves okula erken gittim en önde olayım sıranın diye.
Kırmızı bir pantolonum vardı bence en güzel kıyafetim, öğretmenim için çirkin.
Arkalardan çiçekli elbiseli Esra'yı aldı en öne, beni arkalara göndermişti.
Neden bilmem bu her bayram aklıma gelir..

Haksız sıra dayağı, ödev yapmama tokadı, hakkımı arayacağım diye arkadaşımla çekişirken görüp
saçımı çekmesi mi?
Ağzımızı açıp ''Ama öğretmenim.. '' bile diyemezdik.

Şimdikiler haksızken hak arıyor hey gidi :)

Şanslı çocuklar hep diyorum..
Anlayana.
 
Benzer durumu bende yaşadım aynen ilkokul 2 de neyseki başka okula yazıldım sonra... ne dayaklar yedim anlatamam geçen öğretmenler gününde Facebook hesabını buldum özelden yazdım içimdekileri cvp yok tabi verir mi emekli olmuş emektar öğretmen havalarında kendisi
 
Her meslekten işini hakkıyla yapanda var, yapmayan da. Ama öğretmenlik bambaşka bir hassasiyet gerektiriyor. Küçücük çocukların hayatları , gelecekleri, ruh sağlıkları söz konusu. Üstünde durulmayan , önemsenmeyen küçük bir hata o çocukta kapanmayan yaralar açabiliyor.
Ben de bir öğretmen olarak bende yaralar açan , ayrım yapan, ana babası eğitimli diye bazılarını kayıran ve tüm bunlara rağmen kendini öğretmen sananlara hakkımı helal etmiyorum. Bize eşitliği, adaleti öğretecek kişiler olmalarına rağmen ana babasından dolayı sıra dayağından muaf tutarlardı bazılarını. Ben bu yalakalığı , iğrençliği bir öğretmene yakıştıramıyorum en başta.
Görevinin hakkını veren tüm öğretmenlerime , hatta ülkemizdeki tüm böyle öğretmenlere şükranlarımı sunayım burdan. Allah ayağınızı taşa değdirmesin inşallah. İnşallah sizin gibi bir öğretmen olmayı başarırım bir gün.
 
Benim de lisede beden eğitimi öğretmeni(bayan) yakın arkadaşı olan başka bir bayan öğretmen(kadın evli) ile okuldaki matematik (erkek) öğretmeni hakkında dedikodular çıkarmış çok çirkin. Sonra o dedikoduları mat öğretmenine aşık olduğum için benim uydurduğumu ilan etmiş:KK61: benim de dünyam karardı o olaydan sonra liseyi dereceyle bitirdim ona rağmen ama söz konusu bayan öğretmen bana hiç soru bile sormadan bütün notlarımı 1 verdi. Ben zavallı da sene sonuna kadar olayın ne olduğunu bile anlamadım. Dünyam kararmıştı o olaydan sonra kız çocuğunun okumaması gerektiği algısına sahip aileme sağlam bir gerekçe vermişlerdi:KK43:
Lanet olsun böyle karaktersizlere, kökleri kurusun.
Bu arada dedikoduları çıkaran beden öğretmenin de birkaç yıl içinde kendi yuvası dağılmıştı. İnşallah beterin beteri kelimesini hayatının her anında, alanında tadıyordur hala.
 
Benim de unutamadığım bi anım var ortaokulda ingilizce öğretmenimizdi Antalya da ismi candan .Bütün öğretmenlerim beni severdi derslerim iyiydi kendiside severdi adımı bilirdi derslerine katılırdım. Fakat o hafta üvey babam ve kardeşim arasında sıkıntılar vardı, öz babam okula geliyordu, evi basıyordu neler neler... o hafta biraz dalgındım bu kadın sebebini hiç anlamadığım bir şekilde 2 ders üst üste resmen bana şok yaşattı beni ayağa kaldırmalar benim dersime katılmıyorsun senin adını bıle bilmiyorum diye bağırmalar dakikalarca laf saydı o kadar kızdı ki teneffüs zili çaldı öyle sustu bana halbuki adımı filan biliyordu. Ağzımı açıp tek laf edemedim günlerce ağladım.
 
Merhaba Arkadaşlar,

Bugün ailemle çocukluk anılarımdan konuşurken bu mevzu açıldı, çok canım sıkıldı, sizle paylaşmak istedim.

Biz Türkiye'nin en modern şehirlerinden birinde yaşıyorduk aslında, güya insanlarının modern olduğu falan ama ilk okulda öğretmenimden çok dayak yedim, bugün eskiler açılıp konuşulunca resmen içim acıdı, kinle doldum, keşke bir imkanım olsa da yaptıklarını ödetebilsem dedim. Küçücük çocuğa uygulanan şiddetin haklı hiçbir sebebi olamaz ama ben zaten hem çok sessiz hem de çok çalışkan bir öğrenciydim asla hiçbirini hak etmedim.

İlkokula başladığım ilk sene harika bir öğretmenim vardı, tek fiske yemedim, çok mükemmel bir hocaydı ama maalesef askere gitti. İkinci sene başka bir öğretmen verdiler, ticaretle uğraşıyordu, çoğu derse gelmez boş geçerdi, eğitimi sıfırdı. Ben çok başarılı bir öğrenciydim, soruları herkesten önce ben çözerdim, bana sen çözmeyeceksin der yasak koyardı akıl hastası. Annesi okul aile birliğinde olan bir kaç kız vardı onları hep farklı tutar sorduğu sorulara onlardan başka kimsenin cevap vermesine izin vermezdi. Bizim anne babamız eğitimli değil, maddi durumumuz da iyi değil, bize niye öğretmenlik yapsın tabi. Hiç unutmuyorum yine bir gün matematik sorusu yazdı tahtaya, bende çocuk aklı o heyecanla çözdüm, ben çözdüm öğretmenim dedim, bana sırf soruyu çözdüm diye öyle bir tokat attı ki resmen uçtum, zaten ilkokul 2 deki çocuğun boyu posu ne kadar olacak çelimsiz bir şeydim. Ondan sonra bir daha soruları hiç çözmedim tabi, amacına ulaştı.

Ödev verirdi, ben yapardım, yapmayanlara sıra dayağı atarken yapanlara da atardı. Bir tek o bir kaç kızı ayırırdı, onlar yapsa da yapmasa da dayak yemezlerdi hiç, çünkü anneleri okul aile birliğinde idi. Bu öğretmenin dükkanı çok yakın bize, şeytan diyor git saydır, sen nasıl insansın durduk yere küçücük çocuğa nasıl böyle şiddet uygularsın diye saydır diyor ama bu kadar karaktersiz bir adam zerre etkilenmez yine ben sinir olurum. Acaba mail falan mı atsam kullanıyorsa, içimde kalmasın, yaptığı pislikleri affetmeyen birisi olduğunu bilsin istiyorum.

Aslına bakarsanız ben bizim nesil içinde en şanslı olanlardanım. Ortaokulda çok iyi bir anadolu lisesi kazanıp bir daha ne psikolojik ne de fiziksel şiddet görmedim öğretmenlerimden, öğretmenlerim o kadar iyiydi ki hem insan hem eğitmen olarak, hala görüşürüz hala gurur duyarlar benle. Ama bu ilkokulda olanlar içime dert olmuş gerçekten. O yaşta ve özellikle o yıllarda hak aranamayacağını biliyorum ama hakkımı arayamamış olmak, bu ruh hastasının yaptıklarının yanına kalması dokunuyor bana.

Bu konuyla birlikte öğrencilerine dayak atan tüm öğretmenleri nefretle kınıyorum, cezalarını bir şekilde çekerler inşallah, bu dünyada olmasa bile öteki dünyada. Hiç kimse bana öğretmenlik kutsal bir meslek ama vs demesin, bende öğretmen sayılırım öğrencilerimi çok seviyorum, onlarda beni çok seviyor, hakkıyla yapamayacak olan sırf para geliyor diye yapmasın bu mesleği.
Hic bir cocuk ne sebeple olursa olsun siddeti asla haketmez seninde yazini ben caliskandm odevlerimi yapardim oyuzdende haketmezdim kismndan sonrasini okumadm
 
Ailemle alakasi yok dedigim gibi ben ilkokuldayken kendi okulumda yasanan bir seydi bu. Bir cocuk orada kendince yardim istedi. Bu cocugun ailesi,o olmadi sinif ogretmeni ,hadi o da olmadi okulun muduru-mudur yardimcisi ilgilenseydi belki sorun kalmayacakti,ben de babama soylemek zorunda kalmayacaktim.

Kirsalda da sehirde de bu tarz olaylar yasanabilir,bunun cevreyle alakasi yok,tamamen insanlikla alakasi var. İnsanlar susmasin,cocuklarinin haklarini arasin,olmadi mi,pes etmesin tekrar arasin. Anca o zaman duzelir toplum.

Konu sahibinin babasi da olayin ardina dusmemis,belki daha ilgili bir ebeveyn olsalardi konu sahibi su anda bu psikolojide olmayacakti hepsi bu.
Simdi kimse sismuyor zaten bu bahsettigmz 20 30 yil oncesi, o zamanalr kimse sikayet nedir bilmezdi sizin cevreniz biliyormis ama burda da gordugun gibi cogunluk bilmiyordu...
 
Konu sahibi sanki benim içimdeki derdi anlatmış.
İstanbulun en iyi ilçelerinden birinde çok iyi bir okuldaydım. 1-3 sınıfa kadar olan öğretmen resmen okul hayatımı başlamadan bitirdi. Matematik dersinde tüm sınıfa tahtadan birer metrelik cetvel yaptırdı ve o cetvelleri sırtımızda elimizde yada başımızda kırdı. Zengin çocuklarına değilde bizim gibi fakir çocuklarına yapıyordu bunu. Çümkü ailelerimiz eğitimsiz öğretmen ne söylerse doğrudur diyenlerdi. Okula gitmemek için ağladığımı biliyorum ama o okula gidildi. Birde taciz ediyordu kilotlu çorabın üzerinden eliyle. Kız çocukları öne oturturdu erkekler arkaya. Hep bakardı pislik herif. Hatta bi kaç favorisi vardı onları kucağına oturtuyordu. Bana sarılmak istediğinde kaçıyorum diye de dayak yemiştim. Bir gün yine dayak atacak parmak uçlarıma vuracaktı sebebi soruyu yanlış cevapladım diye. Yalvardım vurmayın çok acıyo diye. Yine de vurdu. Hergün içki içer gelir bizi döverdi. Rakı kokusunu her aldığımda o pislik aklıma geliyor. Bu olaylar 2001-2004 eğitim öğretim yılında oldu. Geberip gitmiştir umarım....
 
X